18
Mayıs
2024
Cumartesi
EKONOMİ

Merkez Bankası faiz oranlarını indirdi

Merkez Bankası faiz oranlarını 2 puan indirdi. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, Gecelik Borçlanma faiz oranı yüzde 20’den yüzde 18’e düşürülürken, borç verme faiz oranı yüzde 24’ten yüzde 22’ye düşürüldü. 1 haftalık borçlanma faiz oranı yüzde 20’den yüzde 18’e indirildi.

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, Banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı’nda uygulamakta olan kısa vadeli faiz oranları bugünden (20 Aralık 2004 tarihinden) itibaren düşürüldü. Buna göre, Gecelik Borçlanma faiz oranı yüzde 20’den yüzde 18’e düşürülürken, borç verme faiz oranı yüzde 24’ten yüzde 22’ye düşürüldü. 1 haftalık borçlanma faiz oranı da yüzde 20’den yüzde 18’e düşürüldü.

Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00 - 16.30 arası gecelik vadede uygulanan Banka borç verme faiz oranı yüzde 28’den yüzde 26’ya düşürülürken, yüzde 5 olan borçlanma faiz oranı değiştirilmedi. Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanının faiz oranları yüzde 22’den yüzde 20’ye düşürüldü.

Ayrıca, Mayıs 2004’de döviz piyasalarında gözlenen döviz likidite gelişmelerine bağlı olarak 11 Mayıs 2004 tarihinde yüzde 10’dan yüzde 6’ya düşürülen Merkez Bankası Döviz ve Efektif Piyasaları’nda bankalara borç alabilme limitleri çerçevesinde sağlanan bir hafta vadeli döviz depolarına uygulanan faiz oranı, bankaların döviz likiditesindeki olumlu gelişmeler ve etkin likidite yönetimleri dikkate alınarak yeniden yüzde 10’a çıkartıldı.

Merkez Bankası’nın faiz oranlarının indirilmesi ile ilgili olarak genel değerlendirmesi ise şöyle:
"Merkez Bankası genel makroekonomik görünüm ve gelecek dönem enflasyonuna ilişkin görüşlerini ’Enflasyon ve Görünüm’ başlıklı basın duyuruları aracılığıyla kamuoyu ile düzenli olarak paylaşmaktadır. Bu bağlamda, özellikle yılın ikinci yarısından itibaren yayımlanan rapor ve duyurularda, Merkez Bankası’nın 2005 yılına bakışı özetlenmiştir. Vurgulanan başlıca riskler (i) iç talep ve işgücü maliyetlerinin geçtiğimiz üç yıldaki kadar enflasyonun düşmesine destek vermeyebileceği, (ii) ham madde maliyetleri ve toptan eşya fiyatlarındaki yüksek artışların enflasyon üzerinde bir süre sonra baskı oluşturabileceği, (iii) Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinin başlangıç tarihine ait belirsizliklerin mali piyasalarda dalgalanma yaratabileceği, (iv) mevcut programın devamına ilişkin tereddütler, (v) başta kiralarda olmak üzere hizmet sektöründeki katılıklar ve (vi) uluslararası likidite koşullarındaki olumsuz değişimlerin ortaya çıkma olasılığı olmuştur.

Önümüzdeki üç yıllık dönemde uygulanacak olan yeni bir Ekonomik Program için sürdürülen çalışmalar sonuçlanma aşamasındadır. Yeni programın merkezinde de mali ve parasal disiplin ile yapısal reformlar yer almaktadır. Gerçekleştirilecek yapısal reformlar, mali disiplinin kalitesini ve sürdürülebilirliğini de olumlu yönde etkileyecektir. Özellikle, vergi ve sosyal güvenlik alanlarında yapılacak reformlar bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Başarısı kanıtlanmış olan mevcut ekonomik programın temel ilkelerinin 2005 ve sonrasında da devam ettirileceği yönünde ortaya konan politikalar belirsizlikleri de büyük oranda ortadan kaldırmıştır.
Diğer taraftan, 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Birliği zirvesinde Türkiye ile Avrupa Birliği’ne tam üyelik amaçlı müzakere sürecinin başlatılması yönünde çıkan kararın da program çerçevesinde yapılacak reformların sürekliliğine destek sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu gelişmeler önümüzdeki dönem enflasyonu açısından yukarıda bahsedilen risklerin azalmasına yol açmıştır. Ek olarak, açıklanan son veriler ışığında, Merkez Bankası’nın 8 Eylül 2004 tarihindeki faiz indirimi duyurusunda, izleyen duyurularda ve en son 9 Aralık 2004 tarihli duyurusunda öngördüğü gibi, 2004 yılının ikinci yarısında ekonomik aktivitenin yavaşladığı ve ertelenmiş talebin azalmasıyla iç talep üzerindeki baskıların zayıfladığı gözlenmektedir. Ayrıca, yine son dönemde vurgulandığı gibi; sanayi üretimi, ara malı ithalatı, para talebi ve kredilerdeki artış hızının yavaşlaması, likidite fazlasındaki azalma, tüketim eğilimi ve tüketici güven endeksinin istikrara kavuşması gibi faktörler, en azından önümüzdeki kısa dönemde iç talebin enflasyonist bir baskı yaratacak düzeye gelmeyeceğine işaret etmektedir.

Bütün bu gelişmeler gelecek dönem enflasyonunun hedeflerle tutarlı seyredeceğine ilişkin kanımızı kuvvetlendirmiştir. Kuşkusuz, Merkez Bankası her zaman olduğu gibi bundan sonra da gelecek dönem enflasyonuna ilişkin riskleri yakından takip etmeye devam edecektir."

ANKARA (İHA) -
Yayın Tarihi : 20 Aralık 2004 Pazartesi 10:02:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?