25
Mayıs
2024
Cumartesi
EKONOMİ

Vergi siyasallaşıyor!

1.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Başkan Arzuhan Doğan Yalçındağ vergi konusunun Türkiye'nin demokratik saygınlığını zedeleyen bir araca dönüştüğünü vurguladı. YİK Başkanı Mustafa Koç da iş dünyasının vergi kurumunun siyasallaşmasından ciddi bir şekilde endişe duyduğunu belirtti.

2.
IMF ile anlaşmanın gecikmesini eleştiren Mustafa Koç, Türkiye'nin arzu edilen seviyede büyüyebilmesi için dış kaynağın bir süre daha kritik önemde olacağına dikkat çekerek "Bu bağlamda IMF kaynağını dışlama lüksüne acaba sahip miyiz?" diye sordu. Koç, mali kuralın da eklenmesiyle Orta Vadeli Program'ın gerçek bir programa dönüşeceğini söyledi.

3.
Yalçındağ ve Koç, AB konusunun ihmal edilmesini eleştirmekle birlikte, hükümetin dış politikadaki atılımlarına ve 'demokratik açılım'a destek verdi. Yalçındağ, "Kürt Açılımın başarıya ulaşması halinde Türkiye'nin tarihine damgasını vurmuş önemli bir meselesini çözmüş olacağız" dedi. Koç ise "Kürt Açılımını yerinde ve olumlu buluyoruz" mesajı verdi. 

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 2009'daki ikinci Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına, hükümete yönelik "Vergi kurumundan elini çek" mesajı damgasını vurdu. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ vergi konusunun Türkiye'nin demokratik saygınlığını zedeleyen bir araca dönüştüğünü vurgulayarak "Eğer zamanında vergi idaresi özerk hale getirilseydi, her yıl aksatmadan vergi rekortmenleri arasına giren kurumlara karşı yıllar sürecek incelemelerle bir tür baskı yapılırken kayıtdışı ekonomi her geçen gün büyümezdi" diye konuştu. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç ise, iş dünyasının son dönemlerde vergi kurumunun siyasallaşmasından ciddi bir şekilde endişe duyduğunu belirterek "Sağlıklı bir demokrasi için siyasi irade, tam bağımsız bir gelir idaresi kurmalı" dedi.
TÜSİAD'ın yılda iki kez düzenlediği YİK toplantısının 2009'daki ikinci toplantısı, Sabancı Center'da dün gerçekleştirildi. Toplantıya aralarında Rahmi Koç, Tuncay Özilhan, Erkut Yücaoğlu, Cem Boyner, Hamdi Akın, Bülent Eczacıbaşı, Çetin Nuhoğlu, Ali Kibar ve Suzan Sabancı Dinçer'in de bulunduğu yaklaşık 100 TÜSİAD üyesi katıldı. Toplantının ilk bölümünde TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, birer konuşma yaptı. Basın mensuplarına kapalı olarak gerçekleştirilen ikinci bölümde ise TÜSİAD üyeleri gündeme ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi.
Koç ve Yalçındağ, YİK'nın açılışında yaptıkları konuşmalarda hükümetin verginin siyasallaşması konusunda önlem alması gerektiğine vurgu yaparak "Gelir İdaresi özerk hale getirilmeli" mesajı verdi. Dış politikadaki gelişmeleri ve Kürt açılımını destekleyen açıklamalar yapan patronlar, iç siyasette kutuplaşmanın önüne geçilmesini ve AB ile ilişkilerin yeniden hızlandırılmasını istediler.

Kutuplaşma ve diyalogsuzluk artıyor
Toplantının açılışında söz alan Mustafa Koç, Türkiye'de her gün artan bir kutuplaşma ve diyalogsuzluk ortamı bulunduğuna işaret ederek siyaseti kavga ortamından çıkarmanın bir mevzuat meselesi olmaktan çok bir kültür meselesi olmasının işleri daha da zorlaştırdığını söyledi. Çağdaş bir demokrasi olabilmek için siyasallaşmamış, yalnız yasalara yönelik, hukuk devleti ilkelerine bağlı yargı ve güvenlik kuvvetlerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Koç, özgür medyanın, hükümetlerden bağımsız denetleme kuruluşlarının ve STK'ların çağdaş demokrasinin en büyük güvencesi olduğunu kaydetti. Sorunların giderilmesinde mevcut hükümetten ve parlamentodan birtakım beklentilerinin olmasının normal ve kaçınılmaz olduğuna işaret eden Koç, "İş dünyası bugün, son dönemlerde vergi kurumunun siyasallaşmasından ciddi bir şekilde endişe duymaktadır. TÜSİAD uzun bir süredir, sağlıklı bir demokrasinin işlerlik kazanabilmesi için siyasi iradeden tam bağımsız çalışabilen bir Gelir İdaresi'nin gerekli olduğunu her fırsatta dile getirmektedir" diye konuştu.

IMF kaynağını dışlama lüksümüz var mı?
Koç, mevcut Orta Vadeli Program'da belirgin bir harcama reformu ve ülkeyi muhtemel dış şoklara karşı bağışık kılacak güvenli bir mali dengeyi göremediklerine dikkat çekerek, "IMF anlaşması krizin ilk günlerinde tamamlanabilseydi, sağlanacak ucuz kaynağın ve bunun diğer dış kaynak girişlerine yapacağı etkinin ekonomideki daralmayı yavaşlatma gücü ne olurdu diye sormak lazım" şeklinde konuştu. Türkiye'nin arzu edilen seviyede büyüyebilmesi açısından dış kaynağın belli bir süre daha kritik öneme sahip olacağını dile getiren Koç, "Bu bağlamda IMF kaynağını dışlama lüksüne acaba sahip miyiz? Öte yandan mali kuralın programa eklenmesiyle program gerçek bir Orta Vadeli Program'a dönüşecektir. Bu unsurları Orta Vadeli Program içinde konuşmazsak, bu programın iyi niyetli, uzun vadeli bir kalkınma planından ne farkı kalır?" değerlendirmesinde bulundu.

