16
Haziran
2025
Pazertesi
EKONOMİ

Karşılıksız çekler patladı

İç piyasada beklediği satış hacimlerine ulaşamayan özellikle küçük ölçekli esnaf borcunu ödeyemedi ve çarkları tıkadı. Protestolu senet tutarı 2008 yılı ilk 6 ayına göre yüzde 29.27 artıp 3 milyar 844 milyon liraya çıktı. Karşılıksız çıkan çek sayısında da tarihi rekor kırıldı

Her ne kadar Şubat ve Mart aylarına göre başta sanayi üretim endeksi olmak üzere bazı verilerde dipten dönüş işaretleri görülse de ekonominin başka önemli göstergeleri çarşı pazarda, sokakta bir canlanma olmadığını tam tersine büyük bir tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor. Piyasanın tıkanıp tıkanmadığının en önemli göstergelerinden biri olan protestolu senet ve karşılıksız çek sayısında tarihi rekor seviyeler görülüyor. Merkez Bankası verilerine bakıldığında protestolu senet tutarında ilk 6 ayda 3 milyar 844 milyon TL’lik rakama ulaşıldığı dikkati çekiyor. Oysa protestolu senet tutarı 2008 yılının ilk yarısında 2.9 milyar TL seviyesindeydi. Yani 2009 ilk yarıda 2008 aynı döneme göre yüzde 29.27’lik bir artış söz konusu.

Esnafın, tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren bir diğer önemli gösterge olan karşılıksız çek sayısında da önemli artışlar dikkati çekiyor. 2007 ilk 7 ayından 2008 ilk 7 ayına karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008’den 2009’a bakıldığında oranın yüzde 28.2’ye çıktığı göze çarpıyor. Türkiye’de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor.

Nitekim Türkiye’nin nabzını en iyi tutan kurumlarından biri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da dün Konya’da toplanan Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısında bu soruna dikkat çekti.

Hisarcıklıoğlu, bugün oluşmaya başlayan yeni bir dünya düzeniyle, yeni bir ekonomik anlayışla da karşı karşıya olunduğunu belirterek, “Aslında bütün dünya da bunun ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ekonomik durgunluğun ve talep daralmasının önüne geçmek istiyorsak hepimiz iş yapma alışkanlıklarımızı, bakış açılarımızı gözden geçirip sorgulamalıyız. Eskiden kalan alışkanlıklarımız ve yöntemlerle şirketlerimizi ayakta tutmamız, küresel rekabete devam etmemiz mümkün gözükmemektedir” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, 2009 yılının ilk 6 ayında Türkiye genelinde protestolu olan senetlerde yüzde 29 artış olduğunu, Orta Anadolu Bölgesi’nde bu artışın yüzde 31 olarak gerçekleştiğini ifade etti.

Hisarcıklıoğlu, özellikle ürün deseninin yeterince çeşitlenmediği bölgelerde bir fabrikanın kapanması ile bütün şehir ekonomisinin çökme noktasına geldiğine dikkat çekerek, “Yerel ekonomilerin üretim desenlerini artırmalıyız. Geleceğe yönelik planlar yapmadan önce bugünkü sorunlarımıza da cevap bulmak, çözüm üretmek durumundayız. Mutlaka üretimin teşviki yoluyla mevcut kapasitelerin işler hale getirilmesine öncelik verilmelidir. Şirketlerimizin gelir gider tahminleri şaştı. Giderler aynı kalırken gelirler beklenenin çok altındadır. Bu uyumsuzluğu giderecek düzenmelere acilen ihtiyaç duyulmaktadır” açıklamasını yaptı.

Siparişler azaldı ödemeler aksadı

Karşılıksız çek ve protestolu senetlerin artmasında kuşkusuz en büyük neden iç piyasada işlerin yavaşlaması. Özellikle küçük işletmeler ya mal satamıyor ya da sattığı malın parasını tahsil edemiyor. İSO anketine göre 2009 yılının ilk yarısında siparişlerdeki azalma artarak devam etti ve durum 2008 ikinci yarısından da kötü oldu.

Çalışmada, 5 temel göstergeye göre 2009’un ilk yarısı 2008’in ikinci yarısına göre kıyaslandığında, azalış bildiren işletmeler oranı, üretimde yüzde 47.6’dan yüzde 59.6’ya, iç satışlarda yüzde 48.4’ten yüzde 58’e, dış satışlarda yüzde 50.8’den yüzde 55’e, yeni siparişlerde yüzde 55.9’dan yüzde 60.9’a, istihdamda yüzde 42’den yüzde 47.9’a yükseldi.

Küçük ölçekli işletmelerde ortalama kapasite kullanım oranı 2008 ilk yarıda 60.3 iken, 2008 ikinci yarıda yüzde 57.1’e, 2009 ilk yarıda da yüzde 48.5’e geriledi. Bu arada şirketlerin kârlılıklarında da çok önemli düşüşler meydana geldi. Küçük işletmelerin yüzde 68.4’ü ‘Finansal açıdan darboğazdayım’ cevabı verdi.

Her 100 işletmeden 71’i karşılıksız çek ve senet sorunuyla karşı karşıya

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Ekonomik Durum Tespit Anketi’ne göre, çalışmanın başlangıç yılı olan 1998’den bu yana en olumsuz dönem, 2001 ilk yarı hariç, 2009 ilk yarıda gerçekleşti. Karşılıksız çek senet sorunu ile karşılaşan işletmelerin oranı da 2008 yılının ilk yarısına göre 2009 yılı ilk yarısında yüzde 61.7’den yüzde 71’e yükseldi. Bu arada karşılıksız çek ve senetlerin toplam satışlara oranı yüzde 7.1 seviyesinde bulunuyor. Bu oran 2008 yılının ilk yarısında yüzde 4.6 idi.

