16
Mayıs
2024
Perşembe
EKONOMİ

Ucuz döviz rakiplerimize yarıyor

Milliyet yazarı Güngör Uras'ın bugünkü yazısı:

Ucuz döviz yatırımı da, üretimi de artırmaz


Ucuz dövizle yatırımlar da artmaz üretim de artmaz. Yatırım ve üretim artmadan da işsizlik ve fakirlik sorunu çözülemez.
Ucuz dövizle ucuz ithalat yapılır. Ucuz ithalat sayesinde enflasyon geriler. Ama ucuz ithalat, yatırım ve üretim yapmayı önler. Yatırım ve üretim yapılamayınca iş arayanlar iş bulamaz. İnsanların geliri artmaz.
Ucuz dövize ve ithalata dayalı ekonominin çarkı (bu sistemde ekonomi döviz üretemediği, tersine, daha çok döviz tükettiği için) ancak ülkenin varlıklarının satışıyla ve dışarıdan gelecek dövizle döner. Satılacak varlıklar bitince, dış borç ödenemeyecek büyüklüğe gelince, çarkı çevirmek imkânsız hale gelir.
Ucuz döviz ülke insanına değil, başka ülkelerdeki insanlara iş imkânı yaratır. Ucuz döviz ülkede değil, başka ülkelerde yatırımın ve üretimin artmasını sağlar.
Basit olarak anlatayım: Eskiden Bursa'daki otomobil fabrikaları, otomobilde kullanılan direksiyonu, koltuğu, kapı kolunu Bursa'daki KOBİ'lerde yaptırıyorlardı. Döviz ucuzlayınca bu parçaları daha ucuza Çin'den getirmeye başladılar. Daha önce bu parçaları üreten bizim KOBİ'ler iş yapamaz hale gelince işçilerini çıkardı. Yeni yatırım yapmaktan vazgeçti. Üretimleri durunca, gelir yaratamaz hale geldi.

Bizim yerimize başkaları üretiyor 

Buna karşılık, Türkiye'deki otomobil fabrikalarına direksiyon, koltuk, kapı kolu satmaya başlayan Çin'deki fabrika yeni yatırımlar yaptı. Yeni işçiler aldı. Üretimi ve ihracatı arttığı için bu işten yararlananların ve de Çin'in döviz geliri arttı.
İyi de bizim otomobil fabrikalarımız bu parçaları YTL ile Bursa'daki KOBİ'lerden satın alacak yerde Çin'den getirmek için dövizi nasıl buldu?
Hükümet kamuya ait varlıkları satıyor. Bunların karşılığında döviz geliyor. Yabancılar şirketleri, bankaları satın alıyor. Bunun karşılığında döviz geliyor. Hazine tahvil çıkarıyor. Yüksek faizin cazibesinde döviz geliyor. İşte, başkalarına ait bu dövizleri kullanarak ucuz ithalat yapıyoruz.
Ucuz dövizle gelen mallarla iç piyasada bizim üreticimizin rekabet etmesi güç. İç piyasaya güvenerek yatırım ve üretim yapamıyor. Bizim üreticimizin ucuz dövizle dış piyasada rekabete girmesi güç. Bu yüzden ihracata güvenerek yatırım ve üretim yapamıyor.
Yerli sermayenin yatırım ve üretim yapamadığı bir ülkeye yabancı sermaye yatırım ve üretim için gelmez. Bu nedenle ucuz döviz politikası sürdükçe Türkiye'ye yabancıların fabrika kurmak için gelmelerini beklemek hayaldir.

Başkalarına iş yaratıyoruz 

Ucuz döviz politikasının alternatifi "gerçekçi kur" (ve hatta bir ölçüde korumalı kur) politikasıdır.
Bu politikayı, Japonya, Çin, Tayvan, Malezya gibi Asya ve Uzakdoğu ülkeleri uyguluyor. Dikkat buyurunuz, bu ülkeler milli paralarının değer kazanmaması, dövizin pahalı kalması için özel çaba gösteriyor. Çünkü bu sayede ihracata dönük yatırım ve üretim yapıyorlar. Bu sayede isteyenlere iş imkânı yaratıyorlar. Bu sayede gelirleri artıyor. Bu sayede fakirlikle baş ediyorlar.
Ucuz dövizden "gerçekçi döviz kuru"na geçmek ya yavaş yavaş ya da hızlı olur. Her halükârda bu işin bir faturası olacaktır.
Geçiş döneminde faizler, döviz fiyatı ve enflasyon kısa bir süre yükselir. Ama, "gerçekçi kur politikası" doğru dürüst uygulandığında, ucuz ithalatın yerini yerli üretim alır. İhracat artışı hızlanır. Üretimin artması peşinden yatırım ve istihdam artışını getirir. Üretim artışı, enflasyondaki geçici tırmanışı durdurur. Enflasyon aşağıya iner. İhracat artışına dayalı döviz geliri döviz fiyatının normal çizgiye oturmasını sağlar. Gelir artışı faizleri olması gereken çizgiye çeker.
İşte bu tür ekonomide yerli sermaye kadar yabancı sermaye de yatırım yapmak ister. Üretimi artırmak ister. İşte böyle bir ekonomide iş ve aş sorunu hızla ortadan kalkar.
Milliyet
Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2007 Salı 09:59:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?