29
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

Önemli olan o ülkenin işadamlarıdır


Dünyanın en büyük 8’inci mali müşavirlik şirketi Baker Tilly International’ın CEO’su Geoff Barnes mortgage krizinin dünyada bazı ülkeleri “büyük maçta yedek kulübesine soktuğunu” ve oyunun şeklinin değişmekte olduğunu anlattı. Barnes’e göre yeni oyunu anlamayanlar yok olacak. Peki ya Türkiye? Barnes’in bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Partileri, davaları, siyaseti çok dert etmeyin. Yabancı yatırımcı potansiyel gördüğü ülkelerde parlak sektör ve şirketlere herhalükarda ilgi gösterir. Burada önemli olan politik belirsizlik değil, o ülkedeki işadamlarıdır.” 

Siyaseti dert etmeyin, yatırım için önemli olan o ülkenin işadamlarıdır


Baker Tilly dünya genelinde 107 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu ülkelerde bağımsız mali müşavirlik firmaları ile ortaklık kurmak şeklinde bir yönetim tarzı geliştiren firmanın Türkiye’deki ortağı ise Güreli Yeminli Mali Müşavirlik. CEO Geoff Barnes, bu organizasyon şeklinin ülkelerden birinde yaşanan sorunun diğerlerine aksetmesinin önüne geçmeyi sağladığını, böylece firmanın “bağımsız kollardan oluşan büyük bir aile gibi güçlenerek büyüdüğünü” söyledi.

Bankalar korkuyor

Barnes, “Henüz 20 yıllık bir şirketiz, en büyük 4 firma ile karşılaştırıldığında daha bebeğiz. Ancak Türkiye gibi birkaç ülkede ilk 4’ün konumunu şimdiden sarsıyoruz, örneğin burada üçüncülüğe yerleşmiş durumdayız” dedi.
2.8 milyar dolarlık geliri olan Baker Tilly International’ın CEO’su, halen dünya ekonomisinde yaşanan değişimi ve önümüzdeki dönemde oluşacak dengeleri yorumladı:



* Mortgage krizinin etki süresi ile ilgili birçok tahmin yapılıyor. Sizin öngörünüz ne?

Bu kriz geçen yıl Ağustos ayında ortaya çıktığında kimse subprime’ın tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyordu. Şimdi Bank of England ve FED’in likiditeyi artırmak için sisteme para pompalaması sorunu yumuşattı. Ancak sorun bankaların birbirine kredi vermekten korkmaları nedeniyle uzuyor. Ancak bu azalacak diye düşünüyorum. Piyasaların sevmediği şey belirsizliktir. Bir şirket zarar ederse zamanla toparlar. Ama piyasa o şirketle ilgili şüphe duyarsa en kötüsüdür. Subprime’da bu sürecin sonuna geldiğimizi düşünüyorum.

* Peki ya resesyon?

Artçıl etkiler şimdi başlıyor. Kredi maliyetleri yükseldi. Bu tüm ekonomiyi etkileyecek. Bir resesyona girildiği kesin, ama soru bunun ne kadar derin olacağı. Bir de şu var her gün ofise gidip “Mutlu değilim” derseniz, bir süre sonra mutsuz olursunuz. O kadar çok resesyondan bahsettik ki...

* Belirsizlik dediniz. Türkiye de siyasi belirsizlik sürecinde. Türkiye’yle ilgili yorumuz ne?

Her ülkenin kendi iç sorunları var. Bunlarla başedilmesi gerekiyor. Ülkeniz büyük fırsatlar vadediyor. Sorunlarınız var, ama kimin yok ki? Bizim (İngiltere) şu anda yeni bir başbakanımız var; Gordon Brown, popülaritesi çok düşük. Bunun böyle olacağını üç dört yıl önce bilebilir miydik? Hayır. Asıl önemli olan insanlar, işadamları daha iyi olabilmek için yeterli tutkuya sahip mi? Benim Güreli’deki genç meslektaşlarıma baktığımda gördüğüm, evet bu arzu fazlasıyla var. Bu ülke yeniden çok önemli bir ülke haline gelecek. Sahip olduğunuz daha iyi olma arzusuna paralel eğer hükümetler gerekli politikaları uygulayabilirlerse, yatırım açısından çok önemli merkezlerden biri olabilirsiniz.

* Yatırım, siyaseti çok da önemsemez diyorsunuz...

Sermaye piyasaları açısından baktığımızda şirketler fırsat gördükleri alanlara yatırım yapar. O ülkenin hükümeti yatırım yapacak şirketin hiç istemediği politikalar yürütüyor olabilir. Ama o şirket için yine de fırsat vardır. Örneğin şimdi Türkiye’de belki konut değil ama finans ve turizm sektörleri önemli bir fırsat vaad ediyor. Eğer kâr söz konusuysa ve o alanda doğru bir şirket bulunursa yatırım yapılır.

Özlem ERMİŞ BEYHAN/ Vatan
Yayın Tarihi : 12 Haziran 2008 Perşembe 12:55:19
Güncelleme :12 Haziran 2008 Perşembe 13:00:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?