20
Mayıs
2024
Pazertesi
GÜNCEL

O MİT'Çİ İDDİASI DEPREM YARATTI

O MİT'Çİ İDDİASI DEPREM YARATTI

Tuncay Güney’in MİT elemanı olduğu iddiası, gözleri, bu iddia doğruysa tüm taşların belki de yerinden oynayacağı Ergenekon Davası’na çevirdi. MİT’in dün hakkındaki iddialarla ilgili, ’Belge doğru ama kayıtlı elamanımız değil’ açıklaması yaptığı Tuncay Güney, Ergenekon İddianamesi’nin ’en karanlık ve kafa karıştıran’ figürü. Çünkü, Ergenekon Davası’nın açılmasına yol açan iddiaların büyük bölümü, Ergenekon yapılanmasının şeması dahil birçok belge, ev ve işyerinde bulunan 6 çuvalda çıktı...

ERGENEKON Soruşturması’nın en ’kafa karıştıran’ figürlerinden ve Ergenekon yapılanmasıyla ilgili iddiaların ’temel isim ve dayanaklarından’ Tuncay Güney’in MİT elemanı olduğu iddiası, halen süren davayı da derinden sarsacak gibi. Ergenekon iddianamesine giren bir çok bilgi, Tuncay Güney’in arama yapılan ev ve ofisinden çıkan Ergenekon’la ilgili 6 çuval belgeye dayandırılıyor. Bu belgeler arasında, "Ergenekon Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi", "Lobi", "Ulusal Medya", "Birleşik Komün Girişimi" gibi dokümanlar da var. Bugün tutuklu bulunan çok sayıda kişinin ismi belgelerde geçiyor.

MİT Yanıt vermeden belge gazetede çıktı

Yine, son dönemde Türkiye’nin en çok konuştuğu bu iddianamenen şüpheli firarisi Tuncay Güney’in çizdiği ’Ergenekon Şeması’ üzerine düşülen "Tuncay Güney İpek" notu 10 Kasım’daki duruşmada dikkati çekince, mahkeme "Kim bu?" diye Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) sorma kararı aldı. Bundan tam 16 gün sonra, MİT henüz Ergenekon Davası’nın görüldüğü 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne cevap yazmadan, Sabah Gazetesi’nde üzerinde Tucay Güney (İpek) adının yeraldığı resmi bir MİT Kontr Terör belgesi yayınladı.

Açıklamaya göre, Güney bilgileri hayli ’şüpheli’


Belgeyle ilgili haberde ise ilginç bir dizi iddia yeraldı. Buna göre Tuncay İpek MİT elemanıydı. Kod adı "İpek"ti ve MİT tarafından Jitem’e sızmak için kullanılmıştı. Bu iddialara MİT’ten anında yanıt geldi.Dün, MİT Müsteşarlığı’ndan yıldırım hızıyla yapılan tuhaf bir açıklama geldi. MİT "Belge doğru ancak Güney MİT elemanı değil" dedi. Bu açıklamayla MİT, belgeyi sızdıran kaynağın Tuncay Güney hakkında ortaya attığı iddiaların ’oldukça şüpheli’ olduğunu da vurgulamış oldu.

Eymür: JİTEM ve Ergenekon’a sızmış, ipliğiniz pazara çıkmış


Sabah Gazetesi’nde yayınlanan, oldukça ilginç iddialar ise şöyle:

Tuncay Güney, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından keşfedildi. 1990’lı yıllarda önce "Gerici Faaliyetler Şubesi" sonra da İran Masası’na bağlı çalıştı. O sıralar, genç bir gazeteci kimliğiyle, Ortadoğu’daki liderlerle yüzyüze görüşmeler yaptı.

Küçük ’içeriden’ kurtardı Atasagun ABD’ye gönderdi


1992 yılında MİT Güney’i, JİTEM ve Ergenekon’a sızdırdı. Eski MİT Kontrterör Daire Başkan Yardımcısı Mehmet Eymür, Atin.org adlı sitesinde, Aydınlık dergisi ve avukat Ceyhan Mumcu’ya yazdığı yanıtta "Tuncay Güney’den bahsetmişsin. Bir istihbarat elemanı. Yetenekli birisi. Sizin ekibe başarılı bir şekilde sızmış. İpliğinizi pazara çıkarmış. Zokayı fena yemişsiniz" demişti.

