Her birinin bir hikayesi vardı

Her birinin ayrı bir hikayesi vardı. Kimi yeni evlenmiş, kimi üniversite hesapları yapıyordu. Ama kaderleri aynı oldu ve vücutlarına saplanan hain kurşunlar, geride kalan yakınlarının yüreklerine de saplandı.

Komando Çavuş Başram Güzel- Sivas: Anne Ayşe Güzel, "Bayram'ım yaktın beni. Allah'ım ben yandım, diğer kullarını da yakma. Şırnak'ın dağları benim yavrumu, kuzumu yedi. O Şırnak dağları batsın. Başka kulun kuzuları da gitmesin o Şırnak dağlarında" diye ağladı.

Er Emrah Eryılmaz- Niğde: "Anne, 28 gün sonra oradayım. Beni bayrama bekleme. Bayramdan sonra geleceğim' dedi. Annesinin yüreği pır pır ediyordu. Oğlu izni için gün sayarken cenazesiyle karşılaştı.. Arkadaşı Yasin Sarıtaş da onun yolunu gözleyenlerden biriydi.. Gözyaşları ve hıçkırıklar içinde Eryılmaz'ın şu sözü ağzından döküldü: 'Son operasyonum. Yakında döneceğim'

Er Turgay Salgar-Kars: Terhisine 5 ay kalan şehit erin yakınları sinir krizleri geçirdi. Baba Tuncay Salgar, köylülere sarılarak gözyaşı döktü. Yeğeninin şehit haberi üzerine köye giden İl genel Sekreteri Ali Salgar da şehit babasının yanından hiç ayrılmadı. Anne Güler Salgar ise "Beni oğlumun yanına götürün" diyerek ağıtlar yaktı.

Murat Uçar-Konya: Taze evli olan Murat Uçar'ın evine kara haber gece yarısı ulaştı.
Ağustos ayında izne giden Uçar, terhisi bekleyemeden sevdiği kızla hayatını birleştirmişti. Uçar'ın hayalleri yarım, sevdiği dul kaldı. Eşi Ayşe Uçar, kara haberle yıkıldı kaldı..

Komando Er Sıdık Küçükgöz Çorum: Terhisine 20 gün kala Şırnak'ta şehit olan Komando Er Sıddık Küçükgöz'ün, Çorum'un Uğurludağ ilçesine bağlı Aşlıarmut köyündeki baba ocağına ateş düştü.

Komando Er Mehmet Yıldırım-Konya: Annesine, “Benim buradan cenazem çıkacak galiba” demişti. Dün sabah annesini kaybeden acılı baba Ali Yıldırım, aynı gün akşam saatlerinde de terhisine 22 gün kalan oğlunun şehit olduğu haberini alınca yıkıldı.

Piyade Er Mehmet Coşkun-Gaziantep: Kürt kökenli şehidin Gaziantep'te yaşayan ailesi yasa boğuldu. Oğluna Kürtçe ağıtlar yakan anne Gazal Coşkun, "Küçük askerim, öksüzüm, küçük komandom" diye ağladı.

Er Fethullah Selçuk-Diyarbakır: Kürt kökenli şehit. Cenazesi Sati köyüne ulaşınca kızılca kıyamet koptu. PKK'ya lanet yağdıran köylü, şehidinin ardından gözyaşları ile yollara döküldü.

Er Kasım Aksoy-Şanlıurfa: 4 yıl önce halasının kızı Fatma ile yaptığı evlilikten 2.5 yaşında Güneş ve 1.5 yaşında Zeliha isimli 2 kızı bulunan şehit onbaşının 4 gün önce annesini arayarak, "Son görevime gidiyorum. Bundan sonra bir daha göreve gitmeyeceğim" dediği öğrenildi.

Er Emrah Eryılmaz- Niğde: "Anne, 28 gün sonra oradayım. Beni bayrama bekleme. Bayramdan sonra geleceğim' dedi. Annesinin yüreği pır pır ediyordu. Oğlu izni için gün sayarken cenazesiyle karşılaştı.. Arkadaşı Yasin Sarıtaş da onun yolunu gözleyenlerden biriydi.. Gözyaşları ve hıçkırıklar içinde Eryılmaz'ın şu sözü ağzından döküldü: 'Son operasyonum. Yakında döneceğim'

Er Mehmet Uyar-Şanlıurfa: şehit olduğu yerde 3 ay önce düzenlenen bir terörist saldırıda yaralandığı öğrenildi. Uyar'ın üniversite sınavlarına hazırlandığı için daha önce askere gitmediği belirtildi. Girdiği üniversite sınavında Tokat'ta 2 yıllık İşletme bölümünü kazanan Mehmet Uyar'ın bölümünü beğenmediği için okula kaydını yaptırmadığı ileri sürüldü.

Astsubay Ahmet Sarıoğlu-Malatya: Oğluyla en son 6 gün önce cep telefonuyla görüştüğünü söyleyen baba Sarıoğlu, "40 gündür dağdaydı. En son ayın 2'sinde cep telefonu görüşmemiz oldu. 4 gündür haber alamıyorduk" dedi.