İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) yılda iki kez yaptığı Ekonomik Durum Tespiti Anketi’nde şimdiye kadarki en kötü sonuçlar açıklandı. Ankette ilk kez sanayicilerin beklentilerinde düşüş görüldü. Ankete göre 2008’in ikinci yarısında olumsuzluk yaşayan işletmelerin oranı yılın ilk yarısına kıyasla iki kat arttı. Dikkatlerin ekonomide olmadığını, krize karşı önlemlerin geç ve parça parça alındığını belirten İSO, ekonominin önüne hiçbir şeyin geçmemesini istiyor.
Özel sektör imalat sanayinin içinde bulunduğu koşulları, sorunları, beklenti ve öngörülerini tespit edebilmek, çözüm önerileri geliştirebilmek amacıyla İSO üyeleri arasında gerçekleştirilen anketin 2008 yılı ikinci yarısını kapsayan sonuçlarıyla 2009 beklentileri, Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük tarafından açıklandı.
İlk yarıdan umut kesildi
Bundan önceki anketlerde beklentilerin, sanayicinin her koşulda iyimserliğini koruduğunu, geleceğe umutla baktığını ortaya koyarken, 2008 yılının ikinci yarısına ilişkin ankette, bu durumun değiştiği görüldü.
Anket, işletmelerin, bu yılın ilk yarısının tüm göstergelerde 2008’in ikinci yarısına göre daha olumsuz geçeceği beklentisi içinde olduğunu ortaya koydu. 2009’un ilk yarısında işletmelerin yüzde 59.8’i üretimlerinde, yüzde 61.7’si iç satışlarında, yüzde 56’sı dış satışlarında, yüzde 51.2’si de istihdamlarında azalma bekliyor.
Yeni siparişlerinde azalma bekleyen işletmelerin oranı ise yüzde 61.3 ile 2008’in ikinci yarısının gerçekleşme düzeyi olan yüzde 63’e oldukça yakın oldu. Ankette, çalışmaya katılan işletmelerin 2009 yılında ekonominin önemli ölçüde küçüleceği beklentisi içinde olduğu, işletmelerin bu yıl GSYH’de yüzde 2.6 oranında daralma beklediği ifade edildi.
Yıkıcı etkisini gösterdi
Anket, 2008’in ikinci yarısında olumsuzluk yaşayan işletmeler oranının yılın ilk yarısına kıyasla yaklaşık iki kat arttığını ortaya koydu.
Ankette, 2008’in ilk yarısının Türkiye ekonomisi için oldukça sakin geçtiğinin söylenebileceği, ancak olumsuz etkileri yılın ikinci yarısından itibaren olumsuz hissedilmeye başlayan küresel krizin, özellikle yılın son çeyreğinde başta sanayi olmak üzere reel sektör üzerinde adeta yıkıcı bir etki yarattığı ifade edildi.
Çalışmanın sonuçlarının, 2008’in ikinci yarısında olumsuzluk yaşayan işletmeler oranının yılın ilk yarısına kıyasla yaklaşık iki kat arttığına işaret ettiği, 2008 ikinci yarı durum tespit anketi kapsamında olumsuzluk bildiren işletmelerin oranının tüm göstergelerde yüzde 50 ve üzerinde olduğu belirtildi.
Yeni endeks oluşturuldu
Önceki anket sonuçları artış ve azalış bildiren işletmeler şeklinde verilirken, bu çalışmadan itibaren temel göstergelerdeki değişimlerin endeks olarak sunuluyor. Bu çerçevede üretim, iç satış, dış satış, yeni siparişler ve istihdamdan oluşan beş temel gösterge için çalışmanın başlangıç yılı olan 1998’den itibaren yayılma endeksleri oluşturulduğu kaydedildi.
Endeksin 100’den büyük olması olumlu, 100’den küçük olması ise olumsuz gelişmeye işaret ediyor. Buna göre 2008’in ilk yarısında 105 olan üretim endeksi, 2008 ikinci yarıda kırılma olarak tanımlanacak bir düşüşle 64.7’ye geriledi. Bu, 2001 ilk yarı hariç 1998’den bu yana karşılaşılan en düşük değer.
