15
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

İncil basanlara vahşet:3 kişi öldürüldü

Türkiye dün, Malatya’daki vahşetle sarsıldı. Hıristiyanlık kitapları yayımlayan Zirve Yayıncılık’ı güpegündüz basan canavarlar, biri Alman üç kişiyi sandalyeye bağlayıp boğazlarını keserek öldürdü. Aynı yurtta kalan dört zanlının ceplerinden “Ölmeye gidiyoruz” yazılı mektup çıktı.

katliam zanlısı muhtarın oğlu çıktı

Malatya’daki korkunç katliamı gerçekleştiren 5 saldırgandan biri olan C.Ö.’nün babası Darende İlçesi’ne bağlı bir beldede muhtar olduğu ileri sürüldü.

C.Ö'nün'in amcası İbrahim Ö., AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağabeyi Atilla Ö. ile bitişik evlerde oturduklarını söyledi.

C.Ö'nün 15 gün önce beldeye geldiğini belirten İbrahim Ö., şöyle konuştu: “Kavgacı biri değildi. Herhangi bir cemaat veya örgütle bağlantısı yok. Arada bir namazını kılardı. Liseyi burada bitirdikten sonra İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünde okuyan ağabeyi aracılığıyla üniversiteye hazırlık için Malatya'daki bir dershaneye yerleştirildi. Para sıkıntısı yoktu. Babası ona sürekli para gönderirdi. Çok sakin biriydi. Bu cinayeti işleyecek kadar vahşi biri değildi. Kendi halinde bir kişiydi. Mutlaka arkadaş çevresi yönlendirmiştir.” 

C.Ö'nün ilköğretim 6. sınıfta okuyan kardeşi de ağabeyinin 15 gün önce beldeye geldiğini ifade ederek, “Onu çok neşeli gördüm. Gezdi, dolaştı. Böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Birileri onu yönlendirmiş olabilir. Annem ve babamla bir sorunu yoktu”

"Olayın farklı boyutları var"

Malatya'daki katliamın yankıları sürerken Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, bir basın toplantısı düzenleyerek konu ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.

Elde edilen bulgular ve gözaltına alınan şahıslarla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü ifade eden Halil İbrahim Daşöz, gazetecilerin konu ile ilgili sorularını da cevaplandırdı. Vali Daşöz, olayın görünenden daha farklı yönlerinin de olduğunu dile getirerek, şu anda bir açıklama yapmamız mümkün değil. Zira soruşturma devam ediyor. Arkadaşlarımız her türlü olasılığı göz önünde bulunduruyor. Dün yakalanan 4 kişinin yanısıra hastanede tedavi altında bulunan zanlı ile birlikte şu anda gözaltı sayısı 10'a ulaşmıştır" dedi.

Vali Daşöz, gözaltına alınanların yaşları ile ilgili olarak sorulan sorulara ise, "Aşağı yukarı hepsi aynı yaş guruplarında. Daha önce bu yurtta kalmış olup da ayrılanlar da var aralarında" diye cevap verdi.

Öldürülen kişilerin daha önce koruma istekleri olup olmadığına ilişkin bir başka soruyu ise Vali Daşöz şu şekilde cevapladı; "Öldürülen şahısların daha önce koruma istekleri olmamıştır. Otopsi devam etmektedir. Sonucu açıklanacaktır. Soruşturma çok ince araştırmalarla devam ediyor."


Malatya'daki vahşet

Başka bir dinden olana tahammülsüzlük Trabzon'dan sonra şimdi de Malatya'da ortaya çıktı.. 

Dink cinayetinin yankıları henüz son bulmamışken dün Malatya’dan gelen haber Köşk seçimine kilitlenmiş gündemin ortasına bomba gibi düştü. Hıristiyanlığa ilişkin kitap basan ve İncil dağıtan yayınevindeki korkunç infazda üç kişi katledildi. Niyazi Mahallesi Ağbaba İş Merkezi’nin üçüncü katında bulunan Zirve Yayıncılık’ın penceresinden dün saat 13.30’da caddeye bir kişinin düşmesiyle ortalık bir anda karıştı. Çevrede bulunan ve ne olduğunu anlamayan esnaf yardıma koştu. Adının Emre G. olduğu belirlenen kişi, hastaneye kaldırıldı. Ardından olay yerine gelen polis, aynı binanın 3’üncü katına çıkarak Zirve Yayıncılık’ın kapısını açtı.

