22
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

Merkez'den 2006 değerlendirmesi

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, fiyat istikrarı, enflasyon, cari açık ve ekonomik büyüme konularında açıklamalarda bulunarak, 2006 yılı değerlendirmesinin yanı sıra 2007 yılı para politikaları konusunda bilgi verdi. 

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Uşak Ticaret ve Sanayi Odası'nın (UTSO) davetlisi olarak geldiği Uşak'ta '2007 yılı Para Politikaları' konulu bir konferans verdi. Yaklaşık 2 saat süren konferans, Uşak Belediyesi Oda Tiyatrosu'nda gerçekleştirildi. Konferansa Uşak Vali Vekili Haldun Aksalman, Belediye Başkanı Mesut Apaydın, Uşak Milletvekilleri Alim Tunç, Ahmet Çağlayan ve Osman Coşkunoğlu'nun yanı sıra çok sayıda işadamı ve daire müdürleri katıldı. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz konuşmasında, "Para politikalarının evrimleşmesi sonucunda merkez bankaları sadece sistemin istikrarını sağlayan kurumlar haline döndü. 1970'li yıllardaki petrol krizinden sonra ortaya çıkan enflasyonist baskıların sonucu olarak merkez bankalarının nasıl bir kurum olması yolunda bir hayli düşündürdü. Enflasyon belasından kurtulabilmek için de merkez bankalarının bağımsız olması gerektiği sonucuna varıldı. Çünkü merkez bankalarının ekonomik aktiviteyi incelemeleri gerekir. Buradan hareketle fiyat istikrarını sağlamak amacıyla aldıkları kararlar belli bir zaman aralığında ekonomik aktivite üzerinde etki gösteriyor. Bu nedenle alınan kararların orta vadede alınması ve uygulamaya konulması gerektiğinden siyasi istikrarsızlık nedeniyle alınmış olan kararların kesilmemesi ve sonucun elde edilmesi için merkez bankalarının bağımsız hale getirilmesi kaçınılmaz bir hal aldı. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da 2001 yılında yapılan yasa değişikliğiyle bağımsız hale getirildi. Merkez Bankası bağımsızlığı sadece yasayla olmuyor icraatlarla gösterilmesi gerekiyor" dedi.
Merkez Bankası'nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu ifade eden Yılmaz, "Çünkü fiyat ve ekonomik istikrar olmadan refah artışı olmuyor. 2001 yılına kadar son 35 yılda yüksek ama istikrarlı bir enflasyonda yaşadık. Yüzde 140 enflasyonları gördük. Bugün enflasyon kelimesinden bir şey anlamaya başlayan kişinin yaşından hareketle bugün itibariyle 8-9 yaşında yukarıda olanların tek haneli enflasyon tecrübesi olmadı. Ancak 2001 yılından sonra doğanlar ilk defa tek haneli enflasyonla tanışıyor. Onun dışında hepimizin hafızasında iki haneli enflasyon var. Bu çok önemli bir deneyim ve bizim bugünkü davranışlarımız geçen 35 yıldaki enflasyon ortamının getirdiği davranış kalıpları tarafından belirlenmiş durumda. O nedenle fiyat istikrarı çok önemli. Fiyat istikrarının olmadığı ortamda ekonomik birimler sağlıklı yatırım ve tüketim kararı alamaz. Ekonomide öngörülebilirlik azalır. Büyümedeki sürdürülebilirlik sağlanmaz ve gelir dağılımı bozulur. Kısa vadeli bakış açısı yayılır ve sosyal sorunlar artar. 2001 yılından itibaren Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak için doğrudan bir politika yürütmektedir" şeklinde konuştu.

