22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

İstikrar tamam sıra istihdamda

Seçimden zaferle çıkan AK Parti’yi yoğunbir ekonomik gündem bekliyor. Gündemin ana maddelerini IMF ile mevcut ilişkiler ve istihdam sorununun çözümü oluşturuyor.

Genel seçimlerde rekor oy oranıyla yeniden iktidara gelen AK Parti hükümetini hummalı bir dönem daha bekliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonuçlarının belli olmasından hemen sonra parti genel merkezi önündeki coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada verdiği mesaj oldukça açıktı: “Milletimizin yaşam standartlarını yükseltmek için ekonomik kalkınma ve demokratik reformları sürdüreceğiz.” Seçimlerde ‘istikrara’ oy verenlerin desteğini arkasına alan AK Parti’nin yeni dönem ekonomi politikalarının da ipuçlarını veren konuşmanın hedefi oldukça iddialıydı. AB ile tam üyelik sürecinin başlayacağı 2014 yılına kadar milli geliri 800 milyar dolara, fert başına düşen geliri 10 bin dolara yükseltmeyi hedefleyen hükümet, ihracat hedefini de 200 milyar dolar olarak belirlemişti. Son 5 yılda elde edilen yüzde 7’lik büyüme hızını önümüzdeki dönemde de koruyarak, dünyanın en büyük sekizinci ekonomisi olmayı hedefleyen hükümetin ekonomik ajandasında iki ana başlık yer alıyor. İstihdam sorununun çözümü ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile olan ilişkiler.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, birinci AK Parti iktidarında makro-ekonomik dengelerin yerine oturtulduğunu, ikinci dönemde ise mikro-ekonomik dengelere ağırlık verilmesi gerektiğini vurguluyor. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikalarının yumuşak karnı olan cari işlemler açığı, yatırım teşvikleri ve istihdamın önündeki engellerin kaldırılması gibi sorunların bu dönemde çözüme kavuşturulmasını beklediklerini söyleyen Meral, istikrarı istihdama dönüştürecek formüllere ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor. İşsizliğin azaltılması yönünde atılacak ilk adımları ‘bölgesel teşvikler’ ve ‘istihdam üzerindeki yükün hafifletilmesi’ olarak sıralayan Meral, alınacak bu önlemlerin ülkenin sosyal sorunlarının çözümünde de olumlu sonuçlar vereceğinin altını çiziyor.

Meral’in altını çizdiği işsizlik meselesi, ülkenin en büyük toplumsal sorunu. İş imkâlarının büyüyen genç nüfusla doğru orantılı olarak artmaması, AK Parti iktidarına yöneltilen eleştirilerin temelini oluşturmuş, parti kurmayları sokaktaki insanların “Ekonomi sürekli büyüyorsa neden hâlâ bu kadar işsiz var?” sorusuna cevap vermekte zorlanmıştı. Önümüzdeki dönemde de aynı soruya muhatap olmak istemeyen AK Partili ekonomi bürokratları bunun için şimdiden kolları sıvadı. 60. hükümetin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olması beklenen Mehmet Şimşek, izleyecekleri stratejiyi şu sözlerle özetledi: “Yatırım ortamını iyileştirecek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunun yanı sıra istihdam üzerindeki vergi yüklerinin kaldırılması ve işgücü piyasasının esnek hale getirilmesi için de çaba harcayacağız. Yatırımların arttırılmasına yönelik teşvikler konusunda da gerekli adımları atacağız.”

IMF İLE TAMAM MI, DEVAM MI?

Şimşek’in ortaya koyduğu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için aşılması gereken çok önemli bir engel var, o da IMF ile yürütülen ekonomik program. 1999 yılında başlayan, 2001 yılında revize edilen bu program kamu harcamalarını ve teşvikleri kısıtlıyor. Buna mukabil bankacılık ve finans kesimine yakın ekonomistlere göre Türkiye’nin krizden kısa zamanda çıkarak, dünyanın en büyük 16. ekonomisi haline gelmesi IMF ile yürütülen programla mümkün oldu.

IMF programı sayesinde makro ekonomik dengelerde ciddi bir istikrar sağlandığını düşünen iktisatçılar, 2008 Mayıs’ında sona erecek Stand-by anlaşmasının yenilenmesi gerektiğini savunuyorlar. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Dr. Ömer Bolat ise IMF sayesinde bazı kazanımların elde edildiğini kabul etmesine karşın yolların artık ayrılması gerektiğini düşünenlerden. Programın çokuluslu şirketler ve finans kesimine yaradığı görüşünü savunan Bolat, gerçek anlamda bir büyümenin IMF’siz gerçekleşeceği görüşünde. “2008 Mayıs’ına kadar borçlarımızı ödeyelim ve artık yollarımızı ayıralım. Çünkü IMF ile ancak büyürsünüz; lakin kalkınamazsınız” diyen Bolat, iş dünyası olarak hükümetten, “IMF değil, Türk Programını” uygulamaya koymasını beklediklerini vurguluyor.

Aksiyon
Yayın Tarihi : 31 Temmuz 2007 Salı 19:39:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?