27
Mayıs
2024
Pazertesi
GÜNCEL

Edirne'de durum 'mis' gibi

'Edirne mis gibi' diyerek meyveli sabun markalarının ismini 'Edmis' koyan Ürenli çifti Amerika, Danimarka, İngiltere ve Almanya'ya satış yapıyor. Çift siparişlere yetişmeyince çevredeki ailelere de iş olanağı sağlıyor.

Edirne'de kendi halinde yaşayan Ürenli Ailesi, 5 yıl önce kurdukları küçük bir atölyede üretmeye başladıkları mis kokulu meyve sabunları ile Avrupa çapında üne kavuştu. 40 ayrı meyvenin şekline ve kokusuna sahip sabunlar ile Edirne'nin Ezine peyniri ve ciğerinden sonra en çok tanınan markasını yaratan Can Ürenli ve eşi Sermin Ürenli, şimdi ayda 20 bin adet üretim kapasiteli bir tesisi yönetiyor.
5 yıl önce Edirne Sabun Sanayi adıyla bir şirket kurduklarını belirten Ürenli, "Edirne mis gibi" diyerek markalarının ismini "Edmis" koyduklarını söylüyor. Ürenli çifti, kokusu ve estetik görünümüyle mekânlara ferahlık katan meyve sabunlarını, kişisel girişimleriyle Danimarka, Almanya ve İngiltere'ye ihraç ediyor. Ürenli, ihracat için özel bir çaba harcamadıklarını, İngilizce içeriği olan kaliteli bir internet sitesi kurarak, yurtdışı pazarını oluşturduklarını ve yurtiçinden de büyük talep aldıklarını ifade ediyor. Sabunların kente gelen yerli ve yabancı turistler tarafından en çok tercih edilen ürünler arasında yer aldığını dile getiren Ürenli, Bulgaristan ve Yunanistan'dan bu sabunun üretimini öğrenmek isteyenlerin kente geldiklerini, mis meyve sabununun Edirne'nin meşhur beyaz peyniri, badem ezmesi, ciğer ve ot süpürgesi gibi arandığını belirtiyor. Ürenli, gerçek sabundan ürettikleri ve içinde katkı maddesi bulunmayan mis meyve sabunlarında, insan sağlığına zarar vermeyen gıda boyaları kullandıklarını kaydediyor.

İş kapısı oldu
Başlangıçta küçük bir atölyede üretim yapan Ürenli çifti, valilik ve belediyenin de desteğiyle 5 yıl içerisinde Edirne'deki ilk ve tek meyve sabunu üretim tesisinin sahibi oldu. Girişimci çift, aldıkları siparişlerin büyüklüğüne göre çevrelerindeki ailelere de iş olanağı yaratıyor. Çünkü Ürenli çiftine ayda ortalama 50-100 bin adetlik sipariş geliyor. Yalnızca üretim tesisi ile siparişleri karşılayamayan çift, kendilerine başvuran ailelerin yardımı ile siparişlerini zamanında teslim ediyor. Ürenli çiftinin verdiği sabunları, kendi evlerinde mis meyve sabunları haline getiren aileler, daha sonra sabunların satışından kazanılan paradan ürettikleri üzerinden pay alıyorlar. Can Ürenli, "Amerika, Danimarka, İngiltere ve Almanya'ya sürekli satışımız oluyor. Aylık 50 ile 100 bin adet sabun satmaya başladık. Bazen iş yoğunluğundan siparişleri geciktirdiğimiz bile oluyor" diyor.

Talih kuşu kondu
Her meyveye kendi kokusunu verdiklerini söyleyen Ürenli, "40 çeşit meyvenin şekline göre sabun üretebiliyoruz. Üretimimizde kokulu sabunlar ağırlıkta. Fiyatlar ise meyve sabununun boyuna göre değişiyor, küçük çilekler 50 kuruştan başlıyor, büyük şeftali portakallar 1 lira 50 kuruşa kadar çıkıyor. Satışlarda sepet içerisinde karışık sabunlar da büyük yer tutuyor. Bu sepet sabunların fiyatları da 5 ile 50 TL arasında değişiyor" diyor.
Üzerindeki boya kazınarak temizlik amaçlı bir sabun olarak da kullanılabilen meyve sabunlarının halihazırda onlarca ailenin geçim kaynağı olduğunu ifade eden Ürenli, "Edirne'nin başına talih kuşu kondu. Bu fırsatı iyi değerlendirirsek istihdama büyük katkısı olacaktır" diye konuşuyor.


İki asırlık el sanatı
Mis meyve sabunları, 200 yıllık bir geçmişe sahip. Osmanlı'dan günümüze kalan yöntemlerle üretilen sabunlar önce rendelenip sıcak suda yumuşatılıyor. Daha sonra sabuna istenilen meyvenin şekli veriliyor ve oda sıcaklığında kurutulup boyanarak kullanıcıya sunuluyor. Geçmiş dönemde Edirne ve Kudüs'te üretilen mis meyve sabunları, Osmanlı sarayına, sultanlara ve devlet erkânına sunulan değerli hediyeler arasındaydı. Sabundan yapılmış mis meyve sabunları, tarihte hem süs eşyası hem de temizlikte kullanılıyordu. Elma, armut, üzüm, şeftali, kiraz, muz, kavun, çilek, kayısı, limon, portakal, karpuz dilimi, ayva, incir, nar, erik şeklinde her birine has kokusuyla üretilen meyve sabunları, 19. yüzyılda Edirne'nin en önemli ticaret geliri olmuştu. Üretilen bu sabunların hepsi piyasada satılmaz, büyük kısmı padişahın isteği üzerine Topkapı Sarayı'na gönderilirdi. Çok değerli bir süs eşya olarak kabul edilen meyve sabunları, özellikle padişah kızları ve cariyeleri tarafından çeyizlerine, odalarına konurdu. Ayrıca padişahların yabancı devletlere gönderdiği hediyeler arasında, mutlaka bu sabunlardan da bulunurdu.

referans
Yayın Tarihi : 25 Nisan 2009 Cumartesi 17:25:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?