16
Haziran
2025
Pazertesi
GÜNCEL

Çok konuşulan 2. kaset ortaya çıktı

Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın Samsun Terörle Mücadele Şubesi’ndeki ilk sorgusunda çekilen ikinci kasedi Hürriyet gazetesi ele geçirdiğini açıkladı. 

Kasette, görevliler Samast’ın sigara içmesine izin veriyorlar ve çok iyi davranıyorlar. Görevliler, Samast’ın ön cebinde taşıdığı Türk bayrağını çıkarmasını istiyorlar. Bayrağı çıkarıp açan Samast, iki yanına geçenlerle poz veriyor, ardından bayrağı öpüp alnına götürerek cebine tekrar yerleştiriyor.

19 Ocak günü öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın 20 Ocak gecesi yakalandıktan sonra götürüldüğü Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin çay ocağında çekilen ikinci bir kaset ortaya çıktı. 10 dakika 27 saniye süren ve poster pozundan, bayrak açmaya kadar tüm ayrıntıların yer aldığı bu video kaydı kafalardaki birçok soru işaretini de aydınlatıyor.

SAMAST ÇOK RAHAT

Görüntülerde Samast kot montunun sol üst cebinden çıkardığı Türk bayrağını açarak görevlilerle poz veriyor, sohbet ediyor, sivil giyimli bir görevlinin cep telefonuyla çektiği kendi fotoğraflarına cep telefonunu görevlinin elinden alarak bakıyor, önüne bırakılan paketten aldığı sigarayı içerken görülüyor. Bir koltukta oturan Samast’ı rahatlatmak için iki yanına oturan görevliler, onunla sohbet edip Trabzon’dan çıkıp İstanbul’a kadar gidişini, cinayeti nasıl işlediğini anlatmasını istiyorlar.

GİR KOLUNA OSMAN ABİ

Samast’ın "Vatan toprağı kutsaldır, kendi kaderine teslim edilemez" yazılı takvimin önünde çekilen görüntülerde kıravatlı bir sivil memur Samast’a "Gel sen şöyle, ikimizi beraber çeksinler" diyor. Odada "Salih Bey’i çağır bana, Salih Bey’i... Polis yelekli arkadaş gelsin. Gir koluna Osman Abi.. Bunlar bizim arkadaşlar" sözleri duyuluyor.

CEPTEKİLERE İNCELEME

Odadakilerden biri Samast’ın fotoğrafını cep telefonuyla çekiyor. Daha sonra Samast’a sigara veriliyor. Samast sigarasını içerken yanındaki görevlilerden biri cep telefonuyla çektiği fotoğrafları inceliyor. Ardından fotoğraflara bakması için cep telefonunu Samast’a veriliyor. Yanındaki bir başka kravatlı kişi sırtını sıvazlıyor. Diğer görevli "Çok kötü bakıyon işte gözleri. Sonu güzel... Gülümse" diyor. Bu arada tepsisi elinde çaycı geçiyor.

CEPTEN ÇIKAN BAYRAK

Samast’ın Türk bayrağı açarak poz verdiği görüntü de bu sırada çekiliyor. Samast, üzerindeki kot montun sol üst cebinde katlı duran bayrağı odadakilerin isteği üzerine ortaya çıkarıyor. Bu sırada çekim yapan kişinin arkasından pozu beğendiklerini gösteren, "Aslanım benim" sesleri duyuluyor.

ÖPEREK KOYUYOR

Bu sırada kıravatlı görevli, çalan cep telefonunu açıyor, "Efendim abi? O zaman dur şeyi arayayım" diyor. Ardından Samast bayrağı indiriyor. Biri "Nasıl katlayacağını biliyor musun?" diyor. Samast bayrağı katladıktan sonra öperek tekrar cebine yerleştiriyor.

ÇIKARDIM VURDUM

Emniyet görevlileri Samast’ı sorgulamaya başladıklarında Samast, internette araştırdığını söyleyip, "iki üç gün dışarıda kaldım, pusuya yattım, çıkardım vurdum silahımı" diyor. Kayıt Samast’ın "Gittim direkt..." sözleriyle bitiyor. 


Suikasttan daha çok tartışıldı

OGÜN Samast’ın yakalandıktan sonra çekilen "Vatan toprağı kutsaldır. Kaderine terk edilemez" sözünün basılı olduğu posterin önünde Türk bayrağıyla verdiği poz Dink cinayeti kadar sansasyon yarattı. Tepkiler büyüyünce, üst üste resmi açıklamalar geldi. Jandarma Genel Komutanlığı, fotoğrafın hiçbir şekilde jandarma karakolunda çekilmediğini bildirdi. Ardından İstanbul Emniyeti konuştu ve fotoğrafın İstanbul’da çekilmediğini açıkladı. En sonunda 25 Ocak’ta Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan açıkladı "Fotoğraf, Samsun’da çekilmiş."

