İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın Merkez Yayın Holding'in kotasyon talebiyle ilgili aldığı kararda bir dizi skandal ortaya çıktı. İMKB Yönetimi'nin Merkez Yayın Holding'in halka arz başvurusuna ilişkin kararı toplantı yeter sayısı olmadan aldığı anlaşıldı. 5 kişilik İMKB yönetiminin 6 Ekim 2006 tarihinde 4 kişiyle toplandığı ancak 1 üyenin kararla ilgili oy kullanmadığı öğrenildi. İMKB'nin Teşkilat Görev ve Çalışma Esasları tebliğinde İMKB'de karar alınırken çekimser oy kullanılamayacağı açıkça belirtildiği için, oy kullanmama toplantıya katılmama anlamına geliyor. Bu durumda toplantı nisabı olmadan karar alınmış olması sebebiyle İMKB Yönetimi'nin Merkez Yayın Holding'in kotasyon talebiyle ilgili olarak aldığı kararın hukuken 'yok' hükmünde ve 'Butlan' mahiyetinde olduğu belirtiliyor.
ASILSIZ GEREKÇE SUNULDU
İMKB Yönetimi'nin kararında skandal bununla da bitmedi. Merkez Yayın Holding'in halka arzına ilişkin alınan karara gösterilen gerekçelerden birisi de Sabah Yayıncılık'ın 25 Mayıs 2005 tarihli genel kurul kararına karşı açılan iptal davasıydı. İMKB, SPK'ya da gönderdiği yazıda kararla ilgili şu gerekçeyi gösterdi: "Sabah Gazetesi'nin isim hakkının bedelsiz olarak devredilmesi konusunun gündeme gelebileceği Sabah Yayıncılık A.Ş'nin 25.05.2005 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptali kapsamında açılan davanın Merkez Yayın Holding'in gelirleri ve aktifi içerisinde önemli paya sahip iştiraklerinin faaliyetlerini olumsuz olarak etkileyebileceği..." Oysa Sabah Yayıncılık'ın 25 Mayıs 2005 tarihli genel kurulunda sadece şirketin yönetim kurulu seçimine ilişkin karar alınmıştı. Söz konusu Genel Kurul'da Sabah Gazetesi'nin isim hakkına ilişkin herhangi bir karar alınmadığı gibi isim hakkına ilişkin herhangi bir gündem maddesi de bulunmuyordu.
Skandal 1
Karar toplantı nisabı sağlanamadan alındı
OLAY şöyle gelişti; İMKB Yönetim Kurulu Merkez Yayın Holding'in halka arz başvurusunu kotasyon yönetmeliği açısından değerlendirmek için 6 Ekim 2006 tarihinde toplandı. Toplantıya borsanın 5 kişilik yönetiminden İMKB Başkanı Osman Birsen, üyeler Özen Göksel, Pamir Sezener ve Attila Köksal katıldı. Sadece Yusuf Serbest mazeret bildirerek toplantıya katılmadı. Merkez Yayın Holding ile ilgili karar görüşülürken, yönetim kurulu üyesi Attila Köksal'ın söz konusu kararla ilgili olarak oy kullanmadığı öğrenildi. Kararın İMKB Başkanı Osman Birsen, yönetim kurulu üyeleri Özen Göksel ve Pamir Sezener'in imzalarıyla alındığı ortaya çıktı. Ancak borsa yönetimi İMKB'nin Teşkilat Görev ve Çalışma Esasları'nı belirleyen tebliğin toplantı ve karar nisabı başlıklı 20. maddesini gözardı etti. İlgili madde oldukça açık ve net: "Borsa Yönetim Kurulu, Borsa Başkanı'nın daveti üzerine en az Genel Yönetmelikte belirlenen süre içinde bir defa Başkan dahil en az 4 üyenin hazır bulunması ile toplanır. Başkan bulunmadığı hallerde toplantıları Başkan vekili yönetir. Toplantı günleri denetçilere bildirilir. Denetçiler oy sahibi olmaksızın Yönetim Kurulu toplantılarına katılabilir. Kararlar, katılan üye sayısının çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde Başkanın katıldığı görüş kabul edilmiş sayılır. Çekimser oy kullanılmaz. Alınan karara aykırı görüşü olanlar, dayandıkları nedenleri toplantıda açıklamak zorundadırlar." İMKB Yönetimi iki hafta önceki toplantısını 4 kişi ile yaptı. Ancak Attila Köksal kararın altına imza atmadığı öğrenildi. Dolayısıyla yukarda belirtilen toplantı ve karar nisabı başlıklı 20. maddede açıkça belirtildiği gibi 'Çekimser oy kullanılamayacağı için Attila Köksal'ın kararın altına imza atmamasıyla toplantı nisabı da sağlanamamış oldu. Bir başka değişle Köksal'ın toplantıya katıldığında tebliğe göre (çekimser oy kullanılamıyor) ya 'evet' ya da 'hayır' yönünde oy kullanması gerekiyordu. Oysa Köksal bunların ikisini de yapmadı. Bu nedenle toplantı yeter sayısı (nisabı) sağlanamamış, yönetim kurulu 4 yerine 3 kişi ile yapılmış oldu. Borsa yönetimi bu detayı atlayınca aslında Merkez Yayın Holding ile ilgili verdiği kararın hiçbir hukuki geçerliliği de kalmadı.