ENFLASYONLA MÜCADELEDE ÖNEMLİ MESAFELER KATEDİLDİ
2001 yılından bu yana uygulanan istikrar politikaları nedeniyle enflasyonla mücadelede önemli mesafeler alındığını ifade eden Durmuş Yılmaz, 4 yıl boyunca tüm enflasyon hedeflerine ulaşıldığını ve 2005 yılı sonundaki enflasyon rakamının son 35 yılın en düşük enflasyon rakamı olduğunu kaydetti. Ancak fiyat istikrarı ve enflasyon istikrarının başka şeyler olduğunu aktaran Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Biz bugün itibariyle henüz fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamdan uzağız ama hızla yol alıyoruz. 2006 yılı enflasyon gelişmelerinde arz şokları, mevsimsel koşullar ve dışsal unsurlar belirleyici olmuştur. Özellikle ilk 7 ayda enflasyonda bir yükselme eğilimi görülmüştür. Ağustos ayından itibarense fiyat artışları hız kesmeye başlamış ve yıllık enflasyon yüzde 9.65 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon artış eğilimine neden olan etkenlere baktığımızdaysa, burada en öne çıkan kalem işlenmemiş gıda fiyatlarıdır. Olumsuz hava koşulları nedeniyle 2005 yılının son aylarında gıda fiyatları artmış 2006 yılının tamamında yüzde 12.9 oranında artan fiyatlar temmuz ayı itibariyle yıllık yüzde 21.8'e kadar yükselmiştir. Gıda ve alkolsüz içeceklerin enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 28'lerin biraz üzerindedir. Finansal piyasalardaki dalgalanma ve Türk parasının değer kaybetmesi döviz cinsinden fiyatlanan ithal mallarının artışına yol açmıştır. Mayıs ve haziran aylarında yaşadığımız döviz piyasalarındaki çalkantılar sonucunda döviz kurlarında fiyatlara geçirgenlik toplam enflasyona geçişteki katkı payı yüzde 3.5 olmuştur. Enflasyonu alt guruptan itibaren incelediğimizde hizmet gruplarında bir düşüş var. Ancak bu düşüş hızlı değil. 2007 yılı itibariyle enflasyondaki düşme trendini tehdit eden en önemli unsur hizmet kalemlerindeki yapışkanlık ve oralardaki hızlı düşmemesinin sebebidir. Enerji, işlenmemiş gıda zaman içerisinde değişebilir bu nedenle de enflasyon zaman içerisinde aşağı düşecektir. Bugün ocak ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Merkez Bankası buna karşı hemen bir tepki vermeyecektir ve faizlerde her hangi bir düşüş yapıp yapılmayacağı konusunda acele etmeyecektir. Öncelikle düşen ocak ayı enflasyonunun neyin ifadesi olduğunu bakacaktır. Biz her ay elde ettiğimiz ortaya çıkan enflasyon rakamlarına göre pozisyon almıyoruz. Onun içerdiği ileriye yönelik bilgiye göre tavır geliştiriyoruz. Enflasyon beklentilerinden kamu maliyesi gelişmeleri seçim maliyetleri gibi birçok unsur bu veri içerisinde yer alıyor. Bu veri setine ek olarak Merkez Bankası mevcut bilgiler doğrultusunda belirli sayılar altında orta vadeli enflasyon tahmini yapmakta ve bu tahminleri kamuoyuyla paylaşmaktadır. 2007 yılı enflasyon hedefimiz yüzde 4'tür. Merkez Bankası kullanacağı politikaları kendisi belirlediği için bağımsızlığının bir bedeli olarak hedefe ulaşılıp m ve tüketim kararı alamaz. ulaşılamaması konusunda bir sorumluluğu olması gerekir. Hedeflenen rakama ulaşılamaması durumunda önce hükümete mektupla sonra da kamuoyuyla niçin hedefe ulaşılamadığını paylaşması gerekir. Merkez Bankası olarak 2007 yılı enflasyon rakamı yüzde 4 olarak hedeflendi. Bu hedefe ulaşılamaya çalışılacak. Bu hedefe ulaşılamazsa kamuoyuna hesap vermek durumunda. Bizim operasyon olarak koyduğumuz bir bant var o bant artı eksi yüzde 2 bu kamuoyunda karıştırılıyor. Artı eksi yüzde 2 hesap verilebilmesi için geliştirdiğimiz bir yöntem. Bu hedef değil enflasyon hedefi yüzde 4'tür. 2007'nin ilk üç çeyreğinde bugünkü faiz oranları hiç değişmese petrol fiyatları 55 dolar seviyesinde dursa risk birimi hiç değişmese ve beklentiler bu doğrultuda devam etse enflasyon yıl sonunda alt sınır yüzde 3.6 üst sınırsa yüzde 6.6 ikisinin ortası ise 5.1'dir. Fakat bu rakamlar bugün varsayımlarla ortaya çıkan tahminlerdir. Bu bir modeldir 2007 yılı enflasyon hedefi yüzde 4'tür."
Bir taraftan enflasyonu 2002 yılından buyana yüze 60-70 seviyelerinden geçen yıl itibariyle yüzde 9.65 indirdiklerini dile getiren Yılmaz, "Bunun için sıkı para politikası ve maliye politikası uygulayarak, yüzde 6.5'luk faiz dışı fazla sağladık. Buna rağmen ekonomi önceki dönemlere kıyasla birbiri ardına 19 çeyrektir büyüdü. Bunun nedeniyse istikrardır. Merkez Bankası olarak 2006 yılının üçüncü çeyreğindeki ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın gerek 2006 yılı son çeyrekte gerekse sonrasında bir durgunluk yaşanacağı anlamına gelmeyeceği düşüncesindeyiz. 2006 yılı büyümesinin programla uyumlu olarak yüzde 5 civarında gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Bugünkü bilgilerin ışığında 2007 yılında büyüme program öngörüleri ile gerçekleşecektir. Yıllık ihracatımız 2006 aralık ayı itibari ile 2001 yılına oranla birikimli olarak yüzde 171 oranında artmıştır" ifadelerini kaydetti. 

Konferansın ardından Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Karaman ve Meclis Başkanı Halil Ağaoğlu Durmuş Yılmaz'a el dokuması kilim ve el yapımı porselen takımı hediye etti.
iha
Yayın Tarihi : 3 Şubat 2007 Cumartesi 01:10:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?