Türkiye İşçi Emeklileri Derneği'ne (TİED) göre, SSK'dan aylık alan yaklaşık 4 milyon kişiden yüzde 81.96'sının aylığı, 569 YTL 30 YKr tutarındaki “açlık sınırının” altında bulunuyor.
TİED Ankara Şubesi'nce, SSK verileri kullanılarak yapılan hesaplamaya göre, Nisan 2006 itibarıyla SSK'dan 4 milyon 3 bin 798 kişi yaşlılık, malullük, ölüm, sürekli iş göremezlik ve iş kazası ve meslek hastalığı aylığı alıyor.
Hesaplamaya göre, bu kişilerden yüzde 81.96'sını oluşturan 3 milyon 281 bin 606'sı, 569 YTL 30 YKr tutarındaki “açlık sınırının” altında, 722 bin 192 kişi ise üzerinde aylık alıyor. Mart 2006 itibariyle hesaplanan 1854 YTL 40 YKr tutarındaki “yoksulluk sınırının” üzerinde aylık alan ise bulunmuyor.
Araştırmayı değerlendiren TİED Ankara Şube Başkanı Recep Orhan, Emekli Sandığı'ndan aylık alan 1 milyon 660 bin emekli, dul ve yetiminin de 502 bininin aylığının açlık sınırının altında olduğunu söyledi. Emekli dul ve yetimlerin açlık ve sefaletle boğuşarak hayatta kalmaya çalıştıklarını ifade eden Orhan, ekonomide son birkaç yılda meydana gelen iyileşmenin emeklinin mutfağına yansımadığını kaydetti.
“EKONOMİK BÜYÜMEDEN PAY İSTİYORUZ”
Hükümetten, emekli aylıklarını “açlık sınırı” düzeyine çıkarmasını istediklerini bildiren Orhan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın, emeklilerin ekonomik büyümeden pay almasını sağlayacak biçimde yeniden ele alınmasını istedi.
Sosyal güvenlik reformuna, emeklilerin ekonomik durumlarında bir norm ve standart birliği sağlanması koşuluyla destek verebileceklerini kaydeden Recep Orhan, “Üzülerek görüyoruz ki getirilmek istenen düzenlemelerde var olan adaletsizlikler korunmakta, kurumlar arasındaki farklılık sürdüğü gibi aynı kurumlar içindeki ücret makası da giderek artmaktadır” diye konuştu.
UNICEF: TÜRKİYE'DEKİ ÇOCUKLARIN YÜZDE 37'SİE YOKSULLUK SINIRINDA
UNICEF Türkiye Temsilcisi Edmond Mc Loughney, Türkiye'deki çocukların yüzde 37'sinin yoksulluk sınırında yaşadığını belirterek, “Okula gitmeyen kızların önündeki en büyük engel, geleneklerden de önce yoksulluk” dedi.
Mc Loughney, ekonomik yoksulluğun yanında eğitim ve sağlık yoksunluğunun da önemine dikkat çekti.
Sağlık haklarının bilinmemesinin, yeterli beslenememenin, anne bebek ölüm oranlarının yüksekliğinin, sağlık yoksunluğuna; okuma yazma oranlarının düşük olmasının, kız çocuklarının okula gönderilmemesinin ise eğitim yoksunluğuna örnek gösterilebileceğini belirten Mc Loughney, şunları söyledi:
“Haydi Kızlar Okula Kampanyası dolayısıyla yaptığımız çalışmadan da biliyoruz ki okula gitmeyen kızların önündeki en büyük engel, geleneklerden de önce yoksulluk. Eğitim ücretsiz de olsa okul forması, kırtasiye malzemesi gibi birtakım yan harcamalar var. Geleneksel düşündükleri halde maddi yardım yapılan aileler, kız ya da erkek fark etmiyor, çocuklarını okula gönderiyorlar. Türkiye'deki çocukların yüzde 37'si yoksulluk sınırında yaşıyor.”
“ÇOCUK YOKSULLUĞUNUN ÖNLENMESİ” KONFERANSI
Mc Loughney'in verdiği bilgiye göre, çocuk yoksulluğu ile ilgili duyarlılık oluşturmak ve bu konuda yapılacak çalışmalar için bir yol haritası belirlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve UNICEF'in “Çocuk Yoksulluğunun Önlenmesi” konulu uluslararası konferans düzenlenecek.
Ankara'da 12-13 Haziranda yapılacak konferansa, çeşitli ülkelerden akademisyenler, Amerika, Avrupa ve Türkiye'den sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, BM görevlileri ve çocuklar katılacak. Yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkileri küresel, bölgesel ve Türkiye perspektifinden ele alınacak.
Konferansta, “çocuklara yönelik bütçe”, “çocuk işçiliği”, ”erken çocukluk”, “eğitim”, “temel hizmetlere erişim”, ”çocukların korunması”, “çocukların ve ailelerin güçlendirilmesi ve katılımı”, “çocuk yoksunluğuna sivil toplum kuruluşu ve akademi perspektifi” gibi konu başlıkları tartışılacak.
aa
Yayın Tarihi :
5 Haziran 2006 Pazartesi 10:37:42
Güncelleme :5 Haziran 2006 Pazartesi 10:53:10