20
Mayıs
2024
Pazertesi
EKONOMİ

Ekonomiyi canlandırın

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, içinde bulunulan dönemde ’suçlama, yakınma, tehdit’ içeren yaklaşımların tolere edilemeyeceğini vurgularken, "Ekonomi her gün kan kaybediyor, bu kan kaybının bir an önce durdurulması şart" diye konuştu. Büyümedeki daralmaya dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, iç talebi canlandıracak öneriler de bulundu.

BU yılın son Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısını Ankara’da yapan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), içinde bulunulan dönemde yapılması gerekenlere yönelik bir dizi uyarı ve tavsiyelerde bulundu. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, özel sektör olarak işbirliği önerirken ’suçlama, yakında, tehdit’ içeren yaklaşımların bir kenara bırakılmasını istedi. "Ekonomi her gün kan kaybetmektedir ve bu kan kaybının bir an önce durdurulması şart. İçinde bulunduğumuz küresel kriz üretim, istihdam ve gelir kaybı olarak kendisini göstermeye başladı diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın, içinde bulunulan döneme ilişkin tespit ve önerileri şöyle oldu:

Ortak akıl lazım

Sanırız ekonomi yönetimi, mevcut krizi geleneksel bir arz şoku gibi değerlendirmiş ve krize yaklaşımını da bu bağlamda kurguladı. Ancak, diğer ülkelerin önlem paketlerinin çeşitliliği incelediğinde, mevcut durumun çok daha yoğun bir koordinasyonu ve ortak akıl geliştirmeyi gerektirdiği gözüküyor.

Çözüm ortağınızız

Hükümet ’özel sektörü işbirliği ve dayanışma anlayışıyla bir çözüm ortağı’ olarak görmeli. Çağdaş demokrasilerde devlet, hizmetkárı olduğu toplumu karar sürecine katarak, alınacak kararlardan etkilenecek olan kesimlere danışarak hareket ediyor.

İşbirliği gerekli

Bulunduğumuz aşama suçlama, yakınma ve tehdit de içeren yaklaşımların tolere edilebileceği bir aşama değil. Krizin geldiği aşama, ekonomi yönetiminin sadece önlem almak için değil önlemlerin etkilerini izleyebilmek için de ekonomik aktörlerle istişare ettiği bir işbirliği modelini gerektiriyor.

Uzun vadeli bakalım

Bizim eksikliğini hissettiğimiz ve hükümeti uyarmaya çalıştığımız nokta işte bu oldu. Çözüm kültürümüzün bir ayağı, toplumla istişare ise diğer ayağı da, bugünün acil sorunlarına çözüm ararken uzun vadeli önceliklerimizden ödün vermeme olmalı.

Bin bir güçlüğü aştıktan sonra AB’yi ihmal ettik

AVRUPA Birliği’ne (AB) yönelik çalışmalar konusundaki TÜSİAD eleştirilerini dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ, şu noktalara dikkat çekti:

Hükümetin, son dönemlerde AB müzakere sürecini gündemden düşürmesi, demokratikleşme ve ekonomik reform sürecini bir kenara itmesi Türkiye’nin uzun dönem büyüme dinamiklerine büyük zarar veriyor.

2008, AB yılı ilan edildi, ancak konu yine ülke gündemi dışında tutuldu. Üzülerek söylüyorum, bu tutum, istemeyerek de olsa, AB ülkelerindeki Türkiye karşıtı lobilerin ve siyasi odakların ekmeğine yağ sürüyor.

Müzakereleri bin bir güçlük ile aştıktan ve Kopenhag Kriterlerine uyum sağladıktan sonra, bu ihmalkárlığı tasvip edemeyiz.

Böyle bir dönemde, AB’ye katılım konusunda gerçekten istekli bir hükümetten, konuya birinci derecede sahip çıkıp, yönlendirici ve etkili bir iletişim modeli benimsemesi beklenmez mi?

Kabinenin zamanla yarışması, demokrasi, insan hakları ve yapısal uyum konusundaki eksikleri giderecek kapsamlı bir paket ve takvim açıklaması, hedefler koyarak toplumu hareketlendirmesi gerekmez mi?

Faizi indirin talep canlansın

TÜSİAD’ın bu döneme ilişkin bir önerisi de Merkez Bankası’nın önceki günkü 1.25 puanlık düşüşüyle yüzde 15’e gerileyen faizin bir miktar daha düşülmesi yönünde oldu. TÜSİAD, piyasayı canlandırabilmek için faizlerin bir miktar daha aşağıya çekilebileceğini savundu. Alınan kısmi önlemlerin kamuoyuna sunumunu ’güven verme’ açısından zayıf bulan, tüm önlemlerin, IMF destekli bir "kriz uyum programı" ile toparlanmasını isteyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları söyledi:

Bankacılık kesiminin likidite ihtiyacına ve kısmen de ihracata yönelik olarak bir dizi önlem alınmış olsa da, asıl can alıcı mesele iç talebin canlandırılması.

