23
Mayıs
2024
Perşembe
GÜNCEL
'Bartholomeos daveti uygun değil'
Devlet Bakanı ve Başbakan Vekili Mehmet Ali Şahin, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un Papa'yı Türkiye'ye davet etmesinin uygun olmayacağını belirtti.
Gelibolu'da temaslarda bulunan Şahin, Gelibolu Mevlevihanesi'nin açılışı öncesinde gazetecilerin Papa'nın Türkiye ziyaretiyle ilgili sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Papa 16. Benedicts'i Türkiye'ye davet etmesinin kendi takdiri olduğunu kaydeden Şahin, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un davetine ise sıcak bakmadıklarını belirtti.
Şahin, Fener Rum Patriği'nin Papa'yı 30 Kasım'da İstanbul'da yapılacak Aziz Andreas Yortusu'na davet ettiğinin hatırlatılması üzerine, bu daveti uygun bulmadıklarını dile getirdi.
Gelibolu'da temaslarda bulunan Şahin, Gelibolu Mevlevihanesi'nin açılışı öncesinde gazetecilerin Papa'nın Türkiye ziyaretiyle ilgili sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Papa 16. Benedicts'i Türkiye'ye davet etmesinin kendi takdiri olduğunu kaydeden Şahin, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un davetine ise sıcak bakmadıklarını belirtti.
Şahin, Fener Rum Patriği'nin Papa'yı 30 Kasım'da İstanbul'da yapılacak Aziz Andreas Yortusu'na davet ettiğinin hatırlatılması üzerine, bu daveti uygun bulmadıklarını dile getirdi.
İHA
Yayın Tarihi :
17 Eylül 2005 Cumartesi 15:52:16
Yorumlarınız
sehap akın IP: 85.97.177.xxx Tarih : 19.09.2005 13:31:01
Patrikhane'nin Türkiye'deki resmi statüsü sadece bir kilise olarak geçmektedir ve Eyüp kaymakamlığına bağlı sıradan bir ibadethane olarak görülmektedir. Bunun nedeni Patrikhanenin Türk devleti tarafından küçümsenmesi değildir. Türkiye Cumhuriyeti "Laik" yasaları gereği, bu ülkede hiç bir "ruhani" sınıf kabul etmemektedir ve hiç bir dini ya da mezhebi temsil eden bir tek kurum ya da çatı yoktur ( Diyanetin kuruluş amacı ve görevleri farklıdır kaldi ki o dahi laik yasalara aykırıdır ancak sadece"denetçi"bir kurum olarak tekrar düzenlenirse laik düzen adına işlevi çok önem kazanabilir) bir başka deyişle Sultanahmet camisi imamı nasıl Suudi Arabistan din işleri bakanını resmi olarak davet edemez ise Patrikhane'de Vatikan gibi devlet statüsünde bulunan papa'yı davet edemez. Bu, işin hukuki ve teorik boyutu. Ancak maalesef olayın pratiği çok farklı, Patrikhane Ortodox dünyayı temsil eden 7 ana kiliseden biridir ve daha önemlisi Ortodox mezhebinin ilk kilisesi olmakla beraber doğduğu yer olan İstanbul'da merkez olarak bulunmaktadır. Fatih sultan Mehmet daha İstanbul'u fethetmeden Patrikhane'nin tüm haklarının ve gücünün korunması garantisi vermiş ve sözünde de durmuştur. Burada yasal sıkıntılar vardır. Ecumenic sorunu devleti rahatsız etmez ama patrikhane statü değiştirirse bu "şeriat" çığlıkları atanlara yeni kapılar açar ve yeni imkanlar sağlar çünkü yasalar kurumlara özel olmaz,ibadethaneler hakkında Patrikhane lehine yapılacak yasal değişiklikler Türkiye'de "şeriat" düzeni isteyenlere yeni ufuklar açacaktır. Sanırım en büyük çekince budur.Ama bazı vizyon özürlü bürokratlar, İstanbul'un Vatikan gibi özel bir statü ile elimizden gideceği korkusu yaşayabilirler, bu da "Türkiye Cumhuriyeti" devletini idare edenlerin hala süren "sevr" fobisinden kaynaklanmaktadır. Aslinda "sevr" tehlikesi hala sürmektedir ama bu yine hep "siyasi iktidarların" batıya bağımlı yaşama politikalarını aşamadıklarından kaynaklanmaktadır. Sanıyorum bu "iki ucu boklu bir değnek" hikayesinden farklı bir durum değil. Akin Sehap
sehap akın IP: 85.97.177.xxx Tarih : 19.09.2005 13:31:01
Patrikhane'nin Türkiye'deki resmi statüsü sadece bir kilise olarak geçmektedir ve Eyüp kaymakamlığına bağlı sıradan bir ibadethane olarak görülmektedir. Bunun nedeni Patrikhanenin Türk devleti tarafından küçümsenmesi değildir. Türkiye Cumhuriyeti "Laik" yasaları gereği, bu ülkede hiç bir "ruhani" sınıf kabul etmemektedir ve hiç bir dini ya da mezhebi temsil eden bir tek kurum ya da çatı yoktur ( Diyanetin kuruluş amacı ve görevleri farklıdır kaldi ki o dahi laik yasalara aykırıdır ancak sadece"denetçi"bir kurum olarak tekrar düzenlenirse laik düzen adına işlevi çok önem kazanabilir) bir başka deyişle Sultanahmet camisi imamı nasıl Suudi Arabistan din işleri bakanını resmi olarak davet edemez ise Patrikhane'de Vatikan gibi devlet statüsünde bulunan papa'yı davet edemez. Bu, işin hukuki ve teorik boyutu. Ancak maalesef olayın pratiği çok farklı, Patrikhane Ortodox dünyayı temsil eden 7 ana kiliseden biridir ve daha önemlisi Ortodox mezhebinin ilk kilisesi olmakla beraber doğduğu yer olan İstanbul'da merkez olarak bulunmaktadır. Fatih sultan Mehmet daha İstanbul'u fethetmeden Patrikhane'nin tüm haklarının ve gücünün korunması garantisi vermiş ve sözünde de durmuştur. Burada yasal sıkıntılar vardır. Ecumenic sorunu devleti rahatsız etmez ama patrikhane statü değiştirirse bu "şeriat" çığlıkları atanlara yeni kapılar açar ve yeni imkanlar sağlar çünkü yasalar kurumlara özel olmaz,ibadethaneler hakkında Patrikhane lehine yapılacak yasal değişiklikler Türkiye'de "şeriat" düzeni isteyenlere yeni ufuklar açacaktır. Sanırım en büyük çekince budur.Ama bazı vizyon özürlü bürokratlar, İstanbul'un Vatikan gibi özel bir statü ile elimizden gideceği korkusu yaşayabilirler, bu da "Türkiye Cumhuriyeti" devletini idare edenlerin hala süren "sevr" fobisinden kaynaklanmaktadır. Aslinda "sevr" tehlikesi hala sürmektedir ama bu yine hep "siyasi iktidarların" batıya bağımlı yaşama politikalarını aşamadıklarından kaynaklanmaktadır. Sanıyorum bu "iki ucu boklu bir değnek" hikayesinden farklı bir durum değil. Akin Sehap
YAZARLAR
