Karadeniz Ekonomik İşbirliği 15. Zirve toplantısının oturum başkanı Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, siyasi ihtilafların Karadeniz bölgesindeki ekonomik işbirliği ve kalkınmanın önünde önemli engel oluşturduğunu, bu gibi sorunların işbirliğini etkilememesi için birlikte çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 15. kuruluş yıldönümü dolayısıyla örgüt üyeleri ve gözlemcilerinin devlet ve hükümet başkanlarının davetli olduğu zirve, KEİ Olağanüstü Dışişleri Bakanları Toplantısı ile başladı. Çırağan Sarayı Mabeyn Salonu'nda saat 09.45'te başlayan toplantıya, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuc Jeremic, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Bulgaristan Dışişleri Bakanı İvaylo Kalfin, Slovakya Dışişleri Bakanı Jan Kubis, Romanya Dışişleri Bakanı Adrian Cioroianu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, Ukrayna Dışişleri Bakanı Arseniy Yatsenyuk, Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan ve Gürcistan Dışişleri Bakanı Gela Bejuaşvili katıldı. Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin dönem başkanlığını aldığı 1 Mayıs 2007 tarihinden bu yana ulaştırma, enerji, ticaret, örgütlü suçla mücadele, çevre ve iletişim sorunlarını tüm KEİ üyelerinin ilgisini çekecek ve somut sonuçlar alınacak alanlar olarak belirlendiğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, konuşmasında örgütlü suçlarla mücadele konusuna da değindi. Bu suçların küreselleşen dünya şartlarında sınır tanımadığını dile getiren Gül, "Bu suçlarla mücadelede işbirliği olmadan başarılı olma şansı çok azdır. KEİ'nin bu alandaki hukuki alt yapı çalışması önemli ölçüde tamamlanmıştır. Dönem Başkanlığı olarak, faaliyet takvimine suçla mücadele alanında iki eğitim programı dahil edildi. BM veBudapeşte süreciyle işbirliği halinde insan ticareti konulu bir seminer düzenlenmesi planlanıyor" diye konuştu.

Abdullah Gül, konuşmasında, siyasi ihtilafların bölgede ekonomik işbirliği ve kalkınmanın önünde önemli engel oluşturduğunu, bu gibi sorunların işbirliğini etkilememesi için birlikte çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi. Gül, şöyle konuştu: "İmkan bulunması halinde siyasi sorunlara, bölgemizin kendi içinden de çözüm üretilmesi için ortak çaba harcamalıyız. Siyasi sorunlarımıza bölge içinde, çözüm bulma imkanlarını araştırmak amacıyla KEİ Dışişleri Bakanları toplantıları yanında, gayri resmi görüş alışverişinde bulunulmasının bu anlamda iyi bir başlangıç oluşturacağını düşünüyoruz. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunlar hiç birimiz tek başımıza mücadele edemeyeceği, hiç birimizin de muaf olamayacağı yapıdadır. Bölgesel politikalar bağlamında uzun vadeli persptiklerle, yeni bakış açılarını gerekli kılmaktadır. Sorunlara dar bir güvenlik çerçevesinden bakmak yerine işbirliği ve istikrara katkıda bulunmalıyız. Karadeniz'de karşılayabileceğimiz güvenlik sorunlarıyla mücadele etmek için gerekli tüm mekanizmalar mevcuttur. Esas olan bu mekanizmalardan etkin biçimde yararlanılmasıdır. Karadeniz havzası ülkeleri olarak ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebilirsek 21. yüzyılın getireceği sorunlarla mücadelede ve karşımıza çıkaracağı fırsatlardan yararlanmakta başarılı olacağımıza inanıyorum".

Karadeniz bölgesine uluslararası camianın ilgisi giderek arttığını dile getiren Bakan Gül, KEİ'nin bu fırsattan yararlanması için daha etkin hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Gül, Karedeniz çevre otoyolu ve deniz otoyoluna ilişkin anlayış mutabakatının imzalandığını, anlayış mutabakatlarının bu işbirliğinin somut göstergesi olduğunu ifade ederek, dönem başkanlığı olarak anlayış mutabakatlarının uygulamaya konulması için bütün çabayı göstereceklerini kaydetti.

ENERJİ ALANINDA İŞBİRLİĞİ POTANSİYELİ YÜKSEK
Dünyada enerji sektörünün giderek artan önemi ve bölgenin zengin enerji kaynaklarının KEİ çerçevesinde önemli bir işbirliği potansiyeli olduğunu gösterdiğini vurgulayan Gül, yarın yapılacak olan Doğu-Batı Buluşması Enerji Konferansı'nda enerji alanında yapılacak işbirliği faaliyetlerinin değerlendirileceğini bildirdi. Gül, KEİ bünyesinde Türkiye'nin önerisiyle Karadeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının keşfi ve işletilmesine yönelik çalışma grubu oluşturulduğunu, çalışma grubunun ilk toplantısını eylül ayında yapılacağını söyledi. Gül, "Bölgemizde enerji sektöründe işbirliği potansiyeli hidrokarbon kaynaklarıyla sınırlı değildir. Elektrik enerjisi alanında da önemli işbirliği potansiyeli bulunuyor" dedi.

TİCARETİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI
Karadeniz ülkeleri arasındaki ticaretin önemini de vurgulayan Bakan Gül, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması tüm üye ülkeler için önemli yararlar sağlayacağını ifade etti. KEİ'nin bankası olan tek uluslararası kuruluşlardan olduğunu belirten Gül, bankanın daha etkin kullanılması gerektiğini dile getirdi. Gül, iklim değişikliğinin sınır tanımayan küresel sonuçlar doğurduğunu, Karadeniz halkları olarak çevreye ilişkin ortak çalışma yapılması gerektiğini dile getirerek, teknolojinin nimetlerinin tüm toplum kesimlerinin gereğince yararlanması sağlanmasına yönelik de çalışmalar yürütülmesinin önemini vurguladı.

Gül, ekonomik yapı, gelişmişlik düzeyi ve kültür olarak farklılıkları olsa da Karadeniz bölgesi ülkelerinin ortak bir "Karadeniz kimliği" bulunduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin dönem başkanlığı döneminde sosyal, kültürel, eğitim ve spor faaliyetlerine ağırlık vereceğini ve bu çerçevede faaliyetler öngördüğünü kaydetti.

ÖNCEKİ HABER

KEİ Uluslararası Daimi Genel Sekreteri Büyükelçi Leonidas Chrysanthopoulos, örgütün 15 yıllık bir olgunlaşmanın ardından henüz halkına bir anlam ifade etmeye, üye ülkelerde barışı, istikrarı sağlamaya ve uluslararası ortamda önemli bir unsur olmaya başladığını kaydetti.
Uluslararası Daimi Genel Sekreteri Büyükelçi Leonidas Chrysanthopoulos, Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi Özel Toplantısı'nda bir konuşma yaptı. Zirve çerçevesinde hazırlanan deklarasyonun ülke bakanlarının onayına sunulacağını belirten Chrysanthopoulos, bu deklarasyonun bir yandan KEİ'nin proje bazında stratejisini içerdiğini, diğer yandan da Bükreş Bildirisi'nin, örgütün başarısında bir adım olarak öngördüğü reform sürecinin tamamlanışını olumlu karşılandığını, KEİ ve AB ilişkisinin başlangıcını simgelendiğini söyledi. Chrysanthopoulos, bu üç unsuru KEİ'nin yakın gelecekteki ilkeleri olarak nitelendirirken, "Bu üç unsurun başarısı, ekonomik kalkınma ve vatandaşlarımızın refahı demektir. Deklarasyonumuzun içeriğinden de anlaşıldığı üzere ülkemizde bu yönde bir siyasi irade bulunmaktadır" dedi.

Reformların uygulanmasının ötesinde, tüm karar ve tavsiyelerin bakanlar konseyi tarafından kabul görmesinde ülkelerin rolünün önem taşıdığına dikkat çeken Chrysanthopoulos, bu nedenle dışişleri bakanlarından ilgili kurumlara gerekli talimatları vermelerini istedi. Sekreterya kararlarının uygulanabilmesi için elinden geleni yapacağını dile getiren Chrysanthopoulos, "Sizlerin siyasi kararlılığı olmadan hiçbir şey yapılamaz" diye konuştu.

Karadeniz Çevre Otoyolunun eşgüdümlü geliştirilmesi anlaşma muhtırası ile KEİ Bölgesi deniz otoyollarının geliştirilmesi anlayış muhtırasının uygulanması ile ilgili çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Chrysanthopoulos, Karadeniz Çevre Otoyolu ile ilgili idari komitenin ise 2 Temmuz'da toplanacağını duyurdu. Chrysanthopoulos, Rusya Federasyonunu hazırladığı, İdari Komite ve Teknik Sekretarya'nın yönetmelik kuralları ile ilgili diğer bazı belgelerin de bu komite tarafından incelenip kabul edileceğini vurgularken, bu muhtıranın yürürlüğü girmesini engelleyecek uzun tartışmaların yapılmamasını istedi. Chrysanthopoulos, "Temsilcilerinize yapıcı ve esnek olmaları ve bahsi geçen belgelerin mümkün ise 2 Temmuz'da kabul görmesi konusunda gerekli talimatlar vermeniz gerekmektedir. Türk dönem Başkanlığı bu iki muhtırayı temmuz ayında İstanbul'da yapılacak bakanlar toplantısının gündemine eklemiştir. Yürürlüğü girmeleri konusunda hızla ilerlemekteyiz" dedi.

KEİ'nin AB ile olan ilişkilerine de değinen Chrysanthopoulos, birlikle ilişkilerin gittikçe yoğunlaştığını ve geliştiğini vurguladı. Chrysanthopoulos, bugünün sonuna doğru, Bakan düzeyinde gerçekleşecek ilk gayri resmi KEİ Troykası ile AB Troykası'nın ise bunun bir göstergesi olarak nitelendirdi ve Dışişleri Bakanlar konseyinin Avrupa Komisyonun Gözlemci üyelik sıfatı tanıyacak karar tasarısını da bugün kabul edeceğini vurguladı.