19
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

Türkiye kaynaklarını kullanmıyor

Dünya'da enerji tüketiminin hızla devam etmesi durumunda 2020 yılında fosil yakıt kaynaklarının yarısının tüketilmiş olacağı tahmin ediliyor. Fosil kaynaklara yenilenebilir enerji kaynakları alternatif olarak gösterilirken, Türkiye’nin bu kaynakları yeterince kullanmadığı belirtiliyor.

Fosil kaynaklar günümüzde sadece enerji olarak değil, aynı zamanda başta ilaç sanayi olmak üzere kimya sektörünün pek çok alanında da kullanılıyor. Bu yönü ile de tüketiminin azaltılması gereken petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil kaynaklar yerini yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynakları olan güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve hidroliğe bırakıyor.

1970'li yıllarda yaşanan petrol krizi sonrasında enerji konusuna ilgi artarken fosil kaynaklı yakıtların bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalınması yeni kaynak arayışları ve enerjinin etkin kullanımını da gündeme getirdi. Nitekim dünyanın gelişmiş ülkeleri de ileriye dönük tasarruf projeksiyonlarını yenilenebilir enerji kaynakları üzerine oturtuyor. Bu yönde OECD, BM, AB gibi uluslararası örgüt ve birlikler içinde yer alan gelişmiş ülkeler, kullandıkları enerjinin bir bölümünün yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması için çalışmalar yürütüyor.

AB’nin hedefleri

Yapılan çalışmalar çerçevesinde AB ülkelerinin yakıt verimliliği konusunda belirlediği hedeflerden bir tanesi 2000-2030 yılları arasını kapsıyor. Bu kapsamda da Avrupa Birliği’nin otomobil üreticileri ile yaptığı gönüllü anlaşmalar ile 2000-2030 yılları arasında yüzde 30 yakıt verimliliği sağlamayı planladığı kaydediliyor.
Gelişmiş ülkelerdeki bu girişimlere karşın Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini kullanmadığı belirtiliyor. Konuyla ilgili bir takım çalışmalar yürütülürken yapılanların yetersiz kaldığı vurgulanıyor.

Türkiye’nin potansiyeli yüksek

Konuyla ilgili görüşlerini aktaran Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’deki yenilenebilir enerji potansiyelinin çok yüksek olduğunu vurgulayarak, “Enerjinin büyük bir bölümünün ısınma için kullanıldığı düşünülürse bizdeki güneş enerjisiyle şu anda 5 milyon konutun enerji ihtiyacı karşılanabilir. Türkiye’ye her yıl sırf güneşten faydalanmak için 20 milyon turist geliyor ” dedi.
Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİE) verileri de Uyar’ı doğrulayarak enerjinin yüzde 82’sinin ısınma amaçlı kullanıldığını gösteriyor. Uyar, Türkiye’deki potansiyelin bu kadar çok olmasına rağmen kullanımının yapılan enerji anlaşmaları nedeniyle önümüzdeki 25 yıl daha küçük miktarlarda olacağını söyledi.

Fosil yakıtlar doğayı bozuyor

Yenilenebilir enerjiye geçiş yapan ülkelerin genellikle fosil ve nükleer kaynaklı yakıtları çokça kullandığını ve bu nedenle doğal dengesine oldukça zarar veren ülkeler olduklarını vurgulayan Uyar şöyle konuştu:
”Almanya gibi fosili, nükleeri uzun zamandan beri kullanan ülkeler çevrelerine zarar veren bu enerjilerden kurtulmak için güneş pillerine 55 sent destek veriyorlar. Oysa bizim ülkemiz daha güneşli olduğu için bu fiyat 20-25 sent arası ama destekleme çok düşük fiyattan yapılıyor.”

Yenilenebilir enerji üzerine yapılan en önemli çalışma ise Yenilenebilir Enerji Kanunu( YEK). Kanun hakkında yasa tasarısı hazır ancak mecliste henüz görüşülmediği için onaylanmadı. Ancak uzmanlar tasarıda da eksiklikler olduğuna işaret ediyor.

Küçük santrallere destek yetersiz

Yenilenebilir Enerji Kanunu tasarısının içeriğinin üreticiler açısından pek uygun olmadığını kaydeden Uyar, “Desteklemeler yetersiz kalıyor, santrallerin büyüklerinin kurulması için yeterli destek veriliyor, ancak daha küçük santrallerde bu destekleme yetersiz kalıyor. Bunun değiştirilmesi, teşviklerin artırılması gerekiyor” diye konuştu.

Uyar, petrol, doğalgaz, kömür ve nükleer enerjinin bir ülkenin özellikle çevre açısından en büyük düşmanı olduğunun altını çizerek, bu enerji kaynaklarını kullanmayı bir an önce bırakmamız gerektiğini söyledi.

Uzmanlara göre, ülkemizin bütününe yayılmış olan bu yeni enerji kaynaklarının kullanılmaya başlanmasıyla, enerjideki dışa bağımlılık azaltılabilir, hatta gelişen teknolojiye bağlı olarak enerjimiz tamamen yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilir.

Hükümetin tutumu

Hükümet yetkilileri de konuyla ilgili görüşlerini katıldıkları konuşmalarda dile getiriyor. Ekim ayında yapılan 4. Türkiye Enerji Forumuna katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, yerli kaynaklara verilen önemin artırılması gerektiğine değinerek, “Yerli kaynaklarımızdan linyit, hidrolik, jeotermal potansiyelimizi daha çok kullanmamız başta sanayi olmak üzere büyümemizi sağlayacaktır” diye konuşmuştu.

Ali Coşkun, ülkedeki doğal kaynaklar olan yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini belirterek, “ Enerjide dışa bağımlılığımızı asgari düzeye indirmeliyiz” demişti.

Ticarette rekabet edilebilir bir ortamın olması için enerjinin rakip ülkeler ile eşit fiyattan kullanılması gerektiğini belirten yatırımcılar enerji fiyatlarının çok yüksek olduğunu dile getiriyor..

Enerji forumuna katılan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye’nin rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için enerji maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerektiğini söylemişti. Yalçıntaş, günümüzde ağırlıklı olarak fosil yakıtların kullanıldığını, ancak bu yakıtların ömürlerinin fazla olmadığını ve hızlı tükendiğini belirterek, fosil yakıtların, küresel ısınma, ozon tabakasının delinmesi, hava kirliliği gibi pek çok olumsuz etkisinin olduğuna da değinmişti.

Elif Yıldırım - İÜHA
Yayın Tarihi : 10 Şubat 2006 Cuma 18:36:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?