22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

'Asker talep ederse izin veririz'

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nden yayınlanan ATV Ana Haber Bülteni'nde, Ali Kırca'nın sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Ankara'daki patlamayı duyunca önce şok olduklarını, çünkü Ulus'un çok hareketli bir yer olduğunu söyledi.

Patlamanın, yoğunluğun olduğu bir saatte, yüzlerce insanın aynı anda bulunduğu bir yerde meydana geldiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, önce kendisine can kaybı olarak 8 rakamının geldiğini, fakat bunun çok yüksek bir rakama doğru da gidebileceği haberlerinin ulaştığını ifade etti.

Kendisinden önce Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in olay yerine gittiğini hatırlatan Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile irtibat kurarak birlikte olay yerine gittiklerini kaydetti.

Olay yerine İçişleri, Adalet ve Devlet Bakanları ile Vali ve Emniyet Müdürünün de gittiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Manzara gerçekten bir felaketti. Ama ilk anda zaten yerde bir bomba olmadığı belliydi. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübeler, emniyet teşkilatındaki arkadaşlarımızın da verdiği ihtimal canlı bombaydı, nitekim de öyle çıktı. Yerde çukur yok. Ama güçlü bir bomba, çünkü bütün bina etkilenmiş o büyük gürültüyle. Vatandaşlarımızdan birçoğu sıçrayan cam parçaları neticesinde yaralanmış. Birçoğunda yine ses nedeniyle kulakta sıkıntılar var. Hastaneleri dolaşırken olay yeriyle onların arasındaki ilintileri kurmaya başladık. Ve daha sonra haberler emniyet teşkilatından gelmeye başladı.''

Başbakan Erdoğan, emniyet teşkilatını tebrik ettiğini belirterek, ''Çok kısa sürede, parmak izleriyle vesaire, parçalanmış olan teröristin vücudundan kim olduğunu, DNA testi yapmak suretiyle belirlediler'' dedi.

''ÇOK HASSAS DAVRANIYORUM''

Erdoğan, Ali Kırca'nın, ''Hangi örgüte bağlı olduğu belirlendi mi?'' şeklindeki sorusu üzerine şöyle konuştu:

''Onu hiç konuşmasak çok çok isabetli olur. Çok hassas davranıyorum. Arkadaşlarımla da sürekli bunu konuşuyoruz. Teröre karşı mücadelede terör örgütünün adını vermemiz hiç uygun düşmüyor. Onların propagandasını yapmış oluyoruz. Terörün en önemli amacı propagandasını yaptırmak ve bizim de buna aracı olmamamız gerekiyor. Bu bir terör örgütüdür, bu bir terördür. Dolayısıyla terör, ne zaman, nerede, kimi, niçin, nasıl vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Bu tabi sadece Türkiye'de yaşanmıyor, Amerika, İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, her yerde oluyor. Siz bütün tedbirleri almakla mükellefsiniz ve bunu yapacaksınız. Bu arada gerek İstanbul'da, gerek Türkiye genelinde güvenlik güçlerimiz, yüzlerce kilo bu patlayıcı maddeler noktasında yakaladılar.''

'BEKLENTİLERİMİZ VAR'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şu anda bizim tabii ki Kuzey Irak'taki konuşlanmaya yönelik ABD ve koalisyon güçlerinden beklentilerimiz var ve bu çalışmalarımız da devam ediyor'' dedi.

Ali Kırca'nın Ankara'daki patlamayla ilgili ''Siz de dün akşam yaptığınız açıklamada, 'saldırı endişesi taşıyorduk' dediniz. Endişe miydi, istihbarat kaynaklı bir bilgi miydi?'' şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:

''Buna 'endişe' dersek yanlış olur. Bunlar istihbari bilgiler. Bu bilgilere göre de güvenlik güçlerimiz tedbirlerini alıyor. Burada emniyet güçlerimiz, aynı şekilde askeri güçlerimiz, hepsi tedbirlerini alıyorlar. Bu tedbirler çerçevesinde de çalışmalarını sürdürüyorlar. Şu anda Türkiye'nin genelinde tedbirler alınmış vaziyette. Güvenlik güçlerimiz bunların illerimizin, bölgelerimizin hassasiyetlerine göre değerlendirmesini yapıyor, güç kaydırmalarını buna göre değerlendiriyor. Buna göre de bu adımlar atılıyor. Şu ana kadar belki bunlar kamuoyuna duyurulmadı, ama birçok terörist yakalandı, birçok patlayıcı ele geçirildi, birçok olay önlendi. Ama bunları duyurmak yine onlarla ilgili propaganda vesilesi oluyor.''

