22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Dünyanın gözü kulağı Türkiye zirvesinde

AB-Türkiye zirvesi bütün Avrupa basınının manşetlerinde... Avrupa'nın neredeyse bütün prestijli gazeteleri haberleri ve manşetleriyle Türkiye'ye açık destek veriyor. Türkiye'ye verdiği güçlü destekle göze çarpan The Independent gazetesinde yazar Maureen Freely, "Niçin Avrupa'ya Türkiye'nin gözünden bakmıyoruz" başlıklı yazısında Avrupa Birliği'nin Ankara'nın yakaladığı değişim ivmesini desteklemesi gerektiğini belirtiyor.
Yazarın görüşleri özetle şöyle:
"Türkiye'nin Hıristiyan Kulübü'ne kabul edilip edilmeyeceği tartışılırken sadece Avrupa'da yaşayan 15 milyon Müslüman görmezden gelinmiyor aynı zamanda Türkiye'nin başka bir Hıristiyan kulüp olan NATO'daki hizmetleri de es geçiliyor.
Ankara'nın en kadim destekçisi İngiltere'de bile iki Türkiye tezinden bahsediliyor. Yani bir yüzü Batı'ya, bir yüzü Doğu'ya bakan Türkiye… Ama Türkiye birçok açıdan zıtlıklar ülkesi olmasına karşın, bu maç Türkiye'nin iki yarısı arasında oynanmayacak.
Türkiye'nin henüz anlatılmamış en güzel hikayesi, farklı etnik köklerini kucaklama ve tarihinin daha az sevimli bölümleriyle yüzleşme çabasıdır. Türkler, tarihsel nedenlerle bize güvenmiyorlar. Hakarete uğramaktan hoşlanmıyorlar. Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayamazsak ve gücendirilmiş, yanlış anlaşılmış ve saygısızlığa uğramış bir Türkiye, sosyal demokrasiden saparsa bunun sorumlusu sadece biz oluruz."

Financial Times: Türkiye'nin üyelik süreci dönemsel krizlere gebe

Financial Times, Türkiye'nin müzakerelere bugün başlayıp başlayamayacağı konusundaki belirsizliği şu başlıkla duyuruyor:
“42 yıllık bekleyişten sonra hala başlama çizgisinin yeri bile belirsiz'' Gazeteye göre müzakereler öncesinde yaşanan tartışmalara atıfta bulunan bir Avrupalı diplomat, "Bakın buraya bile ne kadar zor geldik. Anlaşılan müzakereler kabusa dönecek" diyor.
Financial Times'ın haberi şöyle devam ediyor:
"Bugün Avrupa Birliği müzakere çerçeve belgesi üzerinde anlaşmaya varsa bile görüşmeler hemen başlamayacak. Bugün sadece tören yapılacak. Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin yasalarını tarayacak ve en kolay müzakere başlığını bulmaya çalışacak.
AB son genişleme dalgasından sonra müzakere kurallarını ağırlaştırdı. Türkiye'nin istenen değişiklikler konusunda taahütte bulunması yeterli olmayacak. Bu değişiklikleri hayata geçirmeden diğer başlıklara sıra gelmeyecek. Her başlık için üye ülkelerin onayı gerekecek.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos, Türkiye'ye karşı 60 vetoya sahip olmakla övünüyor. Avusturya ise en kötü olasılığa karşı hazırlık yapıyor ve imtiyazlı ortaklık için çaba harcıyor. Fransa daha üyelik görüşmeleri başlamadan Türkiye'nin üyeliği için referandum yapma kararı aldı.
Türkiye'nin üyelik süreci dönemsel krizlere gebe. Bu krizlerden biri Türkiye'nin üyeliğini suya düşürebilir. Türkiye'nin önünde tırmanacağı bir dağ duruyor."