DOMUZ BAĞIYLA BAĞLADILAR

Polis kan gölüne dönmüş manzarayı görünce şoke oldu. Kitabevi çalışanları Necati Aydın (35) ve Uğur Yüksel ile Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske’yi (46) sandalyelere el ve ayakları birbirine domuz bağıyla bağlanmış ve boğazları kesilmiş halde buldu. Aydın ve Geske’nin öldüğü belirlendi.

Yaşadığı anlaşılan ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’ne kaldırılan Yüksel de kurtarılamadı. 

Yayınevini basan saldırganların içeridekileri teker teker sorguladıkları, şiddet uyguladıkları sonra öldürdükleri, bu katliamı da kendi arkadaşlarına seyrettirdikleri belirlendi. Kaldırıma düşen Emre G. (19)’nin saldırganlardan biri ve olayın planlayıcıcı olduğu ifade edildi.

HİZBULLAH’I HATIRLATTI

Yayınevinin bir yıl öncesine kadar “Kayra” adıyla çalıştığı, 10 bin adet İncil dağıtıp misyonerlik yaptığı iddiasıyla tepki gördüğü ve ismini Zirve Yayıncılık olarak değiştirdiği öne sürüldü. Cinayetin işleniş biçimindeki vahşet, Hizbullah’ı hatırlattı.

Ölen Aydın İzmir’de tutuklanmış

SALDIRIDA hayatını kaybeden Necati Aydın’ın zorla İncil sattığı gerekçesiyle İzmir’de hapis yattığı belirlendi.

1 Mart 2000 tarihinde İzmir’in Kemalpaşa İlçesi’nde vatandaşlardan gelen “Zorla İncil satıyorlar” ihbarı üzerine jandarma ekipleri, Necati Aydın ile birlikte kitap dağıtımı yapan Ercan Şengül’ü gözaltına aldı.

Aydın ile Şengül, çıkartıldıkları mahkeme tarafından “Zorla dini içerikli kitap sattıkları ve İslam dinine hakaret ettikleri” gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cezaevinde 1 ay tutuklu kalan Necati Aydın ile arkadaşı, vatandaşların şikayetlerini geri almaları üzerine serbest bırakıldı.

Ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz

SALDIRI sonrası polis işyerinde Hamit Ç. (19), Abuzer Y. (19), Cuma Ö. (20), Salih G. (20)’yi gözaltına aldı. Dört zanlının da İhlas Vakfı Erkek Öğrenci Yurdu’nda kaldıkları ve üniversite sınavına hazırlandıkları belirlendi. Pencereden düşerek ağır yaralanan ve zanlı olarak gözlem altında tutulan Emre G. (19)’nin de aynı yurtta kaldığı ancak ocak ayında karıştığı kavga nedeniyle yurttan çıkarıldığı açıklandı.

Yakalanan 4 zanlının önceki akşam yurt idaresine dün için gelmeyeceklerini bildirdikleri de belirlendi.

Sorguları süren zanlıların üstünden çıkan mektupta ‘Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin’’ ifadelerinin yer aldığı öğrenildi. Polis ekipleri, söz konusu yurtta geniş çaplı araştırma başlattı. İşyerindeki belgeler ve bilgisayarlar incelemeye alındı.

TEHDİT ALMIŞLAR

MERKEZİ İstanbul’da bulunan Zirve Yayınevi’nin sahibi Hamza Özant olayı duyar duymaz ilk uçakla Malatya’ya gitti. Özant yaptığı açıklamada bir süredir tehditler aldığını söyledi. Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, vahşete ilişkin yaptığı açıklamada, İncil dağıttıkları gerekçesiyle yayınevine daha önce bir saldırı girişiminde bulunulduğunu söyledi. Daşöz, buna yönelik önlem alınıp alınmadığının sorulması üzerine, Emniyet’ten koruma talebinin olmadığını ifade etti. Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya ve Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ da olay yerinde incelemelerde bulundu.







