19
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

Yurt dışına kaçış hızlandı

Çin'le rekabet, yüksek vergiler ve TL'nin aşırı değer kazanması derken ihracatın lokomotif sektörü tekstil, krizi bütün şiddeti ile hissetmeye başladı.

Bazı firmalar çareyi fabrikasını yurtdışına taşımakta bulurken, bir kısmı da turizm, inşaat gibi başka sektörlere kaymaya başladı. Sektör temsilcileri, 28 Şubat'ta Başbakan Erdoğan ile görüşerek, sorunlara çözüm bulmasını isteyecek. Gaziantep'te 11 fabrika kapısına kilit vururken, Akkök Grubu, Yalova'daki tesislerinde üretimi durdurdu. Kriz artık büyük şirketleri de vuruyor. Bursa'da Yeşim Tekstil'in sahibi Cavit Çağlar, 15 bin işçiyi çıkarmak zorunda kalabileceğini açıkladı.

Gaziantep merkezli Sanko Holding'in sahibi Abdulkadir Konukoğlu işçilerine ücretsiz izin verdi. İzmir Basma Sanayii ile İzmir Pamuk Mensucat'ta makinelerin susması ise sektörün karşı karşıya olduğu dramatik durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Koç'un dünürü Giraud ailesine ait olan Ren Holding bünyesindeki fabrika, Türkiye'nin en eski fabrikalarından biriydi.

Hazır giyim ve konfeksiyon, 2004'te 13 milyar 95 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, bu rakam 2005'te yüzde 4,68 artış göstererek 13 milyar 700 milyon dolara ulaştı. Hazır giyim, Türkiye'nin toplam 73 milyar 400 milyon dolarlık ihracatının yüzde 18'ini gerçekleştirdi. İki yıl önce 4 milyar 500 milyon dolar olan tekstil ve hammaddeleri ihracatı 2005'te yüzde 6,5'lik artışla 4,8 milyar dolara çıktı. Kalemin toplam ihracattaki payı yüzde 6,62. İki yıl önceki rakamlarla yapılan kıyaslama, sektördeki duraklamayı ortaya koyuyor. 2003'ten 2004'e geçerken hazır giyim ve konfeksiyon sektörü yüzde 14,01'lik artış yapmış, tekstil ve hammaddeleri ise yüzde 24,88 yükseliş sağlamıştı. Bütün bu olumsuz tablo, firmaların yatırımlarını yurtdışına kaydırmasıyla sonuçlanıyor. 2003-2006 döneminde 20'ye yakın firma yurtdışında yatırım yapmayı tercih etti.

İhracattaki artış oranlarının azalması, hem hazır giyim ve tekstil hem de yan sanayide kriz endişelerini gündeme getirdi. Ana sanayideki üreticilerin üretimlerini yurtdışına taşımaya başlaması, özellikle yan sanayide ciroların yüzde 50'ye varan oranlarda düşmesine yol açtı. Askı sanayii, dar dokuma ve örme sanayii, düğme-toka ve metal aksesuar, etiket, fermuar, kapitone, tele elyaf ve vatka sanayii olmak üzere toplam 7 sektörde yaklaşık 2 bin şirket faaliyet gösteriyor. Yan sanayinin hazır giyimdeki payı yüzde 20'lere varıyor. Konfeksiyon Yan Sanayi Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Sertkaya, yan sanayi olmadan tam sanayinin olmayacağına dikkat çekerek, “Hazır giyimde kriz varsa, yan sanayide büyük kriz var demektir. Yan sanayi maalesef hazır giyim sektöründen daha kötü.” diyor. Firmalar, krizde ayakta kalmak için çalışan sayısını yüzde 10 ile yüzde 50 arasında azalttı. Aynı zamanda Deri Desen Etiket firmasının da sahibi olan Sertkaya, 164 işçisini çıkarmamak için bölüm bölüm ücretsiz izne göndermiş. Yan sanayide de hazır giyim sektöründeki gibi kâr marjlarının dibe vurduğunu belirten Sertkaya, çözüm bulunmadığı takdirde birçok işyerinin kapanmak zorunda kalacağı uyarısında bulunuyor. Çin'e etiket, fermuar gibi ürünler gönderemeyen yan sanayicilerin birçoğu çekirdekten yetiştiği için başka sektöre geçme şansı yok. Sertkaya, “Konfeksiyoncular bölümlerini kapatıyor, iplik fabrikaları kapasitelerinin yüzde 70'ini kapatmış durumda. Arsa satıyorum, ev satıyorum, dükkan satıyorum yaşamı devam ettireyim diye.” ifadelerini kullanıyor. Sertkaya, çözüm için firmaların bir araya gelmesini ve yurtdışına açılmasını öneriyor.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Aynur Bektaş, hazır giyim sektöründe iflasların değil, caymaların yaşandığını belirtiyor. Krizde en büyük etkenin istihdam üzerindeki vergiler ve enerji maliyetleri olduğunu ifade eden Bektaş, teşvik verilen illerde bile istihdamdaki vergi yükünün yüzde 21 olduğunu, Almanya'da ise bu rakamın daha düşük olduğunu özellikle vurguluyor. Bu koşullarda firmaların kâr edemediğini ve mücadele edilemeyecek duruma gelindiğini söyleyen Bektaş, “Üretim maliyetleri Türkiye genelinde yüzde 6'larda iken hazır giyimde 7,62 oranında arttı. Aynı zamanda, insanların giyimden kısarak konut ve iletişim araçlarına para yatırması nedeniyle hazır giyimde iç piyasa yüzde 12 daraldı.” bilgisini veriyor.

