20
Mayıs
2024
Pazertesi
EKONOMİ

Yerel seçimi abartmayın

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Mustafa Koç, ’efsane şirketlerin çöktüğü’ bir ortamda bize bir şey olmaz’ tavrında ısrar edilmesi, sorumluluğu yükleyecek ’günah keçisi yaratma’ çabalarını anlayamadıklarını söyledi.

Siyasi tansiyonun yükselmesine izin verilmemesi isteyen Koç, "Yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklenmemesini" istedi.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, içinde bulunulan ortamda tansiyonun daha da yükseltilmemesi çağrısında bulurken, krizin sorumluluğunu yükleyecek ’günah keçişi’leri aranmamasını istedi. Siyasete de değinen Koç, ""Yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklemeyin" önerisinde bulundu.

Tüm dünya da olduğu gibi Türkiye’de de hayata yön veren 3 temel faktörün "ekonomi, siyaset ve terör" olduğuna dikkat çeken Koç, "Türkiye bu üç alanda yüksek tansiyon riskiyle yüz yüzedir" dedi ve şu değerlendirmeye yaptı:

Kışkırtma ortamı

Ne yazık ki ülkemizde de terörizmin yaratmaya çalıştığı kışkırtma ortamının, zaman zaman başarılı olmanın kıyısına kadar gelebildiğine şahit oluyoruz. 2009 yılının ekonomik ve siyasal gerilim noktalarının terörizme önemli fırsatlar sağlayabileceği düşünülebilir. Türkiye’nin, başında bunca sıkıntı varken, bir de böyle bir toplumsal çatışma ile uğraşmak zorunda kalması büyük bir talihsizlik olur. Bu yüzden, bu ülkede yaşayan her birey, toplumsal gerilim anlarında, tansiyonu düşürmeyi ulusal bir görev olarak görmelidir.

Siyasi tansiyon

Tansiyonu düşürülmesi gereken bir başka alan da siyaset. Son yıllarda, siyasi tansiyonun sürekli yükseldiğine, kısır çekişmelerin arttığına, ülke gündemini hep aynı konuların işgal ettiğine hepimiz şahit oluyoruz. 2009 yılında zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı mümkün olan en yararlı biçimde kullanmak istiyorsak siyasi tansiyonun yükselmesine kesinlikle izin vermememiz, ülke gündeminin toplumsal hedeflerimizle uyumlu olmasına özen göstermemiz gerekiyor.

Seçimin anlamı

Önümüzdeki zor yılda siyasetin izlemesi gereken akılcı rotanın en öncelikli unsuru, yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklememek olmalıdır. Ülkeyi rejim tartışmalarına sürükleyecek tutumlardan kaçınmak esas olmalıdır. Siyasal çatışma ile toplumsal çatışma arasındaki ince duvarın yıkılmasına yol açacak eylem ve söylemlerden arınmış bir mücadele şeklini benimseme hususunda azami gayret sarf edilmelidir.

Efsaneler çöktü

Efsane şirketlerin, dev kurumların birer birer çöküşünü gördüğümüz bir ortamda, "bize bir şey olmaz" tavrında ısrar etmeyi, krizin varlığı ve yokluğu üzerine tartışma sürdürmeyi, gelişmelerin sorumluluğunu yükleyecek günah keçisi yaratma çabalarını anlamakta güçlük çekiyoruz.

Katkıya hazırız

Tüm ülkeyi ilgilendiren böyle bir konuda, bizler ekonomik ve sosyal tarafları bir araya getirip, öneriler toplamanın, teknik kadrolara derinlemesine sektör analizi yaptırmanın ve kesimler arası mutabakat sağlamanın hükümetin asgari görevleri olduğunu düşünüyoruz. Hükümet bu asgari görevini layıkıyla yerine getirdiği taktirde, Türk özel sektörü de tüm gücüyle çözüm üretimine katkıda bulunabilir.

Krizin varlığını kabul etmeliyiz

AVRUPA Birliği’nde genişleme süreci yeniden ivme kazandığı noktada Türkiye’nin de hazır olması gerektiğini vurgulayan Mustafa Koç, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye’nin AB üyeliği yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam ettiği algısının dünya kamuoyunda yer etmesinin, her gün yeni bir boyutu ile hayatımızı kuşatan küresel kriz ile mücadelede de bize önemli bir destek noktası sağlayacağına inanıyoruz. Tabii önce bizim bu mücadeleyi yapıyor olmamız, bunun için de çok temel bir şeyi, krizin varlığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu konuda bir mutabakat sağlayabilirsek, çözüm konusunda mutabakat sağlamak çok daha kolay olacaktır."

AB ve IMF’den destek alınmalı

TÜRKİYE’de yapılması gerekenlerin ’üç aşağı-beş yukarı" belli olduğunu söyleyen Mustafa Koç, bunları şöyle sıraladı: "Dalgalanmalara karşı AB ve IMF gibi güçlü çıpalardan destek almak yapacaklar listesinin en başına yazılması gereken maddedir. IMF anlaşması, yaratacağı kredi olanaklarıyla döviz cinsinden yetersizliğimizi nispeten dengeleyecektir. AB sürecinin ivme kazanması da güven yaratıcı bir başka referans noktası olacaktır. Bu zeminde istihdam maliyetini azaltan, üretimi destekleyen ve finansman maliyetini azaltan, likidite konusunda rahatlama yaratan, iç talebi canlandıran, ihracatı destekleyen önlemler çok daha etkili sonuçlar üretecektir."

Koç’tan Obama yorumu: Önce koltuğuna ısınsın

MUSTAFA Koç, ABD’de Barack Obama’nın başkanlığı ile başlayacak yerine döneme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

ABD seçimlerinin sonuçlarını, tüm dünyadaki siyaseti olumlu etkileyecek ve geleceğe ilişkin güçlü umutlar beslememizi sağlayacak bir gelişme olarak görmek, şimdilik aşırı bir yorum olarak algılanmayacaktır sanırım.

ABD, küresel işbirliğine daha açık, bölgemizde nispi bir huzuru hedefleyen, anlaşmazlıklarda diyalogu ön plana çıkaran, buna rağmen tehditlere karşı müteyakkız bir yeni siyasal yapının oluşacağını vaat ediyor.

Tabii biz bu ilk manzaraya ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşmak durumundayız. Tecrübelerimizle biliyoruz ki, gelişmelerin ne yönde seyredeceğini, oturulan koltuklar ısınmadan, iktidar sahipleri gerçekten muktedir olmaya başlamadan görmek mümkün değil.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 20 Aralık 2008 Cumartesi 22:55:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?