19
Mayıs
2024
Pazar
GÜNCEL

BİR TÜRLÜ BAŞLAYAMAYAN YAZ...

Yaz mevsiminin bitişi üzerine çok yazı yazılmıştır. Şairler, yazarlar, hatta kompoziyon ödevi yazan lise öğrencileri hüzün dolu nice cümleler döktürmüşlerdir bu konuda. Yazın bitişi dokunur çoğu insana. Beni de hüzünle doldurur, yazılar yazdırır.

Gelin görün ki, bu yıl sorunumuz farklı: Bu yıl içimizi hüzünle dolduran, yazın bir türlü başlayamaması.

Türkiye’nin hemen tamamı için geçerli ama özellikle Marmara bölgesinden ve Kuzey Ege’den söz ediyorum. Haziran’ın sonu geldi, bu satırları yazarken dışarıda yağmur yağıyor. Yaz sağanağından söz etmiyorum, uzun zamandır, güz yağmuru gibi yağıyor. Tahminlere göre daha da yağacak.

Meteoroloji bu bölgelerde son on yılların, belki de yüzyılın en yağışlı Haziran’ının yaşandığından söz ediyor.

Bu bölgelerde normal olarak yağmura sevinilir. Ne var ki, bu yıl tutturduğu tempo, halk bilgeliğinin en temel kuralını zorlamaya başladı: “Her şey zamanında güzel!”
Örneğin Mayıs başında ‘Yağdır mevlam su’ diye inleyen bağcıların son yağmurlardan sonra surat asmaya başladıklarını görüyorum. Tahıl üreticileri için durum daha da vahim olabilir. Yağmurda ekin biçilir mi? Çamurda harman yapılır mı?

Ekmek elden su göldene alışmış kentli kitleler için fazla bir şey ifade etmese de, böyle sorunların çok şey ifade ettiği milyonlar da var.

İşin turizm cephesini unutmayalım. Bu yıl mevsim bir çokları için zaten kısa olacak. Yağmur nedeniyle geziler, tatiller ertelendi. Ağustos’un ilk haftasından sonra Ramazan başlıyor. İki ucun kesik, kısa bir yaz olacak anlayacağınız.
Bir de, bu satırların yazarı gibi, hayatını gündemin peşinden sürüklenerek geçirmek zorunda olan bahtsızlar var.

Normal olarak yaz sıcaklarının bastırmasıyla Meclis tatile girer, siyasal dolaşım yavaşlar, haberler kıyı kasabalarında olup bitenlere ya da orman yangını ve trafik kazası gibi yazlık facialara yönelir. Televizyonda tekrarlar çoğalır. Okunmak üzere bir kenara konmuş kitaplara el atılır, öğle uykuları uzar... Yazılara, televizyon programlarına, polemiklere ara verilir.

Yalnızca kafalar değil, ruhlar onarıma alınır.

Bir türlü başlayamayan bu yaz, yalnız yağmur değil, haber gündemi de başımıza kovayla boşalıyor.

Takıştığımız İsrail’i, yükselen terörü, tanımaya çalıştığımız Kılıçdaroğlu’nu ve iyi tanıdığımız Başbakan Erdoğan’ı bir yana koyun... Birkaç hafta sonra Anayasa Mahkemesi’nin referandumla ilgili kararı açıklanacak. Yepyeni gerginlikler, tartışmalar başlayacak...

Gelişmeler erken seçim kararına kadar diyenler var.
Gitmese bile referandum kampanyası ülkeyi fokurdatacaktır.
Bunlara şu anda bilemediğim ama gündem doğurganı yurdumuzun karşımıza çıkartacağı nurtopu gibi krizleri ekleyiniz...

Başlamadan bitebilir bu yaz... Hayatlarımızın sayılı yazlarından biri... Acele ediniz.

Haluk Şahin - Radikal
Yayın Tarihi : 26 Haziran 2010 Cumartesi 20:37:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?