Tuncay Güney, Güney, o sıralar Ağrı’da görev yapan Albay Veli Küçük’le tanıştı. Susurluk skandalı sırasında MİT için önemli bir bilgi kaynağıydı. Tuncay Güney’in kimliği 2001 yılında, dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda deşifre edildi. Güney’in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney’in serbest kalmasını sağladı. Tam bu noktada MİT de devreye girdi.

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Güney’i ABD’ye gönderdi. Atasagun, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) ile temas kurarak Güney’e 10 yıllık ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay’ın ekibi eşliğinde THY’nin New York tarifeli uçağıyla ABD’ye gitti. Güney, Manhattan 301 East 94 Street adresindeki The Marmara Oteli’ne yerleştirildi. Bir hafta sonra, bir yıl boyunca yaşayacağı, Manhattan Postanesi’nin yanındaki gökdelende, Türk istihbaratının kullandığı daireye geçti.

Tuncay Güney, ABD’ye gittikten bir yıl sonra Başbakanlık’a gönderdiği raporda MİT, 2002’de postayla ulaşan 6 adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili istihbarat alındığını yazdı.

HAHAMLIĞINDAKİ SORU İŞARETLERİ ARTIYOR, CEMAATİ DE SAHTE

Milliyet’in ulaştığı Toronto Hahamlar Kurulu Başkanlığı, “Tuncay Güney ya da Daniel Guney adı bizde kayıtlı bir hahama ait değil” derken, Güney’in mensubu olduğunu ileri sürdüğü Jacob’s House adlı kuruluşun da resmi izin almadan başka bir kurum adına bağış topladığı ortaya çıktı

Ergenekon soruşturmasının en önemli dayanaklarından birini oluşturan ve katıldığı televizyon programları aracılığıyla soruşturmaya etki eden Tuncay Güney’in yaşadığı Kanada’nın Toronto kentinde kalabalık bir Yahudi nüfus bulunuyor.
Güney’in daha önce gazetelere mülakat verip resim çektirdiği Bathurst Caddesi üzerinde irili ufaklı 60-70 sinagog yer alıyor. Ancak bu sinagoglarda “haham” sıfatıyla görev yapabilmek ya da bu unvanı kullanmak için Kuzey Amerika ve Kanada’daki birkaç büyük Yahudi teoloji okulundan birinde en az beş yıllık bir eğitim almak gerekiyor.

‘Bizde kayıtlı değil’
Milliyet’in ulaştığı Toronto Hahamlar Kurulu (Toronto Board of Rabbis) Başkanı Haham Michael Dolgin’in ofisinden yetkililer, “Tuncay Güney ya da Daniel Guney adı bizde kayıtlı bir hahama ait değil. Biz dinin reformcu kanadını temsil ediyoruz. Ortodoks kanat adına konuşamayız. Ama bu isim bize hiçbir şey ifade etmedi” dediler. Ontario’daki Ortodoks Yahudi Cemaati’nin en önde gelen isimlerinden ve Shaarei Tefillah Cemaati’nin Hahamı Moshe Stern de “Tuncay Güney ismini Haham olarak hiç duymadım” dedi.
Hahamlar Kurulu’ndan alınan bilgiye göre, bir kişinin haham olması için aldığı eğitim yeterli olmuyor. Bölgede din eğitimi veren üniversitelerden birinden “hahamlık rütbesi” almış olması (ordained) gerekiyor. Bu okullar şöyle sıralanıyor:
- Hebrew Union College
- Theological Seminary of Toronto
- Orthodox Union

Ne ismi, ne fotoğrafı var
İlk iki üniversitenin son üç yıllık rütbelendirme ve mezuniyet listesinde Güney’in ismi de fotoğrafı da yer almıyor. Güney’in Yahudiliğin Ortodoks kanadı içinde yer alan son okulda dört yılda haham olmasının zor olduğu belirtiliyor.
Güney’in mensubu olduğunu iddia ettiği Jacob House isimli kuruluşun da Beth Haderech Sinagogu adına bağış topladığı ortaya çıktı.
Sitede yer alan logonun deniz feneri şeklinde olması dikkat çekerken, sitede “Beth Haderech Sinagogu’nun desteğiyle ayakta duruyoruz. Bağışlarınızı oraya gönderin” ifadesi yer alıyor.

‘Bahsettiğiniz ismi hiç duymadım’
Ontario’daki Ortodoks Yahudi Cemaati’nin en önde gelen isimlerinden ve Shaarei Tefillah Cemaati’nin Hahamı Moshe Stern, Milliyet’e yaptığı açıklamada, “Bizde Haham olmak için reformcu kanattan daha da uzun bir eğitim gerekir. Eğitimin sonunda Smicha dediğimiz bir belge verilir. Bunu almayan Haham sayılmaz. Bahsettiğiniz ismi Haham olarak hiç duymadım. Eğer gerçekten Haham ise belgesini gururla göstermesi gerekir” dedi.