YAZIYI DENK GETİR

Çalışkan’ın açıklamasının ardından müfettişler olayın sorumlularını bulmak için inceleme başlattı. Ancak İçişleri Bakanlığı’ndan 2 müfettiş, günlerdir olayı çözmeye çalışırken, TGRT/Fox TV, 1 Şubat akşamı ana haber bülteninde Samast’ın fotoğrafı çekilirken kayda alınan video görüntülerini yayınladı. Görüntülerde, polis ve jandarma elemanları, fotoğraf çekerken Atatürk’ün sözünün belirgin olmasına çalışıyor, "Yazıyı tam şöyle kafasının üstüne denk getirebilir misiniz arkadaşlar?", "Saçları düzelt", "Keşke sen de şapkayı çıkarmasaydın" gibi sözlerle Samast’ın karelerde güzel çıkması için uğraşıyorlardı.

JANDARMA SERT ÇIKTI

Görüntüler, yeni bir karışıklığa daha neden oldu. TGRT, kasedi yayınlarken, kaydın Samsun Otogarı’ndaki Jandarma Karakolu’nda yapıldığını söylemişti. Açıklamalar birbirini kovaladı. Jandarma Genel Komutanlığı, görüntülerin Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi çay ocağında çekildiğinin raporla tespit edildiğini belirterek çok sert bir bildiri daha yayınladı "Rapora rağmen, görüntülerin, jandarma karakolunda çekildiği şeklinde servis edilmesi, tertibin arkasında olanların niyet ve maksadını göstermek açısından endişe vericidir."

13 KİŞİLERDİ

Müfettiş raporları sonucu, fotoğraflar çekilirken o sırada çay ocağında 13 kişi olduğu belirlendi. Aynı odada hem Emniyet, hem de jandarma çekim yapmıştı. Ertesi gün, 4 polis görevlerinden uzaklaştırıldı. Samsun İl Jandarma Alay Komutanlığı’ndan da 4 astsubayın görev yeri değiştirildi. Sonra bu listeye 1 polis, 1 astsubay daha eklenince, ceza alanların sayısı, 5’i polis 5’i jandarmadan olmak üzere 10’a yükseldi. Aralarında fotoğraf karelerinde gözüken Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran ile o sırada çay ocağında olmasa bile sorumlu görülen Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Metin Balta da vardı. Polisler, fotoğrafları hatıra olsun diye çektirdiklerini söylediler. 

Çıkarsa o... çocuğuyum
GÖRÜNTÜLERDE güvenlik görevlilerinin Samast’ı tedirgin ve ürkmüş halinden kurtarmak için arkadaşça davrandıkları, zaman zaman sırtını okşadıkları "Aslanım" diye hitap ettikleri de görülüyor. Kamera kaydı, fotoğraf çekimlerinin yanı sıra cep telefonlarıyla da çekim yapan jandarma ve polisler, Samast’a bunların kesinlikle basına sızmayacağı güvencesini de veriyorlar. Samast ile sürekli konuşan sivil güvenlik görevlisi çekimlerin tamamen kendi arşivleri için yapıldığını defalarca Samast’a söylüyor hatta çekim yapanlardan birini göstererek şunları söylüyor "Kendi şeyimiz. Kendi arşivimiz deriz ya hani. Dosyaya koyarız... Söylüyorum sana. Yoksa bir tek gazetede, bir tek yayın kuruluşunda geçerse ben o.. çocuğuyum kendi adıma anladın mı?"

Bu arada diğer emniyet görevlisi de, "Bunları zaten biz verirsek biz sorumluyuz. Seni değil bizi tefe koyarlar" diye arkadaşını destekliyor.

Ertuğrul Özkök: O kasette neler seyrettim 

GÜNLERDİR kulaktan kulağa anlatılan o malum kasedi başından sonuna seyrettim.

Bu kasetteki konuşmaları bugünkü Hürriyet’te okuyacaksınız.

Bilgi kirliliğinin manşetleri de kirlettiği bir ortamda böyle bir belgeyi sonuna kadar izlemek, bir gazeteci için elbette büyük şans.

Dünkü Milliyet Gazetesi’nde ilginç bir haber vardı.

Samsun’da bir bomba ihbarında paketin içinden bir kaset çıkmıştı.

Bu kasedin, Samast’ın ilk yakalandığında çekilen ikinci kaset olduğu iddia ediliyordu.

