Kurmay Albay Çiçek ifade vermeye gelmeyecek
Taraf Gazetesi'nin yayınladığı irtica belgesini hazırlattığı öne sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in, ifade vermek için adliyeye gelmeyeceği öğrenildi.
Ergenekon savcıları tarafından ifadesi alınmak üzere çağrılan Çiçek'in ifadesinin askeri savcılık tarafından alındığı ve Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gönderileceği bildirildi.
Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Çiçek'in adliyede ifadesinin alınması konusunun şimdilik ertelendiğini belirtti. Çolakkadı, dün Genelkurmay Askeri Mahkemesi Başsavcısı Yavuz Şentürk'ün kendilerini ziyaret ettiğini ve konuya ilişkin görüştüklerini belirterek, söz konusu albayın ifadesinin ve imza örneğinin askeri savcılık tarafından alındığını, imza örneğinin kriminal incelemeye gönderildiğini belirtti.
Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının da, Genelkurmay Askeri Savcılığından albayın alınan ifadesi ve imza örneğini istedikleri öğrenildi. Kurmay Albay Çiçek'in imza örnekleri Ergenekon soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcılarına ulaştığında, savcılar yapacakları incelemelerin ardından gerek görürlerse Çiçek'i ileri bir tarihte ifadesi için adliyeye çağırabilecek.
Kıyamet koparan belgenin aslı kayıp
Taraf Gazetesi'nin haberiyle gündeme gelen 'Darbe Belgesi' ortada yok. AKP ve TSK arasında gerilime neden olan ve son günlerin en çok tartışılan gündem maddesi haline gelen belgenin fotokopisi savcılık tarafından delil olarak kaydedilmiş ancak aslı kayıp. Kriminal uzmanlar aslı olmayan belgenin gerçek olup olmadığının tespit edilmesinin güç olduğunu söylüyor.
Türkiye'yi karıştıran 'Darbe Belgesi'nin fotokopi olduğu ortaya çıkarken, "Orjinal Belge kimde?" sorusu gündemde. Uzmanlar belgeden ipucu elde edilebileceği görüşünde.
Habertürk Gazetesi'nin haberine göre 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' başlıklı habere konu olan ve bir süre önce Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Avukat Serdar Öztürk'ün bilgisayarında ele geçirildiği öne sürülen belgenin aslının olmadığı ortaya çıktı.
Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nda kanıt olarak kaydedilen söz konusu belgenin 'fotokopi kopyası' olduğunun anlaşılması aslı nerede sorusunu gündeme getirirken, tartışmaların odağında yer alan belge sahte mi gerçek mi konusu da daha tartışmalı hale geldi. Belgenin fotokopi olması gerçek olup olmadığının tespitini güçleştiriyor.
öyle bilgisayar programları var ki kopyala yapıştırla bir kişinin imzasını mührü başka bir belgeye taşırsın bunu bir ev kullanıcısı bile yapabilir kaldıki taraf gazetesi gibi milyarlık yazı programlarını kullanan kişiler yada basın bunu gözükapalı yapar o yüzden fotokobi arkasında aslı gibidir diye mühür vurulmadan gerçek gibi işlem görmez yarın bunlara ait bir noterden aslı gibidir diye arkası mühürlü yeni bir sahte belge ortaya sürülür aslında amaç halkın dikkatini dağıtmak halk oyalanırken iş çevirmek tabi vatandaş olarak ne iş cevirdiklerini bilmiyoruz bilemeyeceğizde