22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

İşte 'Sur Kent'in hali pür melali

Adı sıkça 'terör'le anılan Diyarbakır'da madalyonun öbür yüzü, içler acısı durumu ortaya koyuyor.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır'da her yıl 40 bin gencin mesleki eğitim almadan çalışma yaşına girdiğini söyledi.

Kaya, kentin en önemli sorunlarının başında işsizliğin geldiğini, bunun en önemli nedenlerinden birinin Diyarbakır'da sanayinin düşük yoğunluklu olmasından kaynaklandığını bildirdi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin en gelişmiş sanayi ve ticari kenti olan Diyarbakır'ın aradan geçen 80 yıllık süreç içinde bu özelliğini yitirdiğini kaydeden Kaya, uygulanan yanlış kalkınma politikaları nedeniyle sosyo ekonomik gelişmişlikte 1970'lerde 40. sırada olan Diyarbakır'ın bugün 63. sıraya gerilediğini belirtti.

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 1300 DOLAR

Kaya, Diyarbakır'ın nüfus sıralamasında 9. büyük şehir, yüzölçümünde 7. büyük şehir ve tarımsal alan sıralamasında 8. büyük şehir olmasına rağmen dış ticaretteki payının binde 1, üretime katkısının binde 3, istihdama katkısının ise onbinde 1 olduğuna işaret ederek, ''Diyarbakır'da kişi başına düşen milli gelir 1300 dolardır. Bu rakamlar Türkiye ortalamasının çok altındadır'' dedi.

Bölgenin çatışma ve şiddet ile anılması ve bunun sonucunda oluşan yoğun iç göçün Diyarbakır'ın yoksullaşma sürecini hızlandırdığını vurgulayan Kaya, şöyle konuştu:

''İşsizlik sayısına kent nüfusunun önemli oranının 18 yaş altı olması nedeniyle her yıl binlerce yeni işsiz katılıyor. Türkiye'nin ve Diyarbakır'ın gelişimi için değerlendirilmesi gereken önemli kaynakların arasında bir türlü
kalifiye edilemeyen bu genç nüfustur. 1,5 milyonu aşan nüfusumuzun yüzde 40'ını aktif işgücü yaş aralığı oluştururken, 18 yaş altı nüfusumuz yüzde 50 oranındadır. Diyarbakır'da her yıl 40 bin genç mesleki eğitim almadan çalışma yaşına giriyor. Bu genç nüfusu mesleki olarak eğitip kalifiye haline getirebilirsek, kentin üretim kapasitesinde büyük artış olur. Bu konuda önemli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde mesleki eğitim almayan bu önemli bir süre sonra nüfus üretim dışı kalacaktır.''

SULU TARIM İÇİN GEÇ KALINIYOR

Kaya, Diyarbakır'ın tarıma elverişli alan bakımından Türkiye ortalamasının 2 kat fazlasına sahip olduğunu, ancak bu alanların gerektiği gibi değerlendirilememesi ve modern tarım yöntemleri kullanılmaması nedeniyle kırsal nüfus başına düşen üretim miktarının tüm iller arasında 52. sırada yer aldığını
söyledi.

Diyarbakır nüfusunun yüzde 64'nün tarım ile uğraştığını, Diyarbakır'a en önemli girdi sağlayan ve sağlayacak sektörlerden en önemlisinin tarım ve tarıma dayalı sanayi olduğunu anlatan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tarımsal üretimi artırma ve bölgenin kalkınmasının sağlamanın ana unsuru GAP Projesi kapsamındaki sulama kanallarının acilen tamamlanarak bu verimli topraklarda sulu tarıma geçilmesidir. GAP kapsamında gerçekleşen sulama yatırımları yüzde 14 düzeyinde bulunmasına karşın, Diyarbakır'da sulanan alanların oranı yüzde 4'tür. Sulu tarım için geç kalınıyor. Yapılan barajların sulama yapma özelliklerini yitirmeden sulama kanallarının acilen devreye
sokulması gerekmektedir. Çünkü, tarımsal üretim artışı beraberinde hızlı bir şekilde tarıma dayalı sanayinin gelişmesini sağlayacaktır.''

AA
Yayın Tarihi : 13 Ekim 2007 Cumartesi 10:51:10
Güncelleme :13 Ekim 2007 Cumartesi 18:56:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?