22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

'Derin sivil' Fethullah Gülen

Milliyet köşe yazarı Güneri Civaoğlu; İslami Kanal 7'de  önce Sabah sonra Hürriyet ve CNN Türk'e kadar tırmanan Ahmet Hakan'ın dünkü köşe yazısından kalkarak Fethullah Gülen cemaatinin etkinliğini kaleme aldı... Civaoğlu'nun "Cemaat mi devlet mi" başlıklı yazısını aynen alıntılıyoruz...


Cemaat mi, devlet mi?

Ahmet Hakan pazartesi günkü yazısında bir bakanın yakınmasını anlatıyordu: "Fethullah Hoca istihbarat işine meraklıdır. Ama olan bize oluyor." 

Bir bakan yakınıyor: "Bu cemaat de çok olmaya başladı... El attığı bütün işlerden biz zararlı çıktık. Cemaatsen cemaatliğini bil kardeşim... Fethullah Hoca istihbarat işlerine meraklıdır. Ama onun merakı yüzünden olan, bize oluyor." 

Bu satırları Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın pazartesi günü yayımlanan yazısından yansıttım. 

Ahmet Hakan İHL mezunudur. Türkiye'nin din eksenli politika çevrelerinin yabancısı değildir. Gazetecilik yaşamının daha önceki döneminde o çemberin içindeydi. 

Gerçi artık "tarafsız bölge"de ama, o camianın nabzını tutabileceği dostlukları azalsa da sürdüğünü sanıyorum. 

Kariyerini riske edecek "asılsız" iddialara imza atacak bir gazeteci değildir. 

O zaman da ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor. 

Hele bir iddia var ki, ürpertici... 

Bakana göre "Cemaatçi polisler" ve "cemaatçi savcılar" sorunu varmış. 

Bir adım attıklarında, "Hükümetin işine yarar mı, yaramaz mı" diye bakmayıp "Cemaatin işine yarar mı, yaramaz mı" diye bakıyorlarmış.
Bize göre "cemaatçi ya da hükümetçi polis ve savcı" olmaz, devletin yararını gözeten "devletin polisi ve savcısı" olur. 

Ahmet Hakan'ın satırlarıyla devam... 

Bütün sorunlu işlerin ardından "cemaat bağlantısı" çıkıyormuş.
Hükümet, onlar yüzünden hep zor durumda kalıyormuş.
Son haftalarda "istihbarat merakını" yansıtan neler oldu? Hatırlayalım... 

Genelkurmay'ın "Gazeteciler için andıcı" ve "eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu" iddia edilen ve epey "tahrif edildiği" izlenimini veren, darbe ve muhtıra sözcükleriyle örülmüş "günce..." 

Bunlar tam da cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında "askeri yıpratmak" amacıyla servise konulmuş gibi görünüyor.
Şu duyarlı süreçte iktidar ve askerin arasında serin rüzgârlar estirdi. 

"Ulusa Sesleniş"teki barış ve tüm kesimleri kucaklayış mesajını veren, gelecek için güven duyguları yeşertmek isteyen Erdoğan'da herhalde bu gerilim, sıkıntı yaratmış olmalı. 

"Derin devlet"ten sonra bir de "derin sivil" mi? 

Bir hukukçu olarak bakan bey tarafından ortaya atılan bu iddialar kanıtlanmadıkça sadece kuşku bulutu olarak kalacağını belirtmeliyim.


GÜLEN'LE YEMEK 

Fethullah Gülen Hoca'yla iki kez yemek yemiştik.
Birincisi... Gazeteci merakı.
Tanımak istemiştim. 

Altunizade'de bir apartmanın teraslı en üst katındaki dairedeydik. Teras çim saha gibi yeşil çim halıyla kaplıydı. Bir kondisyon bisikleti vardı. Aşçısı diyet yemekleri yapmıştı. Nazik bir ev sahibiydi. 

İkinci kez, bir TV programı için konuşmak üzere Kanal D'nin bir önceki binasındaki salonda yemek yedik.
Az konuşuyordu. Kelimeleri özenle seçiyordu. Mütevazıydı. 

Benim isteğim, dini konuları, Kuran'ın Arapçasını bilen ve anlayan laik olduğunu düşündüğüm Cemal Kutay'la birlikte konuğum olmalarıydı.
"Üzerinde düşüneyim. Size kararımı bildiririm" dedi. 

Bir hafta kadar sonra "Sayın hocamız sağlık nedeniyle programlara katılamayacak, başka hiçbir programa da çıkmama kararı aldı" mesajını gönderdi. 

Ardından, çok geçmedi ABD'ye gittiğini öğrendim. 

Ahmet Hakan'ın Gülen cemaatiyle ilgili dünkü yazısı

Bir sabah kahvaltısında buluştuğumuz hükümet içinde etkili bir "Bakan", artık laf nereden açıldıysa, bir ara gözlerini kısıp, "Bu cemaat de çok olmaya başladı... El attığı bütün işlerden biz zararlı çıktık" demesin mi?

