Cem Garipoğlu cinayetinin çözülmesi medyanın önemli bir başarısıdır... Fikr-i takiple olayın üzerine yürüyen medya, Cem Garipoğlu cinayetinin sümen altı edilmesini önledi, ağır gündemin arasında kaybolmasını engelledi...
Yaptığı haberlerle polisi psikolojik olarak baskı altına aldı, son ana kadar Münevver’in ailesinin arkasında durdu, herkesi Münevver’i kendi kızı olarak görmesini sağladı ve çemberin daraltılmasına katkıda bulanarak Cem Garipoğlu’nu yakalattı...
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve ekibine Engin Deniz’in babasının katilini yakaladığı için ettiğim teşekkürün aynısını, şimdi Münevver’in katilini yakaladığı için ediyorum...
O gencecik kızın ruhunu huzura kavuşturduğu için, annesini babasını ferahlattığı için, bütün anne ve babaların ortak duaları onlarladır...
***
Ama şimdi annelerin ve babaların düşünmesi gereken çok önemli bir soru var:
Münevver’in babasının ya da annesinin yerinde olsak, “Lanet okur, bu dünyayı o katil zanlısı çocuğun başından aşağı geçirmek için herşeyi yapardık...”
Peki herhangi birimiz Allah korusun Cem Garipoğlu’nun annesi ve babasının yerinde olsak ne yapardık?..
Sorulması ve yanıtlanması gereken soru budur...
Allah korusun herhangi birimizin çocuğu böyle bir cinayeti işlese biz ne yapardık, ne yapabilirdik?..
Acaba kaç kişi olayı duyar duymaz “Çocuğunu götürür elleriyle hemen polise teslim ederdi...”
Herkes empatiyi Münevver’in babası ve annesi üzerinde yapıyor...
Ama kimse o empatiyi Cem Garipoğlu’nun annesi ve babası üzerinden yapmıyor...
Baba çocuğuna yardım ettiği için cezaevinde...
Anne öz oğlunun sevgilisinin katili olduğunu öğrenmiş...
Kanundan kaçıyor çocuk...
Kocası çocuğa yardım ettiği için hapse girmiş...
Bir anda katil olan çocuğundan ve onu saklamaya çalışan kocasından kopan anne ne yapabilirdi, ne yapmalıydı?..
Siz olsanız ne yapardınız?..
***
Basın ve genel olarak medya bu olayda çok başarılı bir sınav verdi...
Ancak dünden itibaren bakıyorum gazetelere ve haberlere, sanki ortada Cem Garipoğlu adında gizli bir örgüt ve tarikat var...
“Evde onu kim sakladı?...
Saçını kim kesti?..
Sakalı niye uzundu?..
Yemeğini kim verdi?..
Eve kimin yemek getirdiğini niye söylemiyor?..
Arkasında nasıl bir organizasyon var?..”
“Satanist törende öldürüldü” diye palavra atanlar, şimdi de “gizli organizasyon” şemaları yayınlayacaklar neredeyse...
Yaşamda empati duygusundan yoksun olanlar doğru gazeteci refleksine sahip olamazlar...
İşin doğrusu şudur:
Katil de olsa, psikopat da olsa o çocuk annenin öz evladıdır...
Anne kim olursa olsun çocuğunu sakınır...
Katil de olsa psikopat da baba çocuğunu bir türlü korumaya çalışır...
Onun için Türk Ceza Kanunu’nun 284. maddesi “Hakkında tutuklama kararı olan, ya da hükümlü olan bir kişinin yerini bilip de söylememek 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır... Ancak anne, baba, eş, çocuk veya kardeş için, bu ceza verilmez...” der...
Muhtemelen anne bilip de söylemiyordu çocuğun yerini...
Muhtemelen baba, o yeri bizzat bulup çocuğunu sakladı...
Saklama suçunu işlediği için içerde...
Bu işin içinde daha fazla bir örgüt ve organizasyon aramak, Satanist ayinlerine uzananların hayallerini mutlu etse de gerçek değildir...
Cem Garipoğlu’nun annesinin babasının durumuna düşmek istemeyen anneler ve babalar, erkek çocuklardaki psikopat eğilimlerin nerelerden kaynaklanmış olabileceğini anlattığımız üstteki yazıyı bir defa daha okumalıdırlar...
çocuk ile yetişkin arasındaki fark çocuğun masumiyetidir masumiyet hayatın bir bölümü ile karşılaşmamak yüzleşmemektir bunlarla yüzleşildiği zaman masumiyet yavaş yavaş gider ve o çocuk yerine bedeni çocuk ama davranışları yetişkin olan bir birey çıkar cem garip oğlu kadın içki para maddiyat hayatta ne varsa yetişkinler kadar sahip olmuş biri ailesinden cahil ve bilgisiz bir aile değil aksine Türkiyenin elit tabakasındandır böyle bir hadiseyi en son yapması beklenen insan gurubundan gelmektedir örnek vermek gerekirse bizim halkımız aç olan birinin ekmek çalmasına kızmaz lanet okumaz ama zengin biri hırsızlık yaparsa hoş görmez heralde nedenini sorar elbette garipoğlunada halk bunun neden yaptı diye soracaktır ana babasına da o kadar varlık içinde doğru düzgün çocuk yetiştiremedi diye kızacaktır münevver karabulutunda babasına kızıyorlar ama ne diyorlar kız zengin diye yanaştı babasıda kızının iyi bir yere gideceği düşüncesi ile ses çıkarmadı dünyadaki en büyük acı evlat acsıdır birde evladınızın kötü bir şekilde ölmesini bilmek daha da acıdır reha bey acıyı iyi bilir her fırsatta insanlara acı varmı acı diye sorar çağırsın iki tarafında anne babasını sorsun bakalım hangisinde daha fazla acı var
size katılıyorum reha bey gerçekten öyle evet munevvere üzüldük ama ben ceme de çok üzülüyorum ben olsaydım yani mesela zaten bir bunalımda çocuk bu yüzden bu cinayeti işledi daha da bunalıma sokmazdım ne biliyim en azından hapise karantinaya oraya buraya bukadar basının yada kişinin önune çıkarmaz olayı üstü kapalı hallederdim ceme gerçekten çok üzülüyorum tabi munevverin ailesinede allah sabır versin ama o daha gerçekten çocuk bence bunu ona yaptıra yada aklına sokan farklı kişiler çünkü bu kadar akıllıca bi plan yapamazdı bir çocuk ayrıca 197 gündür saklanıpta ifadelerinde çelişkili konuşmazdı en azından olanın aksini söylemezdi ceme bir rol vermişler oynamasını istemişler cemde oynamış önümüzdeki zamanlarda cemi bile ziyarete gitmeyi düşünüyoruz tabiki alınırsak en azından 2 dk lık bile onu görmemiz yeterli neyse sağolun düşünceleriniz gerçekten çok dogru cem benim evladım olsaydı bende aynısıı yapar saklardım