‘Güney’in gösterdiği adres bir ofis’
Moshe Stern, Tuncay Güney’in web sitesinde adres olarak gösterdiği ve bağış topladığı Beth Haderech Cemaati’nin adresinin de bir ofis binasına ait olduğuna dikkat çekti. Kanada’da resmi makamların bu konularda çok gevşek olduğunu belirten Stern, “Resmi bir makama birileri bu adam bizim imamımız, hocamız, papazımızdır diye yazı yazarsa onlar öyle kaydeder. Ama bunun dini açıdan hiçbir anlamı yoktur” diye ekledi.





Başka dinden biri en az 11 senede haham olabilir
SERHAT OĞUZ İstanbul
Gerek bir başka dinden Museviliğe geçişin zorlukları, gerekse Hahamlık eğitiminin uzun sürmesi Tuncay Güney’in Hahamlık iddialarını büyük ölçüde çürütüyor.
Türk Musevi Cemaati’ne göre, “Güney’in Türkiye’den ayrıldığı 2001’den sonra haham olması bu çerçevede zaten mümkün değil.” Türkiye Hahambaşılığı Sekreteri Yusuf Altıntaş, “Başka bir dinden Museviliğe geçmek zor olduğu için bazen yıllar alabiliyor. Daha sonra rabay olabilmek için ise toplam 11 yıl eğitim gerekiyor. Bir Müslümanın rabay olabilmesi için yaklaşık 15 yıl gerekir” dedi.
Milliyet’e Museviliğe geçiş ve rabay (din bilimcisi) olma kademelerini anlatan Altıntaş’a göre, iki süreç şu aşamalardan oluşuyor:
Museviliğe geçiş:
- Başka bir dinden Museviliğe geçmek isteyen kişinin dini daha önceden bilmesi ve tatbik etmesi şartı aranıyor.
- İkinci aşamada ise, bu kişinin maddi menfaat, muhit edinme ya da bir Yahudi’yle evlenmek amacı güdüp gütmediği inceleniyor.
- Son aşamada ise, hahamlardan oluşan bir kurul, dini bilgiler ve amaç konusunda talepte bulunan kişiyi defalarca sınamadan geçiriyor. İbranice bilme şartı aranmıyor ancak sınama bazen yıllarca sürebiliyor. Kurulun onaylaması halinde kişi Museviliğe kabul ediliyor.
Hahamlık eğitimi:
- Yeşiva adıyla dini eğitim verilen okullarda 4 yıl lisans eğitimi alınması gerekiyor.
- Bu zorlu eğitimde kişinin İbranice ve İbranice’nin bir lehçesi olan Aramca dilini çok iyi öğrenmesi isteniyor.
- Yüksek düzeyde Tevrat bilgisine sahip olması sağlanıyor.
- Yan yana 10 harften bir cümle çıkaracak kadar iyi bir dini eğitimden geçen öğrenci, 4 yıllık lisans eğitimini tamamladığında sadece rabay adayı oluyor.
- Daha sonra 7 yıllık lisans üstü eğitim süreci başlıyor. Bu süreçte Tevrat, Talmut gibi kutsal kitaplarla ilgili ciddi uzmanlaşma; evlilik, gıda gibi konularda derinleşme sağlanıyor.
- Tüm bu eğitimlerden sonra kişinin rabaylığı onaylanıyor.

