20
Mayıs
2024
Pazertesi
EKONOMİ

İstanbul'a uç alışveriş yap dön

Geçen yıl bütün bu küresel ısınma tartışmaları sırasında en çok güldüğüm, hâlâ da aklıma geldikçe gülmeden edemediğim şey Karadenizlilerin tepkisiydi.

“Bizim buralara küresel ısınma gelmedi” demişlerdi.
Karadeniz’e nasıl küresel ısınma gitmediyse, ekonomik kriz de Kurtköy’de birkaç ay önce açılan outlet konseptli alışveriş merkezi Via/Port’a pek uğramamış gibi görünüyor.
Rakamlar da bunu kanıtlıyor. Buraya ayda neredeyse 1,5 milyon kişi uğruyor. Diğer alışveriş merkezlerini kıskandıracak cinsten. Ziyaretçilerin sayısı cumartesileri 90-100 bin, pazar günleri ise 130-160 bin arasında. Yani hafta arası gitmek daha iyi bir fikir olabilir.


Esas şaşırtıcı rakamlara ise Harvey Nichols’ın outlet’i Retry’da rastlanıyor.
Sizin için küçük bir araştırma yaptım...


Beyaz Saray’ın “kadrolu” tasarımcısı Oscar de la Renta markalı bir elbise 9200 YTL’den 1200 YTL’ye inmiş. “Sex and the City” dizisi sayesinde patlayan Manolo Blahnik marka bir ayakkabı 1125’ten 325’e, Sergio Rossi ayakkabı 2125’ten 425’e, bizim assolistlerin favorisi Roberto Cavalli marka bir ayakkabı 1245’ten 375’e, Christian Lacroix ayakkabı ise 665’ten 119’a gerilemiş. Ralph Lauren markalı jean’in esas fiyatı 590 YTL iken şimdi 236 YTL. Marchesa gece elbisesinin etiketinin üzerindeki 6780 YTL’lik fiyat çizilmiş ve 2034 YTL yazılmış. Carolina Herrera gece elbisesi ise 10,800 YTL’den 3240 YTL’ye gerilemiş. Calvin Klein gece elbiselerinin fiyatı ise 600 YTL?civarında.


Sudan ucuz diyemeyeceğim ama yine de insan lüks markaların bu fiyatlarına inanmakta zorlanıyor. “Kanyon’daki mağazada 10 bin YTL saydığı elbisenin şu an dörtte biri fiyatına satıldığını öğrenen adam kafasını duvarlara vurmuyor mudur?” diye düşünmeden de edemiyorum doğrusu. Neyse, bu da normalde bir elbiseye binlerce dolar sayamayacak bizler için bir fırsat. Harvey Nichols pahalı geliyorsa Retry’a buyrun...

Günübirlik Arap kafileleri
Via/Port’a dair benim esas ilgimi çeken konu başka. Efendim, şimdi sanmayın ki buraya her ay 1,5 milyon İstanbullu akın ediyor. Durum farklı.
Türk tekstilcilerin yıllardır İstanbul’u “Ortadoğu’nun moda merkezi” yapma hayalleri vardır. Fakat bu hayal hiçbir zaman gerçekleşemedi. Ne var ki İstanbul “Ortadoğu’nun outlet merkezi” olma yolunda ilerliyor. Daha çok Mısır, Bahreyn ve Katar’dan Arap turistler sadece Via/Port’ta alışveriş yapmak için bizim yurda ayak basıyor örneğin. Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniyor, doğrudan Via/Port’a geliyor, alışveriş olayını bitirip hiç şehre falan inmeden Sabiha Gökçen’e, oradan da ülkelerine dönüyorlar. Bazıları alışverişi iki güne yayarak gece havaalanı yakınında bir otelde konaklıyor. Via/Port’un içindeki Sabiha Gökçen’le bağlantılı uçuş saatlerini, rötarları gösteren dijital bilgi panoları boşuna değil. Ocaktan itibaren Via/Port’ta check-in desk’ler de kurulacakmış.
Anadolu’dan da Via/Port için İstanbul sınırından içeri girenler var. Kimi yerlerde belediyeler sadece burası için turlar düzenliyor. Balıkesir gibi yakın illerden ise ev kadınları araba tutup günübirlik Via/Port’a geliyor.
İstanbul’a gelmişler, bir-iki yer görsünler falan yok. Varsa yoksa alışveriş.
Kriz bazıları için fırsat diyorlar ya, işte Via/Port buna iyi bir örnek.



