22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Cami ile cemevi arasında kalanlar

Alevi ve Sünni evlilikleri kentleşme ile beraber artmaya başladı. Bir zamanlar tabu olan karma evlilikler artık sıradanlaşıyor. Araştırmacılara göre, çocukların mezhebi Sünni, kültürü ise Alevi oluyor..

1973 Türk siyasi hayatında önyargıların ilk kez kırılmaya başladığı bir yıldı. Kırlardan kentlere akan Alevilerin de yoğun bir şekilde desteklediği Bülent Ecevit'in CHP'si ile siyasal İslam'ın öncüsü Necmettin Erbakan'ın MSP'si, tüm ideolojik farklılıklarına rağmen beraber bir hükümet kurmak için ilk adımları atıyorlardı.

Ocak 1974'te nikâh masasına oturdular ve koalisyon protokolünü imzalayıp, Meclis'ten güvenoyu alarak göreve başladılar. Aynı tarihlerde Malatya'nın Arguvan ilçesinden İstanbul'a göçmüş Alevi-Türk kökenli Aliye Hanım ile Sünni Kürt kökenli Mehmet Yılmaz, İstanbul Belediye Sarayı'nda görkemli bir düğünle dünya evine girdi.

İki tarafın bağlı olduğu aşiretlerin ve ailelerinin çıkardığı tüm güçlüklere rağmen onlar evlenmekte ısrar etti. Ancak bu evlilik, CHP-MSP koalisyonu gibi kısa sürmedi. Toplumsal ve ailevi tüm baskılar, ne onların aşklarını azalttı, ne de kimliklerinden taviz vermelerine neden oldu. Onlar hâlâ o ilk günki aşkla evliliklerini İzmir'de devam ettiriyor.

ETNİK KÖKEN SORUN DEĞİL AMA MEZHEP FARKLILIĞI TABU
Farklı etnik köken, din ya da mezheplerden gelenler arasında yapılan evliliğe "karma evlilik" deniyor. Türkiye'de farklı etnik kökenler arasında yapılan evliliklerde eğer aynı mezhepsel kökenden geliyorsa aileler bu evliliği sorun yapmıyor, onaylıyor. Örneğin Alevi bir Kürt, Alevi bir Türkle ailelerin rızasını alarak sorunsuzca evlenebiliyor. Ancak, aynı dinin içindeki farklı mezheplere gelince işler karışıyor. Ailelerden, akrabalardan itiraz sesleri yükseliyor.

Cemaat mensupları kimliklerini ve nesillerini koruyabilmek için bu tür evliliklere karşı çıkıyor, kapılarını kapatıyor. Hatta farklı dinlere mensup olanlara karşı olan hoşgörü aynı dinin içindeki farklı mezheplere gösterilmiyor. Bu konuda yurtdışındaki Türklerden ilginç bir örneği, Fransa Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden Doç. Dr. Hamit Bozarslan veriyor: "Şaşırtıtıcı bir biçimde Fransa ve Almanya'da ikinci kuşakta Alevi ve Sünniler arasında evlilik yok gibi. Pratikte sanki yasak. Buna karşılık bir Alevi ya da Sünninin bir Fransızla evlenmesi çok daha kolay ve rastlanan bir olgu."

KARMA EVLİLİKTE İLİŞKİLER DAHA DEMOKRATİK OLUYOR
ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şen, karma evlilikleri Türk toplumunun tam anlamıyla kaynaşması ve toplumda mezhepsel çatışmaların sona ermesi için çok önemli buluyor: "Alevi Sünni evlilikleri çok hızlı bir şekilde artıyor. Alevi ve Sünnilerin yarattığı yeni ortak yaşama alanları, ortak yaşam tarzları var. Buradaki ayrım artık, Alevi Sünni ayrımı değil, dinci olanlarla olmayanlar arasında. Karma evliliklerde, biri diğeri üzerinde otoriter bir baskı kurmuyor. Kadın erkek ilişkisi daha demokrat oluyor. Akrabalık ilişkileri belli bir mesafe korunarak daha dengeli oluyor.

Onun yarattığı bir hassasiyet var. Bir bariyeri yıkıyorsunuz onun yerine saygıyı sevgiyi koyuyorsunuz. Farklı kültürleri tanıyıp öğrenen çocuklar çok yönlü ve kendilerine güvenli oluyor. Türkiye'de toplumun kaynaşması ve önyargıların yıkılması için çok önemli." Türkiye'nin kırsalında hâlâ mezhepler arası karma evlilik bir tabu. Ancak son 20 yılda Türkiye hızla kentleşiyor. Kentleştikçe cemaat kimliği gitgide önemini kaybediyor. Cemaat mensupları kapılarını dışarı açıyor, karma evlilikler artıyor.