Hoppala!

Hemen "Durun bakalım Sayın Bakan... Ne cemaati? Ne çok olması?" diye araya girdim.

Bakan Bey, "cemaatçi polisler" ile "cemaatçi savcılar" meselesini başladı anlatmaya...

Meğer...

Emniyette gruplaşıyorlarmış, adliyede dayanışma içinde oluyorlarmış.

Bir adım attıklarında "Hükümetin işine yarar mı yaramaz mı" diye bakmayıp, "Cemaatin işine yarar mı yaramaz mı" diye bakıyorlarmış.

Bütün sorunlu işlerin ardından bir cemaat bağlantısı çıkıyormuş.

Hükümet onlar yüzünden hep zor durumda kalıyormuş.

Bakan Bey, öfkeliydi...

"Cemaatsen cemaatliğini bil kardeşim" diyerek laik bir çıkış bile yaptı.

Bir de şunu söyledi:

"Fethullah Hoca istihbarat işlerine meraklıdır. Ama onun merakı yüzünden olan bize oluyor."

İkna olmuştum.

Çünkü bunları söyleyen "İflah olmaz bir Fethullah Gülen karşıtı" değildi, dost kuvvetlerdendi.

Tek sorunu konuyu kamu önünde açıkça ortaya koyacak denli "cesur" olmamasıydı.

Eh, her şeyin olağan seyrettiği bir ülkede yaşamadığımıza göre, bu cesaretsizlik bağışlanabilirdi.

* * *

Bazen "cemaatin taktikleri" ile "iktidardaki partinin taktikleri" örtüşebilir.

Nede olsa taktiği besleyen ana unsur, "ortak dost" ve "ortak düşman" meselesidir...

Ancak...

"Cemaatin stratejisi" ile "iktidardaki partinin stratejisi" asla örtüşmez.

Bu yüzden...

Cemaatin yaptığı istihbarat yaramazlıkları, sıklıkla hükümetin başına bela oluyor.

Belki de bu yüzden sabah kahvaltısında buluştuğum Bakan, Fethullah Gülen'e "Hocam din işleri ile istihbarat işlerini birbirine karıştırmayın" mesajı yolluyordu.

Ne dersiniz?

Haksız sayılmaz değil mi?

Güneri Civaoğlu/milliyet
Yayın Tarihi : 3 Nisan 2007 Salı 18:03:00
Güncelleme :3 Nisan 2007 Salı 18:35:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
uğur öztürk IP: 88.232.91.xxx Tarih : 3.04.2007 20:51:20
m.Fetullah gülen hoca efendi vatan aşığı cok kaliteli bir insandır...onu karalamaya calısan birsürü insan vardır ama cok yanlıs. sadece MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR diyorum

Ender Bozbiyik IP: 84.73.145.xxx Tarih : 3.04.2007 19:18:56
Ne cemaati ne hammali yahu? Insan kendi iradesiyle sosyal yasamin verdigi imkanlardan yararlanarak, evlatlarini medeni ve cagdas bir sekilde özgür kendi yasamasiyla hayatlarini belirlemeleri ve sevdikleri profesyonel sekilde yüzyilin yasamini yakalamalarini mümkün edemezmi? Ne gerek var cep kitaplarindan bilgilerini ögrenmis sözde mesih kisilere kanmaya ve onlarin müritlerine inanmaya! Yazik sizlere, baska diyecek bir sey gelmiyor aklima... xxx

mustafa sert IP: 85.99.95.xxx Tarih : 3.04.2007 11:40:35
ne demeye ne anlatmaya çalışıyorsunuz açıkca söyleyin.syn a.hakan bu yazı ile ne anlatmak istemiş.siz bu millet için insanlar için vatan için çalışan dürüst bir insan görmediğiniz için bunları anlamakta zorlanıyor olabilirsiniz.fakat inanın artık m.f.gülen bu millet ve memleket aşığı tüm insanları seven çağın aydın-düşünür ve fikir adamıdır.yok eğer öldükten sonra bunu anlayacaksanız tarihte hep böyle olmuştur zaten.hiç bir büyük zat yaşadığı zaman itibarı ile değeri kameti bilinemeden ölmüştür.

cahit kaner IP: 85.96.34.xxx Tarih : 3.04.2007 11:47:07
öncelikle iyi günler yazınızı okudum ve şiddetle kınadığımı bilgilerinize arz etmek istedim sayın hocamızdan ne istediğinizi öğrenmek istedim ve onun için yorum yazıyorum o şahsiyet siz ve sizin gibler yüzünden oralar lütfn ekmek paranızı çıkarmak için attığınız iddaalarla başkasının ismine çamur atmayın ve onları yem olarak kullanmayın...Çnkü bende o dil uzattığınız cemaatin için den biriyim ancak şua ana kadar ne savcı gördüm ne de polis lütfn ama ltfn uğraşacak başka cemaat veya kişiler bulun kendinize.