Başbayan’ın şıklığı Suriye’yi AB’ye zıplatır mı?
Beşar Esad, 2000’de babasından boşalan liderlik koltuğuna oturduğundan beri Suriye reformun kıyısında sendeleyerek yürüyen bir ülke. Kimileri ülkenin İsrail’le yaptığı gizli barış görüşmeleri ve Akdeniz İçin Birlik Zirvesi’ne dikkat çeken katılımından yola çıkarak Suriye’nin uluslararası arenaya yavaş bir dönüş yapacağına inanıyor. Rejimin değişime yönelik en fazla potansiyel taşıyan sembolü ise geçtiğimiz günlerde The Sunday Times gazetesine de manşet olan Başbayan Esma Esad.
İngiltere’de büyüyen Başbayan, JP Morgan’da yatırım bankacısı olarak çalıştı. Monocle dergisinde çıkan bir yazıya göre, temmuz ayındaki Akdeniz İçin Birlik Zirvesi’nde Fransız bir gazeteci şöyle demişti: “Eğer başbayanlarının kıyafetlerini ölçü alarak hangi ülkenin AB üyeliğine hak kazandığını söyleseydik, Türkiye’ye göre Suriye’nin şansı çok daha yüksek.”
Bu kıyaslamayı biz hep yapıyoruz ama Fransız da yapıyor açıkça işte.
Esma Esad her zaman kusursuz görünüyor. Christian Louboutin ayakkabılar, Jimmy Choo gözlükler, beş sıra inci kayışlı Chanel Mademoiselle saat... Son derece Avrupai...
Resmi etkinliklerde Chanel gibi Batılı markaların zarif tayyörlerini, Balenciaga ve Bottega Veneta aksesuarları tercih ediyor. Alışveriş için Londra’ya gidiyor. 1,90’lık kocasının yanında kısa kalmamak için resmi ziyaretlerde hep yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. Bir hayır kuruluşunu veya okulu ziyaret ettiğinde üzerinde jean bile olabiliyor.
Evet, tek kriter Başbayan’ın kıyafetleri olsa, Suriye AB üyeliğini çoktan kapmıştı.



Bu da Hintli Laurence
“Arabistanlı Lawrence” filmini duymayanınız, görmeyeniniz azdır. Şimdi hikayesine girmeyelim ama bizi ilgilendiren kısmı çölde at süren Lawrence’ın baş giysisi. Başın tepe kısmındaki simitler hariç günümüz kadınının türbanının tıpkısının aynısı. Bir de Hint tarzı türban var biliyorsunuz. O da zaman zaman boneyi andıran bir görünüme sahip. Şimdi efenim, Hint türbanı olsun, Türk türbanı olsun, Arap türbanı olsun; türban geçtiğimiz yıl toptan kadın modasına sızdı. Defilelerde başı örtülü, eşarplı, türbanlı modeller salındı.


Ralph Lauren’in yeni reklamlarına baktığımızda bir de ne görelim?
Türban erkek modasına da sıçrayarak evrimini tamamladı.
Bir erkek türbanı nereye giyer? Sallayacak olursak, bu uçuk Hintli sosyetik adam oraların Esma Sultan Yalısı’ndaki davete böyle katılır belki...
Bizim topraklarda ve Batı’da ise erkeklerin türbanla en yakın teması banyo, deniz, havuz çıkışı başa havlu sarmak falan olabilir herhalde.
Smokinin altına Converse giyme hareketinden beri şüphesiz bu en radikal smokin aksesuarı oldu.

Melis Alphan Milliyet
Yayın Tarihi : 13 Aralık 2008 Cumartesi 23:19:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?