AŞK NE MEZHEP NE AŞİRET TANIYOR

Aliye-Mehmet Yılmaz çifti, Türkiye'de büyük kentlerde bile Alevi-Sünni evliliğinin tabu olarak görüldüğü yıllarda evlendi. Etnik ve mezhep engeline rağmen evlilikleri tam 34 yıldır sürüyor..

* Eşinizle nasıl tanıştınız? Komşu köylerdendik. O Sünni Kürt, ben Alevi Türk'tüm. Yıllar sonra İstanbul'da ağabeyimin yanına geldiğimde karşılaştık. Âşık olduk. Beni istediler. Araya Arguvan aşiretleri girdi. Onlar istiyor, bizimkiler vermiyor. Bir gün babam traktörle giderken çalılar arasından babama ateş açtılar. Yıllar sonra ortaya çıktı ki, bizim aşiretin adamları ateş açmış, babam Kürt aşiretinin ateş açtığını düşünüp beni onlarla evlendirmesin diye. Acaba bu oğlan bu kıza tecavüz etti de bu kız o yüzden mi ondan vazgeçemiyor diye söylentiler çıktı.

* Sonra babanız nasıl ikna oldu Çok dua ettim. Bir gece rüyamda Hz. Ali'nin önünde kendimi dua ederken gördüm. Sonra resim canlandı, bana "Merak etme olacak" dedi. 25 gün sonra babam aradı. "Tamam" dedi. 1973 yılının mart ayında İstanbul Belediye Evlendirme Dairesi'nde nikâhımızı yaptık. Eşimin aşiretinde binlerce kişi geldi. Benim ailem dışında hiçbir akrabam gelmedi. Tepki gösterdiler. Köye ziyarete gittiğimde beni sevenler bana arkasını döndü, arkamdan küfrettiler. Hiçbirini kafaya takmadım. Yıllar sonra onların çocukları, yeğenlerim de Sünnilerle evlendi. Bana "sen ne kadar ilericiymişsin" dediler.

BEN YOBAZ OLANI SEVMEM
*Kocanız tarafından baskı gördünüz mü? Evlendikten sonra kayınvalidem geldi başörtü taktı, "Namaz kılarsan seni daha çok severiz" dedi. Kaynım arada sırada laflar söylerdi. Aleviliğime asla laf söyletmedim. Kocam da hep arkamda durdu. O yıllarda Karaköy'de Yahudilerin yanında çalışmış, modern hayatı biliyor.

* Çocuklarınızı nasıl eğittiniz? İki oğlum var. İster Alevi olsun, ister Sünni ben yobaz olanı sevmem. Ben onları öyle yetiştirdim. Çocuklarıma "Ne Alevilik, ne Sünnilik, aydın olun Atatürkçü olun" diyorum. Onları öyle büyüttüm. Çocuklar kendilerine Alevi diyorlar, yobaz Sünnileri gördükleri zaman. Aydın Sünnileri görünce, bu sefer bocalıyorlar. O zaman da "Sünniyiz" diyorlar.

* Mehmet Bey ya siz nasıl sorunlar yaşadınız farklı bir mezhepten biriyle evlenerek? Kendi ailemden çok baskı gördüm, kendi aşiretimizden Sünni bir kızla evlenmedim diye. Yazın eşimin köyüne ziyarete giderdik. İlk üç yıl kimse yüzüme bakmadı, selam vermedi. Eski imamlar cahildi. Aleviler hakkında yalan yanlış şeyler söylerdi. Şimdikiler daha aydın, modern. Bizim evde hiçbir zaman Sünnilik-Alevilik meselesi olmamıştır. Birbirimize saygı içinde yaşıyoruz.

* Peki siz anne ve babanızın farklı mezheplerden olduğunu nasıl anladınız? Daha 5-6 yaşlarındayken bir şeylerin farklı olduğunu hissdiyordum. Bana hep soruyorlardı baba ve anne tarafımdan büyükler "anneni mi babanı mı daha çok seviyorsun" diye. Eğer "annem" dersem bu çocuk Alevi olacak, "babam" dersem bu çocuk Sünni olacak. Bu sorulardan daha o zaman böyle bir anlam çıkarıyordum.

* Kendinizi Alevi mi Sünni mi hissediyorsunuz? İnsana eğitimi anne verir. Bu nedenle onun etkisinde kaldım. Baba tarafıma gittiğim zaman kılınan namaz, tutulan oruç bana sıkıcı geliyordu. Alevi kesiminde bu iş daha az şekil şemale bağlı olduğu için, Alevilik felsefesi hep bana yakın geldi. Ancak kendimi ne Alevi ne de Sünni olarak tanımlıyorum.

* Sünnilik hakkında nasıl bilgilendiniz? Okulda din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde Sünniliği, namaz sürelerini öğrendim. Daha sonra merak duydum. Kitaplar aldım, kendimce araştırmalar yaptım.

Sabah
Yayın Tarihi : 10 Haziran 2007 Pazar 07:48:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?