''ÇALIŞMALAR BAŞARIYLA SÜRDÜRÜLÜYOR''

Başbakan Erdoğan, bu çalışmaların güvenlik güçleri tarafından başarıyla sürdürüldüğünü belirterek, polisin ve askerin el ele, dayanışma içerisinde çalışmalarını devam ettirdiğini kaydetti.

Erdoğan, ''Bundan sonra da çok farklı bir hassasiyetle devam edecek. Tabii dün akşamki, şu an gelen istihbari bilgileri doğrulayan bir olay oldu. Terörle Mücadele Yüksek Kurulumuzun da 3 gün önce bir toplantısı olmuştu. Bu sabah yine olayla birlikte bir toplantı yapıldı. Bundan sonra da yine aynı şekilde hassas bölgeleri daha kontrollü bir şekilde ele alarak yolumuza devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, ''Bu olayın arkasındaki güçler kimlerdir?'' sorusunu şöyle cevaplandırdı:

''Bunları konuşmak bana göre bize bir şey kazandırmaz. Biz bunları konuşmadan, bu tür olaylar eğer devletler planındaysa, onlarla bu işi görüşerek çözmek çok daha isabetli olur. Biz, kuleler vurulduğunda bir açıklama yapmıştık. Bush'a gönderdiğim mesajda, 'teröre karşı Uluslararası Mücadele Platformunun oluşturulması lazım' demiştim. 'Türkiye olarak nasıl biz bugüne kadar bütün gücümüzle yer aldıysak, bundan sonra da burada yer almaya varız' demiştik. Nitekim Afganistan'la ilgili bu adım atıldığında Türkiye şimdi oraya üçüncü defa kuvvetlerini gönderdi. Niçin? Böyle bir ortak mücadelede yer alalım diye. Fakat aynı şey bizim için de geçerli olduğunda dünyaya çağrımızı yaptık; burada müşterek bir çalışma oluşturalım. Nitekim şu anda bizim tabii ki Kuzey Irak'taki konuşlanmaya yönelik ABD ve koalisyon güçlerinden beklentilerimiz var ve bu çalışmalarımız da devam ediyor. Biliyorsunuz bu süreç yeni başlatılmadı. Başlayalı epey oldu. Görüşmeler, çalışmalar devam ediyor.''

Başbakan Erdoğan, ''bu terör örgütünün arkasında şu vardır, bu vardır'' şeklinde açıklamaların süreci tıkayabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Bölgedeki güçler kastedildiğinde bu noktada tabii ki işin çok daha önemlisi, özellikle Kuzey Irak'ta konuşlanmış olması manidardır. O bakımdan bizim geçenlerde yapmış olduğumuz açıklamada da bildirmiş olduğumuz gibi ABD, Irak ve Türkiye olarak bir üçlü kombinezon içerisinde bu işi çözmemiz gerekir. Bunu hep söylüyoruz. Irak yönetimi, 'işte biz bu konuda elimizden geleni yapacağız' diyor. ABD, 'yapacağız' diyor. Ama maalesef şu ana kadar somut bir netice yok. İşte bazı görüşmeler, çalışmalar var, yok da diyemem.''

''HERHANGİ BİR AKSAMA OLMAZ''

''ABD'nin bu olaya tepkisi ne oldu?'' şeklindeki sorusu üzerine de Erdoğan, ''Herhangi bir tepki söz konusu değil. Zaten biz bunun açıklamasını yaptık. Şu anda Dışişleri Bakanlığımızda Terörle Mücadelele Müsteşar Yardımcımız bu göreve atandı. Bundan sonra da bu süreci bu arkadaşımızla sürdüreceğiz. Yapmış olduğumuz basın açıklamasında, bu değişikliğe neden gerek duyduğumuzu açıkladık. O bakımdan herhangi bir aksama olmaz. Devlette devamlılık esastır. Bu anlayışla bu süreç devam edecek'' şeklinde konuştu.