Demokratik saygınlık zedeleniyor
Koç'tan sonra söz alan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ise sözlerine "İçimdeki tüm ağırlığa rağmen, hatta belki tam da bu nedenle, sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum" diyerek başladı. İnsanın bazen sözün hükmünün artık geçerli olmadığına, gücün sözü bitirdiğine inandığını dile getiren Yalçındağ, "Üzerinize bir kasvet çöküyor. Ama sonra silkiniyorsunuz. Biliyorsunuz ki söze inancınızı tazeleyip doğru bildiğinizi söylemeye devam etmekten başka çareniz yok. TÜSİAD'ın her zaman yaptığı gibi" diye konuştu. Türkiye'deki siyasilerin iktidar mücadelesini "sıfır toplamlı bir oyun" olarak görmekten vazgeçmesi gerektiğini belirten Yalçındağ, konuşmasında vergi ile demokrasi arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Yalçındağ, dünyanın gelişmiş ülkelerinde demokrasi kültürünün bir öğesi olan verginin Türkiye'nin demokratik saygınlığını zedeleyen bir araca dönüşmesini "hazin" olarak niteledi. Yalçındağ, şunları söyledi: "TÜSİAD olarak yıllardan beri vergi idaresinin özerkleşmesi gereğini savunuyoruz. 2001'de bu konuda kapsamlı bir rapor hazırladık. O dönem oldukça ilgi çekti ve tartışıldı raporumuz. Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı her yıl aksatmadan vergi rekortmenleri arasına giren kurumlara karşı yıllar sürecek incelemelerle bir tür baskı yapılırken, kayıtdışı ekonomi her geçen gün büyümezdi."



KÜRESEL KRİZ

KOÇ: ÇOK ŞÜKÜR GEÇTİ DİYEMİYORUZ
Hepimiz iyimser olmaya daha yatkınız ama bugün için ne yazık ki "çok şükür geçti" diyemiyoruz. G-20, küresel planda etkili önlemler alınması için gelişmiş ülkelere baskı yapmalı.

YALÇINDAĞ: TOPLUMSAL DALGALANMALAR SÜREBİLİR
Kriz sarsıntısı gelişmiş ülkelerde kolay geçmeyecek.Ayrıca ürkütücü toplumsal dalgalanmalar ihtimali de maalesef güçlü. Alıştığımız ve bildiğimiz düzenin birçok parametresi değişiyor.
 

DIŞ POLİTİKA

KOÇ: ÖNEMLİ BAŞARILAR ELDE EDİLDİ
Kronik dış politika sorunlarımızda bazı adımlar atılıyor olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ortadoğu, Rusya ve Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi hükümetin çok önemli başarıları olarak tarihe geçecektir. Dış politikadaki başarının Kıbrıs meselesinde de gösterilmesini bekliyoruz.

YALÇINDAĞ: İŞ DÜNYASINA YENİ FIRSATLAR SUNACAK
Türkiye'nin bölgesinde merkez olması Türk iş dünyasının önüne yeni fırsatlar sunacaktır. Ermenistan ile yakınlaşmayı olumlu bulmakla birlikte, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ihtilafın uluslararası hukuka uygun şekilde çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.


AB İLE İLİŞKİLER

KOÇ: BİZİ OYUNUN DIŞINA SÜRÜKLÜYORLAR
Türkiye-AB ilişkilerinin bugün içine girdiği çıkmazda, Avrupa Birliği'nin bizden çok daha fazla sorumluluğu var. AB içindeki bazı ülkelerin, kendi iç siyasal sorunları nedeniyle bizi oyunun dışına sürüklemek istemesine maalesef seyirci kalıyoruz.

YALÇINDAĞ: YAPISAL REFORM İŞTAHI AZALDI
Müzakerelerin devam ediyor olması Türkiye'de yapısal reform iştahının azaldığı, AB üyelerinden bazılarının ise Türkiye'ye karşı hasmane bir tutum içinde oldukları gerçeğini gizleyemiyor. Bu süreçte ancak daha çok güçlü bir siyasal vizyon ve toplumsal uzlaşma ile başarılı olabiliriz.

KÜRT AÇILIMI

KOÇ: SEÇİM BARAJI İLE BAĞDAŞMIYOR
"Kürt Açılımı"nı yerinde ve olumlu buluyoruz. Ama parlamenter temsilde bir adalet sağlanmadan, "Demokratik Açılım"dan söz etmek nasıl mümkün olabilir? Nasıl oluyor da parlamentomuz, yüzde 10'luk barajın devam etmesini demokratik açılımla bağdaştırabiliyor. Bir açılım söz konusu olacaksa önce barajı indirmenin ve parlamentoda temsilin yolunu genişletmek düşünülmelidir.

YALÇINDAĞ: TERÖRİZMDEN KURTULACAĞIZ
"Kürt Açılımı"nın başarıya ulaşması halinde Türkiye'nin tarihine damgasını vurmuş önemli bir meselesini çözmüş olacağız. Daha da önemlisi, buna bağlı olarak ülkemizi çeyrek yüzyıldır acılara boğan terörizm belasından da kurtulacağız.

Referans
Yayın Tarihi : 1 Ekim 2009 Perşembe 17:07:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?