16
Haziran
2025
Pazertesi
EKONOMİ

İşçileri korumak için paket hazırladı

Mercedes-Benz Türk kendi istihdam paketini hazırladı

 Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Ziegler, “Çalışanlarımızın şirkete bağlılığı olağanüstü düzeyde” dedi.

Çalışanları şirketin en değerli varlığı olarak gören Mercedes-Benz Türk, işçi çıkarmayıp ‘İstihdamı Koruma Paketi’ni devreye soktu. Bu kapsamda işlerin yavaşladığı Aksaray Kamyon Fabrikası’ndaki işçilerin 100’ü İstanbul’daki otobüs fabrikasına kaydırıldı

Türkiye tüm dünyayı etkisi altına alan küresel krizde son üç ayda Türkiye İstatistik Kurulu’nun verilerine göre 565 bin insanını da ha işsizler ordusuna kattı. Üstelik bunun 308 bin kişilik bölümü de kasım ayında işsiz kaldı. Otomotiv de talep daralmasından, bunun yarattığı üretim düşüşünden ve işsizlik artışından en çok etkilenen sektörlerden biri. Mercedes-Benz Türk de bu olumsuz gelişmelerden etkilenmiş.

Sendikayla birlikte hazırladı
Hazırladığı avantajlı ‘Emeklilik Paketi’ni yürürlüğe koyarak 700 çalışanıyla yollarını ayırmak zorunda kalan Alman otomotiv devi Daimler’in Türkiye’deki şirketi Mercedes-Benz Türk, kalan işçilerinin de gelişmelerden olumsuz etkilenmemesini sağlamak için sendikayla birlikte hazırladığı bir ‘İstihdamı Koruma Paketi’ni yürürlüğe koydu. Bunun ilk uygulaması işlerin önemli ölçüde yavaşladığı Aksaray’daki kamyon fabrikasındaki işçilerden 100’ünü İstanbul Hoşdere’deki otobüs fabrikasına getirmek olmuş.

‘Ayda iki kez eve gidecekler’
Mercedes Benz-Türk Direktörler Kurulu Başkanı Jürgen Ziegler, çalışmak için İstanbul’a gelmeye kabul edenlerin 1 Şubat’tan beri eğitim gördüklerini belirterek şunları söyledi:
“İstanbul’a gelmeyi kabul edenlere kalacakları yer temin ettik. Eğitimleri bitiyor ve 1 Mart’ta Hoşdere’deki otobüs fabrikasında işbaşı yapacaklar. Ayda iki kere evlerine göndereceğiz ve yol masraflarını karşılayacağız. Yalnızca parasal açıdan düşündüğünüzde bunların hepsi masraf. Ancak çalışanlarımız şirketimizin en değerli varlığı. O nedenle bunu geleceğe yatırım olarak da görebilirsiniz. İstihdamı yüksek tutmak için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz. 1 yıl sonra işler düzeldiğinde karşılıklı oturup burada mı kalacaklar, yoksa Aksaray’a mı dönecekler birlikte karar vereceğiz.”
Paketin ikinci ayağı ise ‘çalışma saati borçlanma hesabı’. Dünyada yalnızca Mercedes-Benz Türk’ün uyguladığı modele göre bugün talep yetersizliği nedeniyle daha az çalıştırılan işçilerin maaşında bir indirim yapılmıyor. Buna karşılık tam ücret almaya devam eden işçiler, şirkete ‘çalışma saati’ borçlanıyor.

‘Emekliler geri dönecek’
Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Jürgen Ziegler, işçilerin borçlandıkları çalışma saatlerini ekonominin düzeldiği ve talebin canlandığı dönemde yapacakları fazla çalışmayla şirkete ödeyeceklerini söylüyor. İşçilerin şimdilik içeri borçlandığını kaydeden Jürgen Ziegler, “Sonuçta yönetim riske giriyor. İşler düzelmezse bu yükü şirket karşılayacak. Bu modeli uygulayan ilk firmayız. Almanya’daki fabrikalarımızda böyle bir sistem zaten vardı. Sistem, işler iyi giderken uygulanıyordu. Ancak Türkiye’de risk alarak sistemi tersten uyguladık” diye konuştu.
Ziegler, avantajlı emeklilik paketini kabul edip işten ayrılanların da ekonomi canlandığında geri döneceklerini ve bu konuda taahhütte bulunduklarını söylüyor.
Emeklilik paketini hazırlamak için sendika ve işyeri konseyiyle uzun süre görüştüklerini belirten Ziegler, “Paket çalışanlar ayrıldıktan sonra ayakta kalabilmelerine olanak sağlayacak şekilde dizayn edildi. Paketi Aksaray’dan 400, Hoşdere’den de 300 kişi kabul etti” dedi.

