22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

'Hızılı büyüme süreci devam ediyor'

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, Türkiye'nin, 100 milyar doları aşan ihracatıyla dünyada çok önemli bir ülke olduğunu, Türkiye'de hızlı ekonomik büyüme sürecinin devam ettiğini söyledi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) tam karşısında bulunan UNDP binasındaki özel ofisinde Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan Derviş, dünyadaki mali çalkantının büyük ihtimalle devam edeceğini belirterek, dünyadaki merkez bankalarının çok dikkatli olmaları gerektiğini, reel ekonomi etkilenirse bundan Türkiye dahil tüm dünyanın olumsuz etkileneceğini kaydetti. Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi daimi olmayan üyeliği için çok ciddi çalıştığını belirten Derviş, BM Genel Kurul toplantıları için gelecek hafta New York'a gelecek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Eylül'de düzenlenecek BM İklim Değişikliği üst düzey toplantısına katılacak olmasından büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

''KÜRESELLEŞME, 40-50 ÜLKENİN ALEYHİNE İŞLİYOR''-
Kemal Derviş, BM Kalkınma Programı'nın bütün dünyayı kucaklayan bir program olarak hem en yoksul ülkeler hem de kalkınmakta olan orta gelirli ülkelerle çalıştığını belirtti. Küreselleşme açısından dünya ekonomisine bakınca iki ayrı sürecin gözlendiğini belirten Derviş, pek çok gelişmekte olan ülkenin dış ticaret, teknoloji transferini kullanarak hızlı bir şekilde büyüdüğünü, bunların başında Çin ve Hindistan gibi ülkelerin geldiğini hatırlattı. Bu açıdan küreselleşmenin tümüyle gelişmekte olan ülkelerin aleyhine işlediğini söylemenin doğru olmadığını belirten Derviş, ancak küreselleşmenin, çoğunluğu Afrika'da bulunan 40-50 ülkenin aleyhine işlediğini ve bu ülkelerdeki kurumlar, siyasal durum ve ekonomik yönetişimin söz konusu ülkeleri tamamen küreselleşme sürecinin dışında bıraktığını ya da olumsuz etkilediğini vurguladı.

Derviş ''Küreselleşmeyle ilgili ikili bir süreç var, bir yanda bir takım orta gelirli başarılı ülkelerin zengin ülkelerle aralarındaki uçurumu kapattıklarını, onlara tam yaklaşmasalar da hızla büyüdüklerini görüyoruz ama bir taraftan özellikle Afrika'da çok önemli sayıda ülkenin zengin ve hatta orta gelirli ülkelerle aralarındaki uçurumu daha da büyüttüklerini görüyoruz'' dedi. Bu durumun son derece ciddi bir sorun olduğunu belirten Derviş, Kalkınma Programının en öncelikli görevinin, bu en zor durumda olan ülkelere yardımcı olmak olduğunu ifade etti.

-''EN AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER TOPLANTISI, TÜRKİYE İÇİN BİR İLK OLDU''-
BM Kalkınma Programı Başkanı Derviş, bu kapsamda bu yıl 9-10 Temmuz tarihleri arasında Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen ''BM En Az Gelişmiş Ülkeler Bakanlar Konferansı-En Az Gelişmiş Ülkeler Açısından Globalizmin İşleyişi'' isimli konferansın çok önemli olduğunu belirtti. Böyle bir toplantının Türkiye için bir ''ilk'' olduğunu kaydeden Derviş, ''Türkiye, en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını tartışan, masaya yatıran, bu sorunlara yanıt bulmaya çalışan bir toplantıya çok güzel bir ev sahipliği yaptı'' dedi. Derviş, ''Zaten Türkiye'ye gelenler ve ülkeyi tanıyanlar çok seviyor ve geldiklerinde çok mutlu oluyorlar'' diye konuştu.

-''TÜRKİYE, BM GÜVENLİK KONSEYİ ADAYLIĞI İÇİN ÇOK CİDDİ ÇALIŞIYOR''-
Türkiye'nin dünyada ekonomik alanda olsun, BM barış güçlerine katılma açısından olsun önemli işlevi olan bir ülke olduğunu vurgulayan Derviş, Türkiye'nin 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi geçici üye adaylığı konusundaki bir soruya, ''Türkiye'nin bu konuya son derece önem verdiğini, çok ciddi çalıştığını görüyorum, biliyorum. Türkiye'yi az tanıyan ülkeler de bu süreç içinde Türkiye'yi daha iyi tanıyor, Türkiye'nin katkılarını daha iyi bir şekilde değerlendirebiliyor, bu da son derece olumlu'' diye konuştu.

-''TÜRKİYE BİNYIL KALKINMA HEDEFLERİNİ YAKALAYABİLİR''-
Kemal Derviş, Binyıl Kalkınma Hedeflerinin BM'nin öncülük ettiği, ancak tüm uluslararası toplumun benimsediği hedefler olduğunu belirterek, ''2007'de yarı yola vardık ve bazı ülkeler şimdiden bazı hedefleri yakalamış durumda. Örneğin Çin'de yoksulluk zaten yarıya inmiş durumda. Dolayısıyla dünyada Binyıl Kalkınma Hedeflerinde bir ilerleme yok demek mümkün değil, ancak bu hedefleri aslında her ülkenin yakalayabilmesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Bu açıdan bakınca en geri kalmış, en yoksul ülkelerde çok az ilerleme var'' dedi.

Derviş, bu kapsamda ciddi bir sorun olduğunu belirterek bu sorunun hem bu ülkelere giden kaynağı artırmakla hem de bu ülkelerin kendi iç yönetiminde önemli değişiklikler yapmasıyla, ama her şeyden önce ülke içinde barışın sağlanmasıyla çözülebileceğini söyledi. Türkiye'de Binyıl Kalkınma Hedefleri açısından ilerleme olduğunu vurgulayan Derviş, anne sağlığıyla ilgili hedefte bir sorun yaşandığını, ancak özellikle eğitim hedefinde son zamanlarda hızlı bir iyileşme olduğunu belirtti.

Derviş, ''Türkiye Binyıl Kalkınma Hedeflerini yakalayabilir, önümüzde daha 7 yıl var, dolayısıyla Türkiye başarıyı elde edebilir, ancak şu anda henüz yakalamış değil'' dedi. Bu kapsamda 2007 kasım ayında Türkiye'de ülke insani gelişme raporunun tamamlanmasının beklendiğini ifade eden Derviş, bu raporda Türkiye'yle ilgili yeni bilgilerin, çalışmaların kamuoyuna sunulacağını söyledi.

-BM İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TOPLANTISI-
''İklim değişikliği, çevre ve enerji'' konusunun BM Kalkınma Programının ''yoksullukla mücadele, yönetişim ve demokratik kurumlarının gelişmesi ile krizden çıkış çalışmaları'' yanında ana çalışma alanlarından biri olduğunu vurgulayan Derviş, 2007 BM Kalkınma Programı Küresel İnsani Gelişme Raporunun küresel ısınma ve kalkınma konusunda olduğunu, raporu bu yıl 27 Kasım'da Brezilya'da kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi. Kemal Derviş, 24 Eylül'de BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un BM'de iklim değişikliği konusunda üst düzey bir toplantı düzenleyeceğini hatırlatarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu toplantıya katılacak olmasının son derece önemli olduğunu söyledi. İklim değişikliği konusunda tüm ülkelerin birlikte çalışması gerektiğini vurgulayan Derviş, ''Bugün New York'ta atmosfere gönderilen gazlar, karbon Türkiye'yi de etkiliyor, Hindistan'ı da, Afrika'yı da. Ya da Türkiye'de İstanbul'daki bir araçtan çıkan egzoz veya karbon gazı bütün dünyayı etkiliyor'' dedi.

BM'de 24 Eylül'de düzenlenecek toplantının bir müzakere toplantısı olmadığını, ancak iklim değişikliğiyle mücadele konusunda müzakerelerin çerçevesini oluşturmakta katkısı olabilecek, tüm insanlığı ilgilendiren bu konudaki esas sorunları ortaya çıkaracak önemli bir toplantı olduğunu kaydetti. Derviş, ''Başbakan Erdoğan'ın toplantıya katılmasına çok seviniyorum, çok yararlı bir toplantı olacak. Türkiye'de de tabii enerji konusu, enerjideki etkinlik, çevre, kentleşme, trafik sorunu çok önemli. Bütün vatandaşların ucuz ve temiz bir enerjiye ulaşabilmeleri konusu Türkiye için çok önemli'' diye konuştu.

''DÜNYADAKİ MALİ ÇALKANTI BÜYÜK İHTİMALLE DEVAM EDECEK''-
Kemal Derviş dünyadaki son mali çalkantıyla ilgili olarak ise şöyle konuştu: 'Mali çalkantı büyük ihtimalle devam edecek, çok kısa süreli bir olay olmadığı kanısındayım. Mali çalkantılı dalgalanmanın temelinde bir takım çok yeni geliştirilmiş finans ürünlerinin rolü var, bu ürünlerin bazıları finans piyasalarını denetleyen kurumların tam da anladığı ürünler değil, o kadar çetrefilli, o kadar karışık ürünler ki, bunların denetimi zor.'' Finans piyasalarının denetlenmesinin önemine dikkati çeken Derviş, ''Türkiye bunu acı çekerek öğrendi. Denetlenmeyen finans piyasaları her zaman hangi ülke olursa olsun büyük bir sorun yaratabilir. Finans piyasalarını ciddi bir şekilde denetlemek gerekiyor'' dedi. Finans piyasalarının sürekli teknoloji ve biçim değiştiren piyasalar olduğunu kaydeden Derviş, ''Eski denetleme metotlarıyla bugünkü finans piyasalarını denetlemek mümkün değil'' diye konuştu.

''DÜNYADAKİ MERKEZ BANKALARININ ÇOK DİKKATLİ OLMALARI GEREK''-
Derviş, şöyle devam etti: ''Şimdiye kadar finans piyasalarındaki dalgalanmalar aslında büyük ölçüde finans piyasaları veya menkul kıymetler piyasalarıyla sınırlı kaldı, büyük bir ekonomik depresyon biçimini almadı. Büyümede hafif bir yavaşlama var, ama finans piyasalarının çalkantılarının reel ekonomiyi çok ciddi olarak etkilediğini şu anda henüz görmüyoruz, tabii esas tehlike reel ekonominin etkilenmesi durumunda ne olacağı sorusu. Dünyadaki önemli büyük merkez bankalarının çok dikkatli olmaları, ekonomik büyümede ciddi bir yavaşlama gördükleri anda hareket etmeleri ve özellikle para politikalarını ona göre ayarlamaları çok önemli.''

''REEL EKONOMİ ETKİLENİRSE BUNDAN TÜM DÜNYA OLUMSUZ ETKİLENİR''-
Derviş ''Yani şu anda çalkantı var, inişler çıkışlar var, ancak bunlar finans piyasalarının içinde olan olaylar, reel ekonomiye büyük ölçüde sirayet etmiş durumda değil, ama o tehlike var ve o tehlike gerçekleşirse tabii bütün dünya ekonomik büyümesinde bir yavaşlama olur, bu Türkiye'yi de etkiler, Türkiye'nin ihracatını, ekonomik büyümesini, istihdamını etkiler. Türkiye'nin bu konuda tetikte olması, özellikle Avrupa ve ABD Merkez Bankalarının hareketlerini yakından takip etmesi gerekir'' dedi. Kemal Derviş, günümüz dünyasında her ülkenin birbirine bağlı olduğunu vurgulayarak, ''Artık hiçbir ülke sadece kendi ekonomik göstergelerine bakarak hareket edemiyor'' dedi.

''TÜRKİYE'DE HIZLI EKONOMİK BÜYÜME SÜRECİ DEVAM EDİYOR''-
UNDP Başkanı Derviş, Türkiye'nin ekonomik durumuyla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin 2002 yılından itibaren ekonomik krizden çıkmasıyla birlikte hızlı bir büyüme sürecinin devam ettiğini söyledi. Bu olumlu gelişmeye rağmen büyümenin yüksek cari açıkla birlikte gerçekleşmesinin, ülkenin borç yükünün devam etmesinin çok da rahat davranmaya imkan vermediğini belirten Derviş, şöyle konuştu: ''Hızlı ekonomik büyüme çok sevindirici, ancak Türkiye çok büyük ölçüde sermaye ithal eden bir ülke olduğu için dünyada bu sermaye akışını durduracak herhangi bir şey olursa tabii ki kırılgan bir ülke durumunda. Her zaman söylediğim, mümkün oldukça cari açığı daha makul bir seviyeye çekip, sermaye ithalatını devam ettirmek, ancak bunu uzun vadeli sermayeye dönüştürmek ve mümkün olduğunca sıcak paradan uzak bir şekilde gerçekleştirmek gerek, bunun zor bir hedef olduğunu biliyorum.'' Kemal Derviş, bu konuda iyi gelişmelerin yaşandığını da belirterek, ''Türkiye'ye giren sermayenin kısa vadeli değil, uzun vadeli olması Türkiye'nin yararına ve bu konuda gelişme var'' dedi.

''TÜRKİYE 100 MİLYAR DOLARI AŞAN İHRACATIYLA ÇOK ÖNEMLİ ÜLKE''-
Derviş, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinin BM açısından ve tüm dünya açısından önemli olduğunu belirterek, bu ilişkilerin ''herhangi bir ilişki olmadığını, tarihsel açıdan son derece önemli ilişkiler'' olduğunu vurguladı. Türkiye'nin bugün demokrasisi, ekonomisi, 100 milyar doları aşan ihracatı ile dünyada gerçekten çok önemli bir ülke olduğunu belirten Derviş, eskiden insan hakları, demokrasi ve ekonomik sorunları olan Türkiye'nin AB ile eşit şekilde konuşmasının zor olduğunu, ancak bugünkü Türkiye'nin bu ilişkiyi tamamen eşitlik ilkelerine göre yürütmesinin doğal olduğunu, bu gerçeği herkesin görmesi gerektiğini söyledi.
Kemal Derviş, şöyle dedi: ''Ama aynı zamanda Türkiye-AB ilişkileri hissi, kısa vadeli, tepkisel olmamalı, bu ilişkilerin uzun vadeli bir perspektif içinde büyük ciddiyetle işlenmesi gerekiyor. Türkiye, eskiye göre dünyada çok daha tanınan ve önemi bilinen bir ülke. Tabii ki 10 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyle 100 milyar dolar ihracat yapan bir ülke arasında çok büyük bir fark var. Bugün Türkiye ekonomik olarak dünyada yavaş yavaş varlığını ispatlıyor, çünkü bugünkü dünyada ekonomik performans çok önemli. Dolayısıyla ekonomik performansımız iyi giderse ve ekonomik gücümüz artarsa hiç kuşkusuz diğer konularda da söz sahibi olmamız çok daha kolay olur.''

BABACAN'LA GÖRÜŞME-
Derviş, BM genel Kurul toplantılarına katılmak için gelecek hafta New York'a gelecek Dışişleri Bakanı Ali Babacan'la eskiden ''eski ve yeni hazine bakanları olarak'' toplantı yaptıklarını, bu sefer ilk kez kendisiyle ''eski bir hazine bakanı ve yeni dışişleri bakanı olarak'' toplantı yapacaklarını ifade etti.

KALKINMA PROGRAMI'NIN KUZEY KORE'DEKİ FAALİYETLERİ-
BM Kalkınma Programı'nın Kuzey Kore'deki faaliyetleriyle ilgili bir soru üzerine ise Derviş, Kalkınma Programı'nın kendi yönetim kurulunun kararıyla dünyanın her yerinde çalıştığını, Kuzey Kore'de de yıllar boyunca çalıştığını söyledi. Bu programla ilgili ABD hükümetinin bazı mensuplarının son dönemde bazı soruları olduğunu, özellikle Kalkınma Programı'nın oradaki kaynaklarının farklı hedeflere yöneltildiğini iddia ettiklerini söyledi.

Derviş, şöyle konuştu: ''Biz bu konuda herhangi somut bir olay tespit edemedik, ancak iddialar sürüyor, dolayısıyla Macaristan'ın eski başbakanı Miklos Nemeth'in yönetiminde, tarafsız ve tamamen BM'nin dışından bir heyetin bu iddialara tarafsız ve teknik olarak bakmasını, bu sorulara bir şekilde yanıt veren bir rapor hazırlaması için harekete geçtik, buna karar verdik.'' Derviş iddia edilen olayların son 10-15 yıla ait olduğunu kaydederek, ''Bütün bu iddiaları açıklığa kavuşturmakta yarar var'' dedi. Kemal Derviş, ''Ancak tartışmanın biçimi, yoğunluğu ve genelde BM'ye çok iyi gözle bakmayan çevrelerin bu konuyu fazla büyütmesi bizi üzüyor'' diye konuştu.

AA
Yayın Tarihi : 16 Eylül 2007 Pazar 10:53:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?