19
Mayıs
2024
Pazar
GÜNCEL

İnsan haklarından kırık not

Londra’da açıklanan Uluslararası Af Örgütü 2009 yılı raporunda, Türkiye insan haklarının hemen her bölümünde ’sınıfta kaldı’.

Raporda, siyasi istikrarsızlık ve çatışmalar nedeniyle insan haklarının zarar gördüğü, işkence, kötü muamele, muhaliflere baskı, toplantı ve ifade hakkı engellemeleri konusunda Türkiye’de hemen hiçbir iyileşme olmadığı savunuldu.

ULUSLARARASI Af Örgütü’nün 2009 yılı raporunda Türkiye’ye insan hakları konusunda eleştiriler yöneltildi. İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen toplantıyla açıklanan 405 sayfalık raporun "Avrupa ve Orta Asya" başlıklı bölümde, Türkiye’ye 3.5 sayfa ayrıldı.

Türkiye’deki insan haklarının "siyasi istikrarsızlık ve askeri çatışmalar" nedeniyle zarar gördüğü belirtilirken, işkence ve kötü muamele bildirimlerinin arttığı, muhalif görüşlerin ise "soruşturmalar ve hakaretlerle" karşılaştığı bildirildi.

Toplantı hakkının engellendiği, güvenlik güçlerinin gösterileri bastırmak için aşırı güç kullandığı ifade edilirken, terörle mücadele yasasının da ifade özgürlüğünü kısıtlamakta kullanıldığı öne sürüldü. Vicdani ret hakkının tanınmasında hálá ilerleme kaydedilmediği, kadınlara yönelik şiddete karşı çıkaran yasaların uygulanmasının yavaş kaldığı ve eşcinsellere karşı ayrımcılığın sürdüğü belirtildi.

Rapordan satırbaşları

Raporun Türkiye bölümü şöyle:

AKP VE DTP DAVALARI: İktidardaki AKP ile Kürt yanlısı DTP kapatılma riskiyle karşılaştı. Şubatta meclisten geçen ve üniversitelerde türbanı serbest bırakan yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından haziranda geri çevrildi. Ancak yargı kararı, din ve vicdan özgürlüğünün sınırlandırılmasına yönelik ihtiyacı yeterince gösteremedi.

ERGENEKON: Çığır açan soruşturmada temmuz ayında iddianame yayınlandı. İddiaya göre, devlet kurumlarıyla bağı olan Ergenekon adlı aşırı milliyetçi bir şebekeye dahil 86 kişi, darbe komplosuyla suçlandı.

PKK: Doğu ve Güneydoğu’da çatışmalar arttı. Bombalı saldırılar sivilleri öldürdü ve yaraladı. Ordu, Kuzey Irak’taki PKK kamplarını hedef aldı. Kürt kökenli Türk vatandaşları, artan bir hasmáne tutum ile karşılaştılar. Bu tutuma, bilinmeyen kişi ve grupların, onların mülklerine yönelik saldırı ve tacizleri de dahil. Eylülde bu tür saldırılar özellikle Altınova’da birkaç gün boyunca görüldü.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: İnsan hakları savunucuları, gazeteciler ve diğerleri, haksız yasalara dayanılarak adaletsizce soruşturmaya uğradı ve yargıçlarla savcıların keyfi kararlarına maruz kaldı. 301’inci madde, değişikliğe rağmen ifade özgürlüğünün haksız bir sınırlaması olarak kaldı. Muhalif görüşler bildiren insanlar hálá risk altında. Yazar Temel Demirer’in yargılanmasına Adalet Bakanlığı izin verdi.

CENGİZ VE AÇIKALIN: İnsan hakları savunucularına karşı haksız soruşturmalar açıldı. Orhan Kemal Cengiz ölüm tehditleri aldı. Ethem Açıkalın bir basın toplantısına katıldığı için soruşturmaya uğradı. Hüseyin Beyaz polisin kötü muamelesinden şikayet etti.

TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜ: Nevruz kutlamalarında güvenlik güçleri göstericileri dövdü, Hakkari’de 15 yaşında bir çocuğa kötü muamele edildi, 1 Mayıs’ta Taksim’de toplanma izni verilmedi ve 530 kişi tutuklandı.

İŞKENCE VE CEZAEVLERİ: İşkence ve kötü muamale, özellikle de resmi tutuklama yerlerinin dışında arttı. Engin Çeber tutukluyken öldü, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin bir ilke imza atarak ailesinden özür diledi. F tipi cezaevlerinde de koşullar iyileştirilmedi.

DEVLET GÖREVLİLERİ: Hrant Dink davası sürerken, Alpaslan Yelden ve Mustafa Kükçe davalarında, devlet görevlilerinin yasa ihlalleleri yeterince soruşturulmadı. Resmi insan hakları mekanizması etkisizdi.
 

Hürriyet
Yayın Tarihi : 29 Mayıs 2009 Cuma 14:26:03
Güncelleme :30 Mayıs 2009 Cumartesi 17:50:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?