17
Mayıs
2024
Cuma
EKONOMİ

TMSF'den yeni 'müdahale' sinyali

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertük, görüşmeleri devam eden, görüşmede olumlu tutum takınıp daha sonra vazgeçen ve kaçmak için, borçlarından bahane arayan bazı borçluları bulunduğunu belirterek, ’’Onlar için gerekli hazırlıklarımız sona ermiş durumda. TMSF, önümüzdeki günlerde yeni müdahaleler yapabilir’’ dedi.
Ertürk, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, TMSF’nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ahmet Ertürk, bankalardan devraldıkları gayrimenkul, iştirak ve alacak portföyünü nakde çevirmekle meşgul olduklarını söyledi.
TMSF Başkanı Ertürk, ellerindeki teminat yapısının çok zayıf olduğuna dikkat çekerek, alacak teminatları ve hızlı hareket edememelerinin tahsilatları yavaşlattığını kaydetti.
Toplumda ’’TMSF tahsilat yapmamak için bahane mi arıyor?’’ algısının oluştuğunu ifade eden Ertürk, haksız suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını savundu.
Ertürk, özellikle hakim ortaklarla ilgili olarak yeni yasal imkanlar sunulmasaydı, tahsilat oranının yüzde 3-5’i geçemeyeceğine işaret ederek, ’’5020 sayılı yasa bize bu oranı artırma imkanı getirdi. Şubat ayından başlayarak bir kısmı kamuoyuna açık olarak yapılan, bir kısmı kamuouyunun bilgisine henüz sunulmamış olan 5020 sayılı yasanın sunduğu imkanları kullanarak yapılan operasyonlarla, bugün benim hesabıma göre en az 3 milyar dolar değerinde ilave bir değer kazanmış durumdayız’’ diye konuştu.

’’YURTDIŞI YASAĞI BORÇLULARIN KAPIMIZA GELMESİNİ SAĞLADI’’

Ahmet Ertürk, göreve başladıklarında daha önceki bankacılık döneminden bildiği birçok firmanın TMSF’ye bir kuruş bile borç ödemediğini gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:
’’Bunun iki sebebi var; birincisi Fon’un takip ve tahsil fonksiyonlarının etkin işlememesi. Diğeri de, maalesef borçluların bunu kötüye kullanması. Göreve başladığımızda 5020 sayılı yasanın bazı imkanlarını hakim ortaklar dışındaki borçlulara da kullandırdık. Bunlardan çok önemli olanı 6183 sayılı Kamu Alacaklarının Tahsili yasasını da bu borçlulara da uygulamak oldu. Bizim görev dönememize kadar böyle bir uygulama yapılmamış.’’ 6183 sayılı yasanın kendilerine çok daha hızlı hareket etme imkanı getirdiğini ifade eden Ertürk, borçlulara yurtdışı yasağı koyduklarını söyledi.
Ertürk, şunları kaydetti:
’’Özellikle hakim ortaklar gibi, diğer borçlu firmaların da Fon’a borçlarını ödemezken yurtdışında işlerini takip ya da başka amaçlarla sık sık seyahat ettiklerini gözlemledik. Yurtdışına çıkış imkanını yasaklamamız bu borçluların çoğunun, borçlarını ödemek için en azından kapımıza gelmelerini sağladı. Yurtdışına çıkış yasağı koyarak, bunların TMSF’yi ziyaret etme sürecini başlattık. Artık herkes, kapımızı aşındırıyor.’’

220 MİLYON DOLARLIK KAMPANYA TAHSİLATI

Ahmet Ertürk, 30 Eylül’de sona eren bir kampanyayla, borçlarını peşin olarak ödeyenlere indirim imkanı sağladıklarını da anlatarak, bu kampanyayla şu an itibariyle 220 milyon dolarlık bir tahsilat sağlandığını bildirdi.
Kampanyalarına başvurmayan borçlular için, çok daha sıkı takipler yapacaklarını belirten Ertürk, ’’Hepsi için yurtdışı yasağı uygulamaya başlayacağız’’ dedi.
Ertürk, alacaklarının tahsil kabiliyeti düşük olanlarının satılacağını ifade ederek, ’’25’e yakın finansal ağırlıklı şirketimizi en kısa zamanda elden çıkarmaya kararlıyız’’ dedi.
Girişimlerinin temel amacının TMSF’nin alacak, iştirak ve gayrimenkul portföyünün nakde çevrilmesi olduğuna işaret eden Ertürk, TMSF’ye devredilen bankaların topluma 37 milyar dolarlık bir maliyet getirdiğini, bu yükü aşağı çekmeye çalıştıklarını kaydetti.