Seyrettiğim işte bu kaset olmalıydı.

* * *

Siz sadece bir fotoğrafı ve káğıda dökülmüş yazıları okuyacaksınız.

O nedenle ben size, kasette seyrettiklerimi anlatacağım.

Böylece görüntülerin havası hakkında da izlenim sahibi olabilirsiniz.

Önce şu sorudan başlayayım:

Bu, daha önce TGRT’de yayınlanan ilk kasedin tamamı olabilir miydi?

Hayır.

Çünkü kasetteki görüntüler başka bir açıdan çekilmişti.

Ayrıca ilk kasette görmediğimiz başka bazı kişilere ait görüntüler de vardı.

Gelelim gözlemlerime.

Bir kere Ogün Samast, son derece soğukkanlı ve sakin.

Kendisine ne denirse yapıyor.

Kasedin iki yerinde Türk bayrağını cebinden çıkardığı açıkça görülüyor.

Yine de temkinli olmak gerekir.

* * *

Kasedin en ilginç bölümü, siyah giyimli iki sivilin, Ogün Samast’ı konuşmaya ikna etmeye çalıştıkları anlardı.

Bu bölüm, Hrant Dink’in katilinin ilk sorgulanma anıydı.

Hayatımda ilk defa böyle bir sorgulamayı izliyordum.

Şimdi geliyorum en önemli soruya:

Sorgulamayı yapan sivil yetkililer, gerçekten "dostane mi davranıyorlardı?"

Cevabım şu:

"Evet, çok dostane..."

İkinci soru:

Onu kahraman olarak gördüklerinden mi?

Kesin kanaatim: "Hayır."

Amaçları kesinlikle, Ogün Samast’ı çözüp itiraf ettirmek.

Evet benim izlenimim bu.

İki sivil büyük bir profesyonellikle ve dostane biçimde yaklaşıp mesleki tabirle "öttürmeye" çalışıyorlar.

Hatta konuşturmak için kendilerini yakacak cümleler bile kullanıyorlar.

Mesela, "Bu bant sızarsa o... çocuğuyum" bile diyorlar.

* * *

Bayrak meselesi?

Dediğim gibi, görüntülerde Samast, bayrağı cebinden çıkarıyor.

Burada kafa karıştıracak birkaç cümle yok değil.

Mesela, "Bayrağı koymadan ne yapacağını biliyorsun değil mi" gibi bir cümle var. "Bayrağı çıkar" cümlesi de işitiliyor.

Geri kalan görüntüler?

Bu görüntü, o meşhur "kayıp telefon" efsanesine de açıklık getiriyor.

Bir sahnede Samast’ın elinde bir cep telefonu görünüyor.

Ancak bu telefon yanındaki polisin.

O cep telefonuyla çektiği görüntüyü Samast’a gösteriyor.

Öteki pozların hepsi, bana göre kahramanlaştırma değil, hatıra pozları.

Biri bize bir şey mi dedi

DÜN CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın uçağında bir konuşma geçmiş.

Hükümetin, bazı yazarlar konusunda Hürriyet’e baskı yaptığı söyleniyormuş.

Deniz Bey’in hassasiyetine teşekkür ediyorum.

İçi rahat olsun.

Bu gazetenin genel yayın yönetmeni olarak söylüyorum.

"Bize kimseden şu yazarı atın, bu yazarı susturun diye bir mesaj gelmedi."

Ama herkes Hürriyet üzerinden politika yaptığı için, ne yazık ki bu söylentilerin önüne de geçemiyoruz. Bu fırsattan istifade ederek şunu söyleyeyim:

Hem hükümet partileri, hem muhalefet partileri zaman zaman yazarlarımızdan, manşetlerimizden şikáyet ederler.

Bunun istisnası hemen hiç yoktur.

Ama her defasında aldıkları cevap aynıdır:

"Bunu lütfen ilgili yazar arkadaşımıza iletin."

Bu gazetenin sahibinin hangi dönemde kimlere direndiği, bizzat onun mağduru gazeteciler tarafından anlatıldı.

Başka gazeteler patır patır yazar çıkarırken bu gazete dimdik durdu.

Ha, şunu da ifade edeyim:

Dünyanın her yerinde gazetelerin, yazarlarına müdahale etme hakkı da vardır.

Ama emin olunuz ki, Hürriyet bunu en alt düzeyde yapan gazetedir.

Yani herkesin içi rahat olsun. 
Hürriyet
Yayın Tarihi : 9 Şubat 2007 Cuma 06:43:14
Güncelleme :9 Şubat 2007 Cuma 06:53:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?