Olayla ilgili olarak gözaltına alınan kişi




ALMAN VATANDAŞININ 

Malatya'da Zirve Yayınevi'ne gerçekleştirilen saldırıda boğazı kesilerek öldürülen Alman vatandaşının kimliğinin Tilman Ekkehart Geske’yi olduğu belirlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 2003 yılından beri Türkiye'de ve Malatya'da bulunan Alman Geske'nin ikamet izniyle bu ilde 4 yıldır bulunduğu kaydedildi.


POLİS ZİRVE YAYINEVİNDEKİ BİLGİSAYARLARA EL KOYDU

Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme ekipleri, söz konusu yayınevinden bilgisayarlar, ajanda ve büro malzemeleri aldı.

Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, ölenlerden birinin Alman uyruklu olduğunu belirterek, ''Diğer ölenlerin kimlikleri henüz tespit edilemedi. Çünkü çok sayıda kimlik taşıyorlar'' dedi.

Daşöz, yayınevinin yayınları arasında İncil bulunup bulunmadığı sorusu üzerine, ''Evet bu tip yayınlar yapılan bir yer olduğu üzerinde duruluyor'' dedi.

Gözaltına alınanların sorgusunun devam ettiği belirtilirken, Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya'nın da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde olduğu öğrenildi.

Bağrışma sesleri duydum

Yayınevi ile aynı binada bulunan Cem Vakfının Malatya Şubesi Başkanı Eşref Doğan, olay sırasında bir cenazede olduğunu belirterek, "Bu yayınevi bizden bir kaç kat yukarıda bulunuyor. Olayla ilgili pek bilgim yok ama size ancak şunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımız olaydan kısa bir süre önce üst katlarda bağırışmalar olduğunu söyledi. Bu bağırışmaları pek önemsememişler. Zira iş merkezi içerisindeki işyeri sahipleri arasında bir tartışma olabileceğini düşündükleri için çıkıp bakma gereği duymamışlar" diye konuştu.

Aynı binadaki komşuları anlatıyor: Bu şahıslar yabancı uyrukluydu. Bir tanesiyle sürekli selamlaşırdık. Ölenleri tanıyorum. Öldürenleri bilmiyorum. Orada bir Alman vardı. Gayet kendi hallerinde sessiz sakin kişilerdi. Dikkatimi çeken, ellerinde İncil kitaplar vardı. Çok sessiz selam veriyorlardı. Türkçeleri iyiydi. Aileleri ve çocukları ile geliyorlardı. İsim ve soyadlarını bilmiyorum. Buraya onlar geleli 1 yıl oldu.

Büyükelçi: Şok oldum 

AB Dönem Başkanlığını yürüten Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, Malatya'daki Zirve yayınevine karşı gerçekleştirilen "vahşi" cinayeti kuvvetle kınadığını belirterek "Alman bir vatandaşının kurbanlarının arasında olmasından şoke oldum" dedi.
Büyükelçi Cuntz, yaptığı açıklamada, Malatya'da meydana gelen saldırıları büyük bir üzüntü ile öğrendiğini belirterek, "Alman bir vatandaşının kurbanların arasında olmasından şoke oldum" dedi. Cuntz şöyle devam etti:

"Cinayetin nasıl gerçekleştiğinin henüz belli olmamasına karşın bu vahşi cinayeti kuvvetle kınıyorum. Alman Büyükelçiliği, Türk otoriteleri ile temas halinde ve soruşturma yürüten Türk yetkililerinin çalışmalarını kararlılıkla ve gecikmeden yürüteceklerine güveniyorum."

Basılan yayınevi gündeme ilk olarak 2005'te geldi 

Malatya’da 3 kişinin bıçaklanarak ölümüyle sonuçlanan saldırının yaşandığı Zirve Yayınevi, ilk olarak 2005 yılında, kuruluşu döneminde Kayra Kitabevi adıyla faaliyet gösterdiği dönemde gündeme gelmişti. 

