Yıllık cirosu 1 milyar doları bulan Fransız şirket, Türkiye’yi de kongre merkezi işlettiği ülkeler zincirine katmak istiyor. Şu an İstanbul’un tek kongre merkezi olan Lütfi Kırdar’ın 10 yıl genel müdürlüğünü yapan Orhan Sanus’u Türkiye operasyonunun başına geçiren GL Events, ilk olarak Sütlüce’de inşaatı süren kongre merkezinin işletmesine talip oldu.
Fransız yatırımcının Türkiye’yi çok önemsediğini belirten Orhan Sanus şunları anlatıyor:
“İstanbul’da iki büyük kongre merkezi yapılıyor. İlki Sütlüce’de. Mart başı 15 bin kişinin katılacağı Dünya Su Forumu burada yapılacak.
İlk hedefimiz, burasının işletmesini almak. Belediyeye ilgimizi belirttik. İkinci inşaat Harbiye Kongre Vadisi. Ekim 2009’da 15 - 20 bin kişinin katılacağı IMF Kongresi burada yapılacak. Buraya da talip olabiliriz.
Bir de Ankara Ticaret Odası’nın yaptırdığı kongre merkezini hedefliyoruz.”
İstanbul’un yakında dünya kongre pazarında birinci lige çıkacağını anlatan Sanus, “Lütfi Kırdar 27 bin, Sütlüce’deki merkez 86 bin, Harbiye’deki ise 120 bin metrekare. Yani İstanbul’un kongre altyapısı katlanıyor. Dünya kongre pazarında 30’uncu olan İstanbul’u ilk 5’e sokmaya geldik” diyor.
Kongreleri döndürüyor!
Sanus, GL Events’in ilginç çalışma yöntemini de anlatıyor. Fransız şirket, çok sayıda fuar ve kongre merkezi işleten, alanında dünyanın en büyük grubu. Örneğin Dünya Ortopedi Kongresi gibi bir organizasyonla 5 senelik anlaşma imzalayan GL Events, kongreyi her yıl farklı bir şehirde yapıyor. Yani kongreyi, merkez işlettiği şehirler arasında döndürüyor.
İstanbul’un da bu zincire dahil olmasını istediklerini söyleyen Sanus şunları anlatıyor:
“Kongre merkezleri, bulunduğu şehre çok para kazandırır. GL’nin Barcelona Kongre Merkezi’nin şehre yıllık katkısı 690 milyon euro. GL, kongreleri döndürdüğü ve ayrıca kendi fuar ve şovları olduğu için İstanbul’un pazarlama yapmadan pastadan pay alması mümkün.
Fransa’daki merkezimiz İstanbul’u dünya toparlanınca mevcut halinden çok ileri gidecek bir yer olarak görüyor. Herkesin durgunlaştığı dönemde bu yüzden yatırıma hazırlar.”
Ülker, klasik oto meraklısı işadamı ile ortak oldu
Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker, yeni bir ortaklığa gitti. Klasik otomobil tutkusuyla tanınan işadamı Mehmet İman ve Ahmet Hasan Kösdağ’a ait ‘Ufuk Doğal Gıda ve Ambalaj’ firmasına ortak olan Murat Ülker, şirketin başkanlığına da getirildi.
Ufuk Doğal Gıda’nın diğer yeni ortakları Ülker Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ülker ile Ülker bünyesindeki Sağlam İnşaat Taahhüt şirketi...
Klasikler konvoyda...
Ufuk Doğal Gıda, 2005’te İman ve Kösdağ tarafından 3’er milyon TL sermayeyle kurulmuştu. Daha önce Ülker bünyesindeki Della ve Renk Gıda’nın yönetim kurullarında da görev alan Mehmet İman, klasik Amerikan otomobili merakıyla tanınıyor.
İman, aynı zamanda Gebze’deki İmaj Baskı Ambalaj ve Mima Gıda’nın da sahiplerinden. Bu arada 12 Eylül 2008’de Murat Ülker’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Sağlam Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, borsaya yaptığı açıklamada Mima Gıda’nın Gebze’deki fabrika binasının 32 milyon TL’ye satın alınmasının kararlaştırıldığını açıklamıştı.
Öte yandan, Mehmet İman’ın İmaj Baskı şirketinin tesislerinde klasik otomobil tutkunlarını bir araya getirdiği biliniyor. Klasik otomobil tutkunları bu davete konvoylar halinde gidiyor, klasik otolar tesis bahçesinde sergileniyor. Murat Ülker’in de klasik otomobile ilgisinin olduğu biliniyor.
Eski TRT’ci horlamaya savaş açtı!
TRT’de 1990 - 2002 yılları arasında Türkiye’nin ilk ekonomi programlarını yapan Nazmi Kal, horlamaya karşı savaş başlattı!
34 yıl boyunca Bir Kelime Bir İşlem’den Tüketicinin Sesi’ne kadar çok çeşitli programlara yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak imza atan Kal, 2005’te TRT’den emekli olmuştu.
Bir süre önce adı bazı film projeleriyle gündeme gelen Kal, şimdi ise internette www.horlamayaelveda.com adlı bir site kurdu.
Eşinde denedi...
Horlamaya iyi geldiğini iddia ettiği bir ürünün internetteki satış temsilciliğini alan Kal, yeni girişimiyle ilgili olarak şunları anlatıyor:
“TRT’de Tüketicinin Sesi programını yaparken, istismara müsait saç dökülmesi, iktidarsızlık gibi konularda halkın çok aldatıldığını biliyorum.
Bununla ekranda mücadele eden biri olarak böyle bir işe girerken titiz davrandım. Yoksa ‘Sen de mi Nazmi Kal?’ derler, belki ‘Geçmişin tüketici babası halkı kandırıyor’ diye başlık bile atarlar. O yüzden pek çok kişi üzerinde, hatta eşimde bile deneme yaptım.”