’’TELSİM’E YURTDIŞINDAN CİDDİ TALEP VAR’’

Ertürk, bugün Telsim, medya ve çimento grubundan oluşan ve kendilerine çok yüksek değer kazandıracağını umdukları bir varlık portföyüne sahip olduklarını vurgulayarak, ’’Bunların satış işlemleri devam ediyor. Burada Telsim’in satışının önümüzdeki yılın ilk iki ayında gerçekleşeceğini bekliyoruz. Ama satış takviminin yıl sonundan önce ilan edileceğini tahmin ediyoruz’’ dedi.
Telsim’e yurtdışı operatörlerden, dünyanın en büyük operatörlerinden ciddi bir talep olduğunu kaydeden Ertürk, ’’Türkiye ekonomisinin yükseliş trendine girmiş olması ve Türkiye’nin AB giriş sürecinin hızlanması talebin artmasını sağladı. Bu da bizi sevindiriyor’’ diye konuştu.
Medya grubunu satmak için çok sık taahhütlere girdiklerini, ancak bunun gerçekleşmediğini de dile getiren Ahmet Ertürk, şunları kaydetti:
’’Yeniden, yeni bir taahhüde girecek durumda değiliz. Çünkü RTÜK’ün lisans devri konusunda çıkardığı engel sebebiyle, şu anda RTÜK’ün son kararını bekliyoruz. Sanıyorum, RTÜK önümüzdeki hafta toplantı yaparak lisans devrini nasıl yapabileceğimizi söyleyecek. RTÜK’ten alacağımız cevaba göre yeni yasal girişimlerde bulunacağız ya da RTÜK’ün olumlu yorum yapmasıyla yolumuza devam edeceğiz.’’ Ertürk, yabancı medya şirketlerinin ihaleye katılımını mümkün kılmaya çalıştıklarını da ifade ederek, yüzde 25’lik bir sınır olduğu için yabancıların ilgili olmalarına rağmen ihaleye katılmaktan çekindiklerini söyledi.
Ahmet Ertürk, ’’Onların arzusu, yüzde 51. Ya da yüzde 49’da kalacaklarsa yönetim yetkisini kendilerinde bulundurmak. Eğer bu sağlanabilirse Türkiye’de medya sektörüne, yabancılar da, çok ciddi bir şekilde gireceklerini beyan ediyorlar. Avrupa’nın, ABD’nin, Kanada’nın en büyük medya kuruluşlarıyla görüşmeler yaptık. Hepsi Türkiye’de yatırım yapmak istediklerini beyan ettiler’’ dedi.

’’TMSF YENİ MÜDAHALELER YAPABİLİR’’

Ertürk, Hazine’ye yapacakları borç ödemesine ilişkin olarak da, ’’Yılbaşından önce Hazine’ye borçlarımıza mahsuben bir ödeme yapmayı planlıyoruz. Şu anda yaptığımız yeni tahsilat kampanyalarının sonuçlarını bekliyoruz. Sonuçlar kesinleştikten sonra Hazine’ye ne kadar borç ödemesi yapacağımızı hesaplayacağız’’ dedi.
Yapılan diğer protokollere ilişkin bir soru üzerine Ertürk, TMSF’nin daha önce ciddi bir bilgi eksikliği içinde bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
’’Bankalar Fon’a devredilmeden önce de bütün kayıtların sıhhati konusunda ciddi kuşkularımız var. Bankalar çalışırken de hakim ortaklarla ilgili olarak yapılan tasarrufların ciddi bir dayanağını bulamıyoruz. Orada bir kayıt eksikliği var, bilgi eksikliğimiz vardı. Ve Fon’a devirden bu tarafa bu bilgi eksikliği daha da artmış durumda. Bizim şu aşamada yaptığımız şey, göreve başladığımızdan bu tarafa o hakim ortaklarla ilgili gizli saklı değerler var mı, bunların peşine düştük. Bu konuda bütün imkanlarımızı kullanarak bilgi edinmeye çalıyoruz. Bu çalışmalarımız şu anda hızla devam ediyor. Hatta yurtdışına da taşıdık. Son günlerde yurtdışında takip yapmamıza imkan verecek bazı girişimlerimiz, görüşmelerimiz var. Soyulan paraların, imkanların bir kısmının yurtdışına gitmiş olduğunu tahmin ediyoruz.’’ Bazı bankalarla ilgili olarak bu anlamda cidi bir hazırlıkları olduğunu bildiren Ertürk, şu görüşleri dile getirdi:
’’Bu hazırlığımız sonuçlandığında, olgulaştığında, yeterli bilgilerle kendimizi donattığımızda, orada da gerekli müdahaleleri yapacağız. O konuda çalışmalarımız devam ediyor.
Ayrıca görüşmeleri devam edip, görüşmede olumlu tutum takınıp daha sonra vazgeçen, kaçmak için, sıyırmak için borçlarından bahane arayan bazı borçlularımız var. Onlar için de gerekli hazırlıklarımız sona ermiş durumda. TMSF, önümüzdeki günlerde yeni müdahaleler yapabilir. Bu çalışmaları yapıyoruz.’’

