AK Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder, Türkiye’nin yabancı yatırım çekme konusunda önemli mesafe kattetiğini belirterek, “Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’de bonoya yatırım yapan yabancılar, son yıllarda hisse senetlerine yöneldi. Şu anda, İMKB’de işlem gören hisse senetlerinin yüzde 65’i yabancılara ait” dedi. Türkiye son 3 yıldır adeta yabancı bankaların istilasına uğradı. Avrupa ve ABD’nin yüzlerce milyar dolarlık dev bankaları irili ufaklı yerli bankaları satın alıp hızla Türkiye pazarına giriyor.
İMKB ve yabançılar
Önder, şu anda Türkiye’de birleşme ve satın alma yoluyla yatırım yapan yabancıların kısa zamanda “sıfırdan” yatırımlara yöneleceğini ifade ederek, “Enerji ve vergi maliyetleri dünya standartlarına indirilirse, dev şirketlerin yanında yabancı KOBİ’ler de Türkiye’ye doğrudan yatırım yapmaya başlayacak” diye konuştu.
Önder, piyasaların yıl sonuna kadar AB ile ilişkilere kilitleneceğini belirterek, “İlerleme Raporu’nun olumsuz çıkması piyasaları olumsuz etkiler ama piyasalar açısından asıl önemli olan müzakerelerin devam etmesi” dedi.
ABD bankaları Türkiye'de
Türkiye son 3 yıldır adeta yabancı bankaların istilasına uğradı. Avrupa ve ABD’nin yüzlerce milyar dolarlık dev bankaları irili ufaklı yerli bankaları satın alıp hızla Türkiye pazarına giriyor.
Sektörde yabancıların payı üç yıl içerisinde yüzde 3’ten yüzde 30’lara çıktı. Üstelik başta Halkbank olmak üzere satış listesinde bekleyenler de dikkate alındığında, yabancı bankalar birkaç yıl içerisinde sektörün en az yarısına hükmedecek. Peki, yabancı bankalar niçin Türkiye’ye gelmek istiyor? Bankacılık sektörü tatlı kâr döneminden hızla uzaklaşırken yabancıları Türkiye’ye ne çekiyor? Hemen herkesin kafasındaki bu soruların yanıtı, bizzat bankaların yaptırdığı teknik araştırmalarda yatıyor.
3 KRİTİK NEDEN
Ziraat Bankası ve Halkbank’ın yeniden yapılandırılmasında etkin rol oynayan, bugün de birçok banka birleşmesine danışmanlık yapan Banka Uzmanı Dr. Şenol Babuşçu’nun yaptığı araştırmaya göre dev finans kuruluşları Türkiye’yi üç kritik nedenle tercih ediyor. Birincisi hem ABD hem Avrupa’da pazarın doygunluğa ulaşmış olması. İkincisi, gelişmiş ülkelerde kâr marjının çok daralmış olması. Üçüncüsü de penetrasyon, yani bankayla çalışan nüfusun gelecekte fazla artmayacak olması. Babuşçu, Türkiye ile yakından ilgilenen İtalya (Uni Credit-Intesa), Fransa (BNP Paribas-Societe Generale), Belçika (Fortis-Dexia) ve Hollanda (ABN Amro- Rabobank) bankalarının ülke içi rekabeti ülke dışına taşıması ile Avrupa liderliği için yaşanan rekabeti (Deutche Bank-BNP Paribas-Uni Credit) de diğer nedenler arasında sayıyor.
ŞİFRE: PENETRASYON
Yine araştırmaya göre, 2005-2015 döneminde Avrupa’nın nüfusu değişmeksiniz 450 milyonda kalırken, banka müşterisi sayısı 10 milyon artarak 425 milyona ulaşacak. Buna karşılık Türkiye nüfusu ise bu dönemde 75 milyondan 80 milyona çıkarken, köyden kente göçün etkisiyle banka müşterisi sayısı tam 28 milyon artarak 48 milyona çıkacak. Yani tek başına Türkiye bütün bir Avrupa’nın sunduğundan 2.8 kat daha fazla müşteriyi bankalara sunacak. Üstelik, Avrupa’daki bine yakın banka 10 milyon yeni banka müşterisini kapmaya çalışırken, Türkiye’de 28 milyon yeni müşteri için 25-30 banka yarışacak.
TÜRKİYE 6.5 KAT DAHA KÂRLI
Araştırmaya göre gelişmiş ülkeler pazar doygunluğuna ulaştığı için dev bankalar Avrupa ve ABD’de hacimlerini büyütemiyor. Türkiye ise hacim büyütme konusunda bu bankalara büyük bir fırsat sunuyor. Bankaların kâr marjı AB ülkelerinde sadece yüzde 0.38 düzeyinde. Buna karşılık Türkiye’de bankacılık sektörünün kâr marjı yüzde 2.5 düzeyinde. Bu oranlar, Avrupa ülkelerine göre Türkiye’deki kâr marjının tam 6.5 kat daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Bugün
anka/samanyolu tv
Yayın Tarihi :
25 Ekim 2006 Çarşamba 11:07:12