Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bankacılık Kanunu ile Türkiye İstatistik Kanunu'nu TBMM'ye kısmen iade etti.


Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bankacılık Yasası’nı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) meslek personelinin yüksek öğretimin hangi dallarından alınacağına yer verilmemesi ve başta bankalar olmak üzere sigorta şirketleri, oda ve borsaların kendi personeli için kurduğu özel sosyal güvenlik sandıklarının SSK’ya devredilmesini öngören üç maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu savunarak yeniden görüşülmek üzere TBMM’ye gönderdi.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, veto gerekçesinde "Bankacılık Kanunu"nun BDDK personeliyle ilgili 92’inci maddesi ile TMSF personeline ilişkin 121’inci maddesinde Kurum ve Fon’un meslek personelinin hangi öğrenim düzeyinde ve hangi alanlarda eğitim görenler arasından seçileceği konusunun açıkta bırakıldığını bildirdi. Kurum’un ve Fon’un meslek ve yönetim personelinin niteliklerinin Kurum ve Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğünü hatırlatan Sezer, BDDK ve TMSF’nin kamu tüzelkişiliğine haiz kurumlar olduğunu, meslek personelinin de ücret, mali ve sosyal haklar dışında 657 sayılı Yasa kurallarına bağlı bulunduğunu belirterek veto gerekçesini şöyle açıkladı:

"Bu durumda, Kurum ve Fon personelinin, Anayasa’nın 128’inci maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Anayasa’nın 128’inci maddesinin ikinci fıkrasında, kamu görevlilerinin niteliklerinin yasayla düzenleneceği öngörülmüştür. Bu nedenle, Kurum ve Fon’un meslek personelinin, görevlerinin önemi ve özelliği de gözetilerek, yükseköğretimin hangi dallarını bitirenler arasından seçileceğine Yasa’da yer verilmesi gerekirken, bu konunun yönetmeliğe bırakılması Anayasa’nın 128’inci maddesiyle bağdaşmamaktadır."

ÖZEL SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARI

Sezer, Yasa’nın geçici 23’üncü maddesiyle getirilen bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların kurduğu birliklerin personeli için kurulan sandıkların iştirakçileriyle aylık veya gelir bağlanmış olanların herhangi bir işleme gerek kalmaksızın üç yıl içinde SSK’ya devredilmesinin de Anayasa’ya aykırı olduğunu bildirdi.

Söz konusu sandıkların kapsamındaki personelin sosyal güvenlik hakkının, genel sosyal güvenlikten daha iyi durumda olacak biçimde sağlandığını ve güvenceye alındığını belirten Sezer, "Özel sosyal güvenlik sandıkları ile bunlardan yararlananların genel sosyal sigortalar kapsamına alınmaları için, önemli ve haklı nedenlerin olması ve bunların ortaya konulması gerekir" dedi.

Özel sosyal güvenlik sandıklarının, "mensuplarının haklarını karşılayamayacak biçimde kötü yönetildiği ve ilgililerin sosyal güvenlik haklarını tehlikeye düşürdüğünün" ortaya çıkmadığını belirten Sezer, aksine, özel sosyal güvenlik kuruluşlarının, mensuplarına, Devlet’in kurduğu sosyal sigorta örgütünden daha üstün yararlar sağladığının bilinen bir gerçek olduğuna dikkat çekti.

Sezer maddeyi veto ederken şu görüşleri savundu: "İlgili kuruluşlara hiçbir mali yükü olmayan, kendi gelirleriyle mensuplarının sosyal güvenlik haklarını en iyi biçimde karşılamayı sürdüren özel sandıkları Sosyal Sigortalar Kurumu bünyesine aktaran, incelenen Yasa’nın geçici 23’inci maddesinin haklı bir gerekçesinin olmadığı açıktır. Haklı bir neden ortaya konulmaksızın, Devlet’in kurduğu örgütten daha üstün sosyal güvenlik hakkı sağlayan özel sosyal güvenlik sandıklarına el atılması, Anayasa’nın 2’inci maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesi ve 60’ıncı maddesiyle bağdaşmamaktadır."