18
Mayıs
2024
Cumartesi
GÜNCEL

Başbakan o sözleri söyledi mi?

Başbakan Erdoğan'ın Nazlı Ilıcak hakkında "O kadını uzak tutun" dediği iddialarına açıklama geldi.

Başbakanlık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gazeteci Nazlı Ilıcak ve Emin Şirin hakkında sarfettiği iddia edilen sözlerle ilgili açıklama yaptı.

Yeniçağ Gazetesi'nde Ahmet Takan'ın imzası ile yayınlanan bir yazıda Başbakan'ın Nazlı Ilıcak'la ilgili bir çok söz söylediği iddia edilmişti. Bunlardan biri de "O kadını benden uzak tutun" iddiasıydı. Bunun üzerine Nazlı Ilıcak'ta Takan'a hitaben bir yazı kaleme almış ve bu durumu yalanlamıştı. Başbakanlık'ta gelişmeler karşısında daha fazla sessiz kalamadı.

Başbakanlık, "Yeniçağ Gazetesi'nin 28 Ocak 2012 tarihli nüshasının 9. sayfasında yayımlanan bir yazıda, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002'de Gazeteci Sayın Nazlı Ilıcak ve dönemin AK Parti milletvekillerinden Sayın Emin Şirin hakkında sarf ettiği ileri sürülen sözlerin ve de sergilediği iddia edilen tavırların hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır" açıklaması yaptı.

Başbakanlık Basın Merkezi, Başbakan Erdoğan'ın Nazlı Ilıcak ve Emin Şirin hakkında söylediği iddia edilen sözlerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Başbakanlık açıklamasında gazetede yer alan iddialar hakkında, "Tümüyle hayal ürünü; dolayısıyla hilaf-ı hakikat olan söz konusu ifade ve tavırların Sayın Başbakanımıza atfedilmesi esef vericidir. Bu tür mesnetsiz iddialar ortaya atmak, kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesiyle de bağdaşmamaktadır" denildi.

İŞTE AHMET TAKAN'IN O YAZISI

Sene 2002..

AKP, 3 Kasım seçimlerinden tek başına iktidarla çıkmıştı.Tayyip Erdoğan'ın seçilme yasağının henüz kaldırılmadığı ortamda Abdullah Gül de ilk kabine için çalışıyordu. Aynı zamanda Erdoğan, Avrupa ülkelerini turluyordu. Aynı günde iki ülkeye birden gittiğimiz oluyordu.

Tayyip Erdoğan'ın "Avrupa vizesi" turları için AKP büyük uçak kiralıyor ve gezilere medyanın hem muhabirlerini hem de üst düzey yöneticileri ve yazarlarını da davet ediyorduk.

Tayyip Erdoğan'ın yakın danışmanı Mücahit Arslan, bu geziler öncesinde Erdoğan'ın gezilerde görmek istemediği gazetecileri bizzat bana bildirirdi. Bu isimlerin başında o zamanlar yeniden Tercüman gazetesini çıkaran Nazlı Ilıcak vardı. Nazlı Ilıcak'ı gezilere davet etmediğimiz halde, o ne yapar eder bir yolunu bulur ve uçağa binerdi. Hatta bir defasında Tercüman gazetesinin partiye gönderdiği isimler arasında kendi ismi olmamasına rağmen Nazlı Ilıcak Ankara Esenboğa havalimanına gelmiş ve olay çıkararak uçağa binip geziye katılmıştı.

Yine böyle gezilerden biriydi.

Uçakta, Nazlı Ilıcak yanıma gelip Tayyip Erdoğan ile özel görüşme yapmak istediğini bildirdi. Nazlı Hanıma, "Genel Başkanın uçakta gazetecilere özel röportaj verme gibi bir usulünün olmadığını, giderken veya dönerken toplu olarak soruları yanıtlayacağını" bildirdim. İşadamı Emin Şirin de o dönem AKP'den milletvekili seçilmiş ve Nazlı Ilıcak ile evliydi.