Güney ‘Doğuştan Museviyim’ demişti
Tuncay Güney, çeşitli tarihlerde verdiği röportajlarda, diniyle ilgili ilginç iddialarda bulunmuştu. Güney’in farklı iddiaları şunlar:
- Gazeteci Şaban Arslan’ın kaleme aldığı ve geçen ay piyasaya çıkan “Rabay Kurye Tuncay Güney” adlı kitapta, ABD’ye nasıl kaçtığını şöyle anlatıyor:
“Sorgudan sonra Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan bana ‘S.. git bu ülkeden, herkesin başını belaya sokacaksın’ dedi. Yurtdışına çıkış yasağım vardı. Atatürk Havalimanı’nda emniyet müdür yardımcısına ve bir polise 600 dolar rüşvet vererek çıkış yaptım. Amerika’da Abdullah Çatlı’ya kimliğini veren Urfalı otelci Mehmet Özbay’la görüştüm. 2004’te Kanada’ya gelerek (Yakup’un oğulları) cemaatinde görev aldım. Biz burada Tanrı’nın İsraili için çalışıyoruz. Tevrat’a göre Mesih’i bekleyenleriz yani.”
- Güney, 18 Temmuz 2008’de katıldığı 32. Gün programında ise, Türkiye’deyken dinini gizlediğini ima ederek, “İçimde Yahudilik vardı. Birçok insan Türkiye’de dönmüş bir insan olarak yaşayabilir. Bugün Türkiye’de gizli din taşıyanlar vardır. Türkiye’de nasıl yaşamam gerekiyorsa yaşadım. Ama ben “tanrının İsraili”ne inanıyorum ve mesihi bekleyenlerdenim. Ben mesihim demedim, beni deli saçması bir adam yerine koyup yıpratmaya çalıştılar.”
- 22 Mart’ta Yeni Şafak’ta yayımlanan röportajında ise, doğuştan Musevi olduğunu iddia ederek, “Rahmetli babam göçmen, Sabetayist. Annem yaşlı 73 yaşında. Bu konuda sakladığım bir şey yok. Ama o kanala girerken benden, Müslüman olduğuma dair yazı istediler. Müftülüğe gidip 130 dolara aldığım ‘Müslüman olmuştur’ diye bir yazı götürüp verdim” dedi.
- Güney, haham olarak tanıtıldığı Sabah gazetesindeki 22 Nisan tarihli röportajında ise, yurtdışına çıkışını “Ben de elimi kolumu sallaya sallaya Amerika’ya oradan Kanada’ya geçtim” diye anlattı.

Cemaati de sahte

Ergenekon’un kilit ismi Tuncay Güney’in hahamı olarak göründüğü Jacob House adlı grubu, Ortodoks Yahudi cemaatleri tanımıyor Jacob House bağış formunda yer alan telefon numarası arandığında bir dil okulu çıkıyor

Ergenekon soruşturmasına esas olan ifadesi nedeniyle pek çok kişinin hapse atılmasına yol açan ve haham olduğu iddiası iyice tartışmalı hale gelen Tuncay Güney’in mensubu olduğunu öne sürdüğü Toronto’daki Jacob House isimli “sivil toplum kuruluşu” da paravan çıktı.
Tuncay Güney’in haham olarak kadrosunda göründüğü Jacob House’un internet sitesi üzerinden bağış topladığı cemaat olan Bet Haderech’in Toronto’da bir sinagogu bulunmuyor. Bağış formunda yer alan ve cemaate ait olduğu iddia edilen telefon numarası arandığında hattın öbür tarafında “Life School of English’e (Life İngilizce Okulu) ulaştınız. Şu anda mesaj kutumuz doludur. Lütfen telefonu kapatın” sesi duyuluyor.

Kuşku veren bulgular
Jacob House isimli Yahudi sivil toplum kuruluşunun internet sitesinde Yönetim Kurulu Başkanı ve Müdürü olarak adı geçen Westin Joslin ve Timothy Stevens’ın isimleri aynı zamanda “Life School of English”in de öğretmenleri arasında geçiyor.
Bet Haderech cemaatine ait olduğu iddia edilen internet sitesindeki kontaklar da sürpriz bir biçimde yine Jacob House’daki isimlere çıkıyor. Cemaatin gerçek olmadığı sadece para toplamak ve Güney’e oturma izni almak için paravan bir grup olarak kurulduğu izlenimi giderek güçleniyor.

Kaç kimliği var?
Tuncay Güney ile ilgili bir şüpheli konu da Jacob House cemaati çatısı altında birkaç farklı kimliği kullanıp kullanmadığı.
Milliyet olarak Jacob House’un diğer “haham”ı Mevaser Jochanan’a elektronik posta ile ulaştık. Jochanan, Güney ile ilgili soruları yanıtlamayacağını söyledikten sonra izlememiz için Youtube üzerinden bir dizi videoklip listesi gönderdi. Mesajının sonunda da “Ya’lah Mesih” diye bir cümle yerleştirdi.
Bu linklerde “İran’ı bombala”, “Yallah Nasrallah”, “Dov Shurin Beni Hatırla” gibi aşırı dinci ve Hamas’ı, İran’ı aşağılayan şarkılar yer alıyor. Elektronik postalardan ve İngilizcesindeki bozukluktan Mevaser Yochanan’ın adını kullanan kişinin de Tuncay Güney olma ihtimali yüksek görünüyor.



