15
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

Grevler ekonomiyi tehdit ediyor

Türkiye, son 17 yılın en büyük grev dalgası ile karşı karşıya. THY'nin ardından tekstil ve denizcilik sektörü ile TÜBİTAK'ta da grev kararı alındı. Memurlar ile görüşmeler ise devam ediyor. Grev dayatmalarının aynı dönemde ortaya çıkması anlamlı bulunurken iş dünyası istikrarın bozulmasından endişeli.

Türkiye, ABD kaynaklı küresel dalgalanmanın şokunu atlatmaya çalışırken, ekonominin üretim ayağından kötü haberler gelmeye başladı. Türk Hava Yolları'yla gündeme gelen grev tartışmaları bir anda bütün sektörlere sıçradı. Sendikalar; deniz taşımacılığı, tekstil, şeker, petro-kimya ve telefon hizmeti sektörlerinde işletmelerin kapısına kilit vurmak üzere. Birçok işyerinde toplu görüşme süreçleri uzlaşmaya gitmiş durumda. Buradan da sonuç alınamazsa Türkiye, bu gidişle 1990'dan sonraki en büyük grev dalgasını yaşayacak. Grev kararlılığını sürdüren sendika yönetimleri, buradan gelecek habere göre işyeri kapılarına kararı asacak. İşçiler, son yıllarda yakalanan ekonomik refahtan kendilerine düşen payı almak istediklerini öne sürüyor.

En büyük sendikal örgütlenme olan Türk-İş'in Başkanı Salih Kılıç, gelinen noktada anlaşma umudunu sürdürüyor. "Uzlaşma şartlarının yakalanacağı kanaatini hâlâ taşımaktayım." diyen Kılıç, tekstilde kazanılmış hakların geriye götürüldüğünü düşünüyor. Kılıç'a göre psikolojik yönden herkesi rahatsız eden grev, ekonominin geneline sekte vurmaz. Masada işveren tarafını temsil edenlerin çatı örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kutadgobilik ise aksini düşünüyor. "Grev sorunu aşılamazsa ekonomi büyük zarar görür." diyen Kutadgobilik, Türkiye'nin zararlarla uğraşacağı bir devre değil, atılım yapacağı bir dönemde olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, ortadaki tablonun grev çıkmazındaki sektörleri tehdit ettiğini ifade ediyor. Türkiye için hayatî öneme sahip birçok sektörde aynı anda grev kararı alınmasının çeşitli şüpheleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekilirken, grev kartının 'istikrarsızlık pimi' olarak mı kullanılmak istendiği sorusu akla geliyor. Bu durumun, toplumsal muhalefet oluşturulup hem hükümet hem de iş dünyasının sıkıştırılmak istendiği görüntüsü verdiğini söyleyen uzmanlar, grev uygulamalarının Türk ekonomisi için en az 5 milyar dolarlık kayıp anlamına geleceğinin altını çiziyor.

Ekonomi aktörleri, gündemin rutin işleyişi içinde hallolması gereken cumhurbaşkanlığı seçimine kaymasından duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getiriyordu. Asıl gündemin ekonomi olmasını ve gelinen süreçte artık enflasyon gibi makro göstergeler yerine işçi ücreti ve sigorta primi gibi mikro göstergelere eğilmek gerektiğini vurguluyordu. Bu çerçevede bir süredir devam eden toplu görüşmelerde yaşanan olumsuzluklar Ankara merkezli tartışmaların gölgesinde kaldı. THY'nin ardından tekstil ve denizcilik sektörleri ile bilim ve araştırma merkezi TÜBİTAK'ta grev kararı alınması dikkatleri bu yöne çekti. Türk sanayiine önemli Ar-Ge desteği veren kurumda greve gidilmesi ilgi çekici bulunuyor. Tez-Koop-İş, TÜBİTAK'ta yaklaşık 3 bin çalışanı kapsayacak şekilde grev kararı aldı. Türk Telekom'da yürütülen toplu görüşmeler de dün anlaşmazlıkla sonuçlandı. Ortalama yüzde 19 zam isteyen Haber-İş Sendikası, eylül ayının ikinci yarısında grev kararını uygulamaya hazırlanıyor. Ancak 172 milyon YTL'lik yük anlamına gelen bu teklifi kabul etmiyor. Türkiye'nin dev sanayi kuruluşlarından Petkim'de örgütlü Petrol-İş'e üye 3 bin işçi için yürütülen görüşmelerde anlaşmazlık aşılabilmiş değil. 1986 yılında 'stratejik' işletme olduğu gerekçesiyle burada grev yasağı konmuştu. Ancak sendika, uluslararası hukuktan doğan grev hakkı bulunduğunu belirterek, anlaşma sağlanamazsa kapıya kilit vuracağını söylüyor. Denizcilik İşletmeleri'ne bağlı Liman İşletmeleri'nde de grev kararı alındı. Grevin ertelenmesi halinde ise iş yavaşlatma eylemi yapılacağı kaydedildi. İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı'nda da grev kararı alındı. Şeker-İş de istediği sonucu alamazsa Şeker Fabrikaları'na grev kararını asacak.

