15
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

Lüks markalara talep çok

Demsa'nın patronu Demet Sabancı Çetindoğan, Türkiye'yi adeta lüks markaya boğuyor. İşte yeni getireceği markalar...


DEMET Sabancı Çetindoğan, Sabancı ailesinin üçüncü kuşak temsilcilerinden. Hacı Sabancı'nın kızı, eski TÜSİAD başkanı Ömer Sabancı'nın kız kardeşi. Ailenin diğer birçok ismi gibi Sabancı Holding'deki görevlerini bırakıp, eşi Cengiz Çetindoğan'la birlikte Demsa Group'u kuran Çetindoğan, halen kozmetik, iç giyim, ayakkabı ve hazır giyim gibi sektörlerde birçok dünya markasının Türkiye temsilciliğini yapıyor.

Son yıllarda rotasını daha çok lüks markalara çeviren Demsa Group, geçen yıl da dünyanın en önemli moda arenası olarak kabul edilen Fashion TV'nin Türkiye'de yayın hakkını satın almıştı. Demet Sabancı Çetindoğan'ın, uzaktan eğitim veren TV kanalı ZTV de yayın hayatına başladı.

Çetindoğan'la grubun yeni marka anlaşmalarının yanı sıra Türkiye perakende sektörüyle ilgili gelişmeleri konuştuk...

Perakendecilik sektöründeki stratejiniz nasıl? Yolunuza yine yabancı markaların Türkiye temsilcisi olarak mı edeceksiniz? Başka alternatifler gündeme gelebilir mi?

Demsa olarak, hedef kitlemize uygun markaları bünyemize katmaya devam ediyoruz. Daha önce Mothercare, Etam, Guess, Fornarina, Gerard Darel ve Laura Ashley vardı. Birkaç hafta önce, içinde Gianfranco Ferre, Dolce&Gabbana, Just Cavalli, Iceberg ve Gerard Darel gibi dünya markalarına yer verdiğimiz Brandroom konsept mağazamızı açtık. Önümüzdeki aralık ayından itibaren Michael Kors ve Missoni markalarını da Brandroom'da tüketiciyle buluşturacağız.

Mağaza sayısı ve ciro açısından geldiğiniz nokta nedir? Önümüzdeki 5 yıl için neler hedefliyorsunuz?
Şu anda 67 mağazamız var. 2007 sonunda 70 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedefliyoruz. Sektördeki hızlı büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz. Biz de özellikle yeni açılacak alışveriş merkezlerindeki uygun lokasyonları değerlendireceğiz. Talepler nerelere, hangi markalara yönelirse o noktalarda bulunmaya çalışacağız. Demsa, Türkiye perakende sektöründe bu hızla büyüyen sayılı şirketlerden biri. Bu konuda istikrarlı bir gelişme göstermeyi amaçlıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde de ortalama yüzde 30 büyüme bekliyoruz.

Yeni markaları pazara getirmek için görüşmeler yaptığınız söyleniyor. Örneğin, ünlü Amerikan markası Aberchrombie&Fitch'i getirmek için Demsa'nın da devrede olduğunu duyduk...
Evet, Aberchrombie&Fitch'le de ilgileniyoruz. Ancak bu planları paylaşmak için erken olduğunu düşünüyorum.

Eskisine göre lüks marka mağazası açmanın kurallarının tamamen değiştiği belirtiliyor. Bu değişiklik siz ve sizin gibi şirketlere (temsilcilere) nasıl yansıdı?

Lüks markalara yoğun talep, şirketler arasında büyük bir rekabet ortamı oluşturuyor. Bu da lüks marka talebini, finansal güç savaşını ve açılacak mağaza lokasyonlarında seçiciliği en uç noktalara taşıyor. Ancak bütün bu zorluklara rağmen Türkiye markalar için çok cazip bir pazar. Çünkü nüfusu çok genç. Bu genç nüfusun markalara büyük talebi var. Eskiden lüks markaları Türkiye'ye getirmek için ekstra bir çaba harcanıyordu. Önce Türkiye'yi anlatmak ve ikna etmek gerekiyordu. Şimdi bu değişti. Artık markalardan bize teklifler geliyor.