TMSF’NİN TAHSİLATLARI

TMSF’nin bugüne kadar yaptığı tahsilatlara da değinen Ertürk, hakim ortaklardan 587,3 milyon dolar, kurumsal alacaklılardan 470,1 milyon dolar ve bireysel alacaklılardan 77,9 milyon dolar olmak toplam 1 milyar 136 milyon dolarlık tahsilat yapıldığını kaydetti.
İndirimli ödeme kampanyasına 1144 firma ve grubun iştirak ettiğini ve 620’sinin ödeme yaptığını ifade eden Ertürk, bundan da toplam 217 milyon dolarlık gelir elde edildiğini bildirdi.
Ertürk, satılan 102 iştirakten 208 milyon dolar tahsil edildiğini belirterek, 291 milyon doların vadeli tahsil edileceğini kaydetti.
Gayrimenkul satışlarından 228 milyon dolarlık gelir elde edildiğine işaret eden Ertürk, araç, helikopter, havvan, şarap ve tablo satışlarından ise 13,3 milyon dolarlık tahsilat yapıldığını söyledi.

ÇUKUROVA GRUBU’NA İLİŞKİN AKIBETİNİ BİLMEDİĞİMİZ 2 PROTOKOL VAR

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Çukurova Grubu’nun Fon’a olan borçlarını ödememesine ilişkin olarak, ’’Elimizde henüz akibetini bilemediğimiz 2 protokol var. Bunlar belli olmadan yeni bir ödeme planı alternatifini düşünmüyoruz’’ dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin (EMD) düzenlediği toplantıya katılan Ertürk, TMSF’nin faaliyetlerine ilişkin bilgi verdikten sonra, ekonomi muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ertürk, Çukorova Grubu’nun Fon’a olan borcunun ilk taksidini ödememesine yönelik olarak sorulan bir soru üzerine, şu an ellerinde 31 Ocak 2003 tarihli ilk sözleşme ve 4 Ağustos 2004 tarihli ek sözleşme olmak iki sözleşme bulunduğunu belirterek, grubun sözleşmeye göre 30 Eylül 2004 tarihinde ödemesi gereken ilk taksidi ödemediğini anımsattı.
Sözleşme süresi boyunca, yani 20 ay içinde borçlunun ödeme konusunda 4 defa gecikme hakkı bulunduğunu ifade eden Ertürk, 2 defa üst üste ödeme yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğini söyledi.
Ertürk, şöyle konuştu:
’’Biz grubun 31 Ekim’e kadar hem 30 Eylül taksidini hem de 31 Ekim taksidini ödemesini bekliyoruz. Grubun 11 Ekim’deki taahüdünü yerine getirememiş olması, grubun piyasadaki kredibiletesi açısından önemliydi. Şu anda bizim pozisyonumuz 31 Ekim’e kadar hem 30 Eylül taksidini hem 31 Ekim ikinci taksidi yani 15-15, 30 milyon dolar öderse protokol devam eder. Ödemezse protokol fesh edilir. Ve birinci protokole dönülür. Birinci protokoldeki taahhütlerini yerine getirmezse o protokoldeki sözleşme fesih şartlarının yerine gelmesi halinde elbette o sözleşme de feshedilecektir ve alacağımızı tahsil etmek için yasaların bize verdiği yetkiler hangileriyse onları hiç tereddüt etmeden aynen kullanacağız.’’