Şüphe odakları
- Sinagogun olduğu öne sürülen sitede sinagogun adresi yok, yalnızca posta iletişim adresi var.
- Beth Haderech sinagogunun adres olarak verdiği yer bir ofis binası.
- Sitenin ana sayfasının sonunda yer alan iletişim e-posta adresinin hotmail uzantısı da dikkat çekici.



GÜNEY’İN ESKİ EŞİ
Benden sürekli para kopardı
Kanada’da yaşayan Tuncay Güney’in yaklaşık 1 yıl evli kaldığı Nuray Güney, 1994’te verdiği boşanma dilekçesinde, “eşinin kendisinden sürekli para kopardığını” öne sürdü.
Nuray Güney avukatı aracılığıyla açtığı boşanma davasında, Güney ile 28 Eylül 1993’de evlendiklerini, karı koca olmadıklarını, bu nedenle de çocuklarının bulunmadığını belirterek, hiç bir araya gelmediklerini kaydetti.
Senelerdir Almanya’da çalışan Nuray Güney tanıdık aracılığıyla evlendiğini, nikâhın ardından Almanya’daki işinin başına döndüğünü belirtti. Güney’in nikâhın ardından “Ev alıyorum, ev yaptırıyorum, eşya alıyorum” diyerek kendisinden sürekli para kopardığını ifade eden Nuray Güney, evlilik ilişkisinin sadece kağıt üzerinde kaldığını bildirdi. Nuray Güney, eşinin kendisinden para kopardığı süreç içinde de bir sözlüsünün olduğunu, gayri samimi kişiliğe sahip olan Tuncay Güney ile evlilik birliği kurmasına imkân olmadığını anlatarak boşanmalarına karar verilmesini istedi. Mahkeme, 9 Aralık 1994’de çifti boşadı.
ESRA ALUS İstanbul



Ortodoks Yahudiler cemaati tanımıyor
Milliyet’in telefonla ulaştığı Orthodox Union isimli birliğin üyesi ve Toronto’nun en güçlü Yahudi cemaatlerinden Shaarei Tefillah Cemaati hahamı Moshe Stein, “Biz Ortodoks grupları tanırız. Bu isimde bir cemaati ilk kez sizden duyuyorum. Adres olarak verdiği yer ofis binası. Ama Kanada’da bu tip şeyler olabiliyor. Dükkândan kıyafetler alıp haham kılığında gezebiliyor insanlar” dedi.
Edinilen bilgiye göre Kanada, dini görevliler konusunda oldukça gevşek bir uygulamaya sahip. Göçmen vizesi ya da oturma izni için başvuran kişinin “haham” ya da “imam” olduğunu herhangi bir belge ile yazılı bildirmesi yeterli oluyor. Kanada makamları bu kişilerin yeterliliğini ya da gerçekten din adamı olup olmadığını soruşturmuyor. Belgelerin de gerçekliği araştırılmıyor.
Bütün bu paravan ve gerçek olmayan kurumsal yapı altında Güney’in “hahamlık” yaptığı iddiasında olduğu Jacob House’un gerçek bir cemaati ve sinagogu olmamasına rağmen nasıl bağış topladığı da tartışmalı hale geliyor.

Milliyet - Hürriyet
Yayın Tarihi : 20 Kasım 2008 Perşembe 18:32:22
Güncelleme :27 Kasım 2008 Perşembe 15:31:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oviraptor IP: 88.245.237.xxx Tarih : 21.11.2008 11:00:41

yahudilerde din konusunda 4000 yıllık bir tecrübe var öyle sahte cemaatlere falan itibar etmezler ve izinde vermezler saçma iddaları bırakalım ortada bir adam var eskiden fettulah gülenin cemaatine hizmet vermiş hiç kimsenin yakınlaşamadığı kadar fetullah hocaya yakın olmuş para işlerini yönetmiş bir bakıyorsun adam israil ve yahudilik için çalışan biri oluvermiş akla gelen şüphe önceden de mi israile çalışıyordu ve fettullah gülen de mı israile çalışıyor fettullah gülenin mossad ve bu adam ile ne gibi organik bağı var eğer böyle bir durum yoksa neden fettullahın televizyonunda bu adamın iddalarına çok yerveriliyor ama bir gerçek ortada bu adamı birileri kullanıyor gözetiyor ileride kim ortadoks kim yahudi kim müslüman anlayacağız tarihtede öyle olmadımı lawrance arap ülkelerinde osmanlıya karşı ayaklanma çıkarmak için her kılığa girdi ama şimdi ne olduğunu herkez biliyor