Türkiye'de makro ekonomik göstergeler olumlu. Ancak gelirlerin artmadığı söyleniyor. Bu durum perakende sektörüne, dolayısıyla size nasıl yansıyor?

Enflasyon oranlarının düşmesi ve kurların dengeye oturması sayesinde artık dünya markalarıyla aynı fiyatlarda rekabet şansına sahibiz. Türkiye'de banka kartlarına yapılan taksit uygulamalarının da erişebilirliği artırdığını düşünüyorum.

Türkiye, tekstil ve hazır giyimde dünyanın sayılı tedarikçilerinden biri konumunda. Ancak sektör şu anda zor bir süreçten geçiyor. Sizce Türk tekstil ve hazır giyim sektörünü nasıl bir gelecek bekliyor?

Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, tüm dünyada kotaların kalktığı 2005 yılından bu yana sertleşen global rekabette beklenenin üstünde başarılara imza attı. Tasarım ve koleksiyon kapasiteleri değişiyor. Pazardaki pay arttıkça rekabet de çok arttı. Bunları aşmak için maliyete dayalı ve maliyet dışı rekabet faktörlerinde ilerleme ve gelişme sağlanması gerekiyor. Türk markaları yurtdışında çok sayıda mağaza yatırımı yapıyor. Turquality, bu kapsamda önemli bir proje oldu...

Fashion TV'yi aldınız. Neden bir TV kanalına yatırım yapma gereği duydunuz? Fashion TV'nin gelecek planları nedir?

Moda, hayatımın her alanında var olan bir olguydu. Fashion TV de dünya trendlerini tüm görsel zenginliğiyle izleyiciye sunan enternasyonel bir kanal. Tam 220 ülkede izleniyor.

Moda ve kültür adına, Kültür ve Turizm Bakanlığı'yla gerçekleştirmek istediğim bazı projelerim vardı. Fashion TV'yi almak bu konuda iyi bir başlangıç olacaktı. Fashion TV'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na geçtikten sonra, Fashion TV Magazine adıyla yılda 4 kere çıkan bir koleksiyon dergisi ve “Türkiye'nin ilk gençlik kanalı” ZTV de, Mediasa adıyla kurduğum şirketin bünyesine katıldı. Modanın Oscarlarını seçtiğimiz “Fashion TV Moda Ödül Töreni”, tüm dünyadaki Fashion TV'lerin her yıl yaptığı “Miss FTV” yarışmasının Türkiye ayağı ve Türk modacılarının dünyaya tanıtımını konu alan, Kültür Turizm Bakanlığı'yla ortak projemiz “7 Mekan 7 Modacı”; moda, kültür ve eğlence adına gerçekleştirdiğimiz projelerden bazıları...

Aynı zamanda TİKAD'a (Türk İşkadınları Derneği) da üyesiniz. Derneğin yeni planları var mı?

Elbette var. Örneğin ekim ayında, İstanbul'da Dünya Bilim ve Sanat Akademisi'nin bu yılki toplantısına ev sahipliği yapacağız...

İş dünyasında çok fazla kadın derneği var. Bu kadar parçalı olmak yerine birleşmeleri daha doğru olmaz mı?

Birçok kadın derneği olsa da, hepsinin misyonu ve vizyonu farklı diye düşünüyorum. Bir ittifak olması güzel fırsatlar oluşturacağı kadar, tehdit de oluşturabilir.

Yeni bir hükümet kuruldu. Beklentileriniz nedir?
Türkiye'nin önünü açacak, ileriye götürecek reformların ve programların bir an önce gerçekleşmesini diliyorum.

Bossa ve Yünsa'nın başkan vekili

1965 Adana doğumlu Demet Sabancı Çetindoğan, merhum Hacı Sabancı'nın kızı. Ricmound College'de işletme eğitimi alan Çetindoğan, iş yaşamına 1988 yılında Teksa'da pazarlama müdürü olarak başladı. 1994 yılında Bossa'da daha üst kademe yöneticiliğe getirildi. Halen Bossa ve Yünsa'da Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerini sürdürüyor. Sabancı Holding'den ayrılarak eşiyle birlikte Demsa'yı kuran Demet Sabancı Çetindoğan, üç çocuk annesi.

para/meryem tek
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2007 Cumartesi 17:24:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?