Malatya’daki kanlı saldırının 2005 yılına kadar giden bir arka planı olduğu belirlendi. Saldırıya uğrayan Zirve Yayınevi bu dönemde Kayra Kitabevi olarak faaliyet gösterirken, ilk kez Malatya’daki bazı siyasi parti ve yerel gazeteler başta olmak üzere bir çok çevre tarafından “misyonerlik yaptıkları" yolunda suçlamalarla karşılaştı. 

Bu suçlamalar üzerine kitabevi yetkisi Martin De Lange, 19 Şubat 2005 tarihinde bir açıklama yaparak, suçlamalara yanıt vermişti.
Kitabevi yetkilisi Martin De Lange şunları söylemişti: 

“Bazı siyasi parti temsilcileri ve yetkililer, Hıristiyanlık ve misyonerlik konusunda karşıt ifadeler kullanarak suçlamalarda bulunmaktadır. Bu ifadeler, Anayasa ve ceza hukukunda belirtilen ‘Din ve vicdan özgürlüklerine saygı ve toplumsal infial uyandırmaya yönelik kışkırtma’ ile ilgili kanuna aykırı bir durumdur. Malatya’da yaşayan Hıristiyan ve yabancılara karşı açık bir kışkırtma yapılmaktadır. " Martin De Lange açıklamasında, ‘misyoner’ kelimesinin Türkçe’deki karşılığının ‘tebliğ’ olduğu belirterek, tebliğin Müslümanlık dahil birçok inancın kullandığı bir uygulama olduğunu da vurgulanmıştı. Kitabevi olarak Hıristiyan yayınlarının tanıtım ve pazarlamasını yapmayı amaçladıklarını vurgulanan Martin De Lange, “Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının verdiği haklar çerçevesinde kitabevlerine toptan ve kişilere perakende satış yapmaktayız. Bu Anayasal hakkımızdır" ifadesini kullanmıştı. 

Dünya ajansları saldırıyı flaş haber yaptı 

Malatya'daki bir yayınevindeki 3 kişinin öldürülmesi haberini dünya medyası flaş haber olarak okurlarına duyurdu. 

Malatya’da bir yayınevine düzenlenen saldırı dünyada yankı buldu. İtalya gibi bazı ülkelerde medya organları saldırıyı manşete çıkartı. Ajanslar Cumhurbaşkanlığı seçiminden önceki vahşete dikkat çekti. İtalyan gazetelerinde manşete çıkan olay için "Bozkurtlar Hristiyan yayınevine saldırdı" denildi.

AP: AĞCA'DA MALATYALI'YDI

Malatya'daki saldırı yabancı haber ajanslarının da dikkatini çekti. Amerikan Associated Press (AP) ajansı bu saldırıyı "Türkiye'de milliyetçiliğin giderek yükselmesine" ve ülkedeki "Hıristiyan azınlığa karşı oluşan tavra" bağladı.

AP, "Hıristiyan azınlığa karşı saldırılar giderek yaygınlaşıyor. Gayrimüslimlere karşı düşmanlık ve artan milliyetçilik dalgası endişeleri artırıyor." değerlendirmesinde bulundu. Şubat 2006'da Trabzon'da Katolik papazın öldürülmesini hatırlatan AP, Papa 16. Benedict'in Türkiye ziyaretine karşı protesto gösterilerinin yaşandığını vurguladı. Malatya'nın milliyetçilerin ağırlıkta olduğu bir şehir olduğunu öne süren Amerikan ajansı, Papa John Paul'e suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca'nın memleketinin de Malatya olduğuna dikkat çekti.

MALATYA'DAKİ OLAY REUTERS'TA

İngiliz haber ajansı Reuters da olaya yer verdi. Reuters, "bu saldırının, geçen ocak ayında Ermeni asıllı Türk gazeteci Hrant Dink'in aşırı milliyetçiler tarafından öldürülmesinden sonra meydana geldiğine" dikkat çekti.

