Sıcak takip ve sıcak para!

Yeni Şafak'tan İbrahim Kahveci'nin yazısı..

Sıcak takip sıcak parayı kaçırır mı?

Kış aylarına yavaş yavaş giriyoruz. Hava sıcaklıkları hızla düşerken ülke gündeminde sıcak gelişmeler yaşanıyor. En sıcak tartışma noktası ise sıcak takip ile sıcak para hareketlerinin nasıl seyredeceği üzerine yapılıyor.

Terör olaylarının artışı ile yeniden uzman kadrolaşmaya başlayan güvenlik yapısı ülke içinde ve ülke dışında sıcak takip üzerine yoğunlaşıyor. Her girişim ve eylemin bir maliyeti vardır. Güvenlik önlemlerinin de bir maliyet yükü oluşacaktır. Türk halkı bu maliyeti bırakın vergileri ile gerektiğinde bağışları ile dahi karşılamaya hazır olduğunu her fırsatta gösteriyor.

Burada asıl tartışılan sorun Türk halkı dışındaki kesimdir. Yakın tarihimizde ülkemizde 50 milyar dolara yakın doğrudan yabancı yatırımı katılımı gerçekleşmiş ve artık ekonomik aktörler içerisinde yabancı yatırımcılar da önemli noktalara ulaşmıştır. Bu ülkenin kârından ve nimetlerinden istifade etmek için şirket satın alan ve yatırım yapan yabancılar aynı kaderi paylaşmak durumdadır. Doğrudan yabancı yatırımların Türkiye üzerinde sorun oluşturması beklenemez.

Sorun olan nokta, sıcak paranın davranış şeklinin nasıl olacağıdır. Sıcak para adından da anlaşılacağı üzere kısa sürede karar değiştirerek sert hareketler sergileyebilir. Yine yakın tarihimizde yaşadığımız iki büyük ekonomik kriz (1994 ve 2001) sıcak para hareketleri ile derinleşmişti. Geçmiş tecrübeler sıcak para akışlarının bu ülkeye kâr mı zarar mı verdiğini net olarak açıklayamıyor.

Önümüzde günlerde ciddi bir “sıcak takip” durumu yaşanabilir. Sıcak para bu aşamada Türkiye ekonomisine tehdit oluşturacak bir hareket tarzına girebilir mi? İki sıcak gelişme çatışma noktasında mı, yoksa güvenliğin tesis edileceği çıkar noktasında mı karşılaşacak?

Bu ülkede elde edilen kârlarını vergi dışı bıraktık.

Dünyanın en yüksek faizini verdik.

Yerlileri piyasadan uzaklaştırarak hâkimiyeti yabancılara terk ettik.

Acaba onlar ne yapacak?