Skandal 2
Ortada olmayan bir gerekçe sunuldu
İMKB Yönetimi'nin Merkez Yayın Holding'in halka arzına ilişkin aldığı karara gösterdiği gerekçe de ayrıca dikkat çekiciydi. İMKB SPK'ya da gönderdiği yazıda kararla ilgili şu gerekçeyi gösterdi: "Sabah Gazetesi'nin isim hakkının bedelsiz olarak devredilmesi konusunun gündeme gelebileceği Sabah Yayıncılık A.Ş'nin 25.05.2005 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptali kapsamında açılan davanın Merkez Yayın Holding'in gelirleri ve aktifi içerisinde önemli paya sahip iştiraklerinin faaliyetlerini olumsuz olarak etkileyebileceği..." Oysa Sabah Yayıncılık'ın 25 Mayıs 2005 tarihli genel kurulunda sadece şirketin yönetim kurulu seçimine ilişkin karar alınmıştı. Söz konusu genel kurulda Sabah Gazetesi'nin isim hakkına ilişkin herhangi bir karar alınmadığı gibi isim hakkına ilişkin herhangi bir gündem maddesi de bulunmuyordu. Genel kurula ilişkin iptal istemli davada da herhangi bir şekilde Sabah Gazetesi'nin isim hakkına yönelik bir iddia ya da talebin yer almadığı da ortaya çıktı. Böylelikle İMKB Yönetim Kurulu'nun kararına gerekçe yaptığı şekilde Sabah Gazetesi'nin isim hakkına yönelik açılmış herhangi bir davanın da mevcut olmadığı anlaşıldı. Bir diğer değişle, İMKB Yönetimi mevcut olmayan bir davayı ve mevcut olmayan bir ihtilafı gerekçe göstererek, Merkez Yayın Holding'in kotasyon talebini uygun görmedi. Ayrıca İMKB Yönetimi'nin Sermaye Piyasası Kurulu'nca 25 Ağustos 2005 tarihli ve 34/1061 sayılı kararıyla "Sabah Gazetesi'nin isim hakkının 2001 yılında Sabah Yayıncılık'tan Bilgin Yayıncılık'a devrine ilişkin işlemlerin Sermaye Piyasası mevzuatına herhangi bir aykırılık oluşturmadığı" şeklindeki kararını da gözardı ettiği anlaşıldı.
Skandal 3
Taraflara iletilmeden karar tutanakları basına sızdırıldı
İMKB yönetiminin konuya ilişkin aldığı kararın ilgililere tebliğ edilmeden, bir gazeteye sızdırılmasıyla skandallar zinciri devam etti. Yeni Türk Ceza Kanunu'nun 258. maddesi 'görev gereğince alınan kararların ve bilgilerin uhdesinde bulunması gereken kişilerin dışındakilere sızdırılmasını' 1 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. İMKB Yönetimi söz konusu kararı almak için 6 Ekim 2006 Cuma günü toplandı. Karar o gün verildi ancak taraflara tebliğ edilmedi. Araya 2 günlük hafta sonu resmi tatili girdi. Daha sonra 10 Ekim 2006 Salı günü resmi bilginin sızdırıldığı söz konusu gazetede İMKB yönetiminin aldığı karar tutanakları 'resmi belgesi'yle yayınlandı. Oysa söz konusu karar o tarihte dahi halka arz başvurusunu yapan Merkez Yayın Holding yetkililerine iletilmemişti.
Sabah
Yayın Tarihi :
17 Ekim 2006 Salı 00:14:41