Ankette, 2009’un ilk yarısı için üretim beklenti endeksinin 55.7 olduğu, bu bulgunun, işletmelerin çok büyük bir bölümünün bu yılın ilk yarısında üretimde sorun yaşama beklentisi içinde olduklarını ortaya koyduğu ifade edildi. “Tüm ölçeklerde endeks 100’ün altındadır. Dolayısıyla tüm ölçekler için olumsuz gelişme söz konusu. Büyüklerdeki nispi olumluluk, kötünün iyisi olarak düşünülmelidir” denilen ankette, üretim endeksinde olduğu gibi iç satışlar endeksinde de geçen yılın ilk yarısında 98.2 olan endeksin, ikinci yarıda 62.5’e gerilediği belirtildi.
2001’den beri en kötüsü
2008 ilk yarıda 102.7 olan dış satışlar endeksinin ikinci yarıda 67.5’e geriledi. Ankette, 2008 ilk yarıda 102.6 olan yeni siparişler endeksinin ise ikinci yarıda 51.1’e gerilediği ifade edildi. Ayrıca istihdam endeksi geçen yılın ilk yarısında 106.5 iken, ikinci yarıda 64.6’ya düştüğü kaydedildi.
Çalışmanın başlatıldığı 1998 yılından bu yana İSO Sanayi Gelişim Endeksi yüzde 62.1 ile 1998’den bu yana, 2001 ilk yarıdan sonraki ikinci en olumsuz dönem oldu. Finansman dar boğazında olan işletmeler de, 2001 yılı sonrası dönemde görülen en yüksek orana ulaştı.
Karşılıksız çekte zirve
Karşılıksız çek ve protestolu senetle karşılaşan işletmeler oranının, 2008’in ilk yarısında yüzde 60.6 iken, bu oranın ikinci yarıda yüzde 61.7’ye yükseldiği kaydedilen ankette, şöyle denildi: “2008 ilk yarıdan ikinci yarıya karşılıksız çek ve protestolu senetlerle karşılaşan işletmeler oranındaki artış küçük kalmakla birlikte karşılıksız çek ve protestolu senetlerin toplam satışlar içindeki payı yükselmiştir. 2008 ilk yarıda yüzde 4.6 olan karşılıksız çek ve protestolu senetlerin toplam satışlara oranı, ikinci yarıda yüzde 7.7’ye çıkmıştır ve bu oran 2001 ilk yarısı sonrasındaki en yüksek orandır.”
Avro tahmini 2.26 TL
14 bin 500 İSO üyesinin 550’siyle yapılan çalışmada işletmelerin 2009 için ÜFE tahmini ortalaması yüzde 9.8, TÜFE tahmini ortalaması ise yüzde 10.1 oldu. 2009 için öngörülen enflasyon oranı yüzde 7.5 olmasına karşın, çalışmaya katılan işletmelerin enflasyon beklentileri daha yüksek. Çalışmaya katılan işletmelerin 2009 yıl sonu dolar kuru tahmini 1.67 TL, avro kur tahmini ise 2.26 TL düzeyinde oldu.
‘Faturası çok ağır olur’
Anketi açıklayan İSO Başkanı Tanıl Küçük, “Başta ekonominin lokomotifi olan sanayi sektörünün sorunları olmak üzere mevcut sorunlara acil çözüm üretilmediği tadirde çok daha ağır faturalarla karşılaşmak zorunda kalabiliriz” dedi. 2009’un tahminlerin de ötesinde sıkıntılı bir yıl olma riski taşıdığını ifade eden Küçük, şöyle devam etti:
“Türkiye şimdiye kadar önlem almakta ne yazık ki geç kaldı. Hükümetin çabaları son dönemde hızlandı. Ancak geç kalan önlem paketinin dertlere ne kadar deva olacağı soru işaretidir. Sanayicinin beklentilerinin böyle düşük çıkması dikkatlerin ekonomide olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin kaynağa ihtiyacı var ve bir an önce uygun şartlarla IMF ile anlaşılmalı.”
Tedbirlerin yine parça parça alındığını ifade eden Küçük İSO olarak hükümete şu önerilerde bulundu: “İlk olarak kaybedilen güven ortamı geri kazanılmalı. Ekonominin önüne bu dönemde hiçbir şey konulmamalı. Son olarak mutlama üretim, istihdam ve ihracatın sürekliliğini korumalıyız. Bunları 2002’den beri söyleyip ezberledik.”