Güvenlik konuları uzmanı Gareth Jenkins, Reuters'a açıklamasında, "Bu saldırının İslamcı güçlerin bir eylemi olup olmadığını söylemek için daha çok erken." dedi. Jenkins, "Türkiye'de genel olarak Hıristiyanlara ve özellikle de Hıristiyanlığı kabul etmiş Türklere yönelik tehditler çok yaygın." diye ekledi.

Jenkins, Türk Hıristiyanlarına yönelik hatırlanan en son saldırının 1997 yılında İslamcı Vasat grubunun Kitabı Mukaddes ve ilgili diğer Hıristiyan yayınları Güneydoğu'daki kitap fuarında satan Müjde Yayıncılık'a yaptığı bombalı eylem olduğunu ve bu olayda da bir çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi. 

‘Türkiye’de tehlikeli ortamdayız’

MALATYA’daki saldırı, İtalya’daki bazı yayın organlarında manşete çıktı.

Corriere della Sera gazetesi, internet sayfasında “Hıristiyan yayınevine saldırı” manşetini kullandı.

Hatay’ın İskenderun İlçesi’nde görev yapan Katolik yetkililerden Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Luigi Padovese ise İtalyan Sky Televizyonu’na yaptığı açıklamada, saldırıya uğrayan yayınevinin Katolik olmadığını belirterek, “Muhtemelen Protestan veya Ortodoks bir yayınevi olmalı. Türkiye’de, zorlu ve tehlikeli bir ortamdayız. Ama Kilise, çalışmalarını sürdürüyor” dedi. 

Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Luigi Padovese Katolikler açısından Malatya, bana bağlı bir bölge. Saldırıya hedef olan yayınevi Katolik değil. Muhtemelen Protestan veya Ortodoks bir yayınevi olmalı. Türkiye’de, zorlu ve tehlikeli bir ortamdayız. Ama Kilise, çalışmalarını sürdürüyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis Dini gerekçeyle yapılmış görünen bu zalimce saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Faillerin Türk makamları tarafından en yakın zamanda bulunarak cezalandırılacağına inanıyoruz.

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Bu vahşi olayı şiddetle kınıyorum. Olayın nedenleri tümüyle ortaya çıkarılmalı.

Erdoğan: Saldırı, tam bir vahşet

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Malatya’daki cinayetle ilgili şunları söyledi: “Olay bir vahşet. Bir an önce olayın açığa çıkması hepimizin arzusudur. Ama olayın bu şekilde gerçekleştirilmiş olması, yayınevinin de özellikle Alman uyruklu olan bir şahsın da bu işin içinde olması, olayın tabi boyutlarını biraz daha genişletiyor. Böyle bir vahşetin ülkemizde yaşanması sorumluluk mevkinde olan bizleri de üzmektedir. Bütün gayretimiz bir an önce faillerin net olarak meydana çıkması.”

BİRLİĞE DARBE

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da “Vahşetin sebebi ne olursa olsun nefretle kınıyorum. Birlik ve bütünlüğümüze ülkede tesis edilen hoşgörü ortamına vurulmak istenen bir darbe olarak görüyoruz” dedi.

EMNİYET’TEN JET AÇIKLAMA

Malatya Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne “İlk belirlemelere göre olayın terör kaynaklı olmadığı ve bir örgüt bağlantısı görülmediği” bilgisini verdi. Ayrıca konunun bir örgüt işi olmadığının da altını çizdi.

Son MGK’da Hizbullah konuşulmuştu

MALATYA’daki vahşet, gözleri son Milli Güvenlik Kurulu toplantısına çevirdi. MGK bildirisinde “Hizbullah terör örgütünün faaliyetleri ve buna karşı alınan önlemlerin gözden geçirildiği” vurgulanmıştı.

Emniyet tarafından hazırlanan ve Hizbullah’ın yeniden güçlenmeye başladığının vurgulandığı rapor, 10 Nisan’da toplanan son MGK’da ele alındı. Raporda, Hizbullah Örgütü’nün, 2000 yılı öncesindeki gücüne kavuşması için vakıf, dernek gibi yapılanmalarla geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediği Güneydoğu’da yeniden büyüme çalışması içinde olduğu belirtildi.

