16
Mayıs
2024
Perşembe
EKONOMİ

'Yabancı yatırımcı kazancına bakar!'

HSBC'nin 77 ülkede faaliyet gösterdiğine dikkat çeken HSBC Türkiye Genel Müdürü Piraye Antika, yabancı sermayenin, yatırım yaparken elde ettiği getirinin yanı sıra ülkelerin 'piyasa dostu' ve 'hukuk devleti' olmasına baktıklarını söyledi.

Siyasi krize rağmen piyasalarda yaşanan iyimserliğin nedeni olan likidite bolluğunun devam edeceğini belirten HSBC Bank HSBC Türkiye Genel

Müdürü Piraye Antika, gelişmekte olan ülkelere yatırımın nedeninin, "yüksek getiri" beklentisi olduğunu söyledi. Yabancı sermayenin, yatırım yaparken "aldığı riske orantılı bir getiri" sağlanmasının yanı sıra ülkelerin "piyasa dostu" ve "hukuk devleti" olmasına baktıklarını vurgulayan Antika, bunların korunduğu her politik ortamda piyasaların "Ahmet veya Mehmet"'e bir itirazı olmayacağını ileri sürdü.

Türkiye'ye gelen yatırımcının herhangi bir politik tercihinin olamayacağını ileri süren Antika, HSBC örneğini vererek şunları söyledi: "Şöyle düşünün HSBC, bugün 77 ülkede bulunuyor. Bu ülkelerde herhalde 15 değişik rejim uygulanıyor. HSBC olarak Suudi Arabistan'da, Çin'de, Rusya'da varız. Her ülkenin çok değişik politik dengeleri, çok değişik politik tercihleri var" dedi.

Rejim sekteye uğramaz 

"Bizim Türkiye'deki vatandaşlar olarak siyasi refleksimizle piyasaların refleksinin aynı olması beklenemez" diyen Antika'ya göre, piyasalar rasyonel şekilde bir yatırım yapıp, bir getiri bekliyor ve olaya "getiriyi alabilir miyim" diye bakıyor. Oyuncuların tümünün Türkiye'nin, rejimi bir sekteye uğratmadan bu sorunu çözeceğine inandığını vurgulayan Antika, piyasalardaki olumlu havayı da buna bağlayarak, "Politik çalkantı, dünya konjonktüründe rahat bir döneme denk geldi. Bu dönemin iyi atlatılmasında yurtdışında morallerin iyi olmasının çok büyük katkısı var. Bu Türkiye'nin şansıdır, kazanımlarımızı geri vermedik" dedi.

Piyasa ekonomisi terk edilemez 

"Türkiye çok farklı ekonomik, para, maliye politikası rejimleri denedi. Bu son programın yürüdüğü çok açık. Bir şekilde ülke olarak sonunda doğruyu bulduk" diyen Antika, bu nedenle erken seçim sonrasında tek parti veya koalisyon hangi hükümet olursa olsun, piyasa dostu politikalardan vazgeçilmeyeceğini, piyasa ekonomisinin terk edilmeyeceği kanaatinde. Para ve mali politikalarda disiplini öngören mevcut programın IMF ile veya IMF'siz sürdürüleceğini ileri süren Antika, "Zaten ekonomi kitaplarını açıp baktığınızda da ekonominizi başka türlü düzeltmenizin yolu yok. En azından bilim adamları bulamamış" dedi.

İktidara talip hiçbir partinin aksine bir model önerisinin olmadığını belirten Antika, seçim sonucu ne olursa olsun piyasaların bunu olumlu algılayıp fırsat vereceğini söyledi.

Felaket senaryosu yazmıyoruz 

Türkiye'nin siyasi krizden ortaya çıkan çalkantıyı az hasarla atlattığını belirten Antika, bunun en önemli nedeninin Türkiye'de bulunan yabancı sermaye ve Türkiye'nin ihraç etmiş olduğu ekonomik güç olduğunu söyledi. Antika, "Dünyanın en önemli yatırım bankalarında Türkiye'ye bakan baş ekonomistler Türk. Yabancı yatırım bankalarının Türkiye'de ekipleri var ve bunlar büyük çoğunlukta Türkler tarafından yönetiliyor. Tabi ben dahil hiçbir Türk oturup bir felaket senaryosu yazmıyor. Örneğin Venezüella hakkında daha sert olabilirken Türkiye hakkında daha yumuşak yazıyorum. Dolayısıyla dış piyasaların Türkiye'de ne olduğu ile ilgili idraki derin olmadı. Bu küresel sermayenin Türkiye'de olmasının iyi taraflarından birisi. Bir harmoni getiriyor, sivrilikleri törpülüyor" dedi.

Diğer taraftan dış yatırımcının piyasaya hakim olmasının iç gelişmeleri iyi anlayamaması nedeniyle yaşanacak bir "şok"u daha da derinleştirme riskinin bulunduğunu belirten Antika, Türkiye'de böyle bir riskin varolduğunun altını çizdi.