Son dakikaya kadar çalıştılar
Emeklilik paketiyle işten avantajlı şekilde ayrılanların son dakikaya kadar çalıştıklarını belirten Ziegler, “Mercedes-Benz Türk’te insanların işten çıkarken bile yüzlerinde bir tebessümle ayrılmarını sağlamak gibi bir geleneğimiz var” diye konuştu.
Ziegler buna örnek olarak Aksaray kamyon fabrikasındaki bir olayı anlattı: “Ayrılırken gözünde yaş olanlar mutlaka vardı. Size Aksaray fabrikasında yaşadığımız çok duygusal bir olayı anlatayım. İşçiler 2008’de geçmiş yılların üretim rekorunu kırmak istediler. Son dakikaya, son ana kadar fabrikada çalıştılar. Ertesi gün çalışmayacaklarını bildikleri halde son ana kadar çalıştılar. Ayrılmak zorunda kalan arkadaşlarımız için bir veda partisi vardı. İnsanlar “Biz bu kamyonların üretimini bitirmek zorundayız” dedikleri için törene partiye geç geldiler. Düşünebiliyor musunuz kendi vedalarına geç geldiler. Mercedes-Benz Türk’te şirkete bağlılık olanağüstü düzeydedir. Bunu da Türkiye dışında başka bir ülkede göremezsiniz. Birçok ülkede çalıştım ama ben böyle bir şey görmedim. Mercedes Benz Türk’e bağlılık ve sadakat inanılmaz düzeyde. Ama bu durum bir gecede oluşmuyor. Çalışanlarımıza iyi zamanlarda iyi paralar verdik, iyi şartlar sağladık. Kötü zamanlarda da onların yanında olduk. Bence bunlar da çalışanların şirkete olağanüstü şekilde bağlanmasını sağlıyor.”

‘En kötüyü daha görmedik’
Jürgen Ziegler hem iç talepteki daralma, hem de ihraç pazarlarındaki sıkıntı nedeniyle 2009’un zor bir yıl olacağını düşünüyor. 2008 yılında 1 milyon 150 bin araç üreten Türk otomotiv sanalyinin bunun yüzde 80’ini ihraç ettiğini belirten Ziegler, “Avrupa’da yüzde 20-25’lik daralma bekliyoruz. Bunun Türk otomotiv sektörünü nasıl etkileyeceğini bir düşünün” dedi.
Ziegler’e göre dünyada 2010’un ikinci yarısından önce bir canlanma olmayacak. Canlanma önce borsalardan başlayacak. Bunun reel ekonomiye yansıması 6-9 ay gecikmeli olacak. Daha sonra bankacılık sektörü canlanacak ve ardından da üreticinin ve tüketicinin güveni yerine gelecek. Ziegler, “Bu basit bir matematik hesabı. Bu krizde Türkiye’nin daha, en kötüyü görmediğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye olumsuz gelişmeleri 3-6 ay geriden izliyor. Üzgünüm ama size iyi haberlerim yok. Mümkün olduğunca gerçekçi olmalıyız. Şirketleri, fabrikaları yalnızca umutlarla, hayallerle yönetemeyiz” diye konuştu.

‘Destek paketini bekliyoruz’
Jürgen Ziegler hükümetin ekonomiye destek paketini sabırsızlıkla beklediklerini belirterek, “Bunun gerçekleşmesinin bu kadar uzun süre almasından mutlu değiliz” dedi. Ziegler, otomotivde teşvikle ilgili beklentinin işleri daha kötü etkilediğini ifade ederek şunları kaydetti: “Herkes vergi inecek ve fiyatlar düşecek diye talebi kesti. Dünyaya bir bakın. Hemen hemen her ülke bir destek paketi açıklıyor. Bu iyi düzenlenmiş bir paket olmalı. 30 yıllık araçları hurdaya çıkararak otomotiv sektörüne, ekonomiye katkıda bulunamazsınız. Almanya’daki gibi hurda teşviğine benzer önlemleri devreye sokmak şart. Almanya’da dokuz ve daha yaşlı araçları hurdaya çıkardığınız zaman 2 bin 500 avro teşvik alıyorsunuz. Buna bir de otomobil üreticilerinin yaptığı fiyat indirimlerini eklediğiniz zaman insanlar otomobil almak istiyorlar, araç değiştirmek cazip hale geliyor. 2 bin 500 avroluk hurda indirimi yalnız Almanya’da üretilenler için değil bütün araçlar için var. Bu arada hükümetler altyapıya da yatırım yapıyorlar, çeşitli teşvikler sağlıyorlar. Türkiye’de de bunlara ihtiyaç var.”

 

 

 

Radikal
Yayın Tarihi : 23 Şubat 2009 Pazartesi 05:15:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?