Çalışmaya göre, 2008 ikinci yarıda 80.8 olan üretim endeksi, 2009 ilk yarıda düşüşle 61.5’e gerilerken, bu, 2001 ilk yarı hariç, 1998 yılından bu yana karşılaşılan en düşük değer oldu. Bu endeks değeri, üretimde olumsuzluk yaşayan işletmeler oranının yüksek düzeye ulaştığını ortaya koydu.

Üretim endeksindeki düşüş eğilimi tüm ölçekler için geçerli oldu. 2009 ilk yarıda üretim endeksi, küçüklerde 52.5, ortalarda 70.2, büyüklerde 67.7 ile 2008 ikinci yarı değerlerinin altında kaldı.

Çalışmaya göre, toplam işletmelerde 2008 ikinci yarıda 78.5 olan iç satışlar endeksi, 2009 ilk yarıda 61.1’e geriledi. İç satışlar endeksinde de 2009 ilk yarı endeks değeri, 2001 ilk yarısından sonraki en düşük değer oldu. 2008 yılı ikinci yarıda 75.5 olan dış satışlar endeksi, 2009 ilk yarıda 66.2’ye gerilerken, bu değer de 1998 yılından bu yana karşılaşılan en düşük değer oldu. Dış satışlarda 2009 ikinci yarı beklentilerinin de olumlu yönde olduğu görüldü.

Büyükler daha iyimser

2009 yılının ilk yarısında 58.3’e gerileyen yeni sipariş endeksi de, 2001 ilk yarı sonrasındaki en olumsuz değer olurken, 2009 ikinci yarı yeni siparişler beklenti değerlerine bakıldığında, büyük ölçekli işletmelerin küçük ve orta ölçekli işletmelere göre daha iyimser oldukları gözlendi. İstihdam endeksi 2008 ikinci yarıda 76.7 iken, 2009 ilk yarıda 66.6’ya geriledi. Ölçekler bazında istihdam endeksi küçüklerde 60.1, ortalarda 71.1, büyüklerde 73.7 ile 2008 ikinci yarı değerlerinin altında kalırken, bu değerler 2009 yılı ilk yarıda istihdamda olumsuzluk yaşayan işletmeler oranının tüm ölçeklerde küçümsenmeyecek ölçüde arttığını ortaya koydu.

Anket kapsamında karşılıksız çek ve protestolu senetle karşılaşan işletmeler oranı, 2008 ikinci yarıda yüzde 61.7 iken, 2009 ilk yarıda yüzde 71’e yükseldi. 2008 ikinci yarıdan 2009 ilk yarıya karşılıksız çek ve protestolu senetlerle karşılaşan işletmeler oranı önemli ölçüde arttı.

2008 yılının ilk yarısında yüzde 4.6 düzeyinde olan karşılıksız çek ve protestolu senetlerin toplam satışlara oranı, 2008 ikinci yarıda yüzde 7.7 ile 2001 ilk yarı haricindeki en yüksek düzeyine ulaşırken, 2009 ilk yarıda yüzde 7.1’e geriledi.

Babacan: Kimseyi şaşırtmayacağız

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ne yapılırsa yapılsın 2009 yılının dünya ekonomik tarihine kayıp bir yıl olarak geçeceğini belirterek, “Alınan önlemlerle 2010-2011’de pek çok ülke problemlerini aşmaya çalışırken, Türkiye çok daha hafif bir borç yüküyle ve çok daha sağlam bir finans sistemiyle bu krizini çok daha hafif atlatacak” dedi. Babacan, Konya’da gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında yaptığı konuşmada, kurulun, Hükümetin kurulduğu günden bu yana çok sayıda toplantı yaparak, ekonomiyle ilgili pek çok konuyu masaya yatırıp, önemli kararlar alıp uygulamaya koyduğunu söyledi.

2009 yılı her ne kadar kayıp bir yıl olsa da, kendilerinin, son 2 aydır yoğun bir şekilde 2010, 2011 ve 2012 için çalıştıklarını dile getiren Babacan, şunları kaydetti:

“Yani kriz sonrasında Türkiye’nin neler yapacağıyla alakalı detaylı bir program üzerinde çalışıyoruz. Bu orta vadeli program Türkiye’nin krizden çıkış stratejisi olacak. ”

Babacan, yatırımcı açısından güven ortamını sağlamlaştıracaklarını da belirtirken “Kimseyi şaşırtmayacağız. Bugün ne diyorsak yarın da onu söyleyeceğiz. Alacağımız kararların takipçisi olacak, açık olacağız. Hiçbir şeyi kimseden gizlemeyeceğiz” diye konuştu.

Yalçındağ: Artık bütçe açığını kontrol edelim

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da Konya’daki toplantıda bir konuşma yaptı ve özellikle bütçenin açıklarına dikkat çekti. Yalçındağ “Bütçe açığı sorununun faiz politikası üzerinde bir baskı yaptığını düşünüyoruz. Peki bu bütçe açığı OECD ülkeleri genelinde çok yüksek, bunun Türkiye’de de olması doğal mıydı? Belki doğaldı başta ama artık kontrol altına alamazsak, bu ekonomimizde ciddi bir risk oluşturacak ve bizim ileriye dönük yatırımlarımızı ve büyüme hedefimizi kesinlikle olumsuz etkileyecektir. İş adamları olarak beklentimiz güven, istikrar ve öngörülebilirlik. Türkiye’de öngörülebilirliğin yeniden sağlanması için de bir süredir beklediğimiz orta vadeli programı iş adamları olarak bekliyoruz” dedi.

VATAN
Yayın Tarihi : 14 Ağustos 2009 Cuma 17:42:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?