Aldatılan gurbetçi kocalara terapi

Berlin’de boşanan, aldatılan ya da eşleri tarafından terk edilen Türk erkekleri, özel hayatlarında yaşadıkları zorlukların üstesinden terapiyle geliyor. Haftada bir yapılan terapi seanslarında grup olarak bir araya gelen Türk erkekleri, şiddete yönelmeden, altüst olan yaşamlarına yeniden çeki düzen vermeye çalışıyor.
Genelde ‘maço’ olarak bilinen Türk erkeklerinin oluşturduğu terapi grupları, Alman Der Spiegel’e “Ataerkiller zorda” başlığıyla konu oldu. Dergi, ‘Türk maçolarının’ Berlin’de oluşturulan terapi gruplarında seks, kadınlar ve çocuklarını yalnız yetiştirmek zorunda kalan babalar olarak günlük problemler üzerine konuşup, sorunlarını paylaştıklarını yazdı. Eşi tarafından terk edilen ve 5 çocuğunu tek başına büyüten Muhammet A.’nın (39), hikâyesi derginin haberinde şöyle anlatıldı:

‘Eşi başkasıyla kaçtı’
“Psikolog Erdoğan tarafından oluşturulan terapi gruplarından şu an Berlin’de 8 tane var. Türklerin yanı sıra Araplar da terapi grubuna ilgi gösteriyor. Muhammet A. grubun katılımcılarından biri. Kendisi 20 yıllık eşi Güleyla’dan boşanacağını hiç düşünmemişti. Ancak memleketine gönderdiği eşi başkasıyla kaçtı. Töreler, ihanet eden eşin vurulmasına izin veriyor.
Şubat 2005’te Berlin’de bir çocuk annesi Hatun Sürücü, sokak ortasında kardeşleri tarafından vurularak öldürülmüştü. Üç kurşunla ailenin onuru yerine getirilmişti. Muhammet bu olayı biliyordu. Kendisi de bu tür kötü düşünceler içine girdiğini söylüyor. Ama perişan olacak 5 çocuğunu düşünüp yapmamış. Eşinin kendisini terk etmesini herkesten gizleyen Muhammet, sırrını ancak iki ay sonra arkadaşlarına anlatabildi. Arkadaşların tepkisi ise, eşine küfürler savurmak, duymadığı sözler söylemek oldu. Ancak katıldığı terapi grubundakiler onu anlıyor. Çünkü ayrılık, yalnızlık ve nefretin insana kendini nasıl hissettirdiğini biliyorlar.
Katılımcılar terapi grubunda hikâyelerini anlatıp, çocukları için nasıl yaşam savaşı verdiklerini de anlatıyorlar. Bazıları ise Alman devletinin verdiği sosyal yardımlara küfrediyor:
Eskiden Türkiye’de kadınlar ekonomik olarak bağımsız değildi, o nedenle de öyle kolayca evi terk edemezlerdi.”