Avrupa'nın Türkiye'den alabileceği dersler var

"Hayaletler Şehri Selanik" adlı kitabın yazarı Columbia Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Profesör Mark Mazower ise Financial Times'taki makalesinde Avrupa'nın Türkiye'nin geçmişinden alabileceği dersler var" diyor. Yazar şöyle devam ediyor:
"Fransa eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard D'Estaing, Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olmadığını söylüyor. Ama, Fransa, İtalya, İsviçre ve Belçika'nın kadınlara ve seçme seçilme hakkını Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye’sinden yıllar sonra tanıdığını unutuyor. Ya da ülkesinin ulusal kimliğinin okul çocuklarının başörtüsü takmasıyla veya aşırı sağcıların Yahudi soykırımını reddetmesiyle bozulacak kadar hassas olduğunu göz ardı ediyor.
Türkiye'den bugün adli sistemini liberalleştirmesi isteniyor. Oysa 11 Eylül'den sonra henüz ABD’deki kadar olmasa da Avrupa tamamen aksi istikamette ilerliyor; Düşünceyi suç sayma tartışmaları yapılıyor.
Şimdi Türkiye geçmişte topraklarındaki Ermenilere ne olduğunu tartışıyor. Bu meseleyi, siyasetin baskısından kurtarıp tarihin eline bırakınca yüzbinlerce binlerce Ermeni’ye ne olduğunu, bu korkunç suçu kimin planladığını ve kimin işlediğini öğreneceğiz.
Aynı zamanda bu olayların yaşandığı dönemdeki savaş sırasında büyük güçlerin ve özellikle Rusya'nın oynadığı rolü ve imparatorluğu parçalama planlarını da öğreneceğiz. Demokrasi ve açıklık, tek yönlü bir yol değildir. "

BBC: Türkiye'nin AB başarısı için 3 ipucu var

İngiliz Yayın Birliği BBC’nin internet sitesinde, Türkiye’nin mevcut durum ne olura olsun AB içindeki başarısını işaret eden üç ipucu olduğu belirtildi. BBC’ye göre Türkiye, "Avrupa’nın demokratik standartlarına ulaşmak için istekli olduğunu gösterdi, Müslüman ağırlıklı bir nüfusa sahip olmasına rağmen güçlü bir laik geleneğe sahip ve NATO üyesi olarak Avrupa’nın savunmasına yardımcı oldu."

The Guardian: Türkiye'de milliyetçilik patlaması olabilir

Guardian gazetesi Avusturya Haber Ajansı tarafından sonuçları dün açıklanan bir kamuoyu yoklamasını da aktarıyor:
Ankete katılanların yüzde 73'ü aradaki kültürel farklılıklar nedeniyle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine alınmaması gerektiğini düşünüyor. Avrupa Birliği genelinde ise bu oran yüzde 54.
Guardian Ankara'da dün düzenlenen mitingle ilgili haberinde ise aşırı sağcı diye nitelediği Milliyetçi Hareket Partisi'nin öncülük ettiği bu mitinge sadece parti taraftarlarının değil, Avrupa Birliği Türkiye'ye karşı muamelesinden rahatsız olan binlerce kişinin de katıldığını belirtiyor.
Gazete AB uzmanı Cengiz Aktar'ın Avrupa'nın tavrı yüzünden Türkiye'de milliyetçilik patlaması yaşanacağı yolundaki uyarısına yer veriyor.
Aynı yazıda Türklerin, siyaset ve ekonomi konularında Avrupa Birliği'nin müdahelesine ses çıkarmadıklarını ancak Kıbrıs, Ermeni meselesi ve Kürt sorununda gelen uyarılar karşısında kendilerini hakarete uğramış hissettikleri vurgulanıyor.

Times: Türklerin AB'ye ihtiyacı var mı?

