27
Mayıs
2024
Pazertesi
EKONOMİ

Kantarın topuzu ne kadar kaçtı?

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankası’nın son faiz indirimini, “Şaban” tiplemesiyle bilinen merhum sanatçı Kemal Sunal’ın bir filminden örnek vererek değerlendirdi.

Çağlayan, “Kemal Sunal filminde düştü kafayı yere vurdu, gülüyordu. Hâlâ farkında değildi. Elini kafasına attı kanı gördü ağlamaya başladı. Merkez Bankası da faiz indirimini proaktif yapmadı. Geçen sene faizleri indirecek en iyi ortama sahipken ıskaladık. Bunu şartlar getirdi geç kalındı” dedi.

Para Politikası Kurulu’nun geleceği okuyarak karar vermesi gerektiğini anlatan Çağlayan, “Kurul geleceği okuyacak, görecek, projeksiyonunu yapacak ona göre tedbirini alacak. Sadece mesele dün, bugün değil, ‘Ben yarına ne yapacağım’ ona da bakmak lazım” ifadesini kullandı.

Kimse mi hesap bilmiyor

Dünyanın bütün ülkelerinin bangır bangır faiz indirdiğini söyleyen Çağlayan, “İndirecek yer kalmadı yakında çıkarıp cebe para koyacaklar. ABD, Japonya, Avrupa Birliği, İngiltere Merkez Bankası indiriyor. Yarın biraz daha böyle giderse ABD Merkez Bankası ’Ya sana üstüne para vereyim’ diyecek. Böyle bir noktada niye yapıyorlar? Bunlar hesap mı bilmiyorlar? Çünkü burada iç piyasanın canlanması ve insanların kredi şartlarını yeniden yapılandırması gerekiyor” dedi.

Çağlayan, tek fiyat istikrarının öneminin altını çizerek, şunları söyledi:

Yarının şartları farklı

“Bugün reel faiz son derece önemlidir. Bugün Merkez Bankası, ’Enflasyon benim öncelikli hedefimdir’ diyor. Evet biz de hükümet olarak öncelikli bunu yaptık. Tek haneli enflasyon dedik. Enflasyonu çok inmiş ama büyüme küçülmüş, üretim azalmışsa, insanlar işsiz kalmışsa ne yapayım ben düşük enflasyonu? Enflasyon mutlaka tek haneli olacak ki bunu AKP gösterdi, başardı, iş alemi destek verdi. Ama bugünün şartları dünden farklı, yarının şartları bugünden farklı olacak. Böyle bir ortamda birinci öncelikli hedef tek fiyat istikrarı. Yani mesele şu; önce piyasaların çalışması, faizlerin düşmesi, insanların bu düşük faizlerle alışveriş yapması lazım. Onun için ülkeler faizi düşürüyor.”

2009’un ilk altı ayında zordayız

EKONOMİDE duygusallığa yer olmadığını vurgulayan Zafer Çağlayan, faiz konusunda Merkez Bankası’nın inat ettiğini öne sürerek şöyle konuştu: “2007 yılı sonu itibarıyla Türkiye reel sektörü, 2 milyon 10 bin 377 işletme, bankacılık sektörü, serbest meslek hariç 1.5 trilyon dolarlık bir ciro yaptı.

Bizim bu işletmelerimiz. Bu 1.5 trilyon dolarlık toplam cironun 107 milyar doları ihracattı. Geri kalanı iç pazardı yani yaklaşık 1.4 trilyon dolarlık bir iç pazarı olan ülkeden bahsediyoruz. Nasıl olacak? Bu faizleri düşürerek yapacaksınız. Kazancı yüzde 10 artan bir insanın ona yakın bir faizi olması lazım ki parasını harcayabilsin. Bundan dolayı bankaların yeni kredi yapılandırılmasında düşük faizi dikkate alması lazım. Bu işlerde ekonomiyle inat edilmez, duygusallığa yer yoktur.

Duygusallık, ekonomilerde yürümez. Sen tedbirini alacaksın, dünyayı izleyeceksin. Biz lüzum etmeyen bir yerde kalktık faizi artırdık, düşürmedik, inat ettik. Şimdi hâlâ ayak diriyoruz, geç kalıyoruz. Türkiye 25 çeyrek arka arkaya yüzde 7 büyüdü, şu anda bir küçülme yaşanıyor. Son çıkan çeyrek 0.5. Geçen yıl genelinde de negatif bir şey çıkmayacağı kesin. Ama bu yıl ilk 6 ay biz zordayız. Ülke olarak yani ticaretimizin devam ediyor olması lazım. Faiz burada çok önemli bir ivme.”

Ben hem mühendis hem de alaylıyım

ÇAĞLAYAN, kendisinin hem mühendis hem de alaylı olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben mektebinden geldim. Kitap defterinden öğrenmedim. Gazete köşe yazarlarından da öğrenmedim. Ben faizi, enflasyonu, büyümeyi, ihracatı kitap ve defterden de öğrenmedim. Ben bizzat bu işin içinden geldim. 27 yıl bunları tatbik ederek yaşadım. Üç tane kriz gördüm. Önlemler zamanında ve yerinde alınmalıdır. Ekonomide duygusallığa yer yoktur.”

Vatan
Yayın Tarihi : 22 Ocak 2009 Perşembe 11:51:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?