17
Haziran
2025
Salı
GÜNCEL

Haşim Kılıç'n konuşmasının şifreleri

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, mahkemenin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada hükümet başta olmak üzere çeşitli kesimlere yönelttiği eleştiriler yöneltmesinin yankıları sürüyor. Konuşmasında değindiği tüm konuları “insan onuru” kavramı ekseninde ele alan Kılıç’ın konuşmasında satır arasında kalan çok önemli bir uyarı yer aldı. Ergenekon soruşturmasını kastederek “Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir” diyen Kılıç “Yok edilen insanlık onurunun doğurduğu öfke, demokrasiden ve hukuk devletinden intikam alma duygusuna dönüşmeden gerekli olan her türlü düzenleme acilen yapılmalıdır” ifadesini kullandı. Kılıç’ın bu sözlerle Ergenekon soruşturmasına yönelen tepkilerin hukuk ve demokrasi dışı eğilimleri güçlendireceği uyarısı olarak yorumlandı.

Kılıç’ın konuşmasındaki çok önemli bir bölüm de din ve laiklikle ilgili oldu.

33 KEZ “ONUR” DEDİ

Anayasa’nın başlangıç bölümündeki “Her Türk vatandaşının onurlu bir hayat sürdürme, maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu” ifadesini hatırlatan Kılıç, bu anlayışın, en önemli anayasal değerlerden biri olduğunu belirtti. Kılıç, bu kavramdan yola çıkarak Kürt sorunu, laiklik, düşünce özgürlüğü ve Ergenekon soruşturmasına ilişkin görüşlerini ve çözüm önerilerini ortaya koydu. Kılıç’ın konuşmasında 33 kez “onur” kavramı geçti. Kılıç’ın konuşması bu yüzden “insan onuru açılımı” olarak değerlendirildi. Kılıç, insan onurunun 4 unsurla somutlaştığını belirtti:

4 ‘ONUR’ KRİTERİ

1- Vücut bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve onun korunması,

2- Hukukî ve sosyal eşitliğin tesis edilmesi,

3- İnsani yaşam koşullarının sağlanması,

4- İnsanın kendi öz tercihlerine göre kimliğini ve kişiliğini belirlemesi.

Kılıç, ülkenin temel sorunlarına ilişkin görüşlerini de bu kavram ekseninde şöyle açıkladı:

KÜRT SORUNU: Onurlu muamele, etnik, dini, ideolojik homojenliğin sağlanması şartına da bağlanamaz. Bu öyle bir değerdir ki, onu lütfetmek hiçbir sistemin veya devlet düzeninin haddine değildir.

ÇOĞULCULUK: Çoğulculuğun karşıtı olan tek inanç ve tek düşünce insanları iki yüzlü olmaya ve kendine ait olmayan bir hayatı yaşamaya mecbur eder. İnsan onuruna yapılan böyle bir saldırıya demokrasinin izin verdiğini söyleyebilmek akıl dışıdır.

TÜRBAN YASAĞI: İnsan onuru, ne başkalarının temel hakları gerekçe gösterilerek geçersiz kılınabilir, ne de anayasada veya siyasal yapıda egemen olan anayasal değerler gerekçe gösterilerek zayıflatılabilir. Hak ve hürriyetlerin özü olan insan onurunun devletin değişmez nitelikleriyle olan bağlantıları yaşamsal düzeydedir.

DARBE GİRİŞİMLERİ: Demokrasiyle birlikte hak ve özgürlüklerle tanışarak onurunu güvence altına alan Türkiye halkını bu tercihinden geri döndürmek için vakit artık çok geçtir.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ: Bireyleri sahte kimliklerle kendini tanıtmaya ve dolaşmaya zorlayan ifade özgürlüğünün önündeki engeller insan onuruna zarar vermeden kaldırılmalıdır.

ERGENEKON: Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur. İnsan onuru ve kişi dokunulmazlığı, insan hakları sisteminin ve Anayasa’nın da üstünde yer alan tek değerdir.

Vatan
Yayın Tarihi : 26 Nisan 2009 Pazar 12:53:05
Güncelleme :26 Nisan 2009 Pazar 13:03:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?