The Times gazetesi, Koç Üniversitesi tarih profesörü Norman Stone'un yazdığı konuyla ilgili bir makaleye yer verdi.
Stone, AB'ye, enerjik, dürüst ve değişimini tamamlamış bir Türkiye ile karşı karşıya bulunulduğunu hatırlatarak, "Böyle bir ülke niye bize ihtiyaç duysun ki" sorusunu yöneltti.
Boğaziçi tüneli projesi ile Bakü-Ceyhan petrol boru hattının Türkiye ile Batı arasında kurduğu bağlara işaret eden Stone, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin, bölgede "Belçika büyüklüğünde bir alanda" yarattığı değişime de dikkati çekti.
"Türkiye'nin AB'ye üye olarak alınıp alınmamasına ilişkin tartışmalar sırasında, bu büyük projelerin akıllardan çıkartılmaması gerektiğini" belirten Stone, "Türkiye'nin sorunları bulunduğunu, ancak ülkenin aynı zamanda müthiş bir büyüme oranı olduğunu ve bunun günlük yaşam içinde her yerde hissedebileceğini" anlattı. İspanya ile Türkiye arasındaki benzerliğe dikkati çeken ve İspanya'nın AB üyesi olduğu dönemde benzer eleştirilere hedef olduğunu hatırlatan Stone, bu ülkenin AB'ye katıldıktan sonra hızla modernleştiğini kaydetti.
Avrupalılara Türkiye ile ilgili itirazlarını bir yana bırakmaları çağrısında da bulunan Stone, "Türkiye'nin Avrupa'ya, tek başına bütün Doğu Avrupa ülkelerinin toplamından daha çok Avrupa'ya kazandıracakları bulunduğunu" vurguladı.
"Türk insanının çalışkanlık gibi bir geleneği ve komünizm tarafından yok edilmemiş bir dürüstlüğü bulunduğunu" kaydeden Norman Stone, "Aslında Türkler o kadar çok şeyi başarıyor ki, insan gerçekten AB'ye katılmaya ihtiyaçları var mı diye sormaktan kendini alamıyor" ifadesini kullandı.
"AB'nin bazı kurallarının, Türkiye'yi Türkiye yapan bazı özelliklere zarar verebileceğini bile düşünmek gerektiğini" belirten Stone, örnek olarak, "ülkede küçük atölye ve dükkanların, AB'nin bazı gereksiz kurallarının tersine istedikleri kadar çalışabildiğini" gösterdi.
"Türklerin aileyi birlikte tutup sağlıklı bir sosyal ortam yaratmayı başardıklarını" da belirten Stone, burada bir çantanın çalınması bile televizyonda haber olduğuna dikkati çekti.
Stone, AB üyeliği söz konusu olmasa da, Türkiye ve Türk halkının yararlı değişimi tek başına da sürdürebileceğine işaret ederek, "Eğer ille de AB üyeliği istiyorlarsa bizimkini verelim" diye espri yaptı.

International Herald Tribune: Sınav

International Herald Tribune gazetesi, Türkiye ile müzakerelere başlayıp başlamamanın, Avrupa Anayasası ve Avrupa bütçesi konusunda anlaşmazlıklar yaşayan birlik için yeni bir sınav olduğunu belirtti. Gazete uyuşmazlığın çözülememesi halinde birlik içinde yine sorunlar çıkabileceğinin altını çizdi.

Welt Am Sontag: Hırvatistan'a evet, Avusturya'yı susturur

Alman Welt Am Sontag gazetesi, Avusturya’nın asıl sorununu Hırvatistan olduğunun altını çizdiği haberinde, AB’nin Hırvatistan’la müzakerelere başlama sözü vermesi halinde Avusturya’nın Türkiye direnişinin kırılacağını savundu.

Corriere Della Sera: Türkiye'nin AB'ye girişine Viyana duvarı

İtalyan gazeteleri, Avusturya'nın Müzakere Çerçeve Belgesi hakkında ayak diremeye devam ettiğini yazdılar.
Corriere della Sera gazetesi, "Türkiye'nin Avrupa'ya Girişine Viyana Duvarı" başlığını kullandığı haberinin girişinde, "Avusturya AB'ye üyelik müzakerelerinin başlatılmasını engelledi. Pazarlıklar gece boyunca sürdü. AB üyeliğine 'bir alternatif' bulma formülü, anlaşmazlığın ana konusu. 25 ülkenin dışişleri bakanlarının toplantısı bugün de sürecek" denildi.