Türkiye'ye AB için gelmedik 

Uluslararası sermayenin yöneliminde Avrupa Birliği'nin (AB) bir etkisi olduğunu ancak esas nedenin Türkiye'nin potansiyeli olduğunu ileri süren Antika'ya göre, nüfus anlamında yaşlanan gelişmiş ülkeler, emeklilerini beslemek zorundalar. Bu anlamda daha uzun çalışan, daha çabuk büyüyen, iç pazarlarında büyük olan ülkeler AB olmadan da ilgi görecek.

AB ile ilişkilerin çok da iyi gitmemesine rağmen Türkiye'nin yabancı fon çekiminde zirve yaptığını belirten Antika, AB ile problemlerin, bu fonların akışında düşmeye sebep olmadığını ileri sürdü. Antika, "AB olursa Türkiye bir yatırım ülkesi olarak kükrer, ama AB olmadan yolumuza devam edemeyiz diye bir şey yok" dedi.

HSBC'nin Türkiye AB'ye gireceği için gelmediğini belirten Antika şunları söyledi: "HSBC, Türkiye AB'ye girmese gidecek mi? Böyle bir şey mümkün değil. AB bir politik ve ekonomik istikrar anlamına geliyor. Türkiye politik-ekonomik istikrarı sağlarsa yatırımcı açısından aynı ortamı sağlamış olur. Yani Türkiye'nin potansiyeli sadece AB'ye girecek olmasından kaynaklanmıyor."

Halkbank'la ilgilenirdik

Demirbank'ı satın alırken oluşturdukları iş planını büyük ölçüde hayata geçirdiklerini belirten Antika, HSBC'nin yaptığı yatırımdan çok memnun olduğunu kaydetti. Bundan sonra orta ölçekli bir banka tipolojisinden çıkıp büyük bankalar arasında yer almak istediklerinin altını çizen Antika, "Müşteri sayımızı artırmaya odaklanan bir çalışma içerisindeyiz. Bunun için ne kadar şube veya alternatif kanal kullanmak gerekiyorsa yatırım yapacağız" dedi. Temel olarak organik büyüme stratejisiyle hareket ettiklerini belirten Antika, sinerji yaratacak bir alım fırsatı doğduğunda bunu da değerlendirebileceklerini vurguladı.

HSBC ölçeğinde bir bankanın küçük bir banka satın alarak sinerji yakalamasının mümkün olmayacağını vurgulayan Antika, pazar payı, müşteri sayısı itibariyle belirli bir büyüklüğe ulaşmış bir bankanın kendileri için bir anlam ifade edeceğini vurguladı. "Halk Bankası blok olarak satışa çıksaydı, HSBC olarak muhtemelen bakardık" diyen Antika, zaten Halkbank büyüklüğünde bir bankanın satılması durumunda HSBC'nin Türkiye'deki konumu itibariyle ilgilenmemesinin mümkün olmayacağının altını çizdi.

Halka açılmayı arzu ediyorum 

HSBC Türkiye'nin halka açılmasını arzu ettiğini belirten Antika, yetkili kurullara götürdükleri bir teklifin olmadığını ancak halka açılma konusunun grupta konuşulduğunu söyledi. İleride halka açılmayı üst yönetime sunacağını vurgulayan Antika, "Biz her alanda Türkiye'de ekonomiye katkıda bulunmayı arzu ediyoruz, çok önemli bir vergi ödeyicisiyiz, 5.500 kişi istihdam ediyoruz. Bu coğrafyanın daha da fazla parçası olmak için Türkiye'de de hissedarlarımız olmalı. Grubun Türkiye'de halka açılmayı dışlamayacaklarını düşünüyorum" dedi. Türkiye'de finans anlamında sadece leasing ve private equity (özel yatırım fonları) hizmeti vermediklerini belirten Antika, leasing şirketi kurmak için lisans başvurusu yapacaklarını söyledi.

Taksitte doz biraz kaçtı

Bir çok banka genel müdürü gibi Antika da kredi kartında taksit işinin dozunun biraz kaçtığını düşünüyor. Taksitlerin bir kısmını üye işyeri, bir kısmını bankaların sağladığını belirten Antika, tüketici beklentilerinde de taksitin ilk sırada yer aldığını söyledi. "Tüketici bunu talep edince bankalar da şimdilik maliyetlere katlanabiliyorlar ki böyle bir hizmeti sunuyorlar" diyen Antika, bu durumdan memnun olmadıklarını ancak bu sorunun bir düzenleme ile çözülemeyeceğini söyledi. Kart hizmetinde kâr marjının hızla düştüğünü ileri süren Antika, "Herkesi yine piyasa terbiye edecek. Kârlılığı olmadığı zaman bankalar duracaktır" dedi.


Kenan Şanlı / referans
Yayın Tarihi : 14 Mayıs 2007 Pazartesi 10:11:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?