Kıbrıs konusunda Avrupa Birliği'nde zemin kaybeden Türkiye, Birleşmiş Milletler'in de son dönemde takındığı tutumdan rahatsız.

Türkiye, Birleşmiş Milletler'in Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin diplomatını Ada'ya temsilci olarak atamasına karşı çıktı.

Atina'da uzun yıllar görev yapan Danimarkalı diplomat Michael Möller'in Yunan uzmanı olarak bilinmesi de Ankara'nın bu isme itiraz etmesine neden oldu.

Ankara tüm itirazlarına karşın, Möller'in Birleşmiş Milletler temsilciliği görevine getirilmesinin olumsuz sonuçlarının şimdiden hissedildiği görüşünde.

Buna örnek olarak da BM Genel Sekreteri Annan'ın geçtiğimiz ay Rum lider Papadopulos'la yaptığı görüşme gösteriliyor. Görüşmeden sonra yapılan açıklama Türk tarafında tam bir şok etkisi yarattı.

Açıklamada, Birleşmiş Milletler'in 40 yıldır yerleşik ilkelerine aykırı unsurlar yer aldı:

Bir tarafın mutabakatı olmadan, KKTC'nin mutabakatı alınmamıştı, ortak açıklama yapılması,

‘İki toplum lideri’ tanımlaması yerine, ‘Kıbrıs Cumhurbaşkanı, Türk toplum lideri’ ayrımına gidilmesi,

Annan Planı’ndan hiç bahsedilmezken, Papadopulos'un önerilerinin ön plana çıkarılması, Türk tarafında büyük rahatsızlık yarattı.

Dışişleri Bakanı Gül Annan'ı arayarak, Türkiye'nin tepkisini dile getirdi.

Ankara, son gelişmeleri kurumsal değil bireysel hata olarak görme eğiliminde.

Annan'a güvenmeyi sürdüren ve ilişkileri soğutmak istemeyen Türk tarafının hedef tahtasında Möller var. Bu nedenle Michael Möller Ankara'dan randevu alamıyor.

Birleşmiş Milletler'in adadaki temsilcisinin Türkiye'ye gelme talebi, "şu anda gerek yok" denilerek geri çevrildi.