Bunun için kullanılabilecek en elverişli enstrüman ekonomik faaliyet üzerindeki yüklerin indirilmesi.

Kamu gelirlerinde doğacak kayıplar, cari harcamaların ve belediyelere aktarılan kaynakların kısılmasıyla telafi edilebilir.

İş dünyasına

Özel sektör de işbirliği yapmalı, ’suçlama, yakınma’ içeren yaklaşımları kenara bırakmalı.

Ekonomi yönetimi ile ekonomik aktörlerin istişare ettiği bir işbirliği modeli kurmalıyız.

Bu zor dönemi özel sektörün girişimciliği ve yaratıcılığı sayesinde aşabiliriz.

Yalnız krizi savuşturmak için değil, kriz sonrasına bugünden hazırlanmak için çaba göstermeliyiz.

Ortamın izin verdiği ilk anda tüm hızımızla yeniden ileri atılmalıyız.

Hükümete

Ekonomi her gün kan kaybediyor, bu bir an önce durdurulmalı.

Ekonomi yönetimi, mevcut krizi geleneksel bir arz şoku gibi görmekten vazgeçmeli.

Hükümet ’özel sektörü işbirliği ve dayanışma anlayışıyla bir çözüm ortağı’ olarak görmeli.

Çağdaş demokrasilerde devlet, kararlardan etkilenecek olan kesimlere danışarak hareket eder.

Bugünün acil sorunlarına çözüm ararken uzun vadeli önceliklerden ödün verilmemeli.

Merkez Bankası faizleri bir miktar daha aşağıya çekebilir. Bu piyasayı canlandırabilir.

Ekonomik faaliyet üzerindeki yükler indirilmeli.

AB müzakere süreci ve ekonomik reform süreci hükümetin gündemine yoğun olarak girmeli.

Hurriyet
Yayın Tarihi : 20 Aralık 2008 Cumartesi 22:59:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
CEVDET AKBURU IP: 88.234.48.xxx Tarih : 23.12.2008 00:36:02

EKONOMİK KRİZİN MİLLETİ NASIL İNİM İNİM İNLETTİĞİNİ YAZDIM BEN MARMARİS'İN ARMUTALAN SEMTİNDE MARKET İŞLETMECİSİYİM. ÇOK KÖTÜ GEÇEN SEZON, EKONOMİK KRİZ VE BİR DE BUNLAR YETMİYORMUŞ GİBİ BELEDİYENİN VE TEDAŞ'IN BİTMEK BİLMEYEN ALTYAPI VE YOL DÜZENLEME ÇALIŞAMALRI EKLENİNCE CAN ÇEKİŞME ANINDAYKEN ÖLÜM FERMANIMIZI İMZALAMIŞ OLDULAR. TAKSİTLE ÖDEMEYE YANAŞMAYAN TEDAŞ ONLARIN ALTYAPI MAĞDURU OLMAMIZA RAĞMEN ÇAĞRESİZLİĞİMİZİ GÖRMEK BİR YANA İNSAN YERİNE DAHİ KONULMADIK. YANİ KRİZİN ÜSTÜNE TEDAŞ VE BELEDİYE MAĞDURU OLDUM. PEKİ SORUYORUM? BEN BURCOMU YARIN DÜKKNIM KAPATILINCA NASIL ÖDEYECEĞİM? BU ÜLKEDE HERKES BAŞINA BUYRUK MU OLACAK. TEDAŞ NEDEN BÖYLE ASTIĞIM ASTIK KESTİĞİM KESTİK YOLUNA GİDİYOR. ELEKTRİĞİMİ ÖDEYEMEDİĞİM GİBİ DİĞER BORÇLERIMI DA ÖDEYEMEYECEĞİM. ÇÜNKÜ ELEKTRİK OLMADAN DÜKKANIMI AÇMAM MÜMKÜN DEĞİL. DOLABIMDA BOZULACAK OLAN MALLARIMIN ZARARINI BEN KİMDEN TAHSİL EDECEĞİM. TEDAŞ'TAN MI YOKSA BELEDİYEDEN Mİ? BU NE VURDUMDUYMAZ BİR DURUM. BU OLANLARA BİR ANLAM VERMEM MÜMKÜN DEĞİL. LÜTFEN YETKİLİLERİ GÖREVİNİ YAPMAYA DAVET EDİYORUM. UMARIM BU ÇARESİZLİĞİMİ DUYMASI GEREKENLER DUYARALR. HAYATIN BİTTİĞİ YERDEYİM.