La Repubblica: Türkiye-AB, sonuna dek pazarlık

La Repubblica'nın haber başlığında da, "Türkiye-AB, sonuna dek pazarlık" ifadesine yer verildi. AB üyesi ülkelerin Avusturya'yı iknaya çalıştıklarına değinilen haberde, Solana'nın ise iyimserliğini koruyarak, "Uzlaşma sağlanacak" dediği belirtildi.

La Stampa: Nefes kesici bekleyiş, müzakereler karaya oturabilir

La Stampa'nın konuya ilişkin haberini uzun bir başlıkla sunması dikkati çekti. "Türkiye konusunda nefes kesici bekleyiş. Lüksemburg'da AB müzakereleri karaya oturabilir" başlığını kullanan La Stampa, AB dönem başkanı İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un "Bir uygarlık savaşı riskiyle karşı karşıyayız" dediğine işaret etti.
İtalya'nın en önemli ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore ise Lüksemburg'da yaşananları, "Londra'dan Viyana'ya baskı: Ankara ile müzakereler başlamalı" başlığıyla özetledi.

Libaration: Türkiye, 25'lerin ayak sürtmelerine öfkeli

Fransız Liberation gazetesi de, Türkiye’nin AB üyelerinin "ayak sürtmelerine öfkeli" olduğunu yazdı. Hiç bir zaman AB’nin o kadar az heves ile bir müzakere sürecine başlamadığına dikkat çeken gazete, "Türkiye’yi içine alan genişleme gerçekte 1999’da lanse edildi, geriye dönmek için geç oldu" diye yazdı.

Standaard: Türkiye, AB'nin günah keçisi

Belçika’nın De Standard gazetesi de, Türkiye’nin Avusturya’nın muhalefeti nedeniyle son dakikaya kadar AB’nin kapısında bekletildiğini belirterek "Türkiye, her zamankinden fazla AB’nin günah keçisidir" yorumunu yaptı.

El Pais: Türkiye Asya'nın değil, Avrupa'nın hasta adamıydı

İspanyol El Pais gazetesi, çok fazla şeylerin riskte olduğunu belirterek, AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini açmasını istedi. El Pais "Ankara’nın ilk talebinden 35 yıl sonra görünülür ilerleme yapan ve kültürde Müslüman olmasına karşın Asya’nın değil, Avrupa’nın hasta adamı olarak adlandırılan bir ülke ile müzakerelerin başlatılması zamanı geldi" görüşünü dile getirdi.

Le Figaro: İngiltere'yi Ankara ve Washington cesaretlendirdi

Diğer Fransız gazetesi Le Figaro da, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlamasından önce gerilimler ve belirsizliklerin yaşandığını kaydetti. AB Dönem Başkanı İngiltere’nin Ankara ve Washington’un cesaretlendirmemesi ile müzakerelerin amacına ilişkin paragrafa dokunmayı reddettiğini belirten gazete, 60 bin kadar Türkün Ankara’da AB’nin taleplerini protesto ettiğine dikkat çekti.

ABC: Avusturya kriz yarattı

İspanya’nın önde gelen gazetelerinden ABC de, Avusturya’nın AB’de ve Türkiye’de kriz yarattığını öne sürerken, Lüksemburg’da herkesin keyifsiz olduğunu yazdı. Gazete, Türk hükümetinin hiç bir değişiklik ve ek koşul kabul etmeyeceğini söylemekten yorulduğu yorumunu da yaptı.
BBC TÜRKÇE/ AJANSLAR
Yayın Tarihi : 3 Ekim 2005 Pazartesi 13:28:13
Güncelleme :3 Ekim 2005 Pazartesi 13:32:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?