STK'lılar tepkili

Malatya'da 3 kişinin yaşamını yitrdiği kanlı baskını protesto etmek için dün İstanbul'da sivil toplum örgütlerinin katılımıyla bir protesto gösterisi düzenlendi. Taksim'de toplanan yaklaşık bin kişilik grup, "Faşizme karşı omuz omuza", "Hepimiz Hıristiyanız" pankartları açtı. Mumlar yakarak oturma eylemi yapan grup, katliamı kınayan sloganlar attı.

İlk kınama TİMAV'dan

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı Ahmet Ağırbaşlı, Malatya'daki saldırıyı kınadı. Yayınevinin, Hristiyanlıkla ilgili kitapları satması nedeniyle böyle bir saldırıya hedef olabileceği iddialarını değerlendiren Ağırbaşlı şunları kaydetti: "Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu olay ne insanlıkla ne de İslamiyetle bağdaşabilir. Her dinin mensubu aynı zamanda kendi dininin misyoneridir. İslamiyette de tebliğ diye bir kavram vardır ki, bunun Hıristiyanlıktaki karşılığı da misyonerliktir. Dolayısıyla her din mensubu kendi dinini anlatma, yayma hakkına sahiptir. Bunun dışında farklı bir maksat güdülüyorsa, devletimizin ilgili birimleri zaten gereğini yapar." 

Trabzon'un Malatya şubesi mi?

Şeriatçı terör örgütü Hizbullah üzerine iki kitabı bulunan Cumhuriyet Gazetesi Yurt Haberler Müdürü Mehmet Faraç, cinayetlerin bu örgüt tarafından işlenmiş olabileceği yorumlarına katılmadı. 

Faraç, dün CNN Türk'e özetle şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Malatya-Elazığ hattında misyoner faaliyetleri yoğundur. Ancak Hizbullah'ın şu anda saldırı konsepti yok. Örgütün lideri İsa Altsoy'un 'eylem yapılmayacak' diye kesin talimatı var. Trabzon'da olduğu gibi tipik bir hücre yapılanması olabilir. Hrant Dink Malatyalıydı. Arkasından 'Hepimiz Ermeniyiz' diye yürüyenlere karşı gözdağı vermek için yapmış olabilirler. 

Evet, Hizbullah'ın Malatya'da önemli bir geçmişi var. O kadar ki, polis, Hizbullah operasyonunda baskın yaptığı bir evde iki polisle karşılaştı. Ama örgütü 20 yıldır izleyen biri olarak söylüyorum; (bu olayda) Hizbullah olamaz. Türk-İslam sentezci bir yapılanma olabilir.
Önce ekonomik kaynak olarak görülen McDonald's, ardından dini kaynak olarak Trabzon'daki rahip Santoro, sonra da siyasi kaynak olarak Hrant Dink vuruldu diye de düşünebiliriz. 

Karşımıza Trabzon örgütünün Malatya şubesi de çıkabilir. Vali, polisin anında olaya müdahale ettiğini söylüyor. Peki tehditlere karşın istihbarat bu olayı nasıl önleyemedi? İçişleri Bakanlığı'nın genelgelerine karşın nasıl önlem alınmadı? Kitle örgütlerinin bulunduğu bir binada yapılan işkenceyi ve işlenen cinayeti kimse duymuyor, bunun da üzerinde durmak lazım."

Ülkücüler İncilleri protesto etmişti

Yabancı bir şirket adına Malatya'ya 10 bin İncil gönderildiğinin duyulması üzerine 5 Aralık 2005'te bir grup, kargo şirketinin önünde toplanarak gösteri düzenlemişti. Malatya Ülkü Ocakları Başkanı Burhan Coşkun da gösteri sırasında, "İngiltere'de mi yaşıyoruz?" diyerek tepki göstermişti. Kargo şirketinin önünde toplanan bir grup tekbir getirerek gösteriyi sürdürürken, şirket çalışanları İncilleri araçtan indirerek binaya götürmüştü.

