Bağdat Caddesi'nde 7 yıl önce meydana gelen trafik kazasında nişanlısıyla birlikte ölen Selin Uras'ın babası Boray Uras, kızının ölümüne neden olan Baran Balcıoğlu'na verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından yeniden bozulması üzerine, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceğini bildirdi.

Uras, Bağdat Caddesi'nde 2000 yılında meydana gelen ve kızı Selin Uras ile nişanlısı Erdem Celasun'un öldüğü trafik kazasına ilişkin yargılanan Baran Balcıoğlu'nun, Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ilk kararında 6 yıl hapis ve 4 bin YTL para cezasına çarptırıldığını hatırlattı.

Tutuklu kaldıktan 8 ay sonra 10 bin YTL kefaletle serbest bırakılan Balcıoğlu hakkındaki kararın, Yargıtay'ca usul yönünden bozulduğunu anımsatan Uras, yerel mahkemenin eksik işlemleri yerine getirerek dosyayı tekrar Yargıtay'a gönderdiğini belirtti.

Uras, davanın 2'nci kez usulü işlemler nedeniyle bozulduğunu, Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu işlemleri de yerine getirerek dosyayı Yargıtay'a gönderdiğini ifade etti.

Davanın 3'üncü kez görülmesinde de, yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi ve Baran Balcıoğlu'nun üzerine atılı suça ilişkin davanın Ağır Ceza Mahkemesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle bozulduğunu hatırlatan Boray Uras, "Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanan Balcıoğlu'na 6 yıl hapis cezası verildi. Ancak, sanık Balcıoğlu'nun temyiz ettiği kararla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı onama, 9. Ceza Dairesi ise yeni yasa ile eski yasa arasında karşılaştırılma yapılarak sanığın lehine olan yasanın uygulanmasını istedi" dedi.

Uras, kararın yeniden bozulmasının, "adil yargılama ihlali" olduğunu öne sürerek, adaletin tecellisi için AİHM'e başvuracağını bildirdi. Boray Uras, şunları söyledi:

"Bütün bu olanlara benim şahsen ilave edeceğim tek bir husus, kızım bugün yaşasaydı 28 yaşında olacaktı. Kızımın bana miras kalan ilahi ve toplumsal adalet hakkının elde edilmesi için, davanın 2010 yılına gelindiğinde zaman aşımına uğraması ile Baran Balcıoğlu'nun af niteliğinde cezasız kalması sonucu, uğrayabileceğimiz mağduriyetimizi önleme konusunda, son çare olarak AİHM'e başvuracağım.

Tıpkı Ankara'ya yürüdüğüm gibi aynı giysilerle, sırt çantamı da taşıyarak, Brüksel-Maastricht-Strasbourg arasındaki 500 kilometrelik yolu yürüyüp, AİHM merkezine ulaşacağım. Dava ile ilgili bütün dosyaları, hakkımızın aranmasını talep ettiğim dilekçemle birlikte teslim edeceğim."