’’KREDİTÖRLE İLGİLİ ARAŞTIRMA BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA DEĞİL’’

Ahmet Ertürk, Çukurova Grubu’nda neden Uzan Grubu’nda olduğu gibi hızlı hareket edilmediği yönündeki bir soru üzerine de, Çukurova Grubu’nun Fon’la ilişkisinin Pamukbank’ın Fon’a devri nedeniyle olduğunu belirterek, göreve geldiklerinde masalarında 31 Ocak 2003 tarihli protokolü bulduklarını ve bu protokolün şartlarına uymak zorunda olduklarını söyledi.
Çukurova Grubu’nun, kreditörü NPS’ye ortak olduğuna ilişkin bir soru üzerine de Ertürk, şu görüşleri dile getirdi:
’’Bize borçlu olan bir grup gelip borcunu daha erken bir takvimde, vadeyle ödemeyi istiyor. 15 yılda almayı beklediğimiz bir parayı 2 yılda almak için bir başvuruda bulunuldu. Biz de bu başvuruyu uygun gördük. 15 yıl beklemek yerine 2 yıl içinde 15 yılda alacağımız paranın bugünkü değerini tahsil edebilmek. Bu bizim açımızdan olumlu bir girişimdi. Ve biz bunu yaparken, bu olumlu girişime cevap verirken bu paranın nereden geleceğiyle, kimin vereceğiyle, grubun bu parayı nereden bulacağıyla ilgilenmedik asla. Biz de sizler gibi bunları basın üzerinden BDDK’nın yaptığı girişimler sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Bizim açımızdan bu önemli bir faktör değildi. Şu anda da önemli bir faktör değil.’’ Kreditörle ilgili araştırmanın kendi sorumluluk alanlarında olmadığını ifade eden Ertürk, bunun araştırmasının BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından yapıldığını söyledi.
Ertürk, ortada kriminal bir durum varsa gereğinin yapılması gerektiğini de kaydederek, ’’Kreditörle ilgili samimi olarak hiçbir görüşme yapmadık. Bu, bilinçli, kasıtlı, özellikle yapılmış bir tercihtir’’ dedi.

’’İLK PROTOKOL ALEYHİMİZE’’

Ahmet Ertürk, Çukurova Grubu’nun mali yapıdan zayıf duruma düşmesinin, herhangi bir şekilde piyasada kredibilite yitirmesinin, alacaklı olarak kendi lehlerine değil, aleyhlerine bir durum olduğuna işaret ederek, ’’Grubun Borsa’da şirketleri var. Bu şirketler aynı zamanda bizim de alacağımızın teminatını teşkil eden şirketlerdir. Bu şirketlerin piyasa değerlerinin düşmesine yol açacak spekülasyonlar bize zarar verir. Alacaklı olarak bize zarar vermesi, topluma zarar vermesi anlamına gelir’’ diye konuştu.
Ertürk, grubun eski sözleşmeden dolayı Fon’a 31 Temmuz itibariyle ödemesi gereken 16 milyon dolarlık borcu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
’’Bu borç, 31 Temmuz’da ödenmesi gereken ama yeni protokol dolayısıyla ödenmeyip, yeni protokol kapsamına alınan bir ödemeydi. Yeni protokol yürümediği takdirde, grup eski protokole göre bu 16 milyon doları, faiziyle birlikte ödemek zorundadır. Burada eski protokole göre de 60 günlük bir gecikme süresi vardır. Yani grup, 60 gün içinde ödemek zorundadır. Yeni sözleşmenin feshedileceği tarihten itibaren işleyecek olan bir süredir bu. Ama iki taksit üst üste ödenmediği takdirde, yani 60 günlük sürelere uymadığı takdirde o sözleşme de feshedilecektir.’’ Ahmet Ertürk, Çukurova Grubu’nun yeni bir ödeme planıyla gelmesi durumunda ne yapılacağının sorulması üzerine de, ’’Elimizde henüz akıbetini bilemediğimiz 2 protokol var. Bunlar belli olmadan böyle bir ödeme planı alternatifini düşünmüyoruz’’ dedi.
İlk sözleşmeye dönmelerinin kendilerinin aleyhine bir durum yaratacağına dikkat çeken Ertürk, ’’Birinci sözleşmeye dönülmesini bir kutlama havasında yansıtma durumunda değiliz. Buna dönersek bizim aleyhimize olur. Onun için umudumuz ek sözleşmenin devam etmesi’’ diye konuştu.
ANKARA
Yayın Tarihi : 16 Ekim 2004 Cumartesi 19:32:28
Güncelleme :18 Ekim 2004 Pazartesi 17:23:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?