Kitabevi iki yıl önce uyarmıştı

Zirve Yayınevi, 2 yıl önce "Kayra" adını taşıdığı dönemde, misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu gerekçesiyle hedef gösterildiği iddiasında bulunmuştu. Kayra Kitabevi'nin yetkilisi olan Martin De Lange, 19 Şubat 2005'ta yazılı bir açıklama yaparak şunları dile getirmişti: 

"Bazı siyasi parti temsilcileri ve bazı yetkililer, Hıristiyanlık ve misyonerlik konusunda karşıt ifadeler kullanarak suçlamalarda bulunmaktadır. Bu ifadeler, T.C. Anayasası ve Ceza Hukuku'nda belirtilen 'din ve vicdan özgürlüklerine saygı ve toplumsal infial uyandırmaya yönelik kışkırtma' ile ilgili kanuna aykırı durumdur. Malatya'da yaşayan Hıristiyan ve yabancılara karşı açık bir kışkırtma yapıldığını vurgulamak istiyorum. Türkiye'de yaşayan Hıristiyanların herhangi bir bölücü tutum sergilediklerine dair bir kanıt olmamasına rağmen, suçlamaların haddi hesabı yoktur. Kanunların verdiği haklar çerçevesinde toptan ve perakende satış yapmaktayız. Bu anayasal hakkımızdır."

Komisyonda misyoner tartışması

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Niyazi Güney, Malatya'daki saldırı hakkında "Misyonerlik terör örgütünden daha tehlikeli" değerlendirmesini yaptı. TBMM Adalet Komisyonu'nda Türk Ticaret Kanunu tasarısının görüşmelerine başlamadan önce komisyonun bazı üyeleri beklenirken, hükümeti temsil eden Güney, Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki gibi denetimsiz şekilde yaygınlaştığını savundu. Güney'in bu sözlerine itiraz eden AKP'li Hüsrev Kutlu, "Gerçekten Müslüman olan Hıristiyan olamaz. Bu nedenle misyonerlik faaliyetlerinde korkulacak bir şey yok" dedi. Güney ise iddiasını sürdürerek, Necip Hablemitoğlu cinayetinin bile misyonerlikle bağlantılı olduğunu iddia etti. Genelkurmay'ın da bu konuda istihbari raporları bulunduğunu kaydeden Güney, Ankara'da 22 dolayında izinsiz açılmış kilise bulunduğunu ileri sürdü.

kenthaber/aa/anka
Yayın Tarihi : 19 Nisan 2007 Perşembe 09:54:24
Güncelleme :19 Nisan 2007 Perşembe 14:38:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet IP: 88.231.194.xxx Tarih : 18.04.2007 23:05:17
Bunu yapanlar şeriat yanlısımıdır değilmidir bilemeyiz ama şu da bir gerçekki Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktan beterini zaten medya vasıtasıyla her gün gözümüze sokuyorlar. Zaten okumayı pek sevmeyen bi milletiz kitap bassalar ne olur basmalar ne olur, zaten sömürüp dinsizleştiriyorlar medya vasıtasıyla halkımızı. üzüldüm diyemiyecem velhassıl.

ibrahim demirezen IP: 88.230.44.xxx Tarih : 19.04.2007 14:45:40
yazıklar olsun bu hadar olmaz yeter artık bu kadar uyanın ey yetkili kişiler bu işte sizin parmagınız var evet bunlar hep sizin yüzünuzden oluyor nereden çıktı şimdi bu olay yıllardan beri bu kitapalar zaten basılıyor. bunu bir karışıklık çıkartmak bütün kafaları bir yöne çekerek başka işler yapmak istiyorsunuz bunu yapanları da yaptıranları da allah bildigi gibi yapsın

serdar bayram IP: 85.99.131.xxx Tarih : 18.04.2007 21:55:53
Şark meselesini bilirmisiniz?? Evet Dogu ile bati medeniyetinin catismasinin catismasi bu aslinda.Avrupa körüklüyor bizde yangına körükle gidiyoruz.Bakin israil filistin.Bakin ırakdaki medeniyetlerin catismasi ve ummak bile istemiyorum ama ilerde bu ülkede meydana gelebilecek dinler arasi yada kültürler arasi catismalar.Biraz bilge kişiler olalim yangına körükle gitmeyelim

