19
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

Kriz vurdu böyle oldu

Ernst & Young'ın araştırmasına göre, Türk yöneticiler ekonomik krizin son 2 yılda şirketlerdeki yolsuzlukları artırdığını düşünüyor.

Denetim ve danışmanlık alanının önde gelen firmalarından Ernst & Young Türkiye, 11. Global Yolsuzluk Anketi - Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu'nu açıkladı. Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş ve Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir'in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında sunulan araştırma sonuçları, ekonomik krizin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de şirketlerde yaşanan yolsuzlukların sayısını artırdığını ortaya koydu.

Dünya genelinde bin 409, Ortadoğu ve Doğu Avrupa'da 353 ve Türkiye'den 50 yönetici ile görüşülerek gerçekleştirilen araştırma raporuna göre, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki ve dünyadaki katılımcıların oranına (yüzde 16) paralel olarak, Türk katılımcıların da yüzde 14'ü son 2 yıl içinde şirketlerinde önemli bir yolsuzluk olayı yaşandığını vurguluyor. Yolsuzluk eylemlerinin önlenmesinde Türk yöneticilerin yüzde 90 gibi yüksek bir oranı, güçlü bir iç denetim mekanizmasının etkili olabileceğini açıklıyor.

Dünya genelinde ise bu oranın yüzde 65 düzeyinde kaldığı görülüyor. Özellikle şirket içi kontroller (yüzde 86) ve kurum içi yolsuzlukla mücadele politikasının belirlenmesinin (yüzde 58) yolsuzlukla mücadele konusundaki öneminin altını çizen katılımcıların, muhtemel usulsüzlük eylemlerinin deşifre olmasında en etkin rol oynayan ihbarcıların teşvik edilmesi ve korunması konusunda, dünyadaki katılımcılarla aynı hassasiyeti göstermedikleri de görülüyor.

SORUMLULUK ALMAK İSTEYENLERİN SAYISI AZALDI

Anketin Türkiye katılımcıları muhtemel bir usulsüzlük karşısında yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88'inin şirket faaliyetlerine bağlı olarak aldıkları sorumluluk konusunda oldukça kaygılı olduklarını belirtmişlerdir. Bu oran, dünya genelinde yüzde 76, Orta ve Doğu Avrupa ise yüzde 83. Türkiye'de yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88'inin şirket faaliyetlerinde sorumluluk alma konusunda aşırı kaygı duyduğu ortaya çıkıyor. Bu oran, dünya genelinde yüzde 76 ve Orta ve Doğu Avrupa'da yüzde 83.

Araştırmaya göre, olası bir yolsuzluk karşısında şirketin nasıl hareket edeceği konusunda ankete katılan Türk yöneticilerin sadece yüzde 30'u, olayların yönetim kuruluna net bir süreçte raporlandığını söylüyor. Oysa dünya genelinde bu oran yüzde 52 civarlarında. Bunun yanı sıra, temel neden analizinin yapılması (Türkiye - yüzde 24, dünya - yüzde 48), istikrarlı disiplin süreçleri oluşturulması (Türkiye - yüzde 24, dünya - yüzde 46), iç denetim, uygunluk denetimi, risk yönetimi ve hukuk departmanları görevlerinin önceden tanımlı olması (yüzde 22, yüzde 51) ve görev alan departmanların yazılı aksiyon planlarının bulunması (yüzde 20, yüzde 39) konusunda Türkiye hâlâ istenilen seviyeye ulaşmamış görünüyor.

Dünya genelinde katılımcıların önemli bir bölümü (yüzde 17) şirketlerinde 'işleri hızlandırmak' amacıyla para verilmesinin (facilitation payments) yasak olup olmadığı konusunda emin değil. Benzer şekilde Türk yöneticilerin yüzde 11'i de bu konudaki şirket politikaları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiş. Türk firmalarının yüzde 86'sı kesin olarak bu tür ödemelerin yasak olduğunu söylerken, dünya genelinde ve Orta ile Doğu Avrupa genelinde de (yüzde 76, yüzde 77) benzer oranlar görülüyor.

KRİZDE AYAKTA KALABİLENLER BÜYÜMEYİ HEDEF ALACAK

11. Global Yolsuzluk Anketi, Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu sonuçları, gelecek yıl için de öngörüler ortaya koyuyor. Türk şirketlerinin yüzde 12'si agresif büyümeyi, yüzde 34'ü ise maliyet kontrolünü temel strateji olarak belirlediğini söylüyor. Şirket yönetimleri üzerinde baskıların artması söz konusu olsa bile iç ve dış denetim süreçlerinde belirsizliğin sürdüğü bildiriliyor. Buna göre, dünya genelinde firmaların yüzde 71'inin, Türk şirketlerinin ise yüzde 60'ının güçlü iç denetime odaklanacağı ortaya çıkıyor. Görev kapsamlarının daha kesin çizgilerle netleştirilmesi (Türkiye - yüzde 38, dünya - yüzde 59), yolsuzluk risklerinin test edilmesinde dış danışmanlardan daha çok yararlanılması (yüzde 28, yüzde 29), hukuk departmanının güçlendirilmesi (yüzde 22, yüzde 30), yönetim kurulu veya denetim komitesinin daha sıkı kontrol yapması (yüzde 18, yüzde 40) ve en önemlisi süreçlerin uygunluk denetiminin güçlendirilmesi (yüzde 16, yüzde 52) alanlarında oranlara bakıldığında halen Türk şirketlerinde belirsizliğin hakim olduğu ve belirli bir sistemin yerleşmeye başlamadığı dikkat çekiyor.

Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir, raporla ilgili olarak şunları söyledi:

"Son 2 yılda, finansal krizde ayakta kalabilmeyi başaran pek çok şirket, büyümeyi yeniden hedef almaya başlamıştır ya da başlayacaktır. Büyüme, değişik piyasalarda ya da sektörlerde olabilecek ve beraberinde yeni usulsüzlük riskleri getirebilecektir. Bu büyüme sürecinde şirket yönetimleri tarafından etik değerlere yapılacak güçlü yatırım ve gösterilen bağlılık çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu yatırım ve bağlılık, Şirket çalışanlarının etik değerlerden sapmamalarını teşvik edecek ve şirketlerin piyasalarda ve diğer şirketler nezdinde daha iyi konumlanmalarına yardımcı olacak, şirketlerin, düzenleyici kurumların ve hükümetlerin son yıllarda artan denetim ve gözetim uygulamalarına karşı korunmasını da sağlayacaktır."

.
Yayın Tarihi : 8 Haziran 2010 Salı 14:48:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?