İşçi cephesinde durum böyleyken, hükümetle memur sendikaları arasındaki toplu görüşmeler de sürüyor. Ancak memurların grev hakkı bulunmuyor. Sendikaların üçüncü turda dile getirdikleri zam talebinin karşılanması için 5,3 ile 10,6 milyar YTL arasında ek kaynak gerekiyor. Ayrıca, sendikaların masadaki dosyalarında; sağlık TV kurulmasından ücretsiz yemeğe, tarımda fazla mesai ücretinden PTT'ye 20 bin memura, kalabalık sınıflar için ek ders ücretinden, enerjiyi indirimli kullanmaya ve imamlara mesai ücretine kadar pek çok talep de var.

THY'de görüşmelerin grevle sonuçlanmaması için çaba harcayanlar arasında İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı da yer alıyor. Satıcı, "THY, sadece bir havayolu şirketi değil, Türkiye'nin turizmine, dış ticaretinin önemli bir bölümüne aracılık eden, ilaçtan soğuk zincir gerektiren birçok ürüne kadar ihraç ve ithal mallarını taşıyan, sembol bir kurum." ifadesini kullanıyor. Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy da Satıcı'ya hak veriyor: "THY'deki bir grev, turizme indirilmiş büyük bir darbe olacaktır."

Tekstilde greve en çok Çin sevinir

Grev dalgasının etkisi altına giren sektörlerden biri de tekstil. Tekstil, Örme ve Giyim Sanayicileri Sendikası (Teksif) 20 işyerinde grev kararı aldı. Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş Sendikası da, 5 bin kişiyi kapsayan 6 işyerinde greve gidiyor. Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSTİL) ise 7 işyerinde yaklaşık 5 bin işçi adına grev kararı aldı. Çin tehdidiyle boğuşan Türk tekstilinde peş peşe gelen grev kararları hem sektör hem de ekonominin geneli için büyük bir tehlike oluşturuyor. Uzmanlar, yaklaşık 16 bin işçiyi ilgilendiren grev kararının en çok Çin'i sevindireceği ifade ediyor. TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Meclisi Başkanı Umut Oran, Uzakdoğu'nun etkisiyle sektörün kâr marjının yüzde 5-10 arasında kaldığını belirterek, "Tekstil ve hazır giyimde bıçak kemiğe dayandı. Grevi kaldırma şansı yok. Üretimin durması, kazandığımız ivmenin inmesi demek." tespitini aktarıyor. Hükümete arabuluculuk çağrısında bulunan Oran, THY ile birlikte tekstilde üç aylık iş durdurma yüzünden kaybedilecek pazarların geri kazanılmasının mümkün olmadığına vurgu yapıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle de grev kararı karşısında pek çok işverenin gönüllü olarak lokavt yapacağını belirtiyor: "Sektör yıpranır. Önemli olan fabrikaların çalışması. Tekstilin şu anda ihracat performansı yüzde 25'lerde. Yıl sonunda ihracat 7 milyar dolara ulaşacak. Bu olumlu ivmeyi yakalamışken, bu tür frenlerle karşılaşmak istemiyoruz." Uzlaşma için önlerinde 60 güne yakın bir zaman olduğunu belirten Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş'a göre de işletme sahipleri kâr erozyonuna uğradıkları için tesislerin çalışmasını eskisi kadar önemsemiyor.

Endüstriyel üretimin üç ayağı bulunduğunu anlatan TİSK Başkanı, "Bunlar işçi, işveren ve toplumdur. Yani hepimiz. Endüstriyel ilişkilere bu üçüncü ayak üzerinden bakmak gerekir. Grev, toplum için olumsuz sonuçlar doğurur. Tekstilde çok ciddi iş daralması ve rekabet var. THY, özellik arz eden ve dünyada büyüme trendinde olan yegane havayolu. Türk Telekom'un Türkiye için önemi çok büyük. Bu sektörlerde grev, hem ekonomi için hem de Türk toplumu için büyük zararlar doğurur." değerlendirmesinde bulunuyor. Geldikleri noktayı Türk işçisinin emeğine borçlu olduklarını kaydeden TİSK Başkanı, sorunun işçinin de hakkını vererek sağduyulu yaklaşımla çözülmesi için çalıştıklarını anlatıyor. Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş ise THY'deki grevin uygulanması halinde tekstil, giyim ve sanayi ihracatının duracağını söylüyor. Karakuş, bu yüzden sektörün ve ekonominin büyük yara alacağını ifade ediyor.

Hava- İş: Yönetime yeni teklifimizi sunduk, anlaşma umudumuz yok

Başta turizm ve tekstil olmak üzere pek çok sektörü direkt etkileyeceği için en dikkat çeken grev tartışması, THY'de yaşanıyor. Sendika ile THY yönetimi arasındaki restleşme üzerine farklı kesimlerden yükselen tepkiler üzerine hükümet olaya el koydu ve Bakan Murat Başesgioğlu iki taraf arasında uzlaşmaya varılması için devreye girdi. Yeniden başlayan görüşmelerde sendika dün son teklifini sundu. Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin, birtakım gelişmeler olduğunu; ancak bunun yeterli olmadığını belirterek, "Aşamadığımız sıkıntılar var. Kendilerine en son bir öneri sunduk. Onlar kendi aralarında değerlendirecekler, biz de kendi kurullarımızda değerlendireceğiz. Şu aşamada bir umudumuz yok." dedi.


zaman
Yayın Tarihi : 24 Ağustos 2007 Cuma 01:05:08
Güncelleme :24 Ağustos 2007 Cuma 02:42:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?