Din İşleri Yüksek Kurulu'nun tek kadın üyesi olan Mualla Selçuk, Diyanet'in kendi dergisini sansürlemesine de neden olan kadının başı açık şekilde namaz kılması olayı ile ilgili olarak görüşlerinde değişiklik olmadığını açıkladı.
Mualla Selçuk, ANKA'ya yaptığı açıklamada Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kadının başı açık namaz kılması ile ilgili olarak verdiği kararının dergide yayınlanmasına şerh koydurmasındaki nedenin kendi görüşünün gerekçesinin yansıtılmamış olmasından kayraklanığını söyledi.
Diyanet'in bu konuda kendisine "önlem alacağız" dediğini söyleyen Selçuk, sayfanın yırtılacağını bilmediğini belirtti. Selçuk, durumun etik olup olmayacağını tartışmayacağını çünkü bunun kurumun iç işleyişi ile ilgili olduğunu ifade etti.
Selçuk, Diyanet'te herşeyin saygı çerçevesi içinde yürüdüğünü söyledi.
DİYANET'TEN YIRTIK SAYFA AÇIKLAMASI
Diyanet'in resmi yayın organındaki yırtık sayfa konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan açıklama geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "sayfa değişikliğine gidilmesinin, üyenin görüş ve düşüncelerini sansürlemek için değil, tam tersine söz konusu farklı görüş ve düşüncenin gerekli açıklamasına yer verilmemiş olmasından kaynaklandığı" ifade edildi.
Açıklamada ayrıca, "Kaldı ki Din İşleri Yüksek Kurulumuzun kararlarına yer verilirken, karara muhalefet eden üye ve üyelerin görüşlerini ilan etmek kurumumuzun kendi prensiplerine de uymamaktadır" denildi.
Diyanet, karşı oy sahibinin isteği bir yana, bilgisi ve onayı olmadan yalın olarak sadece karşı oy kaydıyla isme yer verilmemesinin, neye, niçin ve hangi gerekçelerle karşı olduğunun belirtilmemiş olmasının etik bulunmadığını aktardı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Sayın üye, 'Şekil bakımından: Namaz için alınan bir karar, namaz dışına da teşmil edilmiştir. Esasa gelince: Tarihi sürecin tek yanlı ve eksik incelenmesi, konuyla ilgili farklı uygulamaların ve yorumların olduğunun göz ardı edilmesi sonucu verilen karara karşı olduğunu' muhalefet şerhi olarak belirtmiştir. Ayrıca söz konusu sayfa değişimi ilgili sayın üyenin bilgisi dahilinde yapılmıştır."
Diyanet 'sansürü' yalanladı
Diyanet İşleri Başkanlığı da yazılı bir açıklama yaparak 'sansür' idialarını yalanladı.
Açıklamada, şöyle denildi: ''Söz konusu dergide sayfa değişimine gidilmesi, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 7 Kasım 2002 tarihli kararında bir sayın üyenin görüş ve düşüncelerini sansürlemek için değil, tam tersine söz konusu farklı görüş ve düşüncenin gerekçeli açıklamasına yer verilmemiş olmasından kaynaklanmıştır. Kaldı ki Din İşleri Yüksek Kurulumuzun kararlarına yer verilirken, karara muhalefet eden üye veya üyelerin görüşlerini ilan etmek kurulun kendi prensiplerine de uymamaktadır. Karşı oy sahibinin isteği bir yana, bilgisi ve onayı olmadan yalın olarak sadece karşı oy kaydıyla ismine yer verilmesi; neye, niçin ve hangi gerekçelerle karşı olduğunun belirtilmemiş olması etik bulunmamıştır."
NE OLMUŞTU?
Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP MKYK üyesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Danışmanı Cüneyd Zapsu'nun eşinin de yer aldığı grupla gündeme gelen "başı açık namaz" konusunda alınan kararda çıkan anlaşmazlık nedeniyle kendi yayın organını sansürledi.
Din İşleri Yüksek Kurulu, yaklaşık bir ay önce Üsküdar Subaşı Camii'nde kadınların başları açık halde namaz kılmaları konusunda görüş açıkladı. Ancak kurulun tek kadın üyesi Prof. Dr. Muaalla Selçuk, 15 üyenin "hayır" dediği karara "Evet, kadınlar başı açık namaz kılabilir" diyerek şerh koydu. Bu karar, dergide şerhli olarak basıldı.
SAYFALAR YIRTILDI
Basılan 70 bin dergide karar 47 ve 48. sayfalarda yer aldı. Ancak Başkanlık son anda karar değiştirerek, sayfaları dergiden çıkartma yoluna gitti. Basımı tamamlanan derginin şerhli sayfası,matbaaya verilen talimatla tek tek yırtıldı. Yırtılan 2 sayfanın yerine, üzerinde cami silüeti olan ve Diyanet'in başı açık namaz konusunda yaptığı şu açıklama konuldu:
"İbadetlerin yerine getirilmesinde, ayrıntıda da olsa, kadınlar için ayrı, erkekleri için ayrı şekil ve kuralların önerilmiş olmasının, kadınların başlarını örterek ibadet etmeleri veya kadınların erkeklerle farklı saflarda ibadet etmeleri kuralının kadınların aleyhine hükümler olarak yorumlamak, dinin bireysel, toplumsal ve evrensel gayelerini bilmemekten kaynaklanan bir yanlışlıktır."