ebubekir GENEL IP: 88.229.200.xxx Tarih : 19.04.2007 14:03:51
YAPILAN BU ACIMASIZ OLAYI KINAR VE ŞUNU BELİRTMEK İSTERİM Kİ BU ŞEREFSİZLER DİNİ KULLANARAK DAHA NE KADAR OYNAYACAKLAR ARTIK BUNLARA DUR DEMEK LAZIM ALLAH BELALARINI VERSİN

sevket IP: 88.163.154.xxx Tarih : 22.04.2007 02:08:16
ESSELAMUN ALEYKUM VERAHMETULLAAAAH ARKADASAR ALLAH istemeyince ne dunyanin gucu yeter insani oldurmeye nede insanlarin gucu yeter bir insani diriltmeye. Allah istemis insan olmus. hatasiz kul olmez diye bir kaide yok hatali insan olur diyede birsey yok ama bu devirde burnu uzuyanin burnunu deil KAFASINI kesiyorlar... dunyaya deil ALLAHA SADIK KUL OLMAYI BILMELIYIZ esselamun aleykum verahmetullah maillerinizi beklerim

Abdullah Cihan IP: 81.215.180.xxx Tarih : 18.04.2007 18:30:48
ALIN BİR OYUN DAHA..MAKSATLARI YİNE ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK.BU OLAYIN İSLAMLA BAĞDAŞTIRILMASI SON DERECE İĞRENÇ BİR OLAYDIR VE BUNU YAPANLAR DA MÜSLÜMAN OLAMAZLAR.KURAN'DA DER Kİ MASUM BİR NEFSİ ÖLDÜREN TÜM İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR....İMANLI ADAM BÖYLE YAPMAZ ŞEREFSİZLERRR

Mahmut Demir IP: 87.78.2.xxx Tarih : 19.04.2007 03:01:27
Tabi sunada yorumum? Butür davranislar türkiyeyi dahada zora sokar ama su varki bu dinle vetvalastiramazlar tam tersi zararkarlar insanlari Canabu Allah yaratmis ancak o alir tüm ruhlari! yanlistir cok cok bunlar artik olmamalari lazim ne olursa olsun insan insandir insanlari vahsice öldürmek ancak öfkeli kuduzlasmis insan kilifinda olan caniler bunu yaparlar dünyada öylesine caniler varken onlar disarda volta atiyorlar vay incil basmis tevrat basmis bunla engelci degiller bunlarin yaptiklari Türkiyeyi karanliga sörüklemektir

nebi nebioğlu IP: 212.175.112.xxx Tarih : 18.04.2007 17:16:33
İŞTE BAŞLADI!TÜRKİYENİN AYAĞI NE ZAMAN YERE BASSA BİRİLERİ BİR YERLERDEN TETİĞE BASIYOR. BU TÜRDEN OLAYLAR OLUYOR.BU OLAYI ŞİDDETLE KINIYORUM VE TÜM DÜNYADAKİ IRKÇI YADA SİYASİ CİNAYETLERİN DURMASINI TEMENNİ EDİYORUM VE HALKIMIZDANDA SAĞ DUYULU DAVRANIP TAHRİKLERE KAPILMAMASINI İSTİYORUM

faysal IP: 85.99.151.xxx Tarih : 18.04.2007 20:57:37
diyecek soz bulamıyorum sadece bunu yapan lanet olsun

Ersin AKKUŞ IP: 85.96.240.xxx Tarih : 19.04.2007 10:54:43
Evet yine malum bir olay ve yine suçlu Türkler ve Müslümanlar ya dün Irakta parçalamnarak ölen 156 can ne olacak niye Alman Büyükelçisi onlar için şok olmuyor.

sedat IP: 85.103.45.xxx Tarih : 18.04.2007 16:43:58
seriatın her türlüsüne karşıyım bunlar bir avuç cahil ve yobaz sürü