Ilıcak, verdiğim cevaptan tatmin olmadı ve ısrarla görüşme talebini Erdoğan'a iletmemi istedi. Ben de bu aşırı ısrar karşısında kalkıp Tayyip Erdoğan'ın yanına gittim ve talebi ilettim. Erdoğan'ın kulağıma fısıldadığı cümle aynen şöyle:

"Bu kadını ne yap et benden uzak tut Ahmet!"

Tekrar gazetecilere ayrılan bölüme geçtim.Tayyip Erdoğan'ın bir çalışma yaptığını ve özel olarak görüşemeyeceğini Nazlı Ilıcak'a ilettim. Nazlı Hanım bu cevaba da hiddetlenince kendisine uçakta bütün medya organlarının üst düzey yöneticilerinin bulunduğunu hatırlatıp bir kişiye ayrımcılık yapmanın doğru olup olmadığını takdirlerine bıraktığımı söyledim ve yerime geçtim.

Bir süre Nazlı Ilıcak'ın aleyhime yüksek sesle söylediği sözleri uçak gürültüsünü bahane ederek duymazdan geldim. Aradan bir süre daha geçti, Ilıcak yanıma gelip bana kapalı zarf içinde bir mektup uzattı. "İnşallah beni şikâyet etmiştir" dedim kendi kendime ve hemen yerimden kalkıp mektubu Erdoğan'a ilettim.

Tayyip Erdoğan zarfı açıp mektubu okuyunca öyle kızdı ki sarf ettiği sözlerin ancak bir bölümünü yazabilirim:

"Ne yani kocasını milletvekili yaptık yetmiyor mu? Bir de Bakan mı yapacağız.Uzak tut beni bundan Ahmet!" Gözümün önünde yırttı attı mektubu Tayyip Erdoğan. Yerime geçip Nazlı Ilıcak ile göz göze geldiğimde, "ne oldu?" sorusuna "mektubunuzu Genel Başkan'a ilettim" cevabını verebildim.

Nazlı Ilıcak'ın, davet edilmediği halde neden gezilere ısrarla geldiği belli olmuştu. Gezi boyunca istediği yanıtı alamayıp Erdoğan'ın oldukça soğuk tavırlarına da muhatap olunca birden muhalif gazeteci kimliğine büründü. Her toplantıda gazeteci deyimiyle "Erdoğan'a çaktı". Hatta bazen kendini frenleyemiyor, dış politika uzmanı gibi ulu orta her yerde Tayyip Erdoğan'ı yüksek sesle eleştiriyordu.

Tayyip Erdoğan bunların hiçbirine aldırış etmedi, Emin Şirin'i Bakan yapmadı; Nazlı Ilıcak'ın isteklerinin hepsine es geçti.

Sonrası malumunuz.

Abdullah Gül Başbakan oldu. Nazlı Hanım Tercüman heyeti ile Gül'ü ziyarete geldi. Tebriğin ardından gazeteci ne yapar?

Beklentilerim yine boş çıkmıştı!..

Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı olayında Abdullah Gül'ün sağ kolu rolünü üstlenmişti. Herhalde o derin samimiyetin sonucu olsa gerek başladı akıl vermeye Başbakana. Abdullah Gül'e ne yapması ne etmesi gerektiğini, AKP'nin izlemesi gereken politikaları anlatırken Abdullah Gül bile o kadar sıkıldı ki, bir ara dışarı çıkıp görüşmeye ara verdi.

Ben de peşinden çıktığımda o kadar sinirliydi ki, "ne dediğini bilmiyor bu kadın. Ahmet bir formül bul toplantıyı kısa zamanda bitir" dedi.Tekrar içeri girdiğimizde kısa bir süre sonra, "Kusura bakmayın ziyaretiniz için ayrılan süre sona erdi. Başbakanın diğer randevuları bekliyor" deyip kibarca işi hallettim.

Basın Müşavirliği yaptığım dönemde, en iyi gazeteciliğin ne olmadığını öğrendim. Nazlı Hanım da sağ olsun, çok katkıda bulundu!...

 

 

anka
Yayın Tarihi : 31 Ocak 2012 Salı 17:43:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?