'NE GEREKİYORSA ONU YAPARIZ'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'a operasyon konusunda, ''Biz, ülkemizin huzuru, mutluluğu neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Bu konuda da bizim güvenlik güçlerimizle, askerimizle herhangi bir ayrı düşmemiz söz konusu olamaz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''Kuzey Irak'a operasyon düşüncesi var mı, Silahlı Kuvvetlerle bu konuda tam bir görüş birliği içinde misiniz?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Biz, ülkemizin huzuru, mutluluğu neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Bu konuda da bizim güvenlik güçlerimizle, askerimizle herhangi bir ayrı düşmemiz söz konusu olamaz. Yapılması gereken neyse; sınır ötesi, sınır içi, bunun vakti saati geldiğinde zaten iletişimlerimiz anında kurulu. Belli ön hazırlıkları bu işin zaten vardır. Burası Türkiye Cumhuriyeti, kabile değil burası. Böyle bir şeyde zaten atılması gereken adımları atacak güçtedir. Bu noktada polisimizle, askerimizle hazır vaziyetteyiz. Zaten şu anda bir hassasiyet var. Böyle bir durumdayız. Bu konuda gerektiğinde bu adım atılır. Hiç gecikmez.''

Başbakan Erdoğan, siyasi irade olarak her zaman özellikle terör konusunda askere, güvenlik güçlerine, ''Bir ihtiyaç var mı? Şu an Parlamento yanı hariç, bizden istediğiniz bir yetki var mı? Eksik olanı söyleyin, bunu her zaman veririz'' dediklerini ifade ederek, ''Ama tabii işin parlamento boyutunu gerektiren bir şey olduğu zaman, o ayrı. O, olağanüstü bir haldir. O zaman tabii ki hemen Parlamento toplantıya çağrılır, bununla ilgili adım da orada atılır. Ama şimdiden zamanı, zemini belli olmayan bir yerle ilgili herhalde Parlamento'dan bir karar çıkarılacak olursa, bunun tabii geleceğe yönelik ülkeler arasında neler meydana getirebileceğini takdir edersiniz'' şeklinde konuştu.

Kırca'nın, ''Bir talep geldiği zaman biz parlamentodan bu kararı alırız. Silahlı Kuvvetlerin arkasına yasal desteği veririz'' şeklindeki ifadesine Erdoğan, ''Kesinlikle'' karşılığını verdi.

Erdoğan, aslında meselenin, Türkiye'nin buradaki çıkarları, halkın huzuru ve mutluluğu olduğunu belirterek, ''Bunun için yapılması gereken ne ise onu yaparız. Çünkü komşularımız komşuluk hukukunu asla çiğnememelidir'' dedi.

''ORTAK ÇALIŞMANIN GEREĞİ YERİNE GELMELİ''

Başbakan Erdoğan, ''ABD'ye rağmen Parlamento'dan böyle bir karar çıkar mı?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''ABD, siyasi müttefikimiz. Biz onlarla ilgili olarak, onların daveti sebebiyle ta Afganistan'a kadar gidiyoruz. Bunları yapıyoruz. Şimdi böyle bir şeyde Irak'tasınız. Kuzey Irak'ta terör örgütü konuşlanıyorsa, burada da ABD üzerine düşeni yapmalıdır. Terörle ilgili bizden koordinatör istenmesi olayı, ortak bir çalışmanın ürünüdür. Bu ortak çalışmanın gereği yerine gelmelidir. Türkiye bu noktada kendi kaderini belirlemede muktedirdir. Vakti saati geldiğinde beklenen olmuyorsa, o zaman tabii ki Türkiye'nin bir yerlerden izin almaya da ihtiyacı yoktur. ABD'ye rağmen diye bir şey yok zaten. Burada Türkiye'yi uluslararası platformda bağlayan, içinde olduğu kurum NATO'dur. Karşımızda eğer ülkemiz bir tehdit altındaysa bizim atmamız gereken adımlar var. Tam aksine burada bize yardımcı olması gereken ülkelerin yardımcı olması gerekir. Ve biz kararımızı verir ve bu adımı atarız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bunun zaten geçmişte de örnekleri var.''