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da çalışma hayatı üzerindeki kamu yükünden şikayetçi. Hazır giyim sektöründe 2 milyondan fazla kişinin çalıştığını söyleyen Orakçıoğlu, “Tekstil ve hazır giyim istihdamında son 8-10 ayda 150-200 bin kişilik kayıp oldu. Bu kaybın artmasından korkuyoruz.” endişelerini dile getiriyor.

Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Nedim Örün, Türkiye'nin üretimde çok iyi bir yere geldiğine işaret ederek, artık tasarım ve pazarlamaya ağırlık verilmesini öneriyor. Bu iki unsurun önemini fark eden firmaların çok yol aldığını vurgulayan Örün, ihracatçıların tasarım ve pazarlamaya, iç piyasadaki firmaların ihracata ağırlık vermesi gerektiğini kaydediyor. Örün, “Benim için üretim yeter diyen firmalar sektörden çekilmek zorunda kalıyor.” ifadelerini kullanıyor. Pazarlama konusunda üniversitelere büyük görevler düştüğünü söyleyen Örün'e göre, tekstil ve tasarım bölümlerine son sınıfta pazarlama dersleri konulmalı. Örün, bir süreliğine ihracatçı firmalara farklı bir kur uygulanması ve bunun da kur primi olarak adlandırılmasını öneriyor. İstanbul Ticaret Odası'nın 14 bin üyeli Hazır Giyim Komitesi Başkanı Mustafa Darıcı, 2005 öncesinde Türkiye'de yaklaşık 180 bin civarında küçük ve orta boyda atölyenin bulunduğunu; ancak bu atölyelerden 23 bine yakınının geçen yıl kapandığını ve 200 ile 250 bin arasında kişinin işsiz kaldığını kaydediyor.

Sektördeki büyük sorunlara rağmen marka ve tasarıma önem veren şirketler hem yurtiçinde hem de yurtdışında büyümeye devam etti. 1991'de Sait Akarlılar tarafından kurulan Mavi Jeans kısa sürede dünya markası olmayı başardı. Firma, bugün Amerika, Kanada ve Almanya başta olmak üzere, 50'nin üzerinde ülkede 4 bin 600 satış noktasında tüketiciyle buluşuyor. Türkiye'de yeni yeni mağazalaşmaya başlayan, ancak ABD başta olmak üzere yurtdışında yaygın bir satış ağına sahip Avva firması da hazır giyim sektörü temsilcilerinin yakınmalarına rağmen son iki yılda yüzde 50 büyüdü. Şirket, ağustos ayına kadar 16 mağaza daha açacak.


HAZIR GİYİM İHRACATI
Ülke İhracat (Milyon dolar)
Almanya 3.159
İngiltere 2.030
ABD 946
Fransa 858
Hollanda 811
İspanya 494
İtalya 492
Danimarka 359
Belçika 202
İsveç 230
Rusya 186
Yunanistan 114
İsviçre 107
Cezayir 105
Avusturya 97
Libya 70
İsrail 69
İrlanda 65
Kanada 65
Norveç 63
Bulgaristan 50
*Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı



TEKSTİL İHRACATINDAKİ
ARTIŞ YAVAŞLADI*
Yıl Hazır giyim Tekstil ve hammaddeleri
2002 9.171 2.977
2003 11.516 3.661
2004 13.095 4.564
2005 13.708 4.861
2006** 936 338
* Milyon dolar
** Ocak ayı rakamları
Kaynak: İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri

Pamuk ve iplik ithalatı arttı üreticiler fabrika kapatıyor
Türkiye'de hazır giyim ve tekstil sektöründeki gelişmelere paralel olarak, pamuk talebi de artmaya başladı. Bu talep yerli üretim yerine ithalat ile karşılanıyor. İzmir Ticaret Borsası'nın verilerine göre 2004-2005 sezonunda pamuk ithalatı 748 bin tona ulaştı. İthalata ödenen döviz ise 883 milyon doları buldu. Sektör temsilcileri, gelecekte pamuk ithalatı ile üretimin aynı seviyeye gelmesinden hatta ithalatın üretimin önüne geçmesinden endişe ediyor. Pamukla birlikte iplik ithalatının da artması ile üreticiler zor günler yaşamaya başladı. Güneydoğu'da bu nedenle 11 iplik fabrikası kapandı, yaklaşık 5 bin kişi işsiz kaldı. Güneydoğu İplik Sanayicileri Derneği Başkanı Ali Burnukara, kapanan fabrika sayısının artacağı uyarısında bulunuyor: “Kapanan 11 firma büyük ölçekli olduğu için toplam kapasitemizin yüzde 60'ı gitti.”

İstihdamda tekstilin yerini tutacak sektör yok
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tekstil Sektör Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Türkiye'nin kabuk değiştirdiğine işaret ederek, bu çerçevede tekstilin zaman içinde biraz daha azalacağını, ancak işçi ambarı tekstilin yerine henüz yeni bir sektörün oluşturulmadığını kaydediyor. Tekstil kadar işçi istihdam eden bir sektörün daha olmadığını vurgulayan Konukoğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Yalnız herkesin kafasına şunu yerleştirmişler, 'İngiltere ve Fransa tekstili bıraktı, İtalya ile Türkiye bırakmak üzere' deniyor. İngiltere'nin pamuğu yok. İngiltere, sömürgeleri bittiği zaman tekstili bıraktı. Fransa da pamuğu, sömürgeleri bitti ondan sonra bıraktı. İtalya'nın da pamuğu yok, moda oluşturuyor. Ama, Türkiye'nin pamuğu var. Onun için Türkiye'de tekstil bitmez.”

Kötü gidişattan işçi de işveren de çok rahatsız
Tekstil ve hazır giyim sektörü, sorunlarını iletmek üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası'nın öncülüğünde Başbakan Tayyip Erdoğan'la bir araya gelecek. İşverenler Sendikası Başkanı Halit Narin ayrıca, Tekstil Sendikası Başkanı ve aynı zamanda DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Türk-İş'e bağlı Teksif Başkanı Zeki Polat ve Hak-İş'e bağlı Öz-İplik İş Sendikası Başkanı Yusuf Engin ile de bir araya gelecek. Halit Narin, mevcut durumdan işçi sendikaları ve işverenlerin son derece rahatsız olduğunu belirtiyor: “Ekonominin kuralları içinde devletin toprağına, milletin becerisine para yatırmış, servetini ve geleceğini bu memleketin üzerinde görmüş insanlarla, bütün kazancını cebinde gören insanlar arasında farklılığın olup olmayacağını değerlendirmeye çalışacağız.” Tekstil ve hazır giyimde 4 milyondan fazla insanın çalıştığının ve bunun 1 milyona yakınının işsiz kaldığını vurgulayan Narin, işçi sendikalarıyla bir mutabakat sağladıktan sonra Başbakan'la görüşeceklerini kaydediyor. Narin, “Bunların yürüyüşlerle, toplantılarla yapılması yerine ciddiyet içinde bir ön çalışma yapmayı değerlendirdik.” diyor. Daha önce 3 Mart'ta yapılması planlanan görüşme, Başbakan Erdoğan'ın talebi üzerine 28 Şubat saat 17.00'ye alındı. Halit Narin, tekstil sektörünün durumuyla ilgili görüşlerini dile getireceklerini belirterek, “Doğru ve yanlış olan mevzulara, eksikliklere açıklık getirmeye çalışacağız.” değerlendirmesini yapıyor. Narin, Başbakan'la görüşmeden önce işverenlerle ön hazırlık görüşmeleri yapacaklarını söylüyor. Tekstilcilerin Başbakan ile görüşme kararı geçen ayın son günlerinde işadamları Halit Narin, Abdulkadir Konukoğlu ve Ahmet Nazif Zorlu'nun bir araya geldiği mini zirvede kararlaştırıldı. Toplantıda Erdoğan'a sunulacak rapor hazırlanmasını da Abdulkadir Konukoğlu üstlendi.



Zaman
Yayın Tarihi : 26 Şubat 2006 Pazar 19:15:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?