IMF'ye mecbur değiliz

"IMF'ye mecbur değiliz" diyen Başbakan Erdoğan, "IMF olmazsa ölecek miyiz? Madem ki bu iş olmuyor, biz de aynı açıklamayı yaparız. Bizi bu noktaya getirmesinler. Temennim görüşmeler yaz sonu bitsin, IMF ile ilişkiler sonbahara kadar bir yola girecektir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi ve ekonomik alanda AB ile içinde bulunulan bütünleşme sürecinin, Arap ülkeleriyle ilişkilerin zayıfladığı anlamına gelmediğini belirterek, "Aksine, Avrupa ile Orta Doğu bölgesi arasında üstelendiğimiz köprü görevi sayesinde, ortak tarih mirasına sahip olduğumuz Arap ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkilerimiz, AB ile bütünleşme sürecimizde daha da güçlenecektir" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın mesajı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen 4. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nun kataloğunda yayımlandı.

BİRLİKTE ÇALIŞIRSAK KRİZİ KOVARIZ

Mesajında dünyanın, son 40 yılın en ciddi ekonomik daralma dönemini geçirdiğini hatırlatan Erdoğan, son yıllarda başarıyla uygulanan makroekonomik politikalar ve yapısal reformlar sayesinde Türkiye'nin küresel mali krizi göreceli olarak daha hazır ve güçlü karşıladığını, devam etmeke olan ekonomik krizin küresel ve bölgesel düzeyde daha yakın işbirliği ve koordinasyon gerektirdiğinin altını çizdi. Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: "Birlikte çaba gösterdiğimiz takdirde krizi bölgemizde bir fırsata dönüştürebileceğimize inanıyorum. Bu yılki Forum, küresel ekonomik daralmanın olumsuz etkilerinin hafifletilmesine yönelik politikalara yoğunlaşacaktır. Küresel krizin yanı sıra mali kuruluşlara ilişkin politikaların da ele alınacağı Forumun, ülkelerimiz arasındaki diyaloğun ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi açısından yararlı olacağına inanıyorum."

IMF OLMAZSA ÖLECEK MİYİZ?

Öte yandan Başbakan Erdoğan, IMF ile tartışmanın gelir idaresinin özerkliğinden kaynaklandığını belirterek "IMF olmazsa ölecek miyiz?" dedi. IMF ile görüşmeleri değerlendiren Başbakan Erdoğan "IMF'ye mecbur değiliz, IMF olmazsa ölecek miyiz? İlişkiler sonbahara kadar bir yola girecektir" dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, NTV/CNBC-e ortak yayınında IMF ile süren görüşmeleri ve gelinen noktayı değerlendirdi. Erdoğan şunları söyledi: "Çıkarımıza uymadığı sürece IMF ile anlaşmaya imza atmayacağız. Gelir idaresi özel kuruluş olsun diyorlar, olmaz. Her şeyi düşürmemizi istiyorlar, onu düşür bunu düşür, biz bu ülkeyi nasıl yöneteceğiz peki? Madem ki bu iş olmuyor, biz de aynı açıklamayı yaparız. Temennim görüşmeler yaz sonu bitsin, IMF ile ilişkiler sonbahara kadar bir yola girecektir." Erdoğan ayrıca , "Bir yerde hayırlı iş yapacaksınız. Yabancı geliyorsa, bırakın yabancı yapsın. İstanbul'da Galataport ihalesi dört yıl önce yapıldı. Çeşitli yollarla bağırdılar çağırdılar. O zaman başlamış olsaydı, şimdi bambaşka bir Tophane görecektik. Gelip de oradan binayı alıp götürüyor mu?" dedi.

Körfez sermayesinin ilgisi giderek büyüyor

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen "4. Türk-Arap Ekonomi Forumu"nda yaptığı konuşmada, forumun başarısının gerçek iş dünyasının aktörleri arasında bir ilişki kurulup kurulmamasıyla ölçüleceğini söyledi. Türkiye'nin Arap dünyasına ihracatının 2002 yılında sadece 11 milyar dolar olduğunu hatırlatan Şimşek, 2008 sonunda bu rakamın 62 milyar dolara yükseldiğini, ihracatın hemen hemen 6 katına çıktığını bildirdi. Aynı durumun yatırımlar için de söylenebileceğini ifade eden Şimşek, "2002'de Arap dünyasının Türkiye'ye yaptığı yatırımlar son derece sınırlıydı. Ama son yıllarda kümülatif olarak toplam 30 milyar dolara yükselmiştir. İşin başarısı, sizi bir araya getirmekten doğuyor" dedi. Şimşek ayrıca şunları kaydetti: "Çünkü Türkiye'nin etkilendiği kanallar, dış talepteki çöküş, kredi piyasalarının işlemesi, bütün bunlarla gelen karamsarlıktır. Ama finansal sektör söz konusu olduğu zaman Türkiye oldukça iyi ayakta kaldı. Finansal sektöre bakıldığında burada hakim unsur bankalardır ve bankacılık sektörü kaya gibi ayakta kalmıştır. Ancak bu, Türkiye'nin krizden etkilenmesini engelleyememiştir.

Yapılması gerekenleri biz yapacağız

Bakan Babacan, "Bütçe açığı ve kamu borç stokunun orta vadede normale dönmesi önemlidir. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa bunları biz yapacağız" dedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009 yılında Türkiye'nin bütçe açığında ve kamu borç stokunda bir miktar yükselme beklediklerini bildirdi. Türk-Arap Ekonomik Forumunda konuşan ve kamu maliyesi tarafından çok önemli tedbirler aldıklarını belirten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuşmasında şunları söyledi: "Şu anda baktığımızda AB ortalaması ya da avro bölgesi ortalamasındaki kamu borç stoku Türkiye'nin çok çok üzerindedir. Bunun yanı sıra yine bu dönem içerisinde AB tanımlı bütçe açığımızı kapattık ve 2007 yılında AB tanımlı bütçe dengemiz fazla verdi, artıya geçti. Bu, Türkiye tarihinde hemen hemen, belki istisnai yıllar olabilir çok eskilerde ama bir ilktir. 2009 yılında Türkiye'nin bütçe açığında ve kamu borç stokunda bir miktar yükselme olmasını bekliyoruz. Ancak, bu durumun orta vadede normale dönmesi önemlidir. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa da yapılması gereklidir. Bunları da biz yapacağız."

Babacan ayrıca, Türkiye'nin, Arap Ligi ülkeleriyle olan köklü tarihine, sosyal, ekonomik ve kültürel bağlarına, bu ülkelerle olan ilişkilerine büyük önem verdiğini, Türkiye ve Arap Ligi ülkelerinin Arap-İsrail sorunu, Filistin meselesi, Irak, Lübnan ve terörizm gibi birçok konuda örtüşen gündemlere sahip olduğunu söyledi.

Bu çerçevede Türkiye ve Arap Ligi arasındaki diyaloğun ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesinin her zamankinden daha önemli hale geldiğini vurgulayan Babacan, Türkiye ve Arap Ligi arasındaki ilişkilerin son dönemde kaydettiği aşamadan hükümet olarak mutluluk duyduklarını ifade etti. Babacan, hem Türkiye hem de Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerindeki ekonomik reform çalışmalarının ülkeler arasındaki yatırım ortamının geliştirilmesine ve özel sektörün önünün açılmasına katkıda bulunacağına inandıklarını dile getirerek, müzakereleri bir süredir devam eden Türkiye-KİK Serbest Ticaret Antlaşmasının en kısa sürede sonuçlandırılmasını temenni ettiklerini bildirdi.