GENELKURMAY BAŞKANI İLE GÖRÜŞME

Kırca'nın, ''Bu ofiste bir süre önce Genelkurmay Başkanı ile bir araya gelmiştiniz. İç meseleleri görüşmediniz herhalde'' şeklindeki sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, ''Şüphesiz ki iç meseleleri de görüştük. Ülkemizle ilgili ne varsa, ne gerekiyorsa, siyasi, sosyal, ekonomik bunların hepsini görüştük. Böyle bir görüşmeyi sıcak bir havada İstanbul'da yapmış olmak, olumlu geçtiğinin bir ifadesidir'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''TÜSİAD toplantısında Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanının incelediğini, incelemenin halen sürdüğünü ve gecikmenin art niyetli olduğunu düşündüğünüzü söylediniz. Neyi kastediyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Bunlar artık bir yerde hazır şeyler. Yani 15 günü kullanmadan ve bunun 22 Temmuz'daki seçime yetiştirilmesi noktasında burada Cumhurbaşkanımızın bir gayreti olabilirdi. Yani bu hukuki yasal prosedürün tamamlanması açısından söylüyorum. Çünkü biz burada Anavatan Partisi ile müşterek hareket ettik. Bağımsızların da desteğini almak suretiyle. Eğer Cumhurbaşkanımız burada iade edecekse bir an önce iade etmesi ve Parlamento da bunu bu süreç içerisinde değerlendirip tekrar Cumhurbaşkanına gönderecek. Gönlümüz arzu ediyor ki iki sandığı halkımızın önüne getirelim. Seçimden sonraki süreçte Türkiye'de yeni bir tıkanıklık yaşanmasın. Buradaki her erteleme yeni bir sıkıntının adresi oluyor. Bana göre de Cumhurbaşkanlığı makamı çözüm makamıdır. Bir Başbakan olarak benim hakkımdır ve inanıyorum ki vatandaşımın da hakkıdır. Benim talebim bu, başka bir şey değil.''

''Olmazsa ne olur, yetişmezse ne olur, süreç nasıl işler?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu olay referanduma doğru uzar'' dedi.

Erdoğan, ''Referandum zamanı seçim sonrasına mı kalır?'' sorusuna da ''O zaten belirli, Anayasamızda da var. Öyle zannediyorum ki seçimden sonraki bir 80-90 günlük bir zamanı da onun için kaybetmiş olacağız'' yanıtını verdi.

''SERMAYE TÜKETMENİN ANLAMI YOK''

''Diyelim ki Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili Anayasa değişikliği gerçekleşti, adayınız kim olacak?'' sorusu üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:

'Tabii şu anda bunu konuşmak için erken. Ama bu yola, bu sürece girmiş olan, adaylığını açıklamış olan bir ismimiz var; Sayın Gül. Tabii Sayın Gül bundan sonraki süreçte nasıl bir karar verir, onu ben şu anda bilemem. Ama sayın Gül'ün böyle bir kararı vermesi halinde, Tayyip Erdoğan olarak tabii ki desteğim Gül'den yana olacak. Bunu niye söylüyorum? Kendisine inandığım için söylüyorum. Türkiye'nin uluslararası camiada gerek kariyeriyle, gerek karizmasıyla Dışişleri Bakanlığı süresinde olsun, daha önce Devlet Bakanlığı süresinde olsun Avrupa Parlamentosunda, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde çalıştığı dönemlerde olsun, bir geniş çevresi var. Bu bir birikim. Niçin biz bu birikimi kaybedelim? Yani Çankaya'ya gönderdiğiniz insanın dünyada böyle bir çevresi olması başka bir olay, hiç dünyayı tanımayan bir insanı oraya gönderip de ondan sonra dünyada bir zemin arayışına girmek ayrı bir olay. Yani sermaye tüketmenin anlamı yok.''

''ÖNEMLİ BAŞARILARA İMZA ATACAĞIZ''

Türkiye'nin şu anda hızlı bir büyümenin içerisinde olduğunu ve bu büyüme sürecinde Cumhurbaşkanlığı makamının çok önemli bir işlevi bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bunu yerine getirmemiz lazım. Bu süreç içerisinde dinamik yapısıyla Sayın Gül'ün orada önemli bir işlevi yerine getireceğine inanıyorum. İnşallah biz de yeniden iktidar olacağız. El ele, omuz omuza, 2013 hedeflerimize ekonomik, siyasi, sosyal noktada, özellikle de demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olarak ideal devlet anlayışını ülkemize daha hakim kılmada inanıyorum ki önemli başarılara imza atacağız'' şeklinde konuştu.
Star
Yayın Tarihi : 24 Mayıs 2007 Perşembe 07:57:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
gökhan IP: 85.96.180.xxx Tarih : 24.05.2007 10:27